bilgiliadam
Yeni Üye
Bilim, Teknoloji ve Türkçe Prof Dr Atilla Aydınlı İnsanın tabiatı anlamaya çalışması, kendi varlığı ile başlar Yüzyıllardır devamlı bu süreç, gitgide artarak geçen zamanla dürüst orantılı olmayan bir biçimde hızlanmıştır Veri birikiminin sayılara dökülerek büyüklüğünün takdir edilmesi zorlama bir iştir; buna karşın değişik ölçütler kullanılarak yapılan değerlendirmeler daha önceki tarihi gelişmenin tersine, son yüzyıl içindeki data birikiminin katlanarak artmakta olduğu ve bu sürecin daha da hızlanacağı yönündedir Buna en simge olarak, artık evlerimize bile giren bilgisayarların gerek operasyon hızının gerekse hafızalarının son beş yılda 30 ila 50 kat arttığını ayrıntıları ile belirtmek yeterli olacaktır o kadar ancak, son yüzyılda eriştiğimiz veri seviyesi, tüm insanlık tarihinin toplamında elde ettiği veri birikimini aşmıştır tahmini yanlış olmasa gerekir Yirminci yüzyılın başında atom hakkında elimizde yalnızca bazı öneriler varken, bugün atom altı parçacıklarının denek gözlemleri yapılmaktadır, yine yüzyılın başında insanoğlunun uçması düş iken, yüzyıl bitmeden fazla önce avuç içi gidilmiş, Mars ve güneş sistemi dışına sondalar ve uydular gönderilmiştir Bilimin tabiatı anlamaktaki başarısı ve onu bayağı millet için kullanılabilir hâle getiren teknolojik gelişme, insan hayatının her parçasını derinden etkilemektedir öte taraftan, teknolojik gelişmenin içten kullanılmaması nedeni ile gözden düşmüş etkiler de ortaya çıkmıştır; çevre kirliliği buna en belirgin örnektir Bilimsel ve teknolojik gelişme sadece maddi hayatı yok, aynı zamanda kültürel hayatı da etkilemektedir Bu etkileme hem yeni kültürel biçim ve değerlerle gerektirmek biçiminde ayrıca de varolan kültürel değerleri değişime uğratmak ve bazen de yok etmek biçiminde, kendini göstermektedir Bu olgulardan birincisine en son örnekler arasında elektronik müzik, elektronik fotoğraf ve internet üzerinden alışveriş, sonuncusuna ise teknoloji ile elde edilen kolaylık ve ulaşımın kolaylaşması ile yol olmakta olan bayram ziyaretleri, sinema ve büyüyen televizyon kanalları karşısında tiyatronun gerilemesi gösterilebilir Haberleşmedeki gelişmenin baş döndürücülüğü ülkemizde de kendisini açık bir şekilde göstermektedir Teknoloji küreselleşmekte olan hesaplı değerler ve jeopolitik gruplaşmaların himayesinde, kendisine kaynaklık eden dili de beraberinde getirmektedir Günümüzde ise bu dil kendisini İngilizce olarak göstermektedir Gelişmeleri takip yapabilmek için bilim ve teknoloji ile ilgilenenlerin İngilizce öğrenmeleri hâle gelmiştir Nitekim Rusya ve Orta Asya ülkeleri de dahil edinmek üzere çoğu ülkede İngilizce öğrenimi gitgide yaygınlaşmaktadır Bilim ve teknolojiyi daha iyi anlamak ve çağdaş medeniyet seviyesini yetişmek gerekçeleri ile ülkemizde de İngilizce öğrenimi son on beş yılda fazla artmıştır; bu amaçla İngilizce öğretimi anaokulundan üniversiteye değin eğitim sürecinin bütün aşamalarına sokulmuştur Hattâ İngilizce öğretimi ile yetinilmemiş ve birçok okulda eğitimin tamamı İngilizce'ye dönüştürülmüştür Ama, eğitim kadrolarının İngilizce eğitim için yetersiz oluşu bunların birçoğunda eğitimin melez bir dille yapılmasına yol açmaktadır Üniversiteler de dahil almak üzere, bir fazla okulda İngilizce eğitim, öğrencinin öğrenmesi gereken esas kavramları öğrenmemesine yol açmakta, bazıları İngilizce haberdar olan ama konusunu bilmeyen öğrenciler bir sonraki eğitim aşamasına devredilmektedirler Ülkemizin en iyi üniversiteleri ya tamamen, ya da kısmen İngilizce eğitim vermektedirler Buna gerekçe olarak da Türkçenin bilim dili olmadığı ve hattâ olamayacağı söylenmektedir Bu görüşe tarafından, uluslar arası bilim dili İngilizcedir ve her zaman o kadar kalacaktır; bilim de teknolojiye ihtiyacı tartışılmaz olan ülkemizin bunları İngilizce eğitimle almaktan başka çâresi yoktur Kısacası, İngilizce eğitim ile batılı gibi düşünebilmek sağlanacaktır Bu görüşün irdelenmesi için önce bilim dili ne demektir sorusu ile açılmak gerekir Eğer bilim dilinden amaç, dünya üzerindeki mevcut bilimsel ve teknolojik data birikiminin çoğunluğunun İngilizce yazılmış olduğu, konferans ve toplantıların İngilizce yapıldığı ise, bu takdirde bu konuda sağlıklı bir istatistiğin mevcut olmadığını bilmemiz gerekir İspanyolca, Fransızca, İtalyanca, Almanca, Rusça, Japonca ve Çince yazan bilim ve teknoloji dünyası bir kenara bırakılıp bu iddianın içten olduğu kabul edilse bile, yoğun bir tercüme programı ile bu kaynakların önemli bir kısmı Türkçeye kazandırılabilir Gelişmekte olan yazılım teknolojileri ile İngilizceden Türkçeye tercümeler çok çabuk ve ucuz bir şekilde yapılabilir Bu konuda lüzum üniversiteler, gerekse YÖK, TÜBA ve TÜBİTAK gibi kurumların büyük katkıları olabilir Böyle bir yaklaşma İngilizce öğrenemeyenlerin de bilim ve teknoloji ile tanışmalarına fırsat verir ve bu anlamda eğitimde fırsat eşitliği sağlanmasına katkıda bulunur Oysa, Türkçenin bilim dili olmadığı ve olamayacağı varsayımının diğer bir boyutu daha vardır: Bu ebat,Türkçenin bilimsel düşünceyi açıklama edemeyeceği iddiasıdır Bu anlamda bir bilim dili, bilimsel düşüncenin ifadesinde zorunlu hassasiyeti yansıtabileni yani kavramlar arasındaki küçük farkları kavranabilir, şüpheye yer vermeyen ve sürekli bir biçimde ifade edebilen dildir Bu yönüyle, bilim dili, jurnal konuşma ve yazma dilinde çoğu kez kullanılmayan kelime ve deyimler içerir, kısaltmalar kullanır Hattâ, jurnal dil ile bilim dili aralarında benzer kavramların öbür içeriklerde kullanılması laf konusu olabilir Oysa, bilim dilinin günlük dilden türemediği var sayılsa bile onunla bir fazla müşterek unsurlar paylaştığı da bir gerçektir Bu çerçevede düşünüldüğünde, modern bilim ve teknolojinin ifadesinde Türkçenin başarılı olamayacağı varsayımı, en geniş haliyle bu işlev için Türkçenin hece, sözcük, cümle yapısı ve imlâsı ile yetersiz olduğunu ileri sürmek demektir öte yandan, Türkçenin bilim dili olmadığı bahis edilirken, bazı kavramların İngilizce ifadelerinin Türkçe karşılıklarının da olmadığı belirtilmektedir Türkçenin yapısal olarak bilimsel düşüncenin ifadesinde yetersiz kalacağı varsayımı hiçbir bilimsel çalışmaya dayanmayan, hayal mahsulü ve siyaset ürünü bir dogmadır Dilbilimciler göre genel olarak kabul edilmiş böyle bir çalışmanın varlığı çok şüphelidir Aksine, Türkçenin matematiksel bir dil olduğu, bilgisayar ortamı için çok yerinde olduğu ara sıra gazete haberleri olarak bile yer almaktadır Türkçenin bilim dili olamayacağı varsayımı, bazı bilimsel tanımların Türkçe karşılıklarının olmamasına dayandırılıyor ise, bu şart bilinçli bir Türkçe politikası ile kısa zamanda telâfi edebilecek bir eksikliktir Türkçe, üç kıtadaki yerel zenginlikleri ve hece yapısındaki esneklikleri ile yeni sözcüklerin türetilmesinde koskocoman bir potansiyele sahiptir Bu eksiklik Türk aydınlarının karşılıklı iradesi ile çok kısa bir vakit dahilinde aşılabilir Bu konuda da YÖK, TÜBA, TÜBİTAK ve Türk Dil Kurumu gibi kuruluşlara liderlik görevi düşmektedir Türetilen kelimelerin ortaya atılması ve Türk bilim dünyasınca tartışılarak kabul ya da reddedilmesi süreci, ilk önce internet ve elektronik posta edinmek üzere büyüyen elektronik haberleşme ortamları kullanılarak fazla hızlandırılabilir Türetilecek yeni kelimelerin yazılacak yeni Türkçe bilim kitaplarında pedagojik prensipler çerçevesine kullanılması ve bu kitapların ucuz maliyetle amaç kitlelere ulaştırılması, bilim ve teknoloji ağırlıklı derslerin internet üzerinden verilmesi gibi yöntemler de, bu sürecin kısaltılmasında fazla yararlı olabilir Türkçenin içine düşürüldüğü bu durumun diğer boyutları da vardır ve Türkçenin bilim dili olmasını kolaylaştırmak için bu hususların da çözüme kavuşturulması gerekir Meselâ; özgür pazar ekonomisinin ürünü yeni tüccar sınıfı, yurtdışında üretilen teknolojiyi ülke içinde daha kolay pazarlamak ve kârını kapmak için, ürün ve reklâmlarında İngilizce kullanımını ön plâna çıkarmışlardır o kadar fakat, bundan böyle televizyon kanallarından bazılarının çocuk saati yerine kidssaati vardır Gazeteler ve televizyon kanalları benzeri Türkçe güya İngilizce yazıp konuşmakta, sunucular Aman Allah'ım!yerine, Aman Tanrım!(oh, my god!) demektedirler Gazetelerin köşe yazarları, yazılarının içine aslına yerinde bir şekilde yazdıkları İngilizce kelimeler serpiştirmekte bir beis görmemekte, bu yöntemle, yazdıklarının fazla manâlı olduğu intibaını vermeye çalışmaktadırlar Sokaklarda dükkân isimleri İngilizce, reklâm levhaları İngilizcedir Yeni mezun mühendis ve mimarlarımız mesleklerinin gerektirdiği Türkçe terimleri bilmediklerinden kuş dili bir Türkçe (Türklizce) konuşmaktadırlar Yurtdışı sermaye ile yapılan işbirlikleri sonucunda farklı alanlara yönlendirilmiş konularda yayınlanan onlarca dergi, adından başlayarak benzeri İngilizce yarı Türkçe bir dilde yayınlanmaktadır Bu şart resmi kurum ve kuruluşlara da yansımıştır Nitekim devlet erkânımız, Türkiye Cumhuriyeti uçaklarında yok, Republic of Turkeyuçaklarında uçmaktadır Hastahane adları bile İngilizceleşmekte, âcil servisleri emergency roomolmaktadır Türkçe vahşi ve geri bir kasıt taşımaya başlamış, İngilizce medeniyetin timsali olmuştur Büyük Atatürk'ün dediği gibi, bütün bu şeraitten daha elim ve korkunç bir koşul olması için, zor kullanarak ve kandırma ile aziz vatanın tüm kalelerinin zapt edilmesi, bütün tersanelere girilmesi, tüm orduların dağıtılması ve memleketin her köşesinin bilfiil işgal edilmesi, memleket kapsamında iktidar sahiplerinin gaflet ve dalâlet ve hatta hıyânet içinde bulunmaları mı gerekmektedir bilinmez ama ülkemizi yönetenlerin bu koşul karşısında ilgisiz kaldıkları ortadadır; cümbür cemaat Türklerin toplu intiharını seyretmektedir Bu şart Türklerin başına birincil kez gelmemektedir; Türkler daha önce Arapça ve Farsçanın, sonraları Rusça, Almanca ve Fransızcanın da etkisinde kalmışlardır Türkçe bu kültürlerin etkisinde kalmış ama kendi gelişmesini de sürdürmüştür Fakat, Türkçenin zamanımızda aleyhinde karşıya kaldığı durum geçmiştekilerden farklılık göstermektedir Telefon, belgeçer, uydu ile radyo ve televizyon yayınları elektronik gazete ve dergiler, cep telefonu, internet gibi yaygın haberleşme teknolojileri nedeniyle İngilizcenin Türkçe üzerindeki etkileri çok yoğun bir biçimde oluşmakta ve geçmişle karşılaştırıldığında bu durum geniş halk kitlelerini etkilemektedir Buna kadar yöresel hesaplı ve jeopolitik gruplaşmaların getirdiği politik baskılar da eklenince, İngilizcenin Türkçe üzerindeki etkilerinin kalıcı olma ihtimali artmaktadır Bu durum, Türk aydının iki asırlık çıkmazının günümüzdeki uzantısıdır; imparatorluklar kurmuş bir milletin çocukları, geri kalmışlığın sefaleti ile bilim ve teknolojinin doğurduğu görkem arasında ezilmekte, aşağılık duygusunun verdiği umutsuzlukla kendini bilim ve teknolojiye hâkim dilin ayakları altona atmaktadırlar onları daha iyi anlamakadına yapılan bu taklitçilik, daha önceleri yapılanların fena bir örneğidir Almanca öğrenip, Prusya terbiyesine ihtiyaç duyanlar, Fransızca öğrenip Russo'yu çözmek şarttır diyenler ve nihayet Yunanca ve Lâtincenin okullarımızda mecburî tutulmasını batılı gibi düşünebilmenin ön şartı olarak görenler bile, bütün bir toplumun dilinin ayrıntılarıyla değişebileceğini düşünmemiş olsa gerektirler Bu teslimiyetçiliğin, Türkçenin ve onunla birlikte Türk insanının duygularının, düşüncelerinin ve kendi kültürüne dayalı becerikli gücünün de değil olma ihtimali dikkate alınmamaktadır pek ancak, kendi dilinde konuşup yazamayanların, emrine girdikleri dilde, bilimsel düşüncenin özünde varolan bambaşka düşünebilmek ve varolanı sorgulamaktan aciz kalacaklarını dahî görememektedirler Bu şart, bütün bir toplumun entelektüel kapasitesinin ipotek altına alınması anlamına gelmektedir Lüzum kendi toplumları için, gerekse evrensel medeniyet için kendi kültürel değerlerinden kaynaklanan benzersiz çözüm ve önerilerde bulunamayan toplumlar değil olmaya mahkumdurlar Bugüne kadar ürettiği evrensel değerler göz önüne alındığında, Türk milletinin bu sonu adalet etmediği ortadır Türkçenin bilim dili olması için çalışırken, Türkçe üzerinde oynanan diğer oyunların da haberdar edinmek için İngilizceye masumâne tartma atfedenlerin tersine, ülkemizde, az sayıda da olsa güttükleri siyasetin gereği olarak İngilizceyi teşvik edenlerin de var olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır: Bunların bir kısmı İngilizcenin uluslar arası hegemonyası ile hesaplı, sosyal ve politik avantajlar sağlamaları olan ülkelerin ve onların yerli işbirlikçileri olabilir Millî devletin yıkılmasını özlem edenlerin kendileri için büyük bir fırsat doğduğunu düşünmeleri ve bu uğurda Türk kimliğini imha etmek için Türkçenin yok edilmesine çalışmaları da uzakta bir ihtimal değildir Onlara tarafından, bu kasıt için fiftyTürkçe, fiftyİngilizce bile yeterli olabilir Dil demek bir ahali için ya da en azından Türkler için varolmak demektir Biri neredeyse bin takvim, diğeri ise neredeyse asırlık bir bayramla kutladığımız Türkçe için önce baştan iman tazelememiz şarttır Her yıl gösterdiği yolda yürümek için yeminler ettiğimiz büyük önder Atatürk'ün Milli duygu ile dil arasında ancak bağ çok güçlüdür Dilin millî ve zengin olması millî duygunun esas etkenidir Türk dili, dillerin en zenginlerindendir Yeter fakat bu dil bilinçle işlensin Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk ulusu, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdırcümleleriyle ifadesini bulan bilincin tekrar yeşertilmesi gerekmektedir Türkiye gibi hesaplı, politik ve sosyal avantaj ilişkilerinin fazla yönlü olduğu ve birçok süre yabancı güçlerin yerli işbirlikçileri ile birlikte topluma yön verebildiği bir ülkede böyle bir bilincin oluşması öncelikle siyasî iradenin ortaya çıkmasının hiç de kolay olmadığını görülür Fakat, Türkçenin içine düştüğü korkunç durumdan kurtarılması ve bilimteknoloji dili olması için böyle bir siyasî iradenin oluşması da tatmin edici değildir Bu iradenin gerçekçi ve maddesel politikalara dönüşmesi gereklidir Bu politikalar çerçevesinde eğitim, ticareti kültür ve sosyal alanlarda birçok tedbirin yürürlüğe konulması gerekecektir Türkçe ve tanıdık olmayan dil öğretimi çok ciddi bir biçimde kuvvetlendirilmelidir Buna mukabil bütün okullarda eğitim istinasız Türkçe olmalıdır Türkçe okul kitapları çoğaltılmalıdır Üniversiteler için zorunlu Türkçe ders kitapları ve kaynakların yazılması için TÜBA, YÖK ve TÜBİTAK desteğinde teşvikler sağlanmalıdır Ne eyvah ama ülkemizde üniversite öğrencileri için Türkçe ders kitapları ve asistan kitaplar değil denecek dek azdır Bilim ve teknolojideki en son gelişmelerin aktarılacağı Türkçe kaynak kâğıda dökmek isteyen öğretim üyeleri maddesel ve manevî olarak ödüllendirilmelidir Üniversiteler ilk önce olmak üzere bilim ve teknolojik araştırmalara daha büyük kaynaklar ayrılmalı ve bilhassa doktora eğitimi güçlendirilmelidir Unutulmamalıdır ama, Türkçeyi korumanın en yolu bilim ve teknolojiyi üretmekten geçer Türklerin de bilim üretebilmeleri, Türkçenin korunup geliştirilmesini bir kibir vesilesi yapacaktır Çıkarılacak bir yasa ile Türkçe koruma altına alınmalıdır Meclis gündemine ara sıra gelen Türkçe tasarısı bir an önce çıkarılmalıdır Bu çerçevede getirilecek düzenlemelerde yasaklamalar yerine ağır vergilendirme yöntemleri seçilmelidir Tabelâ ve reklâm afişleri ile ilgili rüsumu büyük oranlarda artırmalı ve sadece Türk Dili Kurumu sözlüğüne yerinde tabelâ ve reklâm afişleri için büyük indirimler yapılmalıdır Televizyon ve radyolardaki sunucular ve reklamlarda seslendirme yapanlar Türk Dil Kurumunun açacağı kurslardan geçirilmeli ve böyle personel çalıştıran basın yayın organlarına ek ücret indirimleri sağlanmalıdır Bu yöntemlerle sağlanan tüm vergiler devletin kültür faaliyetlerine yardım olmalıdır Ilk Kez devlet tiyatro ve balesi almak üzere devletin yapacağı ve destekleyeceği her türlü kültür faaliyetinin bu yolla desteklenmesi Türkçe ve Türk kültürünü güçlendireceği gibi bu işle uğraşanları da bilinçlendirecektir Geri plânda kalmış olan Türk Dil Kurumu öne çıkarılarak vatandaşların, Türkçe yazıp konuşmalarını ilk elden ve dolambaçlı desteklemesi sağlanmalıdır Bu sırada bilim ve teknolojinin sağladığı tüm imkânlardan faydalanılmalıdır Buna bir misal olarak, büyüyen tercüme ihtiyacını karşılamak üzere basın ve yayınlama organlarında tam ve sanki otomatik çalışan ve Türkçeye çeviri yapabilecek yazılım paketlerinin üretilmesi ve kullanılması özendirme edilmelidir TRT öncelikle olmak üzere televizyon yayınlarında Türkçe yayınlama esnasında Türkçe daha aşağı yazı kullanılması yaygınlaştırılmalı ve gerek Türkiye'de gerekse yurt dışarıya yaşayan ve bu yayınları peşine düşüp takip edenlerin Türkçeyi öğrenmeleri kolaylaştırılmalıdır Bunlar, Türkçe'nin korunup geliştirilmesi için yapılabileceklerin sadece minik bir kısmıdır Türkçenin önümüzdeki 50 sene içinde yok olacak diller içinde sayılması insana önce şaşkınlık daha sonra derin bir endişe veriyor minimum bin sene önce değil olmuş dillerin olağanüstü çabalarla diriltildiği, tarih sahnesinde hiç yer almamış kavimlerin dillerinin teşvik edildiği bir devirde Türkçeye revâ görülenleri bizim günahımız olarak görmek gerektir Bilim ve teknolojiyi yanımıza alarak bu durumu bir lahza önce düzeltmezsek, bilim ve teknolojinin hüküm sürdüğü bu çağda, böylece yakında fazla geç olacak ve tarih bizi aslâ affetmeyecektir Bu satırları yazarken, sekiz yaşındaki yeğenim Çağrı'nın, dün annesine: Anne sokaktaki her şey İngilizce, neden Türkçe öğrenmemiz gerekiyor?diye sorduğunu düşünüyor ve ona inandırıcı bir cevap arıyorum Prof Dr Atilla Aydınlı