bilgiliadam
Yeni Üye
Ataturk'un Yaptığı Calışmalar,
Ataturk'un Amacları,
Ataturk'un Amaclarına Ulaşmak İcin Yaptığı Calışmalar Nelerdir
Turkiye Cumhuriyeti ’nin kurucusu Mustafa Kemal Ataturk ’un bilime ve bilimsel araştırmalara buyuk onem verdiği herkesce bilinmektedir Ataturk ’un en buyuk amaclarından biri de Turkiye ’yi cağdaş bir ulke haline getirmek ve Avrupalı devletler seviyesine cıkarmaktır Bunu yaparken en buyuk yol gosterici olarak bilimi kabul etmiştir
Ataturk ’un yaptığı inkılaplar incelendiğinde, bu inkılapların aklın ve bilimin onderliğinde yapıldığı, modern yenilik ve gelişime acık bir ozelliğe sahip olduğu gorulmektedir
Bir ulkenin hızla gelişebilmesi icin oncelikle halkın eğitim seviyesinin yukseltilmesi gereklidir Şuphesiz Ataturk de bu durumun farkına varmış ve eğitim alanındaki inkılaplara onem vermiştir
Ataturk ’un sosyal bilimler alanında yaptığı yeniliklerden en onemlileri Dil Tarih Coğrafya Fakultesinin, Turk Tarih Kurumu ve Turk Dil Kurumunun acılmasıdır
Ataturk, Anadolu ’nun ceşitli yerlerinde arkeolojik kazıların yapılmasını sağlamış, bu kazıları yakından takip etmiştir
Ataturk ’un diğer bir uygulaması, yabancı sosyal bilimcileri ulkemize davet etmesidir Boylelikle, sosyal bilimler alanındaki son gelişmelerden haberdar olma ve bu gelişmeleri yakından takip etme imkanı doğmuştur Ayrıca yurt dışına oğrenciler gonderilmiş ve bu oğrencilerden bir kısmı sosyal bilimler alanında eğitim almıştır
ANKARA UNİVERSİTESİ DİL ve TARİH – COĞRAFYA FAKULTESİ (14 Haziran 1935)
Ankara Universitesi ’nin fakulte olarak kurulan ilk yuksek oğrenim kurumu olan Dil ve Tarih – Coğrafya Fakultesi Ataturk ’un adını koyduğu ve anlamlı bir gorev yuklediği bilim merkezidir
Ataturk, fakultenin kurulmasını onerirken dilde, tarihte, coğrafi ozelliklerin araştırılmasında bilimsel yontemler izlenerek ulusal bilince sahip, ozgur duşunen, araştıran, sorgulayan, bilim insanlarının yetiştirilmesini istemiştir
Fakultenin kuruluş yasası TBMM tarafından 14 Haziran 1935 ’te kabul edilmiştir 1936 yılında 195 oğrenci ile oğretime başlayan fakulte 13 Haziran 1946 ’ya kadar Milli Eğitim Bakanlığına calışmalar yapmış, daha sonra Ankara Universitesi bunyesine alınmıştır
Dil ve Tarih – Coğrafya Fakultesi Turk ve Anadolu tarihinin incelenmesinde kaynaklık edecek olan Sumerce ve Hititceden, Latince ve Yunancaya Antik Batı ve Doğu dilleri yanında modern diller ile coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve antropoloji alanlarında eğitim veren bir bilim kurumudur
Bu eğitim kurumunda bircok unlu sosyal bilimci yetişmiş Halil İnalcık ve Bahaeddin Ogel gibi unlu sosyal bilimciler, bu fakultede eğitim almıştır
TURK TARİH KURUMU (12 Nisan 1931)
Turkiye Cumhuriyetinin onceki tum Turk devletleri ile bağı olduğunu ve dunya uygarlığının buluşma ve gelişmesinde Turk uygarlığının payı olduğunu duşunen Ataturk, tarih anlayışını geliştirmek ve bu amacla araştırmalar yapmak icin 12 Nisan 1931 ’de Turk Tarih Kurumunu kurmuştur
Kurumun amacı Turk tarihini araştırarak elde edilen sonucları yayımlamaktır Bu amaclar doğrultusunda;
Bilimsel tartışma toplantıları duzenler,
Turk Tarihi kaynaklarını inceler
Turk Tarihini ve Anadolu ’daki eski yerleşim hakkında belge ve bilgiler toplayabilmek amacı ile gerekli gorduğu yerlerde gezi, araştırma ve teknolojik kazılar organize eder
YENİ TURK HARFLERİ (1 Kasım 1928)
Arap alfabesi ses uyumu bakımından Turkceye uygun olmadığından okuma ve yazma gucluğu ortaya cıkarıyordu Bu nedenle ulkemiz¬de okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukca azdı
Latin alfabesinden yararlanılarak, Turk dilinin yapısına uygun Turk alfabesi hazırlandı Yeni Turk harfleri, TBMM tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edildi
TURK DİL KURUMU (12 Temmuz 1932)
Cumhuriyet oncesi donemde Osmanlı aydınları Arapca, Farsca ve Turkce karışımı bir dil olan Osmanlıcayı kullanıyordu Halk ise Turkce konuşuyordu Aydınlar ve halk arasında dil farklılığının olması kulturel bir ikiliğin yaşanmasına da neden olmuştu
Cumhuriyetten sonra aydınların ve halkın yaşadığı bu ikiliği ortadan kaldırmak icin calışmalar başlamıştı
Turk dilini yabancı sozcuklerden arındırmak Turkcenin oze donmesini sağlamak ve Turkceyi dunyanın en zengin dili haline getirmek amacıyla Ataturk, 12 Temmuz 1932 ’de Turk Dil Kurumunu acarak Turk dilinin gercek bir bilim edebiyat ve sanat diline donuşmesi calışmalarını hızlandırmıştır
HALKEVLERİ (1932)
Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan inkılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi icin herkesin rahatlıkla calışmalarına katılabilece¬ği yaygın bir teşkilata ihtiyac vardı
Ataturk ’un onderliğinde tarihinde resmen acılan halkevlerinin amacları; halk arasında kultur ve duşunce birliğini gercekleştirmek, Ataturk inkılaplarının benimsenmesini sağlamak, cumhuriyetin kultur atılımını yapmak, Turk milletini yeni amaclar etrafında toplamak, kır kent ile koylu – aydın ikiliğini ortadan kaldırmaktır,
Halkevleri kısa zamanda Turkiye ’nin dort bir yanına yayıldı 1931 ile 1952 yılları arasında 478 halkevi, 4322 halk odası acıldı
Halkevleri Ataturk inkılaplarının benimsenmesinde ozellikle;
• Dilin Turkceleşmesi,
• Tarih bilincinin yerleştirilmesi,
• Geniş halk topluluklarına okuma ve yazma oğretilmesi,
• Milli ve manevi değerlerin topluma kazandırılması konularında etkili oldu
Ataturk'un Amacları,
Ataturk'un Amaclarına Ulaşmak İcin Yaptığı Calışmalar Nelerdir
Turkiye Cumhuriyeti ’nin kurucusu Mustafa Kemal Ataturk ’un bilime ve bilimsel araştırmalara buyuk onem verdiği herkesce bilinmektedir Ataturk ’un en buyuk amaclarından biri de Turkiye ’yi cağdaş bir ulke haline getirmek ve Avrupalı devletler seviyesine cıkarmaktır Bunu yaparken en buyuk yol gosterici olarak bilimi kabul etmiştir
Ataturk ’un yaptığı inkılaplar incelendiğinde, bu inkılapların aklın ve bilimin onderliğinde yapıldığı, modern yenilik ve gelişime acık bir ozelliğe sahip olduğu gorulmektedir
Bir ulkenin hızla gelişebilmesi icin oncelikle halkın eğitim seviyesinin yukseltilmesi gereklidir Şuphesiz Ataturk de bu durumun farkına varmış ve eğitim alanındaki inkılaplara onem vermiştir
Ataturk ’un sosyal bilimler alanında yaptığı yeniliklerden en onemlileri Dil Tarih Coğrafya Fakultesinin, Turk Tarih Kurumu ve Turk Dil Kurumunun acılmasıdır
Ataturk, Anadolu ’nun ceşitli yerlerinde arkeolojik kazıların yapılmasını sağlamış, bu kazıları yakından takip etmiştir
Ataturk ’un diğer bir uygulaması, yabancı sosyal bilimcileri ulkemize davet etmesidir Boylelikle, sosyal bilimler alanındaki son gelişmelerden haberdar olma ve bu gelişmeleri yakından takip etme imkanı doğmuştur Ayrıca yurt dışına oğrenciler gonderilmiş ve bu oğrencilerden bir kısmı sosyal bilimler alanında eğitim almıştır
ANKARA UNİVERSİTESİ DİL ve TARİH – COĞRAFYA FAKULTESİ (14 Haziran 1935)
Ankara Universitesi ’nin fakulte olarak kurulan ilk yuksek oğrenim kurumu olan Dil ve Tarih – Coğrafya Fakultesi Ataturk ’un adını koyduğu ve anlamlı bir gorev yuklediği bilim merkezidir
Ataturk, fakultenin kurulmasını onerirken dilde, tarihte, coğrafi ozelliklerin araştırılmasında bilimsel yontemler izlenerek ulusal bilince sahip, ozgur duşunen, araştıran, sorgulayan, bilim insanlarının yetiştirilmesini istemiştir
Fakultenin kuruluş yasası TBMM tarafından 14 Haziran 1935 ’te kabul edilmiştir 1936 yılında 195 oğrenci ile oğretime başlayan fakulte 13 Haziran 1946 ’ya kadar Milli Eğitim Bakanlığına calışmalar yapmış, daha sonra Ankara Universitesi bunyesine alınmıştır
Dil ve Tarih – Coğrafya Fakultesi Turk ve Anadolu tarihinin incelenmesinde kaynaklık edecek olan Sumerce ve Hititceden, Latince ve Yunancaya Antik Batı ve Doğu dilleri yanında modern diller ile coğrafya, felsefe, psikoloji, sosyoloji ve antropoloji alanlarında eğitim veren bir bilim kurumudur
Bu eğitim kurumunda bircok unlu sosyal bilimci yetişmiş Halil İnalcık ve Bahaeddin Ogel gibi unlu sosyal bilimciler, bu fakultede eğitim almıştır
TURK TARİH KURUMU (12 Nisan 1931)
Turkiye Cumhuriyetinin onceki tum Turk devletleri ile bağı olduğunu ve dunya uygarlığının buluşma ve gelişmesinde Turk uygarlığının payı olduğunu duşunen Ataturk, tarih anlayışını geliştirmek ve bu amacla araştırmalar yapmak icin 12 Nisan 1931 ’de Turk Tarih Kurumunu kurmuştur
Kurumun amacı Turk tarihini araştırarak elde edilen sonucları yayımlamaktır Bu amaclar doğrultusunda;
Bilimsel tartışma toplantıları duzenler,
Turk Tarihi kaynaklarını inceler
Turk Tarihini ve Anadolu ’daki eski yerleşim hakkında belge ve bilgiler toplayabilmek amacı ile gerekli gorduğu yerlerde gezi, araştırma ve teknolojik kazılar organize eder
YENİ TURK HARFLERİ (1 Kasım 1928)
Arap alfabesi ses uyumu bakımından Turkceye uygun olmadığından okuma ve yazma gucluğu ortaya cıkarıyordu Bu nedenle ulkemiz¬de okuma ve yazma bilenlerin sayısı da oldukca azdı
Latin alfabesinden yararlanılarak, Turk dilinin yapısına uygun Turk alfabesi hazırlandı Yeni Turk harfleri, TBMM tarafından 1 Kasım 1928 tarihinde kabul edildi
TURK DİL KURUMU (12 Temmuz 1932)
Cumhuriyet oncesi donemde Osmanlı aydınları Arapca, Farsca ve Turkce karışımı bir dil olan Osmanlıcayı kullanıyordu Halk ise Turkce konuşuyordu Aydınlar ve halk arasında dil farklılığının olması kulturel bir ikiliğin yaşanmasına da neden olmuştu
Cumhuriyetten sonra aydınların ve halkın yaşadığı bu ikiliği ortadan kaldırmak icin calışmalar başlamıştı
Turk dilini yabancı sozcuklerden arındırmak Turkcenin oze donmesini sağlamak ve Turkceyi dunyanın en zengin dili haline getirmek amacıyla Ataturk, 12 Temmuz 1932 ’de Turk Dil Kurumunu acarak Turk dilinin gercek bir bilim edebiyat ve sanat diline donuşmesi calışmalarını hızlandırmıştır
HALKEVLERİ (1932)
Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan inkılapların halka mal edilmesi ve halkın eğitilmesi icin herkesin rahatlıkla calışmalarına katılabilece¬ği yaygın bir teşkilata ihtiyac vardı
Ataturk ’un onderliğinde tarihinde resmen acılan halkevlerinin amacları; halk arasında kultur ve duşunce birliğini gercekleştirmek, Ataturk inkılaplarının benimsenmesini sağlamak, cumhuriyetin kultur atılımını yapmak, Turk milletini yeni amaclar etrafında toplamak, kır kent ile koylu – aydın ikiliğini ortadan kaldırmaktır,
Halkevleri kısa zamanda Turkiye ’nin dort bir yanına yayıldı 1931 ile 1952 yılları arasında 478 halkevi, 4322 halk odası acıldı
Halkevleri Ataturk inkılaplarının benimsenmesinde ozellikle;
• Dilin Turkceleşmesi,
• Tarih bilincinin yerleştirilmesi,
• Geniş halk topluluklarına okuma ve yazma oğretilmesi,
• Milli ve manevi değerlerin topluma kazandırılması konularında etkili oldu