Son Konu

Borclu olan bir kişi zekat kabul edebilir mi?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Borclu olan bir kişi zekat alabilir mi?

Konuyla ilgili şoyle bir hadis vardır

Ebu Said el Hudri (ra) ’den rivayete gore, şoyle demiştir:
Peygamber (asm) zamanında bir adam satın aldığı meyvelerden dolayı zarar etmiş borcları da coğalmıştı Resulullah (asm):
“Ona tasaddukta bulunun dedi İnsanlar ona yardım ettiler Bu yaptıkları yardımlar borcunu odeyecek miktara ulaşmadı Bunun uzerine Resulullah (asm) o kimsenin alacaklarına:
“Ne bulursanız alın bulunanlardan başka size verilebilecek bir şey yoktur buyurdular (Ebu Davud, İbni Mace, Suneni Tirmizi)

Zekatın Verileceği Yerler:

Zekat verilecek kimseler, Musluman fakirler, miskinler, borclular, yolcular, mukatebler (sozleşmeli koleler), mucahidler ve amiller (zekat toplayıcıları) olmak uzere yedi kısımdır Şoyle ki:

1) Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab mikdarı bir mala sahib olmayan kimsedir Bu kimsenin temel ihtiyaclardan olan evi, ev eşyası ve borcuna denk parası bulunsa da, yine fakir sayılır

2) Miskin: Hic bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi icin dilenmeye muhtac olan yoksul kimsedir

3) Borclu: Bundan maksad, borcundan fazla nisab mikdarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mumkun olmayan kimsedir Boyle borclu olan kimseye zekat vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha faziletlidir

4) Yolcu: Bundan maksad, malı memleketinde kalıp elinde bir şey bulunmayan garib kimsedir Boyle bir adam yalnız ihtiyacı kadar zekat alabilir, ihtiyactan fazla alması helal olmaz Bununla beraber bu gibi kimselerin mumkun olunca borc almaları, zekat almalarından daha iyidir

Kendi memleketinde bulunduğu halde malını kaybeden ve boylece muhtac durumda kalan kimse de yolcu hukmundedir Bunlar, sonradan mallarını ele gecirmekle, almış oldukları zekat paralarından arta kalanı sadaka olarak fakirlere vermeleri gerekmez

5) Mukateb: Bir bedel karşılığında azad edilmek uzere efendisi ile bir anlaşma yapmış olan kole veya cariye demektir Boyle borc altına girmiş olan bir koleyi bir an once hurriyetine kavuşturmak icin ona zekat verilebilir Fakat bir kimse, kendi mukatebine zekat veremez Cunku bunun yararı kendisine donmuş olur

6) Mucahid: Bundan maksad, Allah yolunda gonullu olarak savaşa katılmak istediği halde, yiyecekten, silahdan ve diğer şeylerden mahrum olan kimse demektir Boyle bir kimseye, ihtiyaclarını gidermesi icin zekat verilebilir Buna: Fi sebilillah infak Allah yolunda harcamadenir

7) Amil: Bundan maksad, idareci tarafından meydandaki zekat mallarının zekatlarını toplamakla gorevlendirilen kimsedir Buna Sai, tahsildarda denir Boyle bir gorevliye, bu calışması suresince, fakir olmasa bile, ailesinin ve kendisinin ihtiyacları icin yeterince zekat verilebilir

Yukarıda gosterilen yedi kısımdan her biri, zekatın verileceği yerdir Bir kimse zekatını bunlardan herhangi birine verebileceği gibi, bir kısmına veya tumune de dağıtabilir Bununla beraber nisab mikdarına ulaşmayan bir zekatın, bunlardan yalnız birine verilmesi daha faziletlidir Cunku bu ihtiyacı karşılamış bulunur

Bir fakire bir elden nisab mikdarı zekat vermek caiz ise de, keraheti vardır Ancak fakirin borcu varsa veya kalabalık nufusu olur da bu zekatı onlarla boluştuğu zaman nisab mikdarı kendilerine duşmezse, bunda kerahet yoktur

Bir fakir, bir zenginden malının zekatını isteyerek mahkemede dava edemez Cunku zekatın o davacı şahsa verilmesi bir borc değildir Aynı zamanda bu bir ibadet olduğundan sahibinin din anlayışına bırakılmıştır

alıntı

Cevap: Borclu olan bir kişi zekat kabul edebilir mi?

Hanefilere gore zekat alabilecek borclu, borcu olan ve buna tekabul eden miktar dışında nisaba ulaşan malı bulunmayan kimsedir Malik, Şafii ve Ahmed b Hanbel'e gore kendi ihtiyacı icin borclanan kimse ile başkaları veya toplum menfaatine borclanan kimse arasında fark vardır:

a) Kendi ihtiyacı icin borclananlar: Yiyecek, giyecek, evlenme, tedavi, mesken, ev eşyası, cocuğunu evlendirmek, tazminat odemek gibi ihtiyacları sebebiyle borclanan kimseler ile sel, yangın vb felaketlere uğrayan ve borclu duşen kimselere ihtiyaclarını karşılayacak, bellerini doğrultacak olcude zekat verilir Ancak bu kimselerin borclarını odeyecek başka para ve asli ihtiyac maddeleri dışında mallarının olmaması, borcun icki, kumar, zina vb haram giderler icin yapılmamış bulunması şart koşulmuştur Bu yonuyle zekat, butun İslam ulkesi vatandaşlarına şamil, onceden odenmiş prime gore değil, ortaya cıkan ihtiyaca gore odeme yapan bir sigorta muessesesi olmaktadır

b) Başkalarının menfaati veya amme menfaati, iyilik ve hayır icin borclananlar: Mal veya kan davası yuzunden aralarında anlaşmazlık cıkmış kişi veya toplulukların arasını bulmak, ihtilafı sona erdirmek, barışmayı sağlamak icin şahsen odeme yapan, varsa zarar ve ziyanı yuklenen kimseler bu uğurda yaptıkları borca eşit miktarda zekat alabilirler; kendileri zengin de olsalar bu miktarı alabilirler Kabisa b Muharik boyle bir sebeple borclanmış ve RasUlullah'a (sa) gelmiş, zekat faslından talepte bulunmuştu; Hz Peygamber (sa) şoyle dedi:

İstemek ancak şu uc kimse icin helal olur: 1 Başkası namına angarya yuklenen kimseye, verdiğini alacak kadar istemek helal olur, o miktarı alınca durur (kendisi zengin olduğu icin başka alamaz); 2 Başına gelen felaketin malını mulkunu supurup goturduğu kimse belini doğrultacak, maişetini temin edecek kadar isteyebilir; 3 Kendi kabilesinden aklı başında uc kişinin filan yoksul duştudiyebileceği kimse ihtiyacını giderecek kadar isteyebilir Ey Kabisa! Bunlardan başkasının istemesi haramdır; alırsa haram yemiş olur (Muslim , Zekat, 109; EbU DavUd, Zekat, 26; Nesai, Zekat, 80, 86)

Yetimhane, fakirler icin hastane, cami, okul gibi iyilik, hayır ve hizmet muesseseleri yaptırma uğrunda borclanan kimseler de bu son grup icinde mutalaa olunmuşlardır (Nevevi, Ravzu'ttalibin, elMektebu'lİslami neşri, c III, s 319; erRamli, Nihayetu'lmuhtac, elHalebi neşri, c VI, s 185)

Bazı muasır İslam alimleri, faizsiz tuketim kredisi (elkarzu'lhasen) vermek uzere kurulacak bir sandık veya muessesenin de bu fasıl icinde yer alabileceğini ileri surmuşlerdir (Kardavi, age, s 634)

Hayrettin KARAMAN
 
Üst Alt