Son Konu

ÇİFT TERAPİSİ

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Çift terapisi ister flört eden, ister nişanlı veya evli olsun, bir sevgi ilişkisi kurmuş iki insanın ilişki sorunlarını çözmek adına birlikte başvurdukları ve birlikte çalıştıkları bir terapi biçimidir. İdeal olan, sorunlar başgösterdiğinde gecikmeden başvurunun yapılması ise de çift boşanmanın eşiğinde bile olsa çift terapisine başvurabilir ve ilişki ne kadar zarar görmüş olursa olsun tedaviden fayda sağlayabilir ve ilişkisini onarabilir. Burada iyileşmeyi belirleyen en önemli kriter, eşlerde içtenlikle çabalama niyetinin olup olmadığıdır.
Kimi eşler terapi çalışmasına önyargıyla bakarlar, isteksizdirler ve teklif edildiğinde gelmeyi reddederler veya gelirlerse de öteki eşin gönlü olsun diye, gerçekçi olmayan bir motivasyonla gelirler. Böylesi eşlerin terapide yargılanma korkuları olabilmektedir. Oysa terapi seansı bir duruşma seansı değildir ve terapide eşler terapist tarafından haklı veya haksız bulunmazlar, yargılanmazlar. Bu tür eşlerde bir başka korku değişmelerinin talep edilmesi korkusudur. Çift terapisi bireyler üzerinde değil bireyler arasındaki ilişki süreci üzerinde çalışır. Bireylerin değişmesi hedeflenmez. Tedavi edilen ilişkidir. Çift terapisinde eşlerin değişimi talep edilmez. İlişkilerde sorunlar eşlerin değişmesi gereken yönlerinden değil, pek çok konudaki uyumun bozulmasıyla ve başarısız uzlaşma ve çözüm oluşturma çabaları sonrasında ortaya çıkarlar ve terapinin hedefi çiftin bozulan uyumunu tekrar tesis etmeleri ve sorunlarına her iki eşe de uygun olacak yaratıcı çözümler üretmeleridir. Bu hedefler için eşlerden birinin veya her ikisinin kişisel olarak değişmesi gerekli değildir. Çift terapisini kabul etmemenin önemli sebeplerinden birisi de bunun öteki eş tarafından uygunsuz biçimde teklif edilmesidir. Şayet terapi teklifi, sorunlardan öteki eşin sorumlu olduğu ve onun değişmesi gerektiği söylemi üzerine inşa edilirse genelde işe yaramayacaktır zira böylesi bir teklifin eşte yaratacağı suçlanma ve yargılanma beklentileri terapiye başlama kararını oldukça güçleştirir. Bir başka hata, eşlerden birisinin bir süredir bireysel olarak görüşmekte olduğu terapist ile çift terapisine başlama girişimidir. Normalde terapistler şayet eşlerden birisiyle bir süredir bireysel olarak çalışıyorlarsa, onlarla çift terapisi yapmayı teklif de etmezler, talep edildiğinde kabul de etmezler. Şayet terapistler böyle bir durumda çift terapisi teklif ederlerse veya talep edildiğinde kabul ederlerse bu durum terapiye yeni katılması beklenen eşte yargılanma beklentileri ve terapistle eşinin arasında bir ittifak olacağı kaygıları uyandırır ve bu tür bir terapi genelde yeni katılan eşin savunmacı tutumları ve güvensizliği nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Böylesi hatalı terapilerde terapistlerin de yansız olmaları oldukça güç olabilir. Terapistler bilinçdışı biçimde çalıştıkları eşin tarafında yer alma riskini taşırlar.    
İdeal bir çift terapisinde çiftin aktif olarak çalışması beklenir. Aile danışmanlığının tersine çift ve aile terapilerinde tedavi çiftin terapideki yeni yaşantılarından köken alır. Çiftin terapide kendini açma ve terapistin sunduğu tekniğin gerektirdiği deneyimlere kendini bırakma sorumluluğu vardır. Terapiye dirençli eşler seanslarda terapiste ve eşlerine aktif bir rol yükleyerek kendileri tümüyle pasif ve çözüme direnen bir rolü benimseyebilirler. Böylesi tutumların kökeninde erken dönem ilişkilerine dayanan  bazı sorunlu kişilik eğilimleri yatar ve çiftin aktif biçimde çalıştığı terapi modelleri ile bu tutumlar önlenebilir ve çözümlenebilirler. Çift terapisinde terapist bir eşlikçi ve kolaylaştırıcı olmalıdır. Terapist eşlerin adına veya eşlerin yerine çalışamaz ve onlar adına iyileşemez.
İdeal bir çift terapisi, çiftin gereksinimi karşılanana ve sorunlar derinlemesine çalışılıp kalıcı çözümler sağlanana kadar sürmelidir. Bir çift terapisinin ne kadar süreceği asla baştan belirlenmemelidir. Gerçekte seans sayısını baştan belirlemek imkansızdır ve terapinin başarısını olumsuz etkileyecektir. Çift terapisinde sürekliliği ve etkinliği sağlayabilmek için seans sıklığının mümkünse haftada bir seanstan daha seyrek olmaması önemlidir. Ancak bütçenin izin vermediği koşullarda daha seyrek çalışılabilir. Haftada birden daha sık görüşmek genelde gerekmez fakat kriz varlığında, boşanma riskinin çok yüksek olduğu koşullarda, şiddet ihtimalinin olduğu hallerde haftada birden daha sık çalışılması gerekebilir. Çift terapisi genelde 10-20 seans arası sürer. Bazı çiftler 10 seanstan önce terapilerini tamamlayabilirler ve bazı çiftlerin terapisi de 20 seansı aşabilir. Burada belirleyici olan sorunların miktarı, şiddeti ve çiftin çalışma motivasyonu ve hızıdır. Bazı hallerde çift terapisini bireysel terapilerin veya cinsel terapinin takip etmesi gerekebilir ve bu konuda terapistler çifti bilgilendirme ve yol gösterme sorumluluğu taşırlar.
Çift terapileri önleyici sağlık hizmetlerinin en etkin olanı olarak görülebilir. Bir ilişkinin sağaltılması, eşlerin ve ailedeki çocukların ruh sağlıkları üzerinde uzun vadeli dramatik iyileşmelere olanak sağlar ve olası pek çok uzun süreli ve zahmetli bireysel terapilerin gerekliliğini ortadan kaldırabilir. Aile ortamındaki iyileşmelerle çocukların ruhsal gelişimlerinin raydan çıkmasını önleyerek kuşaklar boyu devam eden olumlu etkilerde bulunur ve bu yönüyle etki sınırları oldukça genişler.

Dr.Mustafa Özden
Psikiyatrist
Psikanalitik Psikoterapist
Çift ve Aile Terapisti


 
Üst Alt