bilgiliadam
Yeni Üye
Buyuk Selcuklu Devleti'nin Siyasi Yapısı
Devlet Teşkilatı
Selcukluları meydana getiren Oğuzlar, Orta Asya'dan Maveraunnehir ve Horasan'a gelince butunuyle İslamiyet'i kabul ettiler Musluman olmalarıyla eski bozkır kulturunun İslam'a aykırı olmayan muesseselerini sentezleştirdiler Turk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selcuklu devlet teşkilatı; Karahanlı, Samanlı, Gazneli ve Abbasi devletleri teşkilatlarından geniş olcude faydalanmış ve bunları kendi bunyesinde mukemmel bir surette uygulamıştır
Hukumdar
Tore ve muesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hakimidir Sultan unvanlı hukumdarlara genellikle Sultanulazam denilirdi Turklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır Sultan, Turkce adının yanında İslami ad da taşırdı Halife tarafından kunye ve lakap da verilirdi Sultan, merkezde oturur, ulke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi Merkeze bağlı beylik ve atabeglikler vardı Sultanın hakim olduğu ulkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı Fermanlara ve anın kararlarına buyuk sultanın imzası yerine tuğra cekilip, tevkii (nişan) yazılır ve emir ondan sonra yururluğe girerdi Harplerde ve devlet ileri gelenleriyle yaptığı seyahatlerde, hakimiyet işareti olarak, başının ustunde atlastan veya altın sırmalı kadifeden yapılmış cetr (hukumdar şemsiyesi) tutulurdu Cetre, sultanın ok ve yaydan meydana gelen armaları işlenirdi Hukumdarlık sarayının kapısında veya saltanat cadırının onunde, namaz vakitlerinde, gunde beş defa nevbet (mehter) calınırdı Sultan, haftanın belirli gunlerinde devlet ileri gelenleriyle yuksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ulke meselelerini goruşur ahalinin halinden haberdar olurdu
Saray Teşkilatı
Sarayda sultanın ailesi ve maiyeti otururdu Saray teşkilatı ve teşrifatcılık, onceleri Oğuz toresine gore yapılırken, sonraları İslami huviyet kazandı Sarayda, sultanla anlar arasındaki irtibatı Hacibu'lhacib denilen Hacib sağlar; orfi meselelerin hallinde kadıya da yardımcı olurdu Hacibler, sultanın guvendiği kişiler arasından secilirdi
Emiri Candar
Saray muhafızlarının başı olup, maiyetindeki hassa birlikleriyle sarayın ve sultanın emniyetini sağlamakla gorevliydi Silahdar, merasimlerde sultanın silahlarını taşırdı ve silahhanedeki muhafızların amiriydi
Emiri Alem
Sultanın Rayeti Devletdenilen bayrağını, saltanat sancaklarını taşımak ve muhafaza etmekle gorevliydi Emiri alemin maiyetinde alemdarlar vardı Yasacı, bayrak ve nevbet takımını muhafaza ve idare ederdi
Camedar
Sultanın elbiselerinin muhafızıydı Emiri meclis, sultanın ziyafetlerini hazırlatıp, teşrifatcılık yapardı Emiri Ceşnigir, sultanın yemeklerini hazırlayan ve sofra hizmetlerini yapan ceşnigirlerin amiriydi Şerabdarı has, sultanın şerbetlerini hazırlamakla, haftanın belirli gunlerinde toplanan mecliste ve yemeklerde hizmetle gorevliydi Serhenk (Cavuş), torenlerde ve sultanın seyahatlerinde yol acardı Ayrıca, Abdar, Emiri Ahur, Ustaduddar, Vekili Has, Emiri Şikar, Bazdar ve Nedimler de sarayda vazifeli kişiler arasındaydı
HukUmet
Buyuk an denilen anı saltanatta devletin umumi işleri goruşulup yurutulurdu Selcuklularda buyuk andan başka, devletin mali, askeri, adli ve diğer işlerine bakan anlar da vardı Divan başkanı, sultanın mutla vekili olan Sahib, Sahibi Divan ve Hacei Buzurg de denilen vezirdi Vezir bir tane olup, alamet olarak destar (sarık) ve altın it verilirdi Vezirin idi, Devatdar'da olup, aynı zamanda sır katipliği de yapardı
Selcuklularda, İstifa anı, mali işlerle ilgilenir, en onemli uyesine Mustevfi denirdi Tuğra anı, ferman, berat, menşur, mektup dahil, yazışmalara tuğra cekerdi İşraf anı; Muşrifi memalik de denilen muşrifin amirliğinde genel teftiş yapardı Divanı arz'a, Arzu'lceyş başkanlık ederdi Emiri ariz de denilen bu zatın başkanlığındaki teşkilat, milli savunma hizmetleri ve ordunun ihtiyaclarını karşılamakla vazifeliydi Şehzadelerin yetişmesiyle ilgilenen atabegler, eyalet merkezlerinde guvenlik hizmetleriyle ilgilenen ve şıhne (veya şahne) denilen askeri valiler, mulki idareden mesul olan amiller ve zabıta hizmetleriyle emri bi'l ma'rUf ve nehyi ani'lmunker(iyiliği emredip kotulukten sakındırma) gorevini ustlenmiş olan muhtesipler de hukumet teşkilatı icinde yer alırdı
Adli Teşkilat
Adliye; şer'i ve orfi kaza olmak uzere ikiye ayrılırdı Şer'i davalara kadılar bakardı Kadı'lkudat denilen baş kadı, Bağdat'ta bulunur, merkezde mahkeme başkanlığı yapardı Baş kadı, diğer kadıları da teftiş ederdi Kadılar, şer'i davalar, tereke (miras), hayrat ve vakıf işlerine bakarlardı Selcuklu Turkleri, Hanefi mezhebinde olduklarından, davalar ve meseleler, bu mezhebin hukumlerine gore halledilirdi Yanlış bir karar verilmişse, oteki kadılar, durumu sultana bildirerek, duzeltme yapılır, hatanın onune gecilirdi Kadıların yetişmesine cok dikkat edilirdi
Orfi mahkemelerin başında, Emiri dad denilen adalet emiri bulunurdu Bunlar, devlete, kanunlara ve emirlere karşı gelenlerin davalarına, siyasi suclara bakarlardı Bir nevi olağanustu mahkemeler demek olan Divanı mezalim'e başkanlık ederlerdi Kazaskerler (Kadıaskerler), ordu mensuplarının davalarına bakardı Dine aykırı gorulen her harekete, muhtesip, anında mudahale ederdi Adliye mensupları, bağımsız olup, buyuk ana ve eyalet anlara bağlı değildiler
Ordu
Devletin temeli olan ordu, Hassa ordusu ve timarlı sipahilerden meydana eliyordu sarayda ozel olarak yetiştirilip, doğrudan sultana bağlı olan Gulamanı saray askerleri ceşitli milletlerden secilirdi Bunlar senede dort defa maaş alırlardı Hassa ordusu; melik, vali, vezir ve diğer yuksek rutbeli devlet memurlarının emri altında, her an harekete hazır askerler olup maaşlıydılar
Sipahiler; suvari kuvvetleriydi Sipahi ordusu mensuplarından her biri, ulkenin ceşitli bolgelerinde kendilerine tahsis edilen toprakların (ikta dirlik) gelirlerinden gecimlerini sağlıyordu Selcuklular, askeri iktalar sayesinde, maaş odemeden bir orduyu beslemiş, muhim bir Turkmen nufusunu toprağa ve devlete bağlayarak iskan etmişti Bu sayede uretimin artmasını, halk ile hukumet arasında yeni askeri ve idari bir kadronun kurulmasını temin etmişti Bin suvariden fazla asker besleyen ikta sahipleri vardı Buyuk Selcuklularda ordu mevcudu, 400000'e kadar cıktı Bunun 46000'i merkezde, geri kalanı devletin diğer bolgelerine dağılmış durumdaydı İkta sistemiyle, ulke menfaatlerini ahenkleştirip, kudretli askeri ve idari teşkilata sahip oldular Aynı sistem, Osmanlılar'ı da etkiledi Halk arasından Haşer denilen ucretli askerler de alınırdı Ayrıca gonullu Gaziyan ve ceşitli askeri sınıflar da vardı
Selcuklu ordusunun gezici hastaneleri ve Cerge denilen hamamları vardı Orduda hafif silah olarak ok, yay, kılıc, kalkan, mızrak, harbe, soku, bozdoğan da denilen topuz, gurz, balta, nacak, cekre, zemberek, pala, cevşen (zırh) ve cokal kullanılırdı Ordunun silahları ulke icinden, en iyi malzeme kullanılarak, sanatında pek mahir ustalar tarafından imal edilirdi Buyuk Selcuklularda deniz kuvvetleri olmamasına rağmen, bağlı devletlerde vardı Ordunun ihtiyacının karşılanması ve meselelerin halline Divanu'lceyş bakardı
Sosyal Hayat
Selcuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı Sosyal yapı, Ortacağ Avrupası'ndan tamamen ayrıdır Toplum; Selcuklu hanedanı ve mensupları başta olmak uzere askeri ve mulki rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa'daki gibi sınıf, Hindistan'daki gibi kast sistemi mevcut değildi Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin buyuk yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve koyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı Şer'i hukumler karşısında herkes eşitti Koylu hur olup, toprağın has ve ikta oluşuna gore hukumetin himayesi altında calışırdı Vergisini verirdi Mulk, topraklar, veraset yoluyla cocuklara gecerdi
Devlet Teşkilatı
Selcukluları meydana getiren Oğuzlar, Orta Asya'dan Maveraunnehir ve Horasan'a gelince butunuyle İslamiyet'i kabul ettiler Musluman olmalarıyla eski bozkır kulturunun İslam'a aykırı olmayan muesseselerini sentezleştirdiler Turk Devlet geleneğinin esasını teşkil ettiği Selcuklu devlet teşkilatı; Karahanlı, Samanlı, Gazneli ve Abbasi devletleri teşkilatlarından geniş olcude faydalanmış ve bunları kendi bunyesinde mukemmel bir surette uygulamıştır
Hukumdar
Tore ve muesseselerin tanıdığı haklarla devletin tek hakimidir Sultan unvanlı hukumdarlara genellikle Sultanulazam denilirdi Turklerdeki Hakan veya Kağan, batıdaki imparator kelimesinin karşılığıdır Sultan, Turkce adının yanında İslami ad da taşırdı Halife tarafından kunye ve lakap da verilirdi Sultan, merkezde oturur, ulke toprakları hanedan mensuplarınca idare edilirdi Merkeze bağlı beylik ve atabeglikler vardı Sultanın hakim olduğu ulkelerde adına hutbe okunur ve para basılırdı Fermanlara ve anın kararlarına buyuk sultanın imzası yerine tuğra cekilip, tevkii (nişan) yazılır ve emir ondan sonra yururluğe girerdi Harplerde ve devlet ileri gelenleriyle yaptığı seyahatlerde, hakimiyet işareti olarak, başının ustunde atlastan veya altın sırmalı kadifeden yapılmış cetr (hukumdar şemsiyesi) tutulurdu Cetre, sultanın ok ve yaydan meydana gelen armaları işlenirdi Hukumdarlık sarayının kapısında veya saltanat cadırının onunde, namaz vakitlerinde, gunde beş defa nevbet (mehter) calınırdı Sultan, haftanın belirli gunlerinde devlet ileri gelenleriyle yuksek mevkili memur ve kumandanları huzuruna kabul edip, ulke meselelerini goruşur ahalinin halinden haberdar olurdu
Saray Teşkilatı
Sarayda sultanın ailesi ve maiyeti otururdu Saray teşkilatı ve teşrifatcılık, onceleri Oğuz toresine gore yapılırken, sonraları İslami huviyet kazandı Sarayda, sultanla anlar arasındaki irtibatı Hacibu'lhacib denilen Hacib sağlar; orfi meselelerin hallinde kadıya da yardımcı olurdu Hacibler, sultanın guvendiği kişiler arasından secilirdi
Emiri Candar
Saray muhafızlarının başı olup, maiyetindeki hassa birlikleriyle sarayın ve sultanın emniyetini sağlamakla gorevliydi Silahdar, merasimlerde sultanın silahlarını taşırdı ve silahhanedeki muhafızların amiriydi
Emiri Alem
Sultanın Rayeti Devletdenilen bayrağını, saltanat sancaklarını taşımak ve muhafaza etmekle gorevliydi Emiri alemin maiyetinde alemdarlar vardı Yasacı, bayrak ve nevbet takımını muhafaza ve idare ederdi
Camedar
Sultanın elbiselerinin muhafızıydı Emiri meclis, sultanın ziyafetlerini hazırlatıp, teşrifatcılık yapardı Emiri Ceşnigir, sultanın yemeklerini hazırlayan ve sofra hizmetlerini yapan ceşnigirlerin amiriydi Şerabdarı has, sultanın şerbetlerini hazırlamakla, haftanın belirli gunlerinde toplanan mecliste ve yemeklerde hizmetle gorevliydi Serhenk (Cavuş), torenlerde ve sultanın seyahatlerinde yol acardı Ayrıca, Abdar, Emiri Ahur, Ustaduddar, Vekili Has, Emiri Şikar, Bazdar ve Nedimler de sarayda vazifeli kişiler arasındaydı
HukUmet
Buyuk an denilen anı saltanatta devletin umumi işleri goruşulup yurutulurdu Selcuklularda buyuk andan başka, devletin mali, askeri, adli ve diğer işlerine bakan anlar da vardı Divan başkanı, sultanın mutla vekili olan Sahib, Sahibi Divan ve Hacei Buzurg de denilen vezirdi Vezir bir tane olup, alamet olarak destar (sarık) ve altın it verilirdi Vezirin idi, Devatdar'da olup, aynı zamanda sır katipliği de yapardı
Selcuklularda, İstifa anı, mali işlerle ilgilenir, en onemli uyesine Mustevfi denirdi Tuğra anı, ferman, berat, menşur, mektup dahil, yazışmalara tuğra cekerdi İşraf anı; Muşrifi memalik de denilen muşrifin amirliğinde genel teftiş yapardı Divanı arz'a, Arzu'lceyş başkanlık ederdi Emiri ariz de denilen bu zatın başkanlığındaki teşkilat, milli savunma hizmetleri ve ordunun ihtiyaclarını karşılamakla vazifeliydi Şehzadelerin yetişmesiyle ilgilenen atabegler, eyalet merkezlerinde guvenlik hizmetleriyle ilgilenen ve şıhne (veya şahne) denilen askeri valiler, mulki idareden mesul olan amiller ve zabıta hizmetleriyle emri bi'l ma'rUf ve nehyi ani'lmunker(iyiliği emredip kotulukten sakındırma) gorevini ustlenmiş olan muhtesipler de hukumet teşkilatı icinde yer alırdı
Adli Teşkilat
Adliye; şer'i ve orfi kaza olmak uzere ikiye ayrılırdı Şer'i davalara kadılar bakardı Kadı'lkudat denilen baş kadı, Bağdat'ta bulunur, merkezde mahkeme başkanlığı yapardı Baş kadı, diğer kadıları da teftiş ederdi Kadılar, şer'i davalar, tereke (miras), hayrat ve vakıf işlerine bakarlardı Selcuklu Turkleri, Hanefi mezhebinde olduklarından, davalar ve meseleler, bu mezhebin hukumlerine gore halledilirdi Yanlış bir karar verilmişse, oteki kadılar, durumu sultana bildirerek, duzeltme yapılır, hatanın onune gecilirdi Kadıların yetişmesine cok dikkat edilirdi
Orfi mahkemelerin başında, Emiri dad denilen adalet emiri bulunurdu Bunlar, devlete, kanunlara ve emirlere karşı gelenlerin davalarına, siyasi suclara bakarlardı Bir nevi olağanustu mahkemeler demek olan Divanı mezalim'e başkanlık ederlerdi Kazaskerler (Kadıaskerler), ordu mensuplarının davalarına bakardı Dine aykırı gorulen her harekete, muhtesip, anında mudahale ederdi Adliye mensupları, bağımsız olup, buyuk ana ve eyalet anlara bağlı değildiler
Ordu
Devletin temeli olan ordu, Hassa ordusu ve timarlı sipahilerden meydana eliyordu sarayda ozel olarak yetiştirilip, doğrudan sultana bağlı olan Gulamanı saray askerleri ceşitli milletlerden secilirdi Bunlar senede dort defa maaş alırlardı Hassa ordusu; melik, vali, vezir ve diğer yuksek rutbeli devlet memurlarının emri altında, her an harekete hazır askerler olup maaşlıydılar
Sipahiler; suvari kuvvetleriydi Sipahi ordusu mensuplarından her biri, ulkenin ceşitli bolgelerinde kendilerine tahsis edilen toprakların (ikta dirlik) gelirlerinden gecimlerini sağlıyordu Selcuklular, askeri iktalar sayesinde, maaş odemeden bir orduyu beslemiş, muhim bir Turkmen nufusunu toprağa ve devlete bağlayarak iskan etmişti Bu sayede uretimin artmasını, halk ile hukumet arasında yeni askeri ve idari bir kadronun kurulmasını temin etmişti Bin suvariden fazla asker besleyen ikta sahipleri vardı Buyuk Selcuklularda ordu mevcudu, 400000'e kadar cıktı Bunun 46000'i merkezde, geri kalanı devletin diğer bolgelerine dağılmış durumdaydı İkta sistemiyle, ulke menfaatlerini ahenkleştirip, kudretli askeri ve idari teşkilata sahip oldular Aynı sistem, Osmanlılar'ı da etkiledi Halk arasından Haşer denilen ucretli askerler de alınırdı Ayrıca gonullu Gaziyan ve ceşitli askeri sınıflar da vardı
Selcuklu ordusunun gezici hastaneleri ve Cerge denilen hamamları vardı Orduda hafif silah olarak ok, yay, kılıc, kalkan, mızrak, harbe, soku, bozdoğan da denilen topuz, gurz, balta, nacak, cekre, zemberek, pala, cevşen (zırh) ve cokal kullanılırdı Ordunun silahları ulke icinden, en iyi malzeme kullanılarak, sanatında pek mahir ustalar tarafından imal edilirdi Buyuk Selcuklularda deniz kuvvetleri olmamasına rağmen, bağlı devletlerde vardı Ordunun ihtiyacının karşılanması ve meselelerin halline Divanu'lceyş bakardı
Sosyal Hayat
Selcuklularda sınıfsız bir cemiyet hayatı vardı Sosyal yapı, Ortacağ Avrupası'ndan tamamen ayrıdır Toplum; Selcuklu hanedanı ve mensupları başta olmak uzere askeri ve mulki rical ile devlet teşkilatı dışında kalan ahaliden meydana geliyorsa da, Avrupa'daki gibi sınıf, Hindistan'daki gibi kast sistemi mevcut değildi Hanedan ve devlet ileri gelenlerinin buyuk yetkileri olmasına rağmen, şehirde ve koyde yaşayan halkın, kanun karşısında hak ve vazifeleri vardı Şer'i hukumler karşısında herkes eşitti Koylu hur olup, toprağın has ve ikta oluşuna gore hukumetin himayesi altında calışırdı Vergisini verirdi Mulk, topraklar, veraset yoluyla cocuklara gecerdi