Son Konu

Atatürk'ün liderliği, askeri, siyasi ve fikir hayatı hakkında bilgi verir misiniz?

Forumdas

Editor
Katılım
6 Ara 2022
Mesajlar
7,544
Tepkime
15,298
Puanları
113
Konum
adana
Web
forumdas.com.tr
Credits
-11
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Atatürk'ün liderliği, askeri, siyasi ve fikir hayatı hakkında bilgi verir misiniz?

Atatürk’ün liderlik özelliği.

Atatürk’ün kişisel özelliklerinden biri de büyük bir lider olmasıdır. Liderlik, Atatürk’ün yaşamının her döneminde daima ön plana çıkan bir özelliğidir. Atatürk, askeri ve siyasi bir çok başarılara imza atmanın yanında, yapmış olduğu devrimlerle de dünyanın en saygın kişilikleri arasına girmiştir.
Türk milletinin en zor günlerinde, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk, bir lider olarak izlenmesi gereken yolu şöyle göstermiştir: “Türk’ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Öyleyse ya istiklal ya ölüm!”
Atatürk, Milli Mücadele’de milli birliği ve dayanışmayı sağlayan büyük bir liderdir. Çanakkale Savaşı’nda, cephedeki en zor anların birinde Türk askerlerine hitaben söylediği: “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” sözü, askere büyük bir manevi güç vermiş ve diğer cephelerde elde edilen başarıların sonucunda, nihayet Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmıştır.
Atatürk, her yönüyle Milli Mücadelenin lideri olmuş, elde ettiği bütün başarıları Türk milletine mal ederek, eşi görülmemiş bir liderlik anlayışına da sahip olduğunu göstermiştir.
Atatürk’ün liderliğinde verdiği bağımsızlık mücadelesini kazanan Türk milleti, Cumhuriyetin ilanı ve sonrasında da onun devrimlerinin peşinden giderek, kendisine yakışanı layıkıyla yerine getirmiştir. Atatürk, söylediği sözlerle ve koymuş olduğu ilkelerle, günümüzde de Türk milletine liderlik etmektedir.


Atatürk’ün askerlik yılları.
Manastır Askeri İdadisi’ni 1896-1899 yılları arasında bitirdikten sonra, İstanbul’da Harp Okulu’ndan 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Daha sonra Harp Akademisine devam eden Mustafa Kemal, 11 Ocak 1905’te yüzbaşı rütbesiyle Akademiyi bitirdi.
1905-1907 yılları arasında Şam’da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu ve Manastır’a 3. Ordu’ya atandı. 19 Nisan 1909’da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görevlendirildi.
1910 yılında Fransa’ya gönderildi ve Picardiye Manevraları’na katıldı. 1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.
İtalyanlara karşı 22 Aralık 1911’de Tobruk Savaşı’nda zafer elde etti. 6 Mart 1912 yılında Derne komutanlığı yaptı. Balkan Savaşları’nın başlaması ile birlikte, Gelibolu ve Bolayır’daki birliklerle beraber savaşa katıldı.
Mustafa Kemal 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. 1914 yılında yarbay rütbesine yükseldi. Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da savaşa girmek zorunda bırakılmasının ardından, Tekirdağ’da 19. Tümeni kurmak üzere görevlendirildi.
18 Mart 1915’te Çanakkale’de Mustafa Kemal önderliğinde “Çanakkale Geçilmez” destanını yazan Türk ordusu, 250.000 den fazla şehit vererek bir ulusun adeta yok edilmesini önlemiştir. 25 Nisan 1915’te Arıburnu’nda, düşman kuvvetlerini Mustafa Kemal’in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı’nda durdurmuştur. Bu başarının ardından da Albay rütbesine yükselmiştir.
Mustafa Kemal 9-10 Ağustos’ta Anafartalar Zaferi’ni, 17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21 Ağustos’ta II. Anafartalar Zaferlerini kazanarak Türk ulusunun bağımsızlık mücadelesinin kazanılmasında askerlerine söylediği şu sözü büyük rol oynamıştır, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.”
Mustafa Kemal 1916 yılında Edirne ve Diyarbakır’da görev almış ve 1 Nisan 1916’da Tümgeneralliğe yükselmiştir.
Ruslarla savaşarak Bitlis ve Muş’un geri alınmasını sağladı. Halep ve Şam’da kısa bir süreliğine görev aldıktan sonra 1917’de İstanbul’a geldi. 15 Ağustos 1918’de 7. Ordu Komutanı olarak Halep’e tekrar döndü. Burada İngilizlere karşı başarılı savunma savaşları yaptı. 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na getirildi. 13 Kasım 1918’de İstanbul’da Harbiye Nezareti’nde (Bakanlığında) göreve başladı.
İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını işgale başlamaları üzerine, 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsuna çıktı. 22 Haziran 1919’da Amasya Genelgesini yayımlayarak Sivas Kongresi’ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919’da Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresini yaparak kurtuluş mücadelesinde izlenecek yolu belirledi.
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması yolunda çok büyük bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığı’na Mustafa Kemal seçildi. İlk önceleri Kuva-i Milliye adlı milis kuvvetler ile yürütülen bağımsızlık mücadelesine düzenli ordu kurularak devam edildi. 20 Eylül 1920’de Sarıkamış’ta, 30 Ekim 1920’de Kars’ta, 7 Kasım 1920’de Gümrü’de, 1919-1921 tarihleri arasında Çukurova, Maraş, Antep, Urfa savunmalarında başarılar elde edilmiş; 23 Ağustos-13 Eylül 1921’de Sakarya Zaferi, 6-10 Ocak 1921’de I. İnönü, 23 Mart-1 Nisan 1921’de II. İnönü Zaferi kazanılmıştır.
26 Ağustos-9 Eylül 1922 tarihleri arasında da Büyük Taarruz, Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve Büyük Zafer kazanılmıştır. Sakarya Zaferi sonrası Mustafa Kemal’e TBMM’nce Mareşal rütbesi ve Gazi unvanı verildi.
Türk Kurtuluş Savaşı 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile son buldu ve yeni Türk Devletinin kurulması çalışmalarına başlandı.

Atatürk’ün siyasi hayatı (Siyasi yaşamı)
Mustafa Kemal Atatürk, 24 Nisan 1920 ile 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Cumhuriyet’in ilan edilmesi (29 Ekim 1923) ile beraber Atatürk oy birliğiyle yeni Türk devletinin ilk Cumhurbaşkanı seçildi.
Anayasa gereği dört yılda bir seçimler yenilendi. 1927,1931,1935 yıllarında Atatürk TBMM tarafından yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçildi.
Atatürk, sürekli yurt gezilerine çıkarak, yapılan çalışmaları hep yerinde denetledi. Yurdumuza gelen yabancı devlet başkanlarını, başbakanlarını ve diğer yetkilileri Cumhurbaşkanı sıfatıyla ağırladı.
15-20 Ekim 1927 tarihinde Türk Kurtuluş Savaşı’nı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu anlatan Büyük Nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde 10. Yıl Nutku’nu okudu.
Kasım 1934’te TBMM, soyadı kanunu gereğince Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını verdi.
Almanca ve Fransızca bilen Mustafa Kemal Atatürk, akşam yemeklerine devlet adamlarını, bilim ve sanat camiasından tanınmış kişileri davet ederek, ülke sorunlarını tartışmaktan büyük keyif alırdı.


Atatürkün Fikir Hayatı


Atatürk, olaylara ve geleceğe ait görüşleri ile her alanda büyük ve etkili düşünceleri olan ''büyük bir fikir adamı''dır. Gençlik yıllarından itibaren Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durumla yakından ilgilenmiştir. XX. yüzyılın başları, Türk milleti için çok acı olayların geliştiği bir dönemdir. Atatürk'ün fikir zenginliğinde, içinde bulunduğu dönemin olaylarının da rolü büyük olmuştur. Çeşitli konularla ilgili okudukları, yaşadıkları, gözledikleri ve duydukları, bunlardan çıkardığı sonuçlar, onun fikir temeline kaynak olmuştur. Selanik ve Manastır şehirleri Mustafa Kemal'in fikir hayatının oluşmasında büyük etkiye sahiptir. Bu şehirlerin Avrupa kültüründen çok çabuk etkilenmesi ve Osmanlı yönetiminin bu şehirleri çok sıkı kontrol altında tutamaması, yönetime karşı olanların faaliyetlerini artırmalarına neden olmuştur. Mustafa Kemal de çeşitli çevreler ile ilişkiye girerek kendisini her yönden geliştirmiştir.

Mustafa Kemal'in fikir hayatının en kuvvetli tarafı özellikle tarih okumasından ileri gelir. Ayrıca Tevfik Fikret ve Namık Kemal'in hürriyetçi, Ziya Gökalp'in milliyetçi fikirlerinden etkilenmiştir. Atatürk, ölene kadar bu fikir kaynaklarından yararlanarak fikir hayatını işlemiş, zenginleştirmiş ve bütünleştirerek ortaya yeni bir fikir düzeni koymuştur.

Atatürk'ün devlet, millet ve insanlık idealine ait bu temel düşünceleri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milli politikasını belirlemiş ve temel niteliklerini oluşturmuştur.

Bir sistem içinde şekillenen bu düşünceler ''Atatürkçü Düşünce Sistemi'' olarak tanımlanmıştır. Atatürkçü Düşünce Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne milli bir devlet niteliği veren ilkelerden oluşmuştur. Türk Devleti de, Atatürk'ün kendi zamanında, ortaya koyduğu bu fikirlere göre şekillenmiştir. Bu bakımdan bu sistem, Türk milletinin milli birlik ve beraberliği, mutluluğu için uygulanması gereken, vazgeçilmez bir unsur olmuştur.
 
Üst Alt