bilgiliadam
Yeni Üye
Bayramlık BAYRAMLIK Ihtiyar adam, bir konfeksiyon mağazasına ait vitrine uzun uzun baktıktan sonradan, ilerdeki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek: “Küçük!… diye seslendi Bana birazcık muavin olur musun? Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları bilye oyununu birincil defa kazanmış olmasına rağmen, arkadaşlarını bırakıp geldi 78 yaşlarındaydı ve üzerindeki elbiseler, tek kelimeyle “dökülüyordu Yaşlı adam, çocuğun saçlarını okşadıktan sonradan “Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim dedi “Bakalım üstüne uyacak mı? Çocuk, bu teklifi ilk kez şaka sandı Ama adam, son derece ciddiydi Onunla birlikte mağazaya girerken, ilk önce, rüyada olup olmadığını, sonradan da şimdiye dek yeni bir elbise giyip giymediğini düşündü Genellikle, ailedeki büyük çocuğa alınan ya da komşular göre verilen giyecekler, elbiselerin ona bakımlı gelmesiyle birlikte ,ortanca kardeşe kalır, birkaç yıl sonra da dizleri aşınmış veya delikli vaziyette kendisine yamanırdı Lakin her zaman hasta dedikleri babasının ne değin zor para kazandığını bildiğinden, bu işe bir kere itiraz etmemişti Acilen ise, birincil kere yeni bir elbisesi olacaktı Bir De de bayrama üç gün kala Çocuk, ihtiyar adamın gösterdiği elbiseyi giydiğinde, büyümüş olduğunu birincil kere gördü Kaplı kadifeden yapılmış pantolon, bacaklarının ne değin uzun olduğunu ortaya koyarken, yeni ceketi de omuzlarını tamamen geniş göstermişti Fakat hepsinin üzerine giydiği kaban bir başkaydı ve artık üşümeyecekti Çocuk, azıcık önce kazandığı misketleri onun cebine bıraktığında, en ince ayrıntısına kadar keyiflendi İrili ufaklı misketler, gayet derin olan ceplerin bir köşesinde kalmıştı Aramak ama, her bir cep, en az elli bilye alabilirdi Yaşlı adam, çocuğu sağa sola döndürdükten daha sonra, elbiselerin paketlenmesini istedi Ve meslek tamamlandığında, tezgahtara dönerek, “Elbiseleri torunuma alıyorum, dedi “Kendisine sürpriz yapacağım için, onları bu çocuğun üzerinde denedim İkisinin de boyu falan aynı da Çocuk, bir anda, beyninden vurulmuşa döndü ve ne diyeceğini bilemedi Fakat artık büyüdüğüne kadar, bir şey muhakkak etmemeliydi Aynaya son bir defa baktıktan sonradan, üzerindekileri yavaşça çıkartarak, bir kenara fırlattı, eskileri giydi Adam, elbiselerin torununa uyacağından emindi Yaptığı hizmet için çocuğa bir çiklet parası devretmek istediğinde, onu yanında göremedi Yaramaz velet, belli ki bu işten sıkılmıştı Çocuk, arkadaşlarının yanında döndüğünde, bir kenara çekilerek, onları seyretmeye koyuldu Ve bütün ısrarlara rağmen, oyuna katılmadı Arkadaşları: “Niçin oynamıyorsun? diye sordular “En hoş misketleri sen kazanmıştın Çocuk, inci gibi yaşlar süzülen gözlerini arkadaşlarından kaçırmaya çalışırken, “Misketlerim, bu elbiselere yakışmayacak kadar güzeldi dedi “Bu yüzden, onları, festival kabanınım cebime sakladım Fiilen her yaşta fakat ayrı şekillerde, her zaman birileri tarafından kandırılıp, sonradan da bir kenara fırlatılmadık mı? İşimizde, aşkta, dostlukta, şayet de ailemizde… Kimin umurunda, bir başkasının duyguları, hissettikleri veya kandırılması? Gözyaşları veya yürek kırıklıkları? Tüm bir ömür boyu kalan izler? Ne yazık oysa, külleyen hiç kimsenin… Azıcık daha insanca, biraz daha hassasça, uygun bir şekilde ve azıcık daha cesurca… özel baskı