Adnan Oktar Hata Örgütü davası devam ediyor.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Marmara Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda yapılan birinci duruşmaya Adnan Oktar'ında ortalarında bulunduğu tutuklu sanıklar getirildi.
Salonda birtakım tutuksuz sanıklar ve sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşmayı çok sayıda izleyicide takip etti.
"Adnan Beyefendi şimdiye kadar tanıdığım en ahlaklı insandır"
Tutuksuz sanık Fatma Ceyda Ertüzün İstinaf mahkemesinin verdiği kararın yanlışsız olduğunu belirterek, "İstinaf kumpası çökertmiştir. Yerle bir etmiştir. BAM 1'inci Ceza Dairesini tebrik ediyorum. Yaklaşık 750 noktadan ceza kararını bozmuştur. Aileleri parçalamaya çalıştılar.
Ailem bu davada ki kumpası fark etti. 60 yaşındayım, 2 evlat 2 torun sahibiyim. Milletvekili eşiyim, babam profesördü. Aile hayatım, eğitim nedeniyle Adnan Beyefendi ve arkadaşlarımı takdir edebilecek donanımdayım.
Adnan Beyefendi şimdiye kadar tanıdığım en ahlaklı insandır. Yanından ayrılmayı düşünmüyorum. Bize, 'dağılın' diyorlar. Biz Allah'ın buyruğu olduğu ve kabahat işlemediğimiz için dağılmayacağız." dedi.
"Adnan Oktar davası Ergenekon, Balyoz üzere bir kumpas davasıdır"
Gülay Pınarbaşı savunmasında, "Hukuka olan inancım yine yeşerdi. İstinaf asıldan bozdu. Sahiden kapı üzere bozma oldu. 4 yıl boyunca tehdit aldım. 'Etkin pişman ol, Adnan Oktar'dan şikayetçi ol, öbür türlü kurtulamazsın' dediler.
İstinaf yargıçlarını bu mert kararı aldıkları için kutluyorum. Tıpkı cüreti sizden de bekliyorum. Silahlı kabahat örgütü değiliz. Bizden örgüt çıkmaz. Allah'ın varlığını bilimsel olarak anlatan bir sivil toplum örgütüyüz.
Dosyada hata yok. Geç gelen adalet adalet değildir. Adnan Oktar davası Ergenekon, Balyoz üzere bir kumpas davasıdır. Beraatimi talep ediyorum." tabirlerini kullandı.
Davada tutuksuz olarak yargılanan sanıklar ortasında yer alan avukatlar ise soruşturma müsaadesi alınmadan haklarında dava açıldığını öne sürerek davanın kendi istikametlerinden durdurulmasını istedi.
Adnan Oktar avukatları ile görüştü
Duruşmaya verilen öğlen ortasında Adnan Oktar kısa bir müddet avukatları ile görüştü. Oktar duruşma salonunda ayrılırken sanıklar ve izleyici olarak katılan bayanlar ayağa kalkarak el sallayıp, sevgi gösterisinde bulundu. Adnan Oktar'ın ise gülümseyerek karşılık verdiği görüldü.
"Buradan da sanıkların palavra beyanlarda bulunduğunu anlayabiliriz"
Tutuksuz sanıkların beyanlarından sonra müşteki avukatlarına kelam verildi. Müşteki avukatı, "BAM'ın vermiş olduğu karar hukuka terstir. Müştekilerin tabirleri kesilerek inceleme yapılmadan karar verilmiştir. Belgede bulunmayan müştekiler ve şahitlerle yeni bir karar verilmiştir.
İstinaf mahkemesi mali kabahat yok demiştir. Mali cürüm olarak belge içerisinde 110 farklı Masak raporu vardır. 110 sayfa değil bakın 110 başka Masak raporu vardır. Kimi sanıklar savunma haklarının kısıtlandığını söyledi.
Ama kayıtlara bakıldığında birtakım sanıkların 3 gün savunma yaptığını görüyoruz. Buradan da sanıkların palavra beyanlarda bulunduğunu anlayabiliriz." formunda konuştu.
Sanık Mert Cürmü hakkında "nitelikli öldürmeye teşebbüs" suçuna ait katılan polis memurları dinlendi. Polis memurları C.O.A. ve A.K.'ya manzara izlettirilen duruşmada, kurşun isabet eden çelik yeleklerin kendilerine ilişkin olup olmadığı soruldu. Polis memurları, imgelerde görülen kurşun isabet etmiş çelek yelekli polislerin kendileri olduğunu söyledi.
"Direkt kapıyı amaç alırcasına arka arda ateş etti"
Operasyonda, kapının açılması için birkaç sefer seslendiklerini söyleyen polis C.O.A, "İçeride bulunan Mert Hatası, 'Açıyorum tamam.' dedi. İçeride biri olduğunu o halde öğrendik. Bizim kapının gerisinde olduğumuzu bilmesine karşın o mühlet zarfında muhtemelen silahını dolduruyormuş.
Direkt kapıyı gaye alırcasına arka arda ateş etti. Birisi sırtıma denk geldi, birisi tabanca şarjörüne denk geldi, içerideki mermiyi patlattı. İçeride günahsız biri, bayan, çocuk olabilir diye, rastgele ateş etmiyoruz.
Masum bir insan olabilir içeride diye içeriye atışla yanıt vermedik. Sırtımı dönerek, eğilerek dışarı çıktım. Kendisini farklı bir grubumuz mermisi bitince teslim aldı." dedi.
"Korku refleksiyle 5-6 el ateş ettim, ondan sonra durdum"
Tutuklu sanık Mert Hatası, odasının dışından şiddetli halde bağrışma sesleri geldiğini belirterek, "Ne olduğunu iddia edemedim. Ses duyuyorum, kimseyi görmüyorum. Bizim topluluğumuza IŞİD, PKK olsun birçok tehdit var. Son vakitlerde da çok tehdit vardı.
Korku refleksiyle 5-6 el ateş ettim. Ondan sonra durdum. Polis oldukları için çok rahatladım. 'Kusura bakmayın. Yanlış oldu. Pardon, teslim oluyorum' dedim ve çabucak süratlice çıkıp elimi kaldırdım, teslim oldum." sözlerini kullandı.
"Biz sabah saatlerinde operasyon düzenlemeye gittik"
Olayla ilgili şahit olarak dinlenen polis memuru H. A. ise, "Biz sabah saatlerinde operasyon düzenlemeye gittik. Burası villanın müştemilatı, şahsın kaldığı yer. 3 kişi girdik buraya.
Cam buzlu camdı, içerideki kişi görülüyordu. İçeride hareket ediyordu, 'Aç kapıyı polis' diye bağırdık, 'Geliyorum' dedi ancak kapıyı açmadı. Hareket ediyordu. 'Kapıyı kıralım biz alalım' dedik.
Bir defa koçbaşıyla vurduk, ateş etti. C.O.A.'nın çelik yeleğine isabet etti, kucaklayıp dışarı attım, A.K, içeride kaldı. Bir şarjör, seri bir biçimde ateş edildi." diye konuştu.
Duruşma yarın devam edecek
DHA'Nın haberine nazaran; mahkeme heyeti, duruşmanın yarın sabah saat 10.00'da devam edileceğini belirterek bugünkü duruşmayı sonlandırdı.
Mahkeme lideri, yarın birleşen iddianamede ki iki sanığın savunmalarının alındıktan sonra sanık ve avukatların taleplerinin alınacağını söyledi.
