Son Konu

Turkiye'de Anayasa Girişimleri ve Anayasal Hareketler

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
turkiyedeki anayasal hareketler
Yurdumuzdaki Anayasal hareketler


Osmanlı İmparatorluğu Donemi Anayasa Hareketleri
Osmanlı devletinin yonetim sistemine baktığımızda mutlak monarşi olduğunu goruruz bu sistemde ise padişahın yetkilerini sınırlandıra bilecek mekanizmalar yoktur Padişah tum gorev v yetkileri kullanma ve paylaşma yetkisine sahipti mutlakıyetci bir yapının anayasal surece adım atması, bu acılardan ancak 19 yuzyılda mumkun olabilmiştir1
Osmanlı devletinde anayasal gelişim sureci Batı ’daki gibi halkın isteği ile mucadeleler sonuncunda ortaya cıkmamıştır Tam tersi halkın isteği alınmadan tepeden inme şeklinde hem devlet icerisinde ki aydınların batılılaşma fikrini yayma cabaları hem de imparatorluk icindeki Hıristiyan kesimin Avrupa devlerinin ilgi odağı haline gelmesi bir takım duzenlemelerin yapılmasını zorunlu hale getirmiştir
1808 yılında, Padişah ile Ayan temsilcileri arasında imzalanan ve siyasal bir anlaşma niteliği taşıyan senedi ittifak ’ın anayasal hareketler acısından buyuk bir onemi vardır Bu belgede padişah ilk defa egemenlik hakkını paylaşmış ve ayanların siyasal gucunu kabul etmiştir Boylece mutlak iktidar ilk defa sınırlandırılmıştır Yani, padişah artık eskiden olduğu gibi, dilediği şekilde hareket hakkına sahip değildir
1808 yılında imzalanan senedi ittifak merkezi hukumetin ne kadar zayıfladığını ortaya cıkaran bir belge olarak buyuk onem taşır ve Turk anayasacılık hareketinin ilk basamağıdır
Yine anayasa hareketleri acısından Osmanlı doneminin ikinci onemli belgesi 1839 tarihli Tanzimat fermanı veya diğer adıyla Gulhane Hattı Humayunu ’dur Gulhane ’de yabancı devlet temsilcileri onunde okunan bu fermanla Osmanlı vatandaşlarına can ve mal guvenliği konusunda guvenceler verilmiş; askerlik ve vergi konularının daha adil bir şekilde duzenlenmesi on gorulmuştur Senedi ittifak ’ın padişahla ayanlar arasında imzalanan iki taraflı bir anlaşma olmasına karşılık Tanzimat fermanı, padişahın tek taraflı iradesi ile halkına tanığı hakları iceren bir belgedir Bu acıdan Tanzimat fermanı hukuk devletine gecisin ilk basamağıdır Ancak bir anayasa niteliği taşımaz
Bu fermanın tek olumlu yonu ise ulkemizi meşrutiyet devrinin anayasasına ve bazı siyasi, hukuki ve kulturel muesseslerine goturen bir kopru olmasıdır
1856 yılında batılı devletlerin baskısı altında ilan edilen ıslahat fermanı ile Tanzimat fermanında vaat edilen haklar doğrulanmış; Musluman ve Hıristiyan uyruklar arasındaki hak, askerlik, kamu hizmetlerine girme ve vergi toplama hususlarını tekrar duzenlemiş ve Hıristiyan halkın haklarını genişletmiştir Tanzimat ve Islahat fermanı ile gelen bu gelişmeler Osmanlı devleti icinde bir anayasacılık akımı doğurmuştur Genc Osmanlılar adı verilen bu grup Osmanlı imparatorluğunun cokuntuden kurtula bilmesi icin, meşruti bir monarşiye gecilmesini, yani padişahın yetkilerinin kurulacak bir meclisle sınırlandırılmasını gerekli goruyordu Bu akımın etkisi ile, 1876 yılında ilk Osmanlı anayasası (Kanuni Esasi) ilan edilmiştir
Kanuni Esasi ile yasama yetkisi, Meclisi Umumi adı verilen Heyeti Ayan ile Heyeti Mebusan adlarında iki meclisten oluşan bir organa verilmiştir Yani 1961 anayasasında olduğu gibi iki meclis sistemi kabul edilmiştir
Heyeti Ayan adını taşıyan meclisin butun uyeleri padişah tarafından atanıyordu Heyeti Mebusan uyeleri ise, halk tarafından iki dereceli secimle seciliyordu Anayasa parlamentonun yetkilerini dar tutmuştur Orneğin bir parlamento uyesinin kanun teklif edebilmesi icin, once padişahtan izin alması gerekmektedir Her iki meclis tarafından kabul edilen tasarılar, padişahın onayı olmadan yururluğe girememektedir Hukumetin Heyeti Mebusan ’a karşı sorumluluğu anayasada acıkca belirtilmemiştir Ayrıca padişah istediği zaman Heyeti Mebusan ’ı feshedebilmektedir Nitekim ikinci Abdulhamit anayasanın bu niteliğinden yararlanarak 1878 yılında Mebusan meclisini dağıtmış ve ulkeyi tekrar mutlakıyetle yonetmeye başlamıştır
Bu anayasada padişaha cok onemli bir yetkide 113 madde ile tanınmıştır Bu maddeye gore padişah, hukumetin guveliğini tehdit ettikleri anlaşılın kişileri ulkenin cok uzak yerlerine surgune gonderme hakkına sahiptir Nitekim padişah bu yetkisine dayanarak bir cok kişiyi surgune gondermiştir
1876 Anayasası 1903 ve 1914 tarihlerinde iki kez değişikliğe uğramıştır 1909 değişikliğinde meclisin feshi ile ilgili 35 madde değiştirilerek meclisin ağırlığı artırılmış ve feshi zorlaştırılmıştır Bunu yanı sıra padişaha vatandaşları surgun etme yetkisi veren 113 maddede yururlukten kaldırılmıştır Ayrıca kanun teklifinde bulunabilmek icin padişahtan izin alma zorunluluğu da kaldırılmıştır Boylece yapılan bu değişikliklerle padişahın yetkileri sınırlandırılmış ve parlamenter rejime geciş icin onemli bir adım atılmıştır

Ulusal Kurtuluş Mucadelesi Donemi ve 1921 Anayasası
Yapılan tum değişikliklere ve meşruti bir anayasal surece girildiği halde, Balkan savaşları ve Birinci Dunya Savaşı Osmanlı Devleti'nin cokuş surecini hızlandırmış ve anayasanın uygulanmasını engellemiştir Birinci Dunya Savaşının ardından, Mondros mutarekesi ile toprakların işgal edilmesi, ulkede bir birine zıt iki goruşun doğmasına yol acmıştır İstanbul hukumeti, işgalci devletlerin bir memuru gibi calışmakta ve herhangi bir direnişi goze almamaktaydı Buna karşılık Mudafaai Hukuk taraftarları ulusal kurtuluş mucadelecisini başlatmışlardır Ancak bu hareketin karşısındaki en buyuk guc işgalci devletlerle işbirliği yapan İstanbul hukumetidir
Ataturk ’un Samsun ’a cıktığı 19 Mayıs 1919 tarihi ulusal egemenliğe geciş cabasının ilk basamağıdır 23 Temmuz 1919 tarihinde Erzurum ve 4 Eylul 1919 tarihinde Sivas kongreleri bu cabayı destekleyen calışmalardır Yapılan tum bu direniş hareketlerine engel olamayan İstanbul hukumeti Mebusan meclisi secimlerinin yapılmasına izin vermek zorunda kaldı
Mudafaai Hukuk taraftarlarının ustunluğu ve kazandığı secimle sonucunda, calışamaz duruma gelen meclis 28 Ocak 1920 tarihinde Misakı Milli ’yi kabul ederek dağılmıştır Mustafa Kemal bunun uzerine tum illere bir genelge gondererek, Ankara ’da toplanacak olan “Olağan ustu yetkileri haiz bir meclis icin secimlerin 15 gun icerisinde yapılmasını istemiştir Boylece, 23 Nisan 1920 tarihinde Turkiye Buyuk Millet Meclisi acıldı Bu meclis, hızlı karar alabilmek ve kararı uygulayabilmek icin ilk iş olarak yurutme fonksiyonunu oluşturdu Yurutme organını oluşturan icra vekilleri (bakanlar), meclis uyelerinden ve yine meclis tarafından seciliyordu Bir devlet başkanlığı makamının yaratılması da, siyasal nedenlerle uygun gorulmemişti Osmanlı Turk anayasacılık tarihinde ilk kez, meclis hem yasama hem de yurutme yetkisini tek başına ele gecirmiştir
Turkiye Buyuk Millet Meclisi Hukumetinin dayandığı ilkeler 20 Ocak 1921 Tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu ile daha da acılığa kavuşturuldu Kuruluş savaşı icindeki kuruluş yıllarının devlet yapısını belirleyen 1921 anayasası cok kısa bir belgedir 23+1 ek madde olmak uzere 24 maddeden oluşur Anayasaların geleneksel bolumlerinden yalnızca birini, devletin temel kuruluşunu gosterir Hak ve ozgurlukler bolumu, on sozu, değiştirilme yontemini gosteren hukumleri yoktur Yani bu anayasa acil gereksinimleri karşılamak icin gecici olarak hazırlanmış bir belge gibidir
1921 Anayasası, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Yonetim bicimi halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etme esasına dayalıdır diye birinci maddesi ile Turkiye ’de Cumhuriyeti yalnız fiilen değil hukukende kurmuştur Şuphesiz 1921 anayasasının getirmiş olduğu en onemli yenilik “Milli Egemenlik ilkesidir Bu maddeye 1923 tarihinde eklenen “Turkiye devletinin Hukumet bicimi cumhuriyettir cumlesi adın resmen konmasından oluşmaktadır 1 Turkiye Buyuk Millet Meclisi, 1921 Anayasasının 1 maddesiyle Cumhuriyet esasını tanımlamış ve kabul etmiş bulunuyordu
1921 Anayasası gucler ayrılığı ilkesini değil, gucler birliğini kabul etmiş ve meclis hukumeti sistemini benimsemiştir Meclis hukumet sistemi yasama ve yurutme yetkilerinin yasama organında birleşmesiyle oluşan kuvvetler birliği sistemidir Bu yonetim biciminde yasama ve yurutme yetkisi Turkiye Buyuk Millet Meclisi ’nde toplanmıştır Bir devlet başkanlığı kurumu oluşturulmamıştır Bakanlar Turkiye Buyuk Millet Meclisi tarafından secilmekte ve istenildiği zaman yine Turkiye Buyuk Millet Meclisi tarafından değiştirilebilmektedir Bakanlar kurulu, Turkiye Buyuk Millet Meclisi ’ne karşı herhan gibi bir hukuki yaptırım imkanına sahip değildir 1921 anayasası şekli ve iceriği ile o zaman ki olağan ustu ve acele ihtiyacları karşılayacak sınırlı fakat gerekli hukumler iceriyordu 1921 anayasası siyasi iktidarın icrasında sultana onemli bir yetki vermiş olan 1876 meşruti monarşisini şeklen yok etmeye cesaret edememiştir Hatta son maddesi ile, 5 Eylul 1920 Nisabı Muzakereye kanunun kabul ettiği, meclisin amacı “ Saltanat ve Hilafeti kurtarmaktır diyerek bu makamın sahibi olarak milleti ilan etmekle monarşi ve saltanı ortadan kaldırmıştır Ancak saltanat ve hilafet kurumlarına karşı mevcut olan geleneksel bağlılık ihtimalini goz onunde tutarak, ne devlet reisine ne de kabineye ayrı bir yer vermek olan Turkiye Buyuk Millet Meclisi Başkanının aynı zamanda bakanlar kurulunca reislik etmesi esasını benimsemiştir
1921 Anayasasının gercek kimliğini ortaya koyan olay Lozan Konferansı ’na İstanbul hukumet ininde cağrılması uzerine cıkarılan 30 Ekim 1922 tarih ve 307308 sayılı meclis kararları olmuştur Bunlara gore, 1921 Anayasası, egemenliği padişahtan alıp Osmanlı imparatorluğu ’nun gercek sahibi ve kurucusu olan millete vermiştir O halde 1921 Anayasası ile Osmanlı imparatorluğu tarihe karışmış, yerine yeni ve Milli Turkiye Devleti gelmiştir
Bir geciş doneminin temel ihtiyacları icin hazırlanan bu anayasa, cumhuriyet anayasacılığı acısından “kalıcı izler bırakmış, bunların başında devlet konusundaki devrimci değişim olan Turkiye devleti yani yeni bir devlet, yeni egemenlik anlayışı, kuvvetler birliği ve meclis hukumeti bu anayasanın kendisine ozgu bir yeniliği olan “yerel yonetimler ve ozerklikler gibi hususlar gelmiştir Anayasanın Turkiye Devleti ’nden soz etmesi, aynı topraklarda yeni bir devletin kurulduğunu ilan etmektedir Turk Devleti ’nden değil de, Turkiye Devleti ’nden sozu edilmesi etnik kokeni, dili, kulturu ne olursa olsun, Misakı Milli sınırları icinde yaşayan insanların siyasal birleşmesini ifade etmektedir
13 maddesini “yerinden yonetim yerel yonetime (madde 11 madde 23) ayıran bu anayasa, teorik olarak Geleneksel Merkeziyetci sistemden ayrılmakla birlikte, ulusal iradenin tek temsilcisi olarak meclisi goren Mustafa Kemal, ağırlığını Merkeziyetcilikten yana koymuş, anayasanın vilayet ve nahiye şuraları gibi organları oluşturulmamıştır
1921 Anayasası, 3 yıl 3 ay gibi kısa omurlu olmuş ancak bu kısa zaman suresince kurtuluş savaşı başarıya ulaşmış, Saltanat ve Hilafet kaldırılmış ve Cumhuriyet ilan edilmiştir
Bu anayasada en onemli değişiklik, 29 Ekim 1923 tarihli ve 364 sayılı yasa ile gercekleştirilerek, Cumhuriyet ilan edilmiş ve boylece fiilen var olan cumhuriyetin adı konmuştur Bu değişiklik 1921 ’in meclis hukumeti sisteminden 1924 Anayasasına gecişi sağlamıştır “ Cumhuriyet, Ulusal Egemenlik ve Turkiye Buyuk Millet Meclisinin Ustun yeri gibi esaslar 1921 kurtuluş anayasacılığına gecen miraslardır 1961 ve 1982 Anayasalarının fesih deyiminden kacınıp “secimlerin yenilenmesi deyiminin kullanmaları ve memleketimizdeki askeri mudahalelerin de kalıcı olmak niyetini gudememeleri de, bu guclu mirasın bir sonucudur
1921 Anayasası modeli olan “Meclis Hukumeti olağan ustu koşullardan doğan gecici bir secenek ve Mustafa Kemal icinde bir ara rejimi idi Nitekim 1923 değişikliğiyle Yurutme ayrı bir organ olarak oluşturulmuş, 1924 Anayasası da bu yolu izlemiştir
Sonuc olarak 1921 Anayasası olağan ustu şartlarda oluşturulmuş bir anayasaydı Bu nedenle ayrıntılı hukumlere yer verilmemiştir 1921 Anayasası yerini 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilen 1924 Anayasasına yerini bırakmıştır

Cumhuriyetin İlanı ve 1924 Anayasası
İkinci Turkiye Buyuk Millet Meclisi 23 Ağustos 1923 ’te Lozan Antlaşmasını imzalamış ve daha sonra ulkenin bağımsızlığı calışmalarını sonuclandırmıştır
1921 Anayasasının getirdiği ulusal egemenlik ilkesi ve sonraları alınan bir kararla 1 Kasım 1922 ’de saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilan edileceğine işarettiCumhuriyet 29 Ekim 1923 ’te ilan edildi ancak cumhuriyetin ilanı yeni bir anayasa ile değil 1921 Anayasasında yapılan birtakım duzenlemelerle olmuşturBu duzenlemeler şoyledir
“Anayasa değişikliğinin en temel ve belirleyici niteliği “Turkiye Devleti ’nin hukumet rejimi Cumhuriyet ’tir ibaresidir
“Turkiye Devleti ’nin cumhurbaşkanı TBMM tarafından ve TBMM uyeleri arasından, bir secim donemi icin secilir Tekrar secilmeye cevaz verilmiştir
“Başbakan ve Bakanlar Kurulu ’nun kuruluş ve goreve başlayış şeklini de duzenleyen bu anayasa değişikliklerine gore, başbakan, cumhurbaşkanı tarafından ve TBMM uyeleri icinden secilir Bakanlar kurulu cumhurbaşkanı tarafından meclisin onayına sunularak goreve başlar
Bu yapılan anayasa değişiklikleri ile meclis hukumeti sisteminden parlamenter sisteme geciş surecinde cok onemli mesafe katedilmiştir ve parlamenter sisteme geciş sureci 1961 Anayasası ile tamamlanmıştır
İkinci Turkiye Buyuk Millet Meclisi ’nin secilmesinden sonra, yeni bir anayasanın oluşturulması gereği ortaya cıkmıştır1876 Kanuni Esasi ve 1921 Teşkilatı Esasiye o gunku ihtiyaclara cevap veremeyince yeni bir anayasaya ihtiyac duyulmuş ve cumhuriyetin ilk anayasası olan 20 Nisan 1924 Anayasası yururluğe girmiştir
Bu anayasanın temel ozellikleri 1921 Anayasası doneminde yaşanan “anayasal ikililik sureci 1924 Anayasasının kabulu ile sona erdirilmiştir
1924 Anayasası sert bir anayasaydı Meclis uye tam sayısının en az ucte biri anayasada değişiklik onerisinde bulunabiliyor, uye tam sayısının en az ucte ikisinin ise değişiklik yonunde oy kullanması gerekiyordu Anayasanın birinci maddesinde yer alan ve devlet biciminin cumhuriyet olduğuna ilişkin ilkede değişiklik yapılamıyor, değişiklik yapılması bile onerilemiyordu Ayrıca anayasanın ustunluğu esas kabul edilerek kanunların anayasaya aykırı olamayacağı ilkesi kabul ediliyordu
1924 anayasasında anayasanın ustunluğu ilkesi vurgulanmış ve egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu, Turk milletini ancak TBMM ’nin temsil ettiği ve millet adına egemenlik hakkını yalnız onun kullanacağı belirtilmiştir Saltanat ve hilafet yerine TBMM gosterilmiştir 1924 anayasası yargı yetkisinin ulus adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılacağı duzenlemiştir Ayrıca cumhurbaşkanına bir cok yetki verilmiştir Orneğin; cumhurbaşkanının devletin başı olması, gerekli durumlarda meclise ve bakanlar kuruluna başkanlık etmesi, karşı imza ilkesi ve meclis tarafından kabul edilen yasaların yeniden goruşulmesi icin meclise geri gonderilmesi
1924 anayasasının meclis hukumeti ve parlamenter rejim arasında karma bir sistem kurduğu soylenebilir 1924 anayasasının meclis hukumetini andıran yonleri Turk milletini ancak TBMM temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır Yasama yetkisi ve yurutme gucu TBMM ’de belirir ve onda toplanır maddesiyle meclis hukumeti her zaman denetleyebileceği ve duşurebileceği halde hukumetin meclisi feshetme yetkisi yoktur Parlamenter sistemi andıran yonleri ise meclis yasama yetkisini kendi kullandığı halde yurutme yetkisini ancak cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu eliyle kullanabilir Buna gore yurutme yetkisi teorik olarak mecliste bulunmakla beraber meclisin yurutme işlemlerini bizzat yapması soz konusu değildir Bu sistemi anayasacılar kuvvetler birliği ve gorevler ayrılığı sistemi olarak adlandırmaktadır
1924 anayasasının 1921 anayasasından farkı, 1924 anayasasında kısa da olsa yargı ve haklar bolumleri vardır Orneğin; yargıc bağımsızlığı, yargıc guvencesi, yargılamanın acıklığı, savunma hakkı gibi 1924 anayasasında idari bolumun ve yerel yonetimle ilgili hukumler cok kısaltılarak ceşitli hukumlere atılmış ve 1921 ’den farklı olarak vilayet işlerinin yetki genişliği ve gorev ayrımı esasına gore yurutuleceği belirtilmiştir
1921 anayasasında başbakan ve bakanların bu sıfatları kazanmaları meclisin onay vermesine bağlıydı 1924 anayasasında ise farklı bir duzenlemeye gidilmiş ve başbakan ve bakanların cumhurbaşkanının atamasıyla goreve başlayacakları ve sıfatlarını kazanacakları hukmu yer almıştır
1924 anayasası yedi defa değişikliğe uğramıştır 1924 anayasasının getirdiği en onemli yeniliklerden biri laiklik ilkesidir 10 Nisan 1928 yılında “Devletin dini İslam ’dır maddesi anayasadan cıkarılmıştır 1937 yılında yapılan ikinci bir değişiklik ile de laiklik ilkesi anayasaya dahil edilmiştir 1931 yılındaki değişiklik butcenin mali yıl başlamadan en az uc ay once TBMM ’ye verilmesi zorunluluğunu getirmiştir 1934 yılındaki değişiklik ile kadınlara secme ve secilme hakkı tanınmıştır 1937 yılındaki değişiklik ile CHP ’nin altı ilkesi anayasaya gecirilerek anayasa hukmu şekline getirilmiştir 1945 ’de Osmanlıca kelimeleri yeni Turkce ’ye ceviren anayasa ikinci değişiklikle yeniden eski Osmanlıca ’ya dondurulmuştur
Tum bu değişikliklere rağmen başka bir anayasaya gereksinim duyulmasının sebebi 1924 anayasasının aslında demokratik bir ruha sahip olmakla beraber demokratik geleneklerin henuz sağlam bir şekilde yerleşmemiş olduğu bir ulkede cok partili hayatın aksamadan işlemesini sağlayacak hukuki guvencelerden yoksun olmasıydı Ayrıca kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyecek bağımsız bir yargı mekanizmasının varlığına sahip bir anayasa değildi 27 Mayıs 1960 mudahalesi ile iktidara gecen Milli Birlik Komitesi kabul ettiği 1 sayılı kanunla 1924 anayasasının bir cok hukumlerini değiştiren gecici bir anayasa duzeni kurmuştur Bu anayasaya gore Milli Birlik Komitesi TBMM ’nin yetkilerine sahiptir Komite yasama yetkisini bizzat, yurutme yetkisini de kendi sectiği bakanlar eliyle kullanacaktır Bakanları devlet tayin etmektedir MBK bakanları denetleme ve istediği takdirde azletme yetkisine sahiptir Gecici anayasanın meydana getirdiği devlet başkanlığı makamı cumhurbaşkanı, başbakan, başkomutan ve MBK başkanlığı yetkilerini kendisinde birleştirmiştir
Yetki ve ayrıcalıklarla donatılan MBK kamu kanaatinin en iyi şekilde temsil edileceği bir kurulun anayasayı hazırlaması gerektiği fikrinde birleşmiş ve siyasal parti temsilcileri yargı organları uyeleri, universite uyeleri, barolar, sendikalar, ticaret odalar ve basın uyelerinden oluşan bir temsilciler birliği oluşturmuştur Bu meclis icinde ayrıca secimle iş başına gelen ve MBK tarafından atanan uyeler de mevcuttur MBK ve temsilciler meclisinden oluşan kurucu meclis hazırlamış olduğu anayasayı 9 Temmuz 1961 ’de halk oyuna sundu Anayasa tasarısının kabulu ve Ekim 1961 secimleri neticesinde toplanan TBMM boylece 25 Ekim 1961 ’de gecici anayasal surece ve dolayısıyla MBK iktidarına son verdi
 
Üst Alt