Son Konu

Adet (Regl) Döneminde İbadet Edilir mi?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
42
Puanları
48
Credits
-46,831
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Adet (Regl) Döneminde İbadet Edilir mi? adet döneminde ibadet, regl döneminde, ibadet edilir mi, sakıncası, hükümler, ile ilgili bilgiler burada melekler 1548187861 1548187861 adetregldonemindeibadetedilirmi5c5435fdd8c79adetregldonemindeibadetedilirmi5c5435fdd8c79 adetregldonemindeibadetedilirmi5c5435fdd8c79 zaman zaman gündeme gelen bir konudan söz etmek istiyoruz melekler Regl döneminde ibadetMakalemizde bu dönemde ibadet edilip edilmyeceği konusunda açıklamalı bilgiler mevcutBuyrun okuyalım, öğenelimadetregldonemindeibadetedilirmi5c5435fddd224alt İslamiyet rahatlık dinidir Kadınların bu dönemlerinde kolaylık olsun diye ibadet mükellefiyeti kalkar Bunun illeti Allah'ın bu şekilde emretmiş olmasıdır Hikmeti ise temizlik ve refah yönündendir Adet hali ile lohusa olan kadınların bu durumları son bulunca yıkanmaları farzdır Cünüp olan bir kişinin yıkanması gibi Bunun hikmeti temizliktir İlleti ise Allah’ın emridir Bu konunun en açık delili şu ayettir: “Sana kadınların ay halini sorarlar De oysa: O, bir rahatsızlıktır Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzaktan durun Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın Temizlendikleri zaman, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın Şunu iyi bilin ki, Allah tövbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever (Bakara Suresi, 222) Keza hayızlı ve nifaslı kadınların bu durumları son bulunca yıkanmaları lüzumlu geldiğini gösteren pek çok hadis vardır Bu ayetin tefsirlerine ve hadis kaynaklarında belirtilmiştir (Bu hadis ve rivayetler için bakınız: Buhari Hayz bölümü; Müslim, Hayz Bölümü; İbni Kesir, Tefsir ilgili ayetin tefsiri) Keza Peygamberimizin ve sahabe hanımlarının uygulamaları da ayrı birer delildir Kadınlar lüzum hayızlı günlerinde, gerekse lohusalık müddeti içinde kılamadıkları namazları kaza etmezler Cenabı Yargı bir lütuf ve refah olarak kadınların bugünlerdeki namaz borçlarını affetmiştir Çünkü Allah kullarına kolaylık ister, zorluk istemez Ama kadın sıradan olarak ayda bir hafta âdet görmekte ve bu şart yılda üç ayı bulmaktadır Yılda üç aylık kaza namazı ise insana ağır gelir Bu hususta Hazreti Âişe validemiz şu hadisi söylenti ediyor: Bir bayan Hz Âişe’ye sordu: “Hayızlı kadının hayızdan temizlendikten sonra hayız vaktinde kılamadığı namazları kaza etmesi gerekir mi? Hz Âişe şöyle yanıt verir: “Sen Haruriyye misin (Haricilerden misin?) Biz Peygamberin (asm) yanında hayız âdetini görürdük, sonra temizlenince guslederdik Peygamber (asm) namazı kaza etmemizi bize emretmezdi (İbni Mâce, Taharet: 119) Fakat oruç böyle yok, Ramazan orucu yılda bir ay olduğundan sonradan bir hafta, on gün oruç kazasını yerine getirmek pek pek şiddet gelmez Hayız ve nifas hâlindeki kadından her türlü namaz mükellefiyeti düşer Kadınlar hayıznifas hâlinde oldukları müddet zarfında, namaz kılmaları kendilerine haram olur Hayız ve nifas hâlinde iken kılamadıkları bu namazları; kadınlar sonradan kaza etmek mecburiyetinde de değillerdir Cenâbı Adalet, fazl ve kereminden onları böyle bir mükellefiyetten afvetmiştir İslâm dîni sahiden rahatlık dînidir Hayız ve nifaslı kadınların namaz borçları hakkındaki hükmünde de, bu kolaylık prensibini açıkça görmekteyiz Çünkü, hayız hâli kadınların her ay mübtelâ oldukları ve bir haftaya yakın zamanlarını meşgul eden yorucu bir durumdur bu vesileyle o kadar fazla zaman namazlarını da kılamamış haldedirler Kadının aralıksız olarak kocasının ve çocuklarının hizmeti yanısıra, evinin temizleme ve bakımıyla da uğraştığı malûmdur Bu durumda olan bir kadının, mecburen terkettiği böylece çok zaman namazlarını sonra kaza etmek zorunda kalmasının, ona ne derece ağır ve sıkıntılı geleceği açık açık meydandadır Nifas hâli için de koşul aynıdır 20 gün, 30 gün, hattâ 40 gün namazını ayrılmak zorunda kalan bir kadının, tüm bu birikmiş namazları kaza edebilmesi ne değin meşakkatli olacağı bedihîdir İşte, âlemlere rahmet olan İslâmiyet, büyük bir kolaylık olarak, kadınların, hayız ve nifas hâlinde iken kılamadıkları bütün namazları afvetmiştir Hayız ve nifas hâlindeki kadınların namaz kılmaları haram olmakla birlikte, tesbih, zikir ve duada bulunmaları câizdir Hattâ hayız ve nifas hâlindeki bir kadının, mümkün ise ve vakti de müsait ise, her namaz zamanında abdest alıp, bir zaman namaz kılacak dek kıbleye karşı yönelerek oturması, bu vakit içinde, tesbih, tevhid ve tehlil ile meşgul olması müstehab bile görülmüştür Bu şekilde o, keza Rabbini unutmamış ve ibadet zevkini kaçırmamış; keza de Allah'a ibadet hususunda elinden gelseydi ne derece istek ve iştiyak içinde olduğunu da göstermiş olur Bu hoş ve pak niyeti sebebiyle, o kadına hayatında en hoş ve en feyizli kıldığı namazın sevabı yazılacağı rivâyetlerden anlaşılmaktadır (İbn Abidin, Menhelü’lvâridîn min bihâri’lfeyz ale’zZuhri’lmüteehhilîn fî mesâili’lhayz) HayızNifas hâlindeki kadınlara, namaz kılmak gibi oruç tutmak da haramdır Fakat namazdan ayrı olarak, tutamadıkları günleri, temizlendikten sonradan kaza etmeleri gerekmektedir Çünkü, oruç, namaz gibi sürekli olmayıp senede bir ay olduğundan, kadınların tutamadıkları birkaç günlük oruç borçlarını sonradan kaza etmeleri, onlara pek pozitif bir sıkıntı ve meşakkat yüklemez Bu bakımdan namaz borçları afvedildiği halde, oruç borcu baki kalmış, sonradan kazası istenmiştir Âişe validemiz bu hususta şöyle buyurmuşlardır:Bize hayız ve nifas hâlleri geldiğinde, Hz Resûlüllah (asm) tutmadığımız oruçlarımızı kazâ etmemizi emir buyururlardı Kılmadığımız namazların ise kaza edilmesini emretmezlerdiHayızNifas hâlinde olan kadının kocası ile cinsî münasebette bulunması da haramdır Bu halde yapılan bir cinsî birleşme, büyük günahlardan (günâhı kebâir) sayılmıştır Kur'ânı Kerîm'de şöyle buyurulur: Sana kadınların hayız (âdet) hallerini de soruyorlar De ancak: O (hayız) bir ezâdır Binaenaleyh siz hayız hâlinde kadınlardan çekilin Temizleninceye dek onlara yanaşmayın(elBakare, 222) Âyette geçen kadınlara yaklaşmama emrinin ne mânâ ifade ettiğini Enes'den (ra) rivâyet edilen bir hadîsi şerîf şu şekilde açıklamaktadır: Yahudiler bayan hayız gördüğü süre onlarla birlikte yeyip içmezlerdi Peygamber (asm) ise bu hususta: Her şey'i yapın, yalnız cinsî münasebet müstesnabuyurdularHayızNifas hâlinde iken kadınla cinsî temasda bulunmak dinî yönden olduğu gibi, tıbbî yönden de fazla mahzurludur Kadın bu hallerde hasta hükmündedir Son derece dikkatli bir bakıma ve temizliğe muhtaçtır Yorulmaktan büyük ölçüde kaçınmalı, olası mertebe istirahat halinde olmalıdır Ayrıca hayızlı kadının dışarı yaydığı ağır koku, erkeği kadından tiksindirmeğe de sebeb olabilir Bu bakımdan bu kibar dönemde yapılacak cinsî münasebetler, kocayı hanımından tiksindirip soğutabileceği gibi, pek çok bayan hastalıklarına da sebebiyet verebilir Meselâ: Bugün Avrupa'da kadınlarda çok sık görülen rahim kanserlerinin önemli bir sebebi de, ay hâlinde kadınların kocalarıyla cinsî münasebette bulunmaya devam etmeleri olarak tesbit edilmiştir Bir erkeğin hayız hâlinde olan hanımına yaklaşması haram olduğu gibi, kadının ona boyun eğmesi de haramdır Eğer, karıkoca bu halde iken, cinsî münasebette bulunurlarsa, her ikisinin de tevbe ve istiğfar etmeleri gerekir Hem bir ya da yarım dinar miktarında altın ya da onun bedelini de fakirlere sadaka olarak vermelidirler Bir dinar, bir miskal (4 gr) ağırlığında yer alan altın sikkedir Hayız hâlinde olan kadından yatağını bozmak câiz değildir Bu tarz tutum, Yahudilerin mezhebidir Yahudiler ay hâlindeki kadından yataklarını ayırdıkları gibi; onlarla yanyana oturmaz, beraber yemek bile yemezlerdi Silindikleri havluları bile ayırırlardı İslâmiyet bu hileli ve bâtıl âdeti kaldırmış, ay hâlindeki kadınla yatmayı, pişirdiği yemeği yemeyi, benzer havluya el, yüz silmeyi mekruh zeka saymamıştır Hazreti Âişe vâlidemiz şöyle buyurur: Ben hayızlı iken Nebî (asm) mübarek başını kucağıma yaslar, sonradan Kur'an okurduDiğer bir rivâyet: Ben hayız hâlinde iken, Resûli Ekrem (asm) hazretlerinin mübarek saçlarını tarardımBu hadîslerden anlaşılıyor ama, hayız hâlindeki kadınlar necis (pis) değillerdir Nifas hâlinde olanlar da böyledir Bu haller yalnızca birer hadestir Yani bâzı dinî mükellefiyetleri ifaya mâni şer'î birer kirlilik hâlidir Yoksa neces, yani, hakikî pislik hâli asla söz konusu değildir  
 
Üst Alt