bilgiliadam
Yeni Üye
1 Siyasal Devrimler:
Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Turkiye Buyuk Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yonetiminin yanında, halkın icinden secilen temsilcileriyle halk iradesinin gercek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, duşmanla işbirliği yapıp, cıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye calışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gozuyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Konferansı'na Ankara Hukumetinin yanı sıra Osmanlı Hukumeti temsilcileri de cağırmaları ustune, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulus'un akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Ataturk'u desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım gunu İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması'nın ardından TBMM'de en cok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hukumet olan TBMM'nin ayrı bir hukumeti ve bu hukumeti yonetecek bir başbakanının bulunmaması, meclis icinden bakanların seciminde adayların gerekli oyu sağlamakta gucluk cekmeleri, surekli sorunlara yol acmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hukumetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hukumet listesi ustunde anlaşmaya varmaması ustune, Ataturk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gercek cozumuyle ilgili duşuncesini acıkladı ve İsmet İnonu'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gun TBMM, yapılan işin coktan doğmuş olan cocuğun adını koymakolduğunun milletvekillerine acıklanmasından sonra, saat 2030'da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı secimine gecerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Turkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı secti
Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife secmiş olduğu Abdulmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş; bundan guc alan Abdulmecit Efendi de, yeniden torenler duzenlemeye, demecler vermeye bazı İslam ulkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri ustune, İslam dunyasının onderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yonetimi icin tehlikeli olabileceğini kavrayan Ataturk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda duşuncesini acıklayıp, yasanın meclis gundemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki butce goruşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek odenek konusunun gundeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'de kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları icin Osmanlı hanedanı uyelerinin de yurt dışına cıkarılmaları kabul edildi
2 Toplumsal Devrimler
Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925)
Ulke halkını her alanda cağdaş ve uygar duzeye cıkarabilmek icin değişiklikler tasarlarken, dış gorunuşuyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, Buna şapka derlerdiye halkı şapka giymeye ozendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925'te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun cıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı
Tekke Zaviye ve Turbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
Başlangıcta yalnızca din konularıyla ilgilenen, farklı duşunce sistemleri geliştirerek taraftarlarını coğaltmaya calışan tarikatlar, zaman icinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, cıkarları tehlikeye duştukce halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı Bu etkinliklerini cumhuriyetin ilanından sonra da surdurmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi şeriattan yana ayaklanmalara yol acmaları ustune Turkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, muritler memleketi olamaz Turkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gosterecek, uyaracak guctedir Biz uygarlığın bilim ve fenninden guc alıyoruz ve ona gore yuruyoruz Başka bir şey tanımayızdiyen Ataturk'un sozleri ışığında harekete gecilerek, 30 Kasım 1925'te cıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı
Kadınlara Erkeklerle Eşit Haklar Verilmesi (19261934)
Osmanlı toplumunda hemen hicbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmayan kadınlara Medeni Kanun 'la bazı haklar tanınmış olmakla birlikte, siyasal haklar acısından bir değişiklik yapılmamıştı Ataturk'un girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yonunde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye secimlerinde secme, 1933'te cıkarılan Koy Kanunu'yla muhtar secme ve koy heyetine secilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa 'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili secme ve secilme haklarının tanınmasıyla, Turk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin coğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etti ve cok gecmeden toplumda erkeklerin calıştığı her alanda yerini aldı
Soyadı Kanunu ( 21 Haziran 1934)
Soyadı bulunmamasının gunluk yaşamda yarattığı gucluk ve karışıklıkların onune gecmek amacıyla 21 Haziran 1934'te cıkarılan yasayla, her Turk kendine uygun bir soyadı almakla yukumlu kılındı 24 Kasım 1934'te cıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal'e Ataturk soyadını verdi Aynı yıl cıkarılan bir başka yasayla ayrıcalıkları belirten eski unvanların yasaklanmasıyla, yasalar onunde eşitlik ilkesinin gercekleştirilmesinde onemli bir adım atılmış oldu
Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk Olculerinin Kabulu (19251931)
Cumhuriyet doneminden once Batı uluslarından ayrı takvim, saat, sayı ve olculerin kullanılması, hafta tatillerinin cuma gunu olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye goc ettiği tarih olan 622 yılının alınması (hicri takvim), sayı olarak eski sayıları, olcu olarak da okka, dirhem, arşın, endaze, vb olculerin kullanılması, Turk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde buyuk karışıklık ve gucluklere yol acmaktaydı 26 Aralık 1925'te miladi takvimin kabul edilip, alaturka saat yerine Batı'da kullanılan alafranga saatin kabul edilmesiyle, 23 Mart 1931'de cıkarılan yasayla da gram, kilogram, ton, metre, kilometre gibi olculerin benimsenmesiyle, bir yandan Batı ulkeleriyle ilişkiler kolaylaştırılırken, bir yandan da yurdun her yerinde tutarlı bir olcu ve ağırlık duzeni kurulmuş oldu
Lakap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)
Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Turkiye Buyuk Millet Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yonetiminin yanında, halkın icinden secilen temsilcileriyle halk iradesinin gercek temsilcisi olmuş, iyice eskimiş ve yıpranmış kişisel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, duşmanla işbirliği yapıp, cıkarttığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye calışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gozuyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barış Konferansı'na Ankara Hukumetinin yanı sıra Osmanlı Hukumeti temsilcileri de cağırmaları ustune, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulus'un akla aykırı olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Ataturk'u desteklemelerinden sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım gunu İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı
Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Barış Anlaşması'nın ardından TBMM'de en cok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hukumet olan TBMM'nin ayrı bir hukumeti ve bu hukumeti yonetecek bir başbakanının bulunmaması, meclis icinden bakanların seciminde adayların gerekli oyu sağlamakta gucluk cekmeleri, surekli sorunlara yol acmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hukumetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hukumet listesi ustunde anlaşmaya varmaması ustune, Ataturk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gercek cozumuyle ilgili duşuncesini acıkladı ve İsmet İnonu'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gun TBMM, yapılan işin coktan doğmuş olan cocuğun adını koymakolduğunun milletvekillerine acıklanmasından sonra, saat 2030'da Anayasa değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı secimine gecerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Turkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı secti
Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife secmiş olduğu Abdulmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş; bundan guc alan Abdulmecit Efendi de, yeniden torenler duzenlemeye, demecler vermeye bazı İslam ulkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri ustune, İslam dunyasının onderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yonetimi icin tehlikeli olabileceğini kavrayan Ataturk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda duşuncesini acıklayıp, yasanın meclis gundemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki butce goruşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek odenek konusunun gundeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'de kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları icin Osmanlı hanedanı uyelerinin de yurt dışına cıkarılmaları kabul edildi
2 Toplumsal Devrimler
Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925)
Ulke halkını her alanda cağdaş ve uygar duzeye cıkarabilmek icin değişiklikler tasarlarken, dış gorunuşuyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, Buna şapka derlerdiye halkı şapka giymeye ozendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925'te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun cıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı
Tekke Zaviye ve Turbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
Başlangıcta yalnızca din konularıyla ilgilenen, farklı duşunce sistemleri geliştirerek taraftarlarını coğaltmaya calışan tarikatlar, zaman icinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, cıkarları tehlikeye duştukce halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı Bu etkinliklerini cumhuriyetin ilanından sonra da surdurmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi şeriattan yana ayaklanmalara yol acmaları ustune Turkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, muritler memleketi olamaz Turkiye Cumhuriyeti her alanda doğru yolu gosterecek, uyaracak guctedir Biz uygarlığın bilim ve fenninden guc alıyoruz ve ona gore yuruyoruz Başka bir şey tanımayızdiyen Ataturk'un sozleri ışığında harekete gecilerek, 30 Kasım 1925'te cıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı
Kadınlara Erkeklerle Eşit Haklar Verilmesi (19261934)
Osmanlı toplumunda hemen hicbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmayan kadınlara Medeni Kanun 'la bazı haklar tanınmış olmakla birlikte, siyasal haklar acısından bir değişiklik yapılmamıştı Ataturk'un girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yonunde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye secimlerinde secme, 1933'te cıkarılan Koy Kanunu'yla muhtar secme ve koy heyetine secilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa 'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili secme ve secilme haklarının tanınmasıyla, Turk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin coğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etti ve cok gecmeden toplumda erkeklerin calıştığı her alanda yerini aldı
Soyadı Kanunu ( 21 Haziran 1934)
Soyadı bulunmamasının gunluk yaşamda yarattığı gucluk ve karışıklıkların onune gecmek amacıyla 21 Haziran 1934'te cıkarılan yasayla, her Turk kendine uygun bir soyadı almakla yukumlu kılındı 24 Kasım 1934'te cıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal'e Ataturk soyadını verdi Aynı yıl cıkarılan bir başka yasayla ayrıcalıkları belirten eski unvanların yasaklanmasıyla, yasalar onunde eşitlik ilkesinin gercekleştirilmesinde onemli bir adım atılmış oldu
Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk Olculerinin Kabulu (19251931)
Cumhuriyet doneminden once Batı uluslarından ayrı takvim, saat, sayı ve olculerin kullanılması, hafta tatillerinin cuma gunu olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye goc ettiği tarih olan 622 yılının alınması (hicri takvim), sayı olarak eski sayıları, olcu olarak da okka, dirhem, arşın, endaze, vb olculerin kullanılması, Turk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde buyuk karışıklık ve gucluklere yol acmaktaydı 26 Aralık 1925'te miladi takvimin kabul edilip, alaturka saat yerine Batı'da kullanılan alafranga saatin kabul edilmesiyle, 23 Mart 1931'de cıkarılan yasayla da gram, kilogram, ton, metre, kilometre gibi olculerin benimsenmesiyle, bir yandan Batı ulkeleriyle ilişkiler kolaylaştırılırken, bir yandan da yurdun her yerinde tutarlı bir olcu ve ağırlık duzeni kurulmuş oldu
Lakap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)