Toplumumuzun en sık rastlanan kronik hastalıklarının ilk beşinden biri olan kansızlık-anemi aslında birazda bizlerin var ettiği bir durumdur.Oysa günlük gıdalarla demir alımını yeterli tutmak mümkündür .Dünyada her 5 çocuktan 2 si (% 40’ı) kansızdır ancak pek ÇOĞU bu durumlarını ne yazık ki bilmemektedir. Gelişmiş ülkelerde 0-5 yaş arası çocuklarda kansızlığa rastlanma sıklığı % 4-20 iken, az gelişmiş ülkelerde aynı yaş grubunda bu oran % 80’lere kadar çıkmaktadır. Ülkemizde bu oran % 50 (her iki çocuktan biri) gibi oldukça yüksek bir değerdedir. Önemsenmediğinde çocuklarda sık hastalık ve gelişme geriliği sebebi olan ANEMİ-KANSIZLIK Kanda bulunan alyuvarların veya alyuvarların içinde bulunan hemoglobinin azalmasına verilen isimdir.Çocuklarda kansızlığın birçok nedeni olmakla beraber, en sık görülen neden demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Demir eksikliğine yol açan nedenler ise; yeterli ve dengeli beslenememe yüzünden yetersiz demir alınımı, hızlı büyüme nedeni ile demir ihtiyacının artması ve çeşitli nedenlerle oluşan kan kaybıdır.
Demir eksikliğine bağlı kansızlık her yaş grubunda görülmekle beraber en sık 6 ay ile 2 yaş arasında görülür.Özellikle annelerimizin kan değeri düşük ve demir depoları yetersiz olduğu için doğuma 1-2 ay kala bebeğe geçmesi gereken demir miktarı yetersiz olur. Kansızlık hafif ise belirti görülmeyebilir. Ancak kan analizleri sonucu kansızlık saptanabilir.Bazen anemi hastaları PİKA ile başvururlar.Pika gıda olmayan maddelerin yenmesidir.Mesela çocuk kil,kum,kül,toprak,kağıt yemeye başlar;bu bir davranış bozukluğudur ama en çok demir eksikliği ile beraberdir ve demir tedavisinden sonra düzelir geçer.
Bunlar dışında şu belirtiler olabilir:
Baş dönmesi, kulak çınlaması,
Ağız kenarında çatlaklar,
Tırnakların kaşık şeklini alması, çatlaklar oluşması,
Dilde kızarma, çatlak ve kabarcık oluşumu,
Yutarken zorlanma, ağrılı yutma,
Demir eksikliği olan çocukların yürümesi, oturması, konuşması gecikir. Bu çocuklarda davranış bozukluğu ortaya çıkar ve öğrenme güçleşir. Bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalığa yakalanma ihtimali artar.
Çocukluk yaş grubunda demir eksikliğini belirtileri özgün değildir. Belirgin kansızlık ortaya çıkana kadar tanımlaması güçtür. Öylesine yavaş gelişme eğilimindedir ki sıklıkla bunları fark etmek zordur. Demir eksikliği anemisi yaş gruplarına göre farklı belirti ve bulgular verebilir.
Bebeklerde kansızlık ve demir eksikliği belirtileri;iştahsız, huzursuz, neşesiz, halsizdir, hareketleri yavaştır, uyku bozuklukları olabilir. Bu bebeklerde fizik muayenede göz kapaklarının içi, avuç içi, ayak tabanı, tırnak yatakları soluktur. Ancak bütün bu belirtiler silik kalabilir.Kansızlık belirgin ise, solukluk, halsizlik, huzursuzluk, iştahsızlık, çabuk yorulma, oturma emekleme ve yürümede gecikme, katılma nöbetleri,çarpıntı, nefes darlığı görülebilir.Özellikle saç dökülmesi yaşayan veya saçları geç çıkan kişilerde demir eksikliği sıkça vardır;ve buna demir hariç çinko ve biotin eksikliğide eşlik eder.Gene yapılan bazı yurtdışı çalışmalarında 2 yıldan daha uzun süre demir eksikliği yaşayan çocuklarda algıda azalma,anlama güçlüğü ve zor öğrenme gibi bulgularda tespit edilmiştir. Hastalığın teşhisi Kan analizleri sonucu konulur.
kandaki hemoglobin miktarının erişkin erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL değerlerinin altına düşmesidir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL’nin altı kansızlık olarak kabul edilir.
Kan analizleri sonucu anemi saptanan hasta, demir eksikliği dışındada kansızlık yapan nedenler açısından değerlendirilir, gerekirse nedene yönelik testler yapılır. Demir içeren damla ya da şuruplar kullanılır. İlaçlar öğünler arasında verilir. Beslenmede demir yönünden zengin gıdalara (et, balık, tavuk, kuru üzüm, üzüm pekmezi, tahin, yumurta, kuru baklagiller, kuru yemişler) ağırlıklı olarak verilir.Ispanak zannedildiği kadar demirden zengin değildir.
Demir EKSİKLİĞİNE İYİ GELEN GIDALAR;
Hayvansal gıdalardan kırmızı sakatat en zengin demir kaynağıdır. Diğer yararlı gıdalar ise; kırmızı et, tavuk, yumurta, kabuklu deniz mahsulleri ve balıktır (en zengini somon). Bitkilerden ise buğday, mısır ve yulaf, taneli olduğunda demirden daha zengin durumdadır. Diğer pek çok vitamin ve mineral gibi demirde özellikle tahıl tanelerinin dış kısmında bulunur; örneğin buğday öğütülürken içerdiği demirin %75’i kepeğinde kalır, yani buğday unu tane buğdaya göre ancak %25 demir içerir. Ispanağın, demir içeriği açısından zengin olarak bilinmesine karşın bu bilgi tam doğru değildir, zira içerdiği bazı maddeler nedeniyle ıspanak, kara lahana gibi birçok sebzenin yapısında bulunan demirin vücuda sanıldığı kadar bir faydası olmamaktadır. Kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik, badem, fıstık, ceviz gibi kuruyemişler ile çekirdekler demir yönünden çok zengin olmamakla beraber yeterli düzeyde demir içerirler. Bir çorba kaşığı pekmezde yaklaşık 3 mg demir bulunur. Günde bir bardak portakal suyunun içilmesi bitkilerden alınan demirin emilimini bir kat artırırken, çay ve kahve tüketimi demir emilimini %75 oranında azaltmaktadır.Birde demir içeren gıdaların ve ilaçların kalsiyum içeren süt ürünleri ile beraber verilmemesi arada bir saat bulunması demirin emilmesi için iyi olur.
Fazla inek sütü kansızlık yapabildiğinden günde yarım litreden fazla tüketilmemelidir. Demir içeren İlaçların bazı yan etkileri vardır-Dişler geçici olarak siyaha boyanabilir, ilaçlar dil köküne doğru verilirse boyanma çok az olacaktır.Kakada koyu renk oluşabilir.Bulantı, kusma, ishal ya da karın ağrısı görülebilir. Yakınmalar sürekli olursa doz azaltılır ya da ilaç grubu değiştirilir.Hastanın kan hemoglobin düzeyi yaşına göre normal düzeye gelinceye kadar demir ilaçlarına devam edilir. Kan düzeyi normale ulaştıktan sonra vücudun demir depolarının dolması amacıyla da yarı dozda 1-2 ay daha ilaç alımı sürdürülür.Çocukların büyüme dönemi tamamlanana kadar her yıl bir kere 18 yaşına kadar kan tahlili ve demir ölçümü yaptırması ,kişinin daha sağlıklı büyümesi için iyi olacaktır.