elektronikci
Yeni Üye
Yirmi yıl önce, yaklaşık 500 milyar ton ağırlığında olduğu düşünülen bir buz alanı, Antarktika kıtasını beklenmedik bir şekilde parçalara ayırdı. Bu sebeple Weddell Denizi’nde binlerce buzdağı oluştu. Bilim insanları tarafından yapılan açıklamaya göre dünyamız şu anda buna benzer bir durumla tekrar karşı karşıya geldi.
Antarktika’daki dev “kıyamet günü” buzulu endişeyle gözlemleniyor
Antartika’daki 3.250 kilometrekarelik Larsen B buz alanının hızla eridiği biliniyordu. Fakat kimse 200 metre kalınlığındaki devin tamamen parçalanmasının sadece bir ay gibi kısa bir sürede gerçekleşeceğini tahmin edemedi. Buzulbilimciler, çöküşün boyutu kadar hızıyla da şok oldular. “Bu şaşırtıcı. Sadece parçalandı. Bir duvar gibi devrildi ve yüzbinlerce tuğlaya bölündü” açıklamasını yaptılar.
Thwaites’in boyutunun, Türkiye’nin 30 katı büyüklükte olduğu söyleniyor. Dolayısıyla Larsen B buzulu ancak saçağı kadar olabilir. Ayrıca olası bir parçalanma durumunda dünya çapında deniz seviyelerini yarım metreden fazla yükseltmeye yetecek kadar su içeriyor. Uydu çalışmaları, kıyamet günü olarak isimlendirilen bu buzulun, 1990’lı yıllara oranla çok daha büyük bir ivmelenmeyle eridiğini, hatta tüm buzulun beş yıl veya daha kısa bir sürede çökebileceğini gösteriyor.
Şüphesiz ki deniz seviyeleri hızla yükseliyor. 2006 ile 2015 yılları arasında yıllık artış oranı 1,4 mm’den 3,6 mm’ye çıktı. Yani erime hızı iki katından fazla bir yükselişle artarak hızlanıyor. Yılda birkaç milimetre pek endişe verici gelmiyor olabilir. Ancak Thwaites’in küçük bir bölümünün çöküşü bile bu süreci hızlandırmakla kalmayacak, muhtemelen fırtına dalgalarının şiddetini de artıracaktır. Ayrıca deniz seviyesinde kurulu kentler için deniz seviyesinde meydana gelecek yarım metrenin üzerindeki bir artışın felaketle sonuçlanabileceğini de unutmamak lazım.
Kuzey Kutbu’ndaki buz kayıpları, buzullar zaten denizin üzerinde var olduğu için deniz seviyelerini neredeyse hiç etkilemiyor. Fakat Antarktika kıtasındaki buzulların çok büyük bir kısmı kara parçasının üzerindedir. Dolayısıyla ayrılan ve eriyen her bir parçası direkt olarak deniz seviyesinin yükselmesi için olumsuz etki yapıyor. Tabii Thwaites’in de Larsen B’de olduğu gibi aniden kaybolacağına dair kesin bir veri bulunmuyor. Ancak endişeler kesinlikle yersiz değil.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!