Stillwater
Yeni Üye
Bu bulunduğunuz konuda yüce dinimiz olan İslam dininde yer alan ve temizliğin başı olan Abdestin Maddi ve Manevi Faydaları hakkında birçok bilgiye ulaşabilir ve istifade edebilirsiniz. Abdestin, sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. En çok kirlenen organları günde beş kez yıkamak suretiyle beden temizliğini sağlamış oluruz. Suyun bedenimize değmesiyle sinir uçlarımız uyarılmış olduğundan algılama gücümüz artar.
Vücudumuzda biriken elektrik yine suyun temasıyla boşalır. Gerginliğimiz gider, böylece rahatladığımızı hissederiz. Abdest alırken günahlarımızdan kurtulduğumuzu bilmek, gönlümüze huzur verir. İç dünyamızda meydana gelen arınma ve temizlenme duygusu bizi Yüce Allah’a daha çok yaklaştırır. O’na yaklaşmak kötülüklerden uzaklaşmak demektir. Böylece kendisiyle barışık, özgüveni gelişmiş, kendine ve çevresine faydalı bireyler olabilme yolu açılmış olur.
Peygamberimizin (s.a.v) abdest hakkında hadisleri: “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” (Buhârî/Vudû-3) Peygamberimiz’in burada ümmetim diye nitelendirdikleri, özellikle abdest alıp namaz kılan ve ibadet ehli olup, örnek bir hayat süren müslümanlardır. İşte böyle olanlar kıyamet gününde ve mahşer yerinde: -“Ey yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlayanlar! Haydi cennete geliniz! diye çağırılacaklardır. Yüzün nurunu, ellerinin ve ayaklarının beyazlığını artırmanın yolu, onları farz olan yerlerin ötesine geçerek güzelce yıkamaktır. Bunun ölçüsü ellerde dirseklerin, ayaklarda da topukların yukarısına kadar yıkamaktır. Resul-i Ekrem Efendimiz’in de böyle yaptığı birçok sahih rivayette zikredilmiştir.
“Müslüman –veya mümin– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mümin kul günahlardan temizlenmiş olur.”(Müslim, Tahâret 32)
Netice olarak abdestle küçük günahlardan temizlenen mümin, en büyük ve en önemli ibadetlerin başında gelen namaza ve Allah’ın huzuruna çıkmaya hazır hale gelir. Eğer büyük günahlardan uzak durmuşsa tertemiz olur. Çünkü namaz ibadeti iki namaz arasında işlenen birtakım küçük günahlara keffârettir. Günahlardan korunmuş olan kişi kazandığı sevaplarla cennetteki makamını yükseltir. Dünyada da örnek bir mü’min olmanın gururunu şerefini taşır. İşte bütün ibadetlerimizin hedefi iyi mü’min ve kullukta örnek müslüman olabilmektir.
Vücudumuzda biriken elektrik yine suyun temasıyla boşalır. Gerginliğimiz gider, böylece rahatladığımızı hissederiz. Abdest alırken günahlarımızdan kurtulduğumuzu bilmek, gönlümüze huzur verir. İç dünyamızda meydana gelen arınma ve temizlenme duygusu bizi Yüce Allah’a daha çok yaklaştırır. O’na yaklaşmak kötülüklerden uzaklaşmak demektir. Böylece kendisiyle barışık, özgüveni gelişmiş, kendine ve çevresine faydalı bireyler olabilme yolu açılmış olur.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
almanın göz sağlığı bakımından olumlu sonuçlarını belirten Irak Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Dairesi Müdürü Albay Şakir Faik şöyle diyor: Irak Mülki hastanesi göz tabibliği muayenehanesine tayin olmuştum. Müracaat eden hastalar arasında bir çoklarının trahoma yakalanmış olduklarını görünce hayrete düştüm. Çünkü yüzde yetmişi trahomlu idi. Bu arada Azamiye’de bir ilkokulun öğrencilerinin göz sağlığı durumlarını kontrol ettim. Öğrencilerin yüzde doksanının trahomlu bulunduklarını gördüm. Bu alanda ihtisasımı yapmak üzere Avrupa’ya gitmeyi kararlaştırdım. Londra’ya geldim. Morfild göz hastalıkları hastanesinde çalışmaya başladım. Morfild hastanesinde çalışan profesör Köln bana; trohomluların sayısını sordu. Hakikati olduğu gibi söyledim. Bunun üzerine hayret ederek şöyle dedi: -“Sizin Müslüman olduğunuzu biliyorum. Müslüman bir kimse, beş vakit namaz kılmak için günde beş kere abdest alır ve yüzünü yıkar. Bunların trahoma yakalanmaları mümkün değildir. Bu duruma göre siz ismen Müslümansınız. Çünkü abdest almıyor namaz kılmıyorsunuz. Yada abdest ve namaza devam ediyorsanız aranızda yayılan bu hastalığın trahom değil, başka bir hastalık olması lazım. Ben de, hastalık gerçekten trahomdur, ama biz abdestsiz ve namazsız Müslümanız demek zorunda kaldım.Peygamberimizin (s.a.v) abdest hakkında hadisleri: “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın” (Buhârî/Vudû-3) Peygamberimiz’in burada ümmetim diye nitelendirdikleri, özellikle abdest alıp namaz kılan ve ibadet ehli olup, örnek bir hayat süren müslümanlardır. İşte böyle olanlar kıyamet gününde ve mahşer yerinde: -“Ey yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlayanlar! Haydi cennete geliniz! diye çağırılacaklardır. Yüzün nurunu, ellerinin ve ayaklarının beyazlığını artırmanın yolu, onları farz olan yerlerin ötesine geçerek güzelce yıkamaktır. Bunun ölçüsü ellerde dirseklerin, ayaklarda da topukların yukarısına kadar yıkamaktır. Resul-i Ekrem Efendimiz’in de böyle yaptığı birçok sahih rivayette zikredilmiştir.
“Müslüman –veya mümin– bir kul abdest alır ve yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar. Neticede o mümin kul günahlardan temizlenmiş olur.”(Müslim, Tahâret 32)
Netice olarak abdestle küçük günahlardan temizlenen mümin, en büyük ve en önemli ibadetlerin başında gelen namaza ve Allah’ın huzuruna çıkmaya hazır hale gelir. Eğer büyük günahlardan uzak durmuşsa tertemiz olur. Çünkü namaz ibadeti iki namaz arasında işlenen birtakım küçük günahlara keffârettir. Günahlardan korunmuş olan kişi kazandığı sevaplarla cennetteki makamını yükseltir. Dünyada da örnek bir mü’min olmanın gururunu şerefini taşır. İşte bütün ibadetlerimizin hedefi iyi mü’min ve kullukta örnek müslüman olabilmektir.