iltasyazilim
Yeni Üye
Anlatım Türleri Eleştiri Hakkında Bilgi
eleştiri yazıları eleştirinin özellikleri eleştir yazılarının tarihçesi tenkit yazarları Tenkit Hakkında Veri tenkit nedir Tenkit; yazın, sanat veya düşünce ağırlıklı yapıtları inceleyip farklı alanlara yönlendirilmiş yönlerden değerli önemsiz yanlarını ortaya koymadır Bu amaçla hazırlanan yazılara da eleştiri yazısı denir Yazın ve sanatta manâlı bir yeri olan tenkit, edebiyatımıza Batı yazınından gelen bir düz yazı türüdür Tenkit yazıları bir sanat ya da yazını yapıtını tanıtmakta kayda değer rol oynar Eleştirmenler, okuyucuya yeni zihin ufukları açtıkları gibi,
eleştiri nedir tenkit yazıları eleştirinin özellikleri eleştir yazılarının tarihçesi tenkit yazarları
Tenkit; yazın, sanat veya us ağırlıklı yapıtları inceleyip farklı alanlara yönlendirilmiş yönlerden kıymetli değersiz yanlarını ortaya koymadır Bu amaçla hazırlanan yazılara da eleştiri yazısı denir Yazın ve sanatta kayda değer bir yeri olan eleştiri, edebiyatımıza Batı yazınından gelen bir düz yazı türüdür
Eleştiri yazıları bir sanat veya yazını yapıtını tanıtmakta manâlı rol oynar Eleştirmenler, okuyucuya yeni hafıza ufukları açtıkları gibi, yazın veya sanat yapıtlarını bir tenkitçi gözüyle okuma alışkanlığı da kazandırırlar Bir yapıtı tanıtırken eleştirmene düşen yansız değerleme yapmaktır Eleştirmen ne ölçüde yazara karşısında beslediği duygularda, kendi zihin ve yangılarından uzaklaşabilirse o ölçüde objektif bir değer biçme yapmış sayılır Böyle bir değerleme de okuyucuyu doğruya yönlendirir
Cenap Şahabettin, A Canip Usul, Vedat Günyol, Fuat Köprülü, Doğan HızlanEleştirinin, yazın tarihi ile yakın bir ilişkisi olmakla birlikte ayrıldıkları yönler de vardır Yazın tarihçisi değerlendirme yaparken, tarihsel dönemler içindeki yapıtlara yönelir Yazın ve sanat eleştirmenleriyse yeni ve modern yapıtlara yönelirler Eleştiri yazılarının sanat değeri taşıması yazara bağlıdır Etkin ve özgün bir anlatım özelliği olan eleştirmenin yazıları, öykü ya da şiir gibi tat alınarak okunabilir Tenkit yazıları; konularına, izlenen yönteme, eleştirmenin yaklaşımına tarafından birtakım gruplara ayrılır:
Birinci gruptakiler, tarihsel eleştirilerdir Bu gruptaki eleştirilerde yazın ya da sanat yapıtları ortaya konuldukları devir ya da dönemin özelliklerine tarafından değerlendirilir Yapıtın yazınsal ve estetik niteliği, yazarının gösterme ve düşüncelerine, yaşadığı zaman dilimindeki zevklere ve anlayışa göre değerlendirilir Keza yazarın yaşamı ve çağdaşları arasındaki yeri de göz önünde tutulur
İkinci gruptakiler, ele alınan yazın ya da sanat yapıtının ortaya kondukları toplumsal koşullar ve değerler açısından inceleyen toplumbilimsel eleştirilerdir Bu eleştirilerde değerleme yapılırken ayırıcı özellik olarak birtakım toplumsal durum ve olgular dikkate alınır, yapıta yazıldığı zamanki toplumsal olayları yansıtması gereken bir evrak olarak bakılır
Üçüncü grupta yazarın yaşamı ile yapıtı aralarında ilişki kurmaya dayanan yaşamöyküsel eleştiriler yer alır Bu alıcı eleştirilerde eleştirici, yazın ve sanat adamının yaşamını tamamen inceleyerek, yapıtını hangi koşullar aşağı, ne gibi etmenlerin etkisiyle ortaya çıkardığını açıklamayı yeğler Yazarın yaşayış özellikleriyle yapıtı arasındaki birtakım bağlantılar belirlenmeye çalışılır
Dördüncü gruptaki ruhbilimsel eleştirilerde yeniden hareket noktası yazarla yapıtı arasındaki ilişkidir Ama bu eleştirilerde tenkitçi, yapıtı yaratan sanatçının duygularını, yönelimlerini, içgüdülerini açıkladığı gibi, yapıtta yer alan kişilerin davranışlarını da tekrar ruhsal açıdan betimlemeye çalışır
En öznel eleştiriler beşinci gruptaki izlenimci eleştirilerdir Eleştirici değerlendirmelerini yaparken belli ölçütlere adaptasyon zorunluluğunu duymaz Sadece kişisel beğenisine dayanır Okuduğu incelediği yapıtı, lezzet alışına veya kimi yönlerden beğenişine göre değerlendirir Tat alıp beğendiklerini över, beğenmediklerini yerer Eleştiricinin duyusal yanının ağır bastığı empresyonist eleştiriler, zaman zaman deneme türüne yaklaşır
Yapı tenkit adı da bahşedilen dilbilimsel eleştirilerdeyse yapıt sadece bir “dil ürünü olarak ele alınır Yazarın kişiliği, onu yönlendiren etmenler bir yanlamasına bırakılarak, yapıt dilbilim açısından gözden geçirilir Yazarın anlatım özelliklerinin belirlenmesine ağırlık verilir Yapıtın öteki nitelikleri üstünde metin incelemesinin verdiği olanaklar ölçüsünde durulur
Eleştiriciyi oldukça uğraştıran eleştiriler, yedinci gruptaki eleştirilerdir Devamlı Kusur Bulan üzerinde duracağı yapıtı değerlendirirken; bir ilke, doktrin veya görüşten yol almak yerine insan bilimleriyle birlikte, doğal ve deneyde kullanılan bilimlere özgü yöntemlerden ve bu bilimlerin ortaya koyduğu gerçeklerden yararlanmaya çalışır
Batı yazınında eleştirinin gelişmesine katkıda yer alan ve yazınımızdaki eleştirmenleri büyük ölçüde etkileyen ilk yazarlar olarak Boileau, Saint Bouve, Hippolyte Taine ve Bruntiene adlarını sayabiliriz Daha sonraki izlenimci eleştirinin kurucuları olarak Jules Lemaitre ve Anatole France ’ı görüyoruz
Bugünkü anlamda eleştiri, yazınımıza Tanzimat döneminde girmiştir Tanzimat ’tan önce, yazarın kendi görüşlerine kadar birkaç satırla övdüğü veya yerdiği şairlerin konu olduğu tezkireleri görüyoruz Tanzimat döneminde bu türün birincil örneğini Şinasi vermiştir Onu, Edebiyatımız Hakkında Bazi Mulâzatı Şamildir başlıklı yazısıyla Namık Kemal, Şiir ve Inşa ile Ziya Paşa izler Sonra Cevdet Paşa ’nın Belagati Osmaniye ve Recaizade Ekrem ’in Talimi Edebiyat adlı yapıtları gelir Tenkit yöntemleri konusu üzerinde de bu dönemde durulmaya başlanır
Serveti Fünûn döneminde olgunlaşmaya başlayan yazın türleri aralarında eleştiri de yer alır Birincil eleştirmenimiz Ahmet Şuayp bu dönemde yetişir Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şehabettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın da eleştirileriyle dikkati çeken yazarlar olarak yer alırlar
Eleştiri türündeki asıl gelişme, 1908 ’den daha sonra başlar Daha çok yazın ve dil alanında yoğunlaştırılan eleştiriler, Cumhuriyet döneminde değişik sanat dallarını da kapsayarak geniş bir alana yayılmıştır Ulusal Edebiyat akımının yoğunlaştığı yıllarda Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Fuat Köprülü dikkati çekerler Cumhuriyetin ilk yıllarında Ahmet Hamdi Tanpınar Nazım Hikmet, Sabahattin Eyüboğlu dikkati çeken adlardır Daha Sonra Nurullah Ataç, Tiyatro dalında Refik Ahmet Sevengil, sanat dalında Sabri Esat Siyavuşgil önemli adlardır 1950 ’li yıllara doğru Yaşar Nabi, Mehmet Kaplan, Lütfi Ay, Suat Derviş, Suut Kemal Yetkin, Orhan Burian gibi şair, bilim adamı, yazar ve eleştirmenlerle eleştiri türü geliştirilmiştir
1950 ’lerden daha sonra sadece tenkit alanında yazanların sayısında da bir yükselme görülmektedir Vedat Günyol, Asım Bezirci, Mehmet Fuat, Fethi Naci, Doğan Çabuk Ol, Metin And, Nejat Özön, Muhakkak Özdemir adları bu dönemin ilk akla gelen eleştirmenleridir
seçme parça *
eleştiri yazıları eleştirinin özellikleri eleştir yazılarının tarihçesi tenkit yazarları Tenkit Hakkında Veri tenkit nedir Tenkit; yazın, sanat veya düşünce ağırlıklı yapıtları inceleyip farklı alanlara yönlendirilmiş yönlerden değerli önemsiz yanlarını ortaya koymadır Bu amaçla hazırlanan yazılara da eleştiri yazısı denir Yazın ve sanatta manâlı bir yeri olan tenkit, edebiyatımıza Batı yazınından gelen bir düz yazı türüdür Tenkit yazıları bir sanat ya da yazını yapıtını tanıtmakta kayda değer rol oynar Eleştirmenler, okuyucuya yeni zihin ufukları açtıkları gibi,
eleştiri nedir tenkit yazıları eleştirinin özellikleri eleştir yazılarının tarihçesi tenkit yazarları
Tenkit; yazın, sanat veya us ağırlıklı yapıtları inceleyip farklı alanlara yönlendirilmiş yönlerden kıymetli değersiz yanlarını ortaya koymadır Bu amaçla hazırlanan yazılara da eleştiri yazısı denir Yazın ve sanatta kayda değer bir yeri olan eleştiri, edebiyatımıza Batı yazınından gelen bir düz yazı türüdür
Eleştiri yazıları bir sanat veya yazını yapıtını tanıtmakta manâlı rol oynar Eleştirmenler, okuyucuya yeni hafıza ufukları açtıkları gibi, yazın veya sanat yapıtlarını bir tenkitçi gözüyle okuma alışkanlığı da kazandırırlar Bir yapıtı tanıtırken eleştirmene düşen yansız değerleme yapmaktır Eleştirmen ne ölçüde yazara karşısında beslediği duygularda, kendi zihin ve yangılarından uzaklaşabilirse o ölçüde objektif bir değer biçme yapmış sayılır Böyle bir değerleme de okuyucuyu doğruya yönlendirir
Cenap Şahabettin, A Canip Usul, Vedat Günyol, Fuat Köprülü, Doğan HızlanEleştirinin, yazın tarihi ile yakın bir ilişkisi olmakla birlikte ayrıldıkları yönler de vardır Yazın tarihçisi değerlendirme yaparken, tarihsel dönemler içindeki yapıtlara yönelir Yazın ve sanat eleştirmenleriyse yeni ve modern yapıtlara yönelirler Eleştiri yazılarının sanat değeri taşıması yazara bağlıdır Etkin ve özgün bir anlatım özelliği olan eleştirmenin yazıları, öykü ya da şiir gibi tat alınarak okunabilir Tenkit yazıları; konularına, izlenen yönteme, eleştirmenin yaklaşımına tarafından birtakım gruplara ayrılır:
Birinci gruptakiler, tarihsel eleştirilerdir Bu gruptaki eleştirilerde yazın ya da sanat yapıtları ortaya konuldukları devir ya da dönemin özelliklerine tarafından değerlendirilir Yapıtın yazınsal ve estetik niteliği, yazarının gösterme ve düşüncelerine, yaşadığı zaman dilimindeki zevklere ve anlayışa göre değerlendirilir Keza yazarın yaşamı ve çağdaşları arasındaki yeri de göz önünde tutulur
İkinci gruptakiler, ele alınan yazın ya da sanat yapıtının ortaya kondukları toplumsal koşullar ve değerler açısından inceleyen toplumbilimsel eleştirilerdir Bu eleştirilerde değerleme yapılırken ayırıcı özellik olarak birtakım toplumsal durum ve olgular dikkate alınır, yapıta yazıldığı zamanki toplumsal olayları yansıtması gereken bir evrak olarak bakılır
Üçüncü grupta yazarın yaşamı ile yapıtı aralarında ilişki kurmaya dayanan yaşamöyküsel eleştiriler yer alır Bu alıcı eleştirilerde eleştirici, yazın ve sanat adamının yaşamını tamamen inceleyerek, yapıtını hangi koşullar aşağı, ne gibi etmenlerin etkisiyle ortaya çıkardığını açıklamayı yeğler Yazarın yaşayış özellikleriyle yapıtı arasındaki birtakım bağlantılar belirlenmeye çalışılır
Dördüncü gruptaki ruhbilimsel eleştirilerde yeniden hareket noktası yazarla yapıtı arasındaki ilişkidir Ama bu eleştirilerde tenkitçi, yapıtı yaratan sanatçının duygularını, yönelimlerini, içgüdülerini açıkladığı gibi, yapıtta yer alan kişilerin davranışlarını da tekrar ruhsal açıdan betimlemeye çalışır
En öznel eleştiriler beşinci gruptaki izlenimci eleştirilerdir Eleştirici değerlendirmelerini yaparken belli ölçütlere adaptasyon zorunluluğunu duymaz Sadece kişisel beğenisine dayanır Okuduğu incelediği yapıtı, lezzet alışına veya kimi yönlerden beğenişine göre değerlendirir Tat alıp beğendiklerini över, beğenmediklerini yerer Eleştiricinin duyusal yanının ağır bastığı empresyonist eleştiriler, zaman zaman deneme türüne yaklaşır
Yapı tenkit adı da bahşedilen dilbilimsel eleştirilerdeyse yapıt sadece bir “dil ürünü olarak ele alınır Yazarın kişiliği, onu yönlendiren etmenler bir yanlamasına bırakılarak, yapıt dilbilim açısından gözden geçirilir Yazarın anlatım özelliklerinin belirlenmesine ağırlık verilir Yapıtın öteki nitelikleri üstünde metin incelemesinin verdiği olanaklar ölçüsünde durulur
Eleştiriciyi oldukça uğraştıran eleştiriler, yedinci gruptaki eleştirilerdir Devamlı Kusur Bulan üzerinde duracağı yapıtı değerlendirirken; bir ilke, doktrin veya görüşten yol almak yerine insan bilimleriyle birlikte, doğal ve deneyde kullanılan bilimlere özgü yöntemlerden ve bu bilimlerin ortaya koyduğu gerçeklerden yararlanmaya çalışır
Batı yazınında eleştirinin gelişmesine katkıda yer alan ve yazınımızdaki eleştirmenleri büyük ölçüde etkileyen ilk yazarlar olarak Boileau, Saint Bouve, Hippolyte Taine ve Bruntiene adlarını sayabiliriz Daha sonraki izlenimci eleştirinin kurucuları olarak Jules Lemaitre ve Anatole France ’ı görüyoruz
Bugünkü anlamda eleştiri, yazınımıza Tanzimat döneminde girmiştir Tanzimat ’tan önce, yazarın kendi görüşlerine kadar birkaç satırla övdüğü veya yerdiği şairlerin konu olduğu tezkireleri görüyoruz Tanzimat döneminde bu türün birincil örneğini Şinasi vermiştir Onu, Edebiyatımız Hakkında Bazi Mulâzatı Şamildir başlıklı yazısıyla Namık Kemal, Şiir ve Inşa ile Ziya Paşa izler Sonra Cevdet Paşa ’nın Belagati Osmaniye ve Recaizade Ekrem ’in Talimi Edebiyat adlı yapıtları gelir Tenkit yöntemleri konusu üzerinde de bu dönemde durulmaya başlanır
Serveti Fünûn döneminde olgunlaşmaya başlayan yazın türleri aralarında eleştiri de yer alır Birincil eleştirmenimiz Ahmet Şuayp bu dönemde yetişir Tevfik Fikret, Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şehabettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın da eleştirileriyle dikkati çeken yazarlar olarak yer alırlar
Eleştiri türündeki asıl gelişme, 1908 ’den daha sonra başlar Daha çok yazın ve dil alanında yoğunlaştırılan eleştiriler, Cumhuriyet döneminde değişik sanat dallarını da kapsayarak geniş bir alana yayılmıştır Ulusal Edebiyat akımının yoğunlaştığı yıllarda Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Fuat Köprülü dikkati çekerler Cumhuriyetin ilk yıllarında Ahmet Hamdi Tanpınar Nazım Hikmet, Sabahattin Eyüboğlu dikkati çeken adlardır Daha Sonra Nurullah Ataç, Tiyatro dalında Refik Ahmet Sevengil, sanat dalında Sabri Esat Siyavuşgil önemli adlardır 1950 ’li yıllara doğru Yaşar Nabi, Mehmet Kaplan, Lütfi Ay, Suat Derviş, Suut Kemal Yetkin, Orhan Burian gibi şair, bilim adamı, yazar ve eleştirmenlerle eleştiri türü geliştirilmiştir
1950 ’lerden daha sonra sadece tenkit alanında yazanların sayısında da bir yükselme görülmektedir Vedat Günyol, Asım Bezirci, Mehmet Fuat, Fethi Naci, Doğan Çabuk Ol, Metin And, Nejat Özön, Muhakkak Özdemir adları bu dönemin ilk akla gelen eleştirmenleridir
seçme parça *