Son Konu

Reşat Nurİ Güntekin Çalikuşu Edebi Kişiliği Özeti incelemesi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Reşat Nurİ Güntekin Çalikuşu Edebi roman Özeti
reşat nuri güntekin yazınsal kişiliği hakkında data,
reşat nuri güntekin yazınsal kişiliği ve eserleri

Reşat Nurİ Güntekin Çalikuşu Yazınsal Kişiliği Özeti incelemesi

Yazarın Yazınsal Kişiliği Ve Eserleri:
Reşat Nuri Güntekin iyi bir roman, öykü ve tiyatro yazarıdır Yüze yakın eseri vardır, eserlerinde sade ve akıcı bir dil kullanmıştır Anadolu ’yu gezmiş ve halkın geleceğiyle ilgili yardımsever mesajlar vermiştir
Bazı Eserleri:
Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Yaprak Dökümü, Kan Davası, Merhamet Etmek,Kızılcık Dalları, Anadolu Notları
Bazı Tiyatro Eserleri:
Hançer, Çalıkuşu, Yaprak Dökümü, Balıkesir Muhasebecisi, Hülleci, Bir Köy Öğretmeni, Eski Şarkı
Bazı Tercümeleri:
Hz Muhammed ’in Hayatı, Kahramanlar, Don Kişot, Tanıdık Olmayan, Atlı Adam, Gerçeklik, İtiraflar, Evham

2 BIRIM

Yer: Öykü bilhassa İstanbul, Tekirdağ, İzmir ve ismi verilmeyen birkaç Anadolu köyünde geçiyor
Zaman: Romanda tarihten bahsedilmemiş
Romanın dili ve anlatım özellikleri: Roman çoğunlukla sade ve anlaşılması mümkün bir dille kaleme gücenmiş Romanda eski Türkçe ’den de kelimeler kullanılmış ama bu yinede romanın sadeliğini büyük ölçüde etkilemiyor Romanın ilk kısımları Feride ’nin tuttuğu günlükten oluşuyor Buda romana hem ayrı bir hava veriyor, keza de jurnal yazısının kendisine has olan samimiyet, açık sözlülük, realizm, dilin sadeliği hususlarını romanı has kılıyor Romanda hem doğa güzelliklerinin yapıldığı betimlemelere de yer verilmiştir Roman Mehmet Rauf ’un “Eylül romanındaki kahramanlarının yoğun psikolojik değerlendirmesi dek olmasa da Feride ’nin ruhsal durumundan da laf ediliyor
Feride ’nin öğretmenliği nedeniyle oradan oraya gitmesi, bu vesile ile çoğu yeri gezip görmesi ve gezdiği yerlerden laf etmesi sebebiyle yolculuk yazıları ve macera türündeki yazılarla yakın özelliklerle talep etmektedir
Şahısların Ruhi ve Bedensel Portresi: Hikayenin esas kahramanları şunlardır:
Feride: Ela gözlü, çok kişinin hayran olduğu güzellikte, afacan bir genç kız
Kâmuran: Sarışın kıvırcık saçlı, mavi gözlü, nazik ve nazik bir genç
Hekim Hayrullah: Mavi gözlü, sevimli bir çehreye sahip, iriyapılı, insancıl yaşlı bir askeri doktor
Munise: Sarışın, sütbeyaz tenli bir köy çocuğu
Müjgan: Feride ve Kamran ’ın çok yakın dostu ve bununla beraber teyze kızı
ÖZET:
400 sayfalık bu kitabın birincil 350 sayfasına Feride ’nin Anadolu ’daki maceraları sırasında yazdığı günlüğü koyulmuş, önce bu günlükte geçenlerden bahsedelim:

Feride ’nin babası Nizamettin adında bir süvari sınıfı binbaşısı imiş, annesiyle evlendiğinde Diyarbakır ’a göndermişler, Diyarbakır ’dan Musul ’a oradan Bağdat ’a oradan Karbela ’ya geçmiş sürekli yer değiştirir, bir gittiği yerde iki sene üst üste kalmazmış Feride iki buçuk yaşlarında iken Musul ’dalarmış yaz çok sert geçtiğinden babası annesi ve Feride ’yi Musul ’da bir köye göndermiş Feride ’nin annesi Güzide adında hasta bir kadınmış öyle hastaymış ancak Feride ’yle ilgilenemiyormuş bile, bu yüzden Feride ’yi bebeğini kaybetmiş, Fatma adında bir Arap kadına vermişler Feride dört yaşına kadar dadısının yanında kalmış, dört yaşındayken Fatma dadısı evlenip gidince fazla ağlamış, onun acısını babasının sakat bir süvari neferi unutturmuş Feride ’ye o bakmış Babası, annesinin ölmeden önce ailesini görmesini istiyormuş bu yüzden İstanbul ’a yola çıkmışlar lakin İstanbul ’a yetişemeden Beyrut ’ta Feride ’nin annesi ölüm etmiş Babası Feride ’nin İstanbul ’daki teyzesinden ve büyükannesinden çekindiği için kendi İstanbul ’a gitmemiş ve Feride ’yi nefer Hüseyin ile İstanbul ’a yollamış Feride dokuz yaşında büyükannesini kaybedinceye dek büyükannesiyle kalmış Büyükannesi vefat ettiğinde babası da tesadüfen İstanbul ’daymış, babasını bu sefer Trablus ’tan Arnavutluk ’a kaldırmışlar babası Feride'nin İstanbul ’daki teyzesinden çekindiği için onu bir Fransız yatılı okulu olan Sör Mektebi ’ne göndermiş Feride bu okulda on yıl aydınlatılmış

Feride çok haylaz bir çocukmuş okulun bahçesinde bir kuru ağaç varmış dikkat ve tedbirlere aldırmadan her teneffüste o ağaca tırmanır, daldan dala atlarmış bunu görebilen bir öğretmen bir gün “Bu kız insan değil, Çalıkuşu diye bağırmış o günden sonradan ismi unutulmuş ve cümbür cemaat onu Çalıkuşu olarak çağırmış bu yalnızca okulda kalmamış, akrabalar arasına da yayılmış Feride mektep yıllarında babasını kaybetmiş

Yaz tatillerini Besime teyzesinin Kozyatağı ’ndaki köşkünde geçirirmiş Besime teyzesinin iki çocuğu varmış büyük olanının adı Kâmran onun minik kız kardeşi ise Necmiye imiş Çalıkuşu akraba çocuklarıyla o kadar geçinemezmiş hepsini yıldırırmış lakin Kâmran ’a karşı her zaman bir çekimserlik duymuş, hep ona musibet yerine getirmek istemiş gizli gizli ayağına taş atar, gözüne kum serpermiş ve bunun gibi çoğu yaramazlık yapmış Kâmran ’a karşı, ama Kâmran hiç çok pozitif sinirlenip kızmamış

Bir yaz tatilinde ağaca tırmanma illeti yüzünden başına bir meslek gelmiş; o yaz köşke Neriman adında yirmibeşlik bir dul gelmiş amacı Kâmran ’ı etkilemek ve elde etmekmiş, bir akşam Çalıkuşu kiraz yemek için ağaca çıktığında Neriman ve Kâmran ’ı bahçede öpüşürken görmüş ve dayanamayarak gülmüş, Neriman kaçmış ve Kâmran Feride ile konuşmuş, Feride bundan kimseye bahsetmeyeceğine laf vermiş

Okulda kızlar yaz tatilinde yaşadıkları aşkları ve erkek arkadaşlarını birbirlerine anlatırlarmış, Feride ’nin Mişel adında aşk düşkünü bir arkadaşı varmış bir mektep gezisi dönüşünde yolda Çalıkuşu kendini aşk yaşayamayacak kadar saf ve aptal olarak düşünmemeleri için Mişel ’e bir aşk hikayesi uydurmuş, yazın gördüğü Kâmran ile Neriman arasındaki oynaşmada Neriman ’ın yerine kendini koymuş ve bu yalan hikayeyi Mişel ’e inandırmış O günden daha sonra kızların Çalıkuşu hakkındaki düşünceleri değişmiş, Kâmran ’ın sık sık mektebe uğrayıp, yazın ağaçta gördüklerini kimseye anlatmaması için hediyeler ve Feride ’nin fazla sevdiği fondan şekerlerinden getirmesi de okuldaki kızlara, Feride ’nin bu hikayesinin yalan olmadığına dair bir kanıt olarak görünüyormuş

Öteki yaz Feride Tekirdağ ’daki teyzesine gitmiş Teyzesinin kızı ve kendinden birkaç yaş büyük olan Müjgan ile mükemmel arkadaş ve sırdaş olmuşlar Çalıkuşu Kâmran ile kurduğu aşk hikayesini Müjgan ablasına da anlatmış ve Müjgan ablası onun gerçekten Kâmran ’a kötü halde vurulmuş olduğunu söylemiş ve emrindeki Çalıkuşu bunu reddetmiş Birkaç hafta sonra özlediğini ederek Kâmran da Tekirdağ ’a teyzesi gile gelmiş Bir gün Müjgan ile deniz kıyısında otururken Kâmran yanlarına gelmiş Feride onu görür görmez uzaklaşmış, Müjgan ’la Kâmran konuşmaya başlamışlar Müjgan Feride ’nin yalan hikayesini Kâmran ’a anlatmış, Feride bir şeyler hissetmiş oradan kaçmaya başlamış lakin Müjgan ile Kâmran sürekli onu peşine düşüp takip ediyor ve peşinden geliyormuş, köşke dek kovalamaca devam etmiş Köşke geldiklerinde arka bahçedeki salıncakta Feride tüm komşu çocuklarını sallamış, hepsi bitince Kamran da kendisini sallamasını istemiş Feride bocalama etmiş lakin kabul etmiş sallanırken ip kopmuş ve yere düşmüşler Ayağa kalktıklarında Kâmran herşeyi öğrendiğini söylemiş ve Feride ’ye evlenme teklif etmiş Kâmran ile nişanlanmışlar Feride ’nin sonra öğrendiğine kadar Kâmran ’ın çoğu kez okula uğrayıp hediye getirmesi ve hatta yazın Tekirdağ ’a gelmesinin nedeni Feride ’yi sevmesiymiş Diğer yaz Kâmran ’ın İspanya ’daki amcası Kâmran ’ı yanına sefaret katibi olarak çağırıyor, Feride ile bunu konuşuyorlar ve alınan kararla Kâmran Avrupa ’ya gidiyor Dört yıl sonra Kâmran'ın dönmesi, Feride ’nin de mezun olması ve evlenmeleri planlanıyor

Dört sene sonra Kâmran dönüyor ve düğünlerinden bir gün önce bir çarşaflı kadın köşke geliyor ve Feride Bayan ile görüşmek istiyor Konuşuyorlar ve Feride Kâmran ’ın Avrupa ’da tanıştığı, Münevver adında bir sevgilisinin olduğunu öğreniyor ve kanıt olarak da Kâmran ’ın yazdığı bir mektubu okuyor bu mektubun bir bölümünde Kâmran “sarı çiçeğim diye hitap ediyor O gece Feride teyzesine bir mektup, Kâmran ’a da şu notu yazarak kaçıyor:
“Kâmran Beyefendi “Sarı Çiçek romanını baştanbaşa öğrendik bir daha ölünceye kadar birbirimizi görmek yok Senden nefret ediyorum

Feride ’nin Anadolu macerası bundan sonradan başlıyor Maarif Nezareti ’ne gitmeden önce Gülmisal Kalfa adındaki eski bir kalfalarına gidiyor ve geceyi orada geçiriyor Gülmisal Kalfa Feride ’ye azıcık para veriyor Feride ertesi gün Maarif Nezareti ’ne gidiyor çok uğraştıktan sonradan B diye bir yerde coğrafya ve resim öğretmenliğini buluyor

Gönderildiği yerde bir otelde kalıyor ve Hacı Kalfa adında ihtiyar, iki çocuk babası bir otel hademesiyle dost oluyor Ertesi gün ödev olduğu okulda zaten Huriye adında bir coğrafya ve resim öğretmeninin olduğunu öğreniyor Fazla olaylar yaşıyor, İstanbul ’a durumu bildiriyorlar, aylar sonradan İstanbul ’dan Feride Hanımın kalmasını ve öteki öğretmenin gitmesini belirten bir yazı geliyor fakat tersini isteyen maarif müdürü Feride ’ye yazıdan bahsetmiyor ve onu kandırarak istifa ettirip fazla güzel diye övdüğü Zeyniler adında bir köye gönderiyor Feride gerçeği öğrendiğinde meslek işten geçmiş oluyor

Feride ’nin gittiği köy çok kötü bir yermiş, bir mezarın yanındaymış ve halk ölümle iç içe yaşıyorlarmış, cümbür cemaat neşesiz ve çocukların oynadığı oyunlar, söyledikleri şarkılar bile tabutlar, cesetler ve ölümle ilgiliymiş Mektep önceden bir ahırmış ve 11 yaşından büyük erkek çocuklarını erkekten sayıp başka bir köye gönderiyorlarmış çünkü inanca tarafından erkek ile kız birlikte okuyamazmış Feride bu köyde insanlara yardım ediyor onları hayata kazandırmak istiyor ve uğraş gösteriyor Ilk günden beri Munise adında sütbeyaz tenli sarışın, üvey annesi olan ve gerçek annesi bir jandarma ile kaçtığı için kötü bayan olarak bilinen ve bu yüzden dışlanan bir öğrencisini çok seviyor Bu kız aralıksız hırpalanıyor ve dayak yiyor Bir gün Munise babasından dövülmek üzereyken evden kaçıyor ve iki gün kayıp oluyor Cümbür Cemaat öldüğünü düşünürken Munise Feride ’nin evine sığınıyor bir gece kalıyor ve çok üzülen Feride bu kızı evlat ediniyor Bir gece köyde Jandarma ile haydut aralarında çatışma oluyor zarar görmüş bir Jandarma köyün konuk odasına getiriliyor Hayrullah adında bir askeri hekim Feride ’yi çağırıyor, hastaya bakmasını istiyor Feride bu doktora çok ısınıyor, arkadaş gibi oluyorlar Bir zaman daha sonra Köye bir maarif müdürü geliyor ve okulu kapatıyor

Feride Munise ’yi ve hediye aldıkları bir keçi yavrusunu da alarak B ’ye geri dönüyor Hacı Kalfa ’nın yardımıyla güzel bir ev tutuyorlar B ’de maarif müdürü yine Feride ile ilgilenmiyor ve çok ızdırap çekiyor, uğraşıyor ve maarif müdürü hiç anlamsız yerinin olmadığını, sadece Çadırlı diye bir köyde yer olduğunu söylüyor bu arada maarif müdürü Fransa ’dan gelen bir yazan konuğunu beklediği için derhal konuyu geçiştiriyor ve Feride ’nin kabul ettiğini duymadan konuğu geliyor Yazarın karısı raslantı Feride ’nin okuldan arkadaşı çıkıyor, onunla ve kocasıyla konuşurken maarif müdürü Feride ’nin Fransızca öğrendiğini anlayıp onu B ’de bir okula Fransızca öğretmeni olarak atıyor Feride çok hoş olduğundan başından çok olay geçiyor Feride ’ye burada “İpekböceği ismi takılıyor, güzelliği fazla delikanlının diline düşüyor, hakkında fazla rivayet yapılıyor ve okulun müdiresi dayanamayıp Feride ’nin gitmesini istiyor Feride buradan Ç diye bir ilçeye tahsis ediliyor, gitmeden önce kendisine aşık olan müzik öğretmeni Yusuf Beyin ölmek üzere olduğunu ve son isteğinin Feride ’yi görmek olduğunu öğreniyor ve son nefesinde Yusuf ’a org çalıyor Bu Arada Zeyniler ’den aldıkları keçiyi Hacı Kalfa ’ya vazgeçmek zorunda kalıyorlar ve Munise üzülmesin diye, Feride altı tane kuş satın alıyor

Ç ’de de Feride ’nin güzelliği başına bela oluyor ona “Gülbeşeker ismini takıyorlar, tüm delikanlılar ondan bahsediyor, soylu bir aileden gelen binbaşı İhsan ’dan evlenme teklifi alıyor ve reddediyor daha sonra Burhanettin diye biri Feride ’ye kapan hazırlayıp onu elde etmeye çalışıyor Feride davet edildiği bağda bayılıyor ve gelen doktor onu her yerde Ç ’ye götürüyor Feride kendini fena hissediyor ve Ç ’yi terk ediyor Feride buradan İzmir ’e gidiyor Feride burada Reşit Bey diye birinin köşkünde bu adamın 2 kızına özel Fransızca dersi veriyor Kısmet eseri bu kızların teyzesi, Kamran ’ın karısı Münevver çıkıyor Kız Kâmran ’ın bir resmini gösterip onu nikah gecesi terk eden şımarık nankör kızdan bahsediyor (bu kız Feride ve onu böyle bir insan sanıyorlar) Feride hiçbir tepki vermiyor, gerçeği de söylemiyor ve buradan ayrılmayı kafasına takıyor Birkaç gün daha sonra evdeki bir hizmetçi Feride ’ye karşı Reşit Bey ’i övüyor ve “seninle görücüye çıksak ne hoş olur cinsinden birkaç hileli laf ile Feride ’yi Reşit Bey ’e istediğini izah ediyor Zaten gitmeye niyetli olan Çalıkuşu ben nişanlıyım ve yakında buradan ayrılıyorum diyor ve yine aynı Maarif Müdürlüğü eziyetini çekerek yeni bir yere tahsis edilmek istiyor Çalıkuşu ’na Kuşadası ’nda hoca arandığı söyleniyor ve kuş sözünü duyduğu an Çalıkuşu “Burası benim memleketim diye kabul ediyor
Kuşadası ’ndayken bir harp çıkıyor ve Feride ’nin çalıştığı okulu hastane olarak kullanıyorlar Çalıkuşu okulda kalan kitaplarını elde etmek için gittiğinde başhekim ile tanışıyor Bu başhekim Zeyniler köyünde kendisine hasta bakıcılığı yaptıran Doktor Hayrullah

Hekim Hayrullah ile birbirlerine sarılıyorlar, daha önce bir kere gördükleri halde birbirlerini kırk takvim dost gibi görüyorlar Hekim Hayrullah Feride ’den burada da hastabakıcılığı yapıp kendine yardım etmesini istiyor Okullar beş ay daha sonra baştan açılıyor ve dönem sonu olduğundan kısa sürede her yerde kapanıyor Çalıkuşu burada Munise ’yi kaybediyor ve şok geçirerek on yedi gün baygın yatıyor Uyandığında Munise ’nin mezarını ziyaret ediyor ve Hekim Hayrullah dinlenmesi ve kendine gelmesi için Feride ’yi kendi çiftliğine götürüyor Feride uzun zaman burada kalıyor ve haklarında sevgili oldukları, daima beraber gezdikleri, buda yetmeyip okuldan uzaklaşarak çiftliğe gittiklerini ve orada aşk yaşadıkları dedikoduları çıkıyor Bunun üstüne fena dedikodular yapılmaması, sözde bir nikah olması için Hekim Hayrullah ile evleniyorlar, Hayrullah düğün hediyesi olarak çiftliği bir anaokulu haline getiriyor ve Feride burada 20 öğrencisine bakıyorFeride jurnal defterinin son sayfalarına nikah gecesini yazıyor ve son sözcük olarak şunları yazıyor:

“Kamran biz, asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz Ben, başlıca bugün dul kalıyorum Tüm olan, geçen şeylere karşın sen yeniden bir tutam benimdin; ben tüm ruhumla senin

Buradan itibaren kitapta Feride ’nin günlüğünün yer aldığı bölüm bitiyor Şimdi geriye kalan 50 sayfadan anladıklarımı anlatacağım:

Kâmran karısını kaybettikten daha sonra oğlunu alıp Tekirdağ ’a gidiyor Bir hafta sonradan ise Feride Tekirdağ ’a geliyor Birbirlerine aleyhinde bazen soğuk, bazen romantik, ara sıra ağabeykardeş gibi davranıyorlar Feride herkesi özlediğini ve bunun için geri döndüğünü söylüyor Feride eski neşesini buluyor ve herkesi yeniden güldürüyor, ara sıra kocasından ve kaybettiği kızından bahsediyor, Kâmran bunları duyunca kendini fazla kötü hissediyor Kâmran ’ın oğlu Necdet Feride ’yi fazla seviyor, hiç yanından ayrılmıyor ve ona hala değil anne diyor, bu da Kâmran ve Feride ’yi çok üzüyor Feride Kuşadası ’na geri dönmeden önce Müjgan ’a gerçeği anlatıyor Feride Tekirdağ ’a dönemden 3 ay önce kocasını kaybediyor ve kocası Feride ’nin bitmiş dönüp ailesiyle barışmasını ve özellikle Kâmran ’ı görmesini, eğer devam edemeyeceğini hissederse geri dönmesini vasiyet ettiğini ve Feride ’nin onun vasiyetini yapmak için geri döndüğünü söylüyor Kocasından Kâmran ’a mühürlü bir paketin geldiğini ve bunu ertesi gün Feride gittiğinde Müjgan ’ın Kâmran ’a vermesini istiyor lakin Müjgan paketi o gece Kâmran ’a veriyor

Bu pakette Hayrullah ’tan Kâmran ’a yazılı bir mektup ve Feride ’nin Anadolu macerası baştan başa yazdığı jurnal çıkıyor Kâmran ve Müjgan bunları birlikte okuyorlar Mektupta Hayrullah Kâmran ’dan Feride ’ye sahip çıkmasını ve Feride ’nin eşyaları arasında bulduğu ve kaybolduğuna Feride ’yi inandırdığı bu günlüğü okumasını istiyor Kâmran ve Müjgan günlüğü okuyorlar ve herşeyi öğreniyorlar

Ertesi gün Feride kendisini almaya gelecek vapuru beklerken bahçedekilerle vedalaşıyor Bir vakit daha sonra Kâmran ve babası Aziz Bey geliyorlar Aziz bey Feride ’ye Müjgan ’ın defterini Kâmran ’a okuttuğunu, her şeyi öğrendiklerini, derhal kadıya gidip defterini gösterdiklerini ve geniş kafalı kadının anında nikahı kıydığını, bundan böyle kocasının Kâmran olduğunu söylüyor Böylece evleniyorlar ve senelerdir süren hasret sona eriyor


3 BÖLÜM

Eleştiri: Romanda hikaye fazla güzel biçimde anlatılmış, kitabın başına koyulan günlük, kitaba öbür bir hava kazandırmış ve hikaye de doğrusu çok güzel, manalı ve öğüt verici Bir tek sorun var o da şu: Kitabın bir takım yerlerinde ağır ve eski bir Türkçe kullanılmış fakat bu benim okuduğum kitabın 1982 yılının baskısı olmasından kaynaklanıyor olabilir Bu romanın yeni baskıları hakkında yorum yapamam Her şeye rağmen bu romanı fazla sevdim ve herkese nasihat ediyorum

Bana romanın bitimi:
Romanın netice kısmında birbirini seven iki insanın sonunda birleşmesi olayı hoş olsa da, Feride ’nin Kâmran ’ı affetmemesi gerekirdi Çünkü Kâmran Feride için bir çaba sarf etmemiştir Ayrıldıkları düğün gecesinden romanın son bölümünde kavuşmalarına dek onu aramamış, ilişkilerini düzeltmek için bir uğraş göstermemiştir Ben Feride ’ye böyle bir insanı affettirmez ve baştan Hayrullah Bey ’in yanında dönmesini sağlardım Çünkü sevgi emek ister

Romandan Çıkarılan Netice:
Hayatında çok yer gezmiş ve görmüş bir genç kızın hayat hikayesi söz konusudur Şöyle bir sonuca varılabilir Hayatı tekdüze biçiminde geçen insanların yaşam tecrübeleri ve yaşadığı olaylarda hayatın tekdüzeliğiyle paralellik arzeder Hayat Feride ’yi kuru yaprak misali oradan oraya gezdirirken, ona çoğu insanı tanınma fırsatını vermiş, tek başına kendi ayakları üzerinde durmasını da öğretmiştir


Yazarın Hayatı:
Reşat Nuri Güntekin (18891956)

Reşat Nuri Güntekin İstanbul ’da doğmuştur çok iyi bir roman, öykü ve tiyatro yazarıdır Hayatı boyunca görevi gereği Anadolu ’nun öbür yerlerini gezmiştir Yaptığı gezilerde tahlil yapmış, notlar almış, halkı ve halkın sorunlarını dinlemiş ve yazarlık yeteneğini geliştirmiştir Ilk kitabı olan Çalıkuşu 1922 yılında yayınlanmıştır *
 
Üst Alt