Son Konu

Din Hakkında Merak Ettikleriniz , Tüm Dini Bilgiler

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
ABDEST
Abdest, belli organları usulüne uygun olarak yıkamak ve meshetmek suretiyle yapılan bir temizliktir
Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak, yani maddî ve manevî bütün pislik ve mikroplardan uzak kalmak için İslam'ın emrettiği önemli bir ibadettir Mikrobun en kolay ürediği yer ağızdır Ağızdan başlayarak el, yüz ve ayakların günde beş defa temizlenmesi İslam'ın temizliğe verdiği önemi gösterir Böylelikle İslam yüzyıllar önce temizliğin üzerinde durup insanoğlunu maddîmanevî her türlü pislik ve mikroptan korumayı hedeflemiştir Bunun yanında abdest alan bir insan, kendini manen temiz ve rahat hisseder ve bu güzel his ve temiz duyguyla Allah'a ibadete durur Bu da ruhun temizliğini sağlamaktadır İnsanın yaratılış gayesi olan Allah'a kulluk böyle bir temizleme ameliyesi ile başlayınca insanoğluna vereceği zevk ve rahatlığın değeri sonsuzdur
İnsan abdestle bedenen ve manen temizlendikten sonra Allah'ın huzuruna çıkar Böyle bir temizlenme ile günlük bütün yorgunlukları ve yükleri geride bırakır
Abdest almakla, dünyevî ve uhrevî bir çok fazilet ve güzellikler elde edilir Hz Peygamber (sas) abdestle ilgili olarak şöyle buyururlar;
Bir müslüman abdest alıp yüzünü yıkadığında, yüzündeki azaların işlediği bütün günahları; el ve ayaklarını yıkadığında el ve ayaklarıyla işlediği bütün hata ve günaları, su damlalarıyla beraber akıp gider ve kendiside tertemiz olur Hatta kirpik ve tırnak diplerindeki günahlarından eser kalmaz Adap ve erkanına uymak suretiyle abest alıp kıbleye dönerek: Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehu la şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasülühüdiyen bu kul için cennet kapıları açılmıştır; o, cennet kapılarının dilediğiden içeri girer (Müslim Tahare, 32, 33; Tirmi Tahare, 2)
Abdestsiz Olarak Yapılması Yasak Olan Hususlar:
1 Namaz kılmak
2 Kur'anı Kerim'e el sürmek
3 Tilavet secdesi yapmak
4 Cenaze namazı kılmak
5 Kabe'yi tavaf etmek
Abdestin Farzları
1 Yüzü Yıkamak
Yüzün bir defa yıkanması farzdır Yüzün sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene altına, kulakların köklerine kadar olan bölümdür Gözlerin içine suyun ulaştırılması gerekmez Ancak abdest alırken gözler sıkılmaz, tamamen açık bırakılmaz Normal bir şekilde yüz yıkanır Dudaklar yumulduğu zaman, dışarda kalan kısımlar yüzün sınırlarıdır Sakal, bıyık ve kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidir
2 Kolları Yıkamak
Parmak uçlarından kol dirseklerine kadar dirsekler de dahil olan kısmı bir defa yıkamak farzdır Eğer iğne ucu kadar kuru bir yer kalırsa veya tırnağının altına suyu geçirmeyecek (hamur, boya, çamur vb) bir madde bulunursa, abdest alınmış sayılmaz Ancak boyacıların tırnaklarındaki boyalardan kaçınmanın mümkün olmamasından dolayı bunlar abdeste zarar vermez Tırnaklar parmak uçlarından dışarı taşacak kadar uzamış olursa o fazlalığı da yıkamak gerekir Bir kimse abdest aldıktan sonra bu uzamış tırnağı keserse abdestini yenilemesi gerekmez Parmakta yüzük var ve bu geniş ise abdest alırken bunu oynatmak sünnet, eğer yüzük dar ve altına su geçirmeyecek kadar parmağa oturmuşsa onu oynatmak farzdır
3 Başı Meshetmek
Mesh, sözlükte eli bir şeyin üzerinden geçirmek demektir İbadet hukukunda ise suyun bir vücut organına isabet etmesidir Başın meshedilmesindeki farz oranı alın miktarıdır Bu miktar ise başın dörtte biridir Meshederken üç veya daha fazla parmağı kullanmak gerekir İki parmakla yapılan mesh caiz değildir Başa giyilen sarık veya takke üzerine meshetmek geçerli değildir Kadınlar da baş örtüleri üzerine meshedemezler
4 Ayakları Yıkamak
Sağlam ve çıplak ayakları topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır Yaralı veya mestle örtülü ayakları yıkamaya gerek olmayıp sadece meshetmek yeterlidir Maide Süresi 6 ayette geçen topuk topuk ka'b, ayağın iki tarafından inak kemiğine bitişik kemiktir Rasulullah (sas): Vay ateşten o topukların haline (Buhari, İlim 30; Vudü', 27,29; Müslim, Tahare, 2528,30; Ebû Davud, Tahare, 46) buyurduğu ve ayakların tamamen yıkanmasını emrettiği bilinmektedir Bir kimsenin ayağında yarık varsa ve o yarığa su sızdırmayan bir ilaç sürülmüşse, o kimse ayağını yıkadığı zaman, su yarığın altına geçmezse bu durumda su, ayağa zarar verecekse abdest yerine getirilmiş sayılır ve bu caizdir Ancak su zarar vermiyorsa abdest tam olarak alınmış sayılmaz Dolayısıyla zarar vermediği takdirde yarıklara su ulaşacak şekilde yıkamak gereklidir
ABDESTİN SÜNNETLERİ
1 Abdeste başlarken Euzu ve Besmeleçekmek
2 Abdeste niyet etmek
3 Önce bileklere kadar elleri yıkamak
4 Misvak kullanmak veya dişleri parmakla ovalamak
5 Ağıza ve burna üçer defa su vermek (mazmaza ve istinşak)
6 Kulakları, boynu mesh etmek
7 Başın tamamını mesh etmek
8 Yıkanması gereken uzuvları üçer defa yıkamak
9 Abdeste organları ara vermeden yıkayarak devam etmek
10 Sırayı bozmamak
11 Abdest almaya sağ taraftan başlamak
ABDESTİN EDEBLERİ
1 Abdest alırken başkasından yardım istememek
2 Abdest alırken suyun sıçramaması için dikkatli davranmak
3 Kıbleye doğru yönelmek
4 Gereksiz yere konuşmamak
5 Niyet ederken dil ile niyet etmek
6 Her uzvu iyice ovmak
7 Abdest dualarını okumak
8 Kullanılmış su ile abdest almamaya dikkat etmek
9 Her uzvu yıkarken niyeti korumakla birlikte Bismillahdemek
10 Kulağı meshederken serçe parmaklarının uçlarıyla kulak deliklerini meshetmek
11 Burna ve ağıza suyu alırken sağ eli kullanmak
12 Sol el ile sümkürmek
13 Özür sahibi olmayan kimsenin namaz vaktinden önce abdest alması
14 Abdest bittikten sonra kıbleye karşı ayakta kelimei şehadet getirmek ve dua yapmak, biraz su içmek
15 Durgun ve akarak yer değiştiren sular ile birikinti halindeki sulara ve Kıble'ye karşı abdest bozulmaz
ABDESTİ BOZAN DURUMLAR
1 İdrar veya dışkı yollarından yani ön ve arkadan herhangi bir şeyin çıkması (İdrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni, kurt vb)
2 Aklın idrak gücünü gideren hususlar; uyumak, bayılmak, delirmek, sarhoş olmak vsdir Ancak oturduğu yerde kıpırdamadan uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz
3 Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı su çıkması ve etrafına yayılması Ağızdan akan kana bakılır, şayet bu kan tükrük kadar veya tükrükten fazla ise abdesti bozulur
4 Ağız dolusu kusmak
5 Cinsi münasebette bulunmak
6 Tam olarak cinsi ilişki olmasa bile kadın ve erkeğin çıplak ve ince bir elbise ile vucutlarının veya tenasül uzuvlarının birbirine değmesi
7 Teyemmüm yapan kimsenin su bulması
8 Namazda sesli gülmek
ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR
1 Kişinin ön veya arka yollarından başka vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, bir damla halinde kalması
2 Kabuk bağlamış bir yaranın kan çıkmadan kabuğunun düşmesi
3 Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud kurdunun düşmesi
4 Tenasül uzvuna (cinsi organına) el sürmek
5 Kadın vücudunun herhangi bir yerine dokunmak
6 Ağız dolusu olmayan kusuntu
7 Ağızdan çıkan balgam
8 Oturduğu yerde veya namazda uyumak
9 Ağlamak

GUSÜL (BOY ABDESTİ)
Gusül, tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamaktır Erginlik çağına gelmiş her müslüman erkeğin ve kadının şu durumlarda boy abdesti alması gerekir
1 Cünüplük; yani cinsi münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması
2 Hayız (kadının adet görmesi) ve nifas (lohusalık) hallerinin sona ermesi
Bu hallerde gusletmek farzdır Bazı durumlarda da gusletmek, sünnet veya müstehabdır Mesela; Hac ve Umre yapmak maksadıyla Mekke ve Medine'ye girmeden önce, hac mevsiminde Mina ve Müzdelife'de bulunmadan önce; yağmur duasından önce; herhangi bir hayırlı iş için müslümanlarla bir araya gelmeden ve mübarek gecelerde gusletmek sünnet ve müstehabdır
Namaz için alınan abdest küçük abdestkabul edilerek, gusle büyük abdestveya boy abdestiadı verilmektedir
GUSLÜN FARZLARI
Guslün farzları üçtür
1) Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak
2) Buruna su çekmek ve yıkamak
3) Tepeden tırnağa bütün vücudu yıkamak
Vücut yıkanırken en ufak bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilmelidir Aksi taktirde gusül yerine gelmemiş olur Onun için kulaklar, göbek çukuru, saç, sakal ve bıyıkların dipleri iyice yıkanır
GUSLÜN SÜNNETLERİ
1) Gusle besmele ve niyet ile başlamak
2) Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temizlemek
3) Gusülden evvel abdest almak
4) Abdestten sonra, önce üç defa başa, sonra üç defa sağ, üç defa da sol omuza su dökerek her defasında bedeni iyice oğuşturmak
5) Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak
6) Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak
7) Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak
8) Guslederken konuşmamak
9) Gusl bitince bedeni bir havlu ile kurutmak
10) Gusülden sonra çabucak giyinmektir
GUSÜL ABDESTİ NASIL ALINIR?
Guslün adabı aynen abdest adabı gibidir Gusletmek isteyen kimse önce besmele çekerek gusle niyet eder Ellerini bileklerine kadar yıkar ve üzerinde yapışıp kurumuş bir şey varsa onları temizler Sonra herhangi bir pislik olmasa bile avret yerlerini ve uyluklarını yıkar Sonra sağ avucu ile ağzına bolca su alarak iyice çalkalar; bunu üç defa tekrar eder; oruçlu değilse suyun boğazına ulaşmasını sağlar Sonra yine sağ eli ile burnuna üç defa su çekerek iyice temizler Bundan sonra namaz abdesti gibi bir abdest alır Şayet yıkandığı yere su toplanıyorsa, ayakları, abdest alırken değil gusülden çıkarken yıkar Abdest aldıktan sonra, önce başına, sonra sırayla sağ ve sol omuzlarına üçer defa su döker Her defasında vücudun her tarafını iyice oğuşturur Hiçbir yerinin kuru kalmaması için dikkat eder Bunun için saçlarının, sakallarının diplerine, göbeğinin içine suyun ulaşmasını sağlar Eğer vücudunun bir yerinde, herhangi bir yaradan dolayı ilaç veya sargı varsa ve fazla su bunlara zarar verecekse, bunlann üzerinden suyu hafifçe geçirmekle yetinir; bu da zarar verirse sadece eliyle üzerini mesheder
GUSÜLSÜZ YAPILMAYAN İŞLER
Cünüb bir kimsenin veya hayız ve nifas halindeki bir kadının bu durumdayken yapması haram olan hususlar, şunlardır:
1 Namaz kılmak
2 Kur'an niyetiyle Kur'an'dan bir parça okumak (ancak dua niyetiyle okumak caizdir Ayrıca Kur'an ayetlerini çocuklara kelime kelime öğretmek, Kelimei Şehadet getirmek, tesbih ve tekbirde bulunmakta da sakınca yoktur)
3 Kur'anı Kerîm'e ve onun en ufak bir parçasına dokunmak ya da tutmak (fakat bitişik olmayan bir kılıf veya kutu içerisinde ise tutmak caizdir)
4 Kabei Muazzamayı tavaf etmek ve zaruret olmadığı halde bir mescide girmek ve içinden geçmek
5 Üzerinde ayet yazılı olan bir levhayı veya buna benzer bir şeyi tutmak

TEYEMMÜM
Kast etmek, yönelmek manasına gelen teyemmüm, şeriat dilinde su bulunmadığı veya bulunsa da kullanma gücü olmadığı zaman, temiz toprak cinsinden bir şeyle hadesi (abdest almak veya gusl gerektiren hal) gidermek amacıyla yapılan hareketleri dile getirir
TEYEMMÜMÜ GEREKTİREN HALLER
1 Su, temizlenecek kimsenin bulunduğu yerden en az dört bin adım, yani üç kilometre uzakta bulunursa,
2 Suyun kullanılması durumunda hastalanma, hastalığın artması veya uzaması gibi tehlike mevcutsa,
3 Yakında bulunan suyu elde etme hususunda nefse, mala, ırz ve namusa tehlike gelme hali varsa,
4 Elde bulunan su, abdest veya gusle yetmeyecekse,
5 Suyun kullanılması halinde kendisinin, arkadaşının veya hayvanının susuzluktan helak olacağına kanaat getirilirse,
6 Kuyudan su çekmek için ip veya kova bulunmazsa,
7 Bulunan su ile abdest alındığı veya gusul edildiği takdirde bayram veya cenaze namazlarını tamamen geçirme ihtimali varsa
TEYEMMÜMÜN FARZLARI
Niyet ve elleri toprağa vurup yüzü ve kolları mesh etmek farzdır
TEYEMMÜMÜN SÜNNETLERİ
1 Önce besmele çekmek
2 Uzuvları sırayla meshetmek
3 Mesih işlemini ara vermeden yapmak
4 Elleri yere vurduktan sonra önce ileri, sonra geri hareket ettirmek
5 Parmakları açık bulundurmak
6 Eller yerden kaldırıldığında avuç içlerinde toz kalmışsa birbirine vurarak silkelemek
TEYEMMÜMÜ BOZAN HALLER
1 Abdesti bozan veya guslü gerektiren haller teyemmümü de bozar, hükümsüz bırakır Teyemmümü mubah kılan özrün ortadan kalkmasıyla da teyemmüm bozulur Mesela su bulunmadığından veya hastalıktan dolayı yapılmış olan bir teyemmüm, su bulunduğu veya hastalık geçtiği anda bozulur
2 Teyemmüm etmiş kimse, namaz içindeyken su bulursa, namazı bozulur Abdest alıp namazı yeniden kılması gerekir
3 Bir özürden dolayı teyemmüm eden kimse, diğer bir özre tutulsa, birinci özrü son bulmasıyla teyemmümü de son bulur Diğer özrü için tekrar teyemmüm etmesi gerekir

BAYRAM NAMAZLARI
Müslümanların yılda iki dinî bayramı vardır:
1) Ramazan Bayramı
2) Kurban Bayramı
Cuma namazı farz olan kimselere, bayram namazlarını kılmak vacibdir Bayram namazı iki rek'attır Cemaatla kılınır Bayram namazlarında ezan okumak, ikamet getirmek yoktur Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur Cuma hutbesi ise farzdır namazdan önce okunur
Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci rek'atında üç, ikinci rek'atında da üç kere olmak üzere fazladan altı tekbir alınır Bunlara Zevaid tekbirleridenir

BAYRAM NAMAZLARININ KILINIŞI:
Ramazan Bayramı Namazı:
Birinci rek'at:
1) Cemaat düzgün sıralar hâlinde imamın arkasında yer alır ve Niyet ettim Allah rızası için Ramazan Bayramı namazını kılmaya, uydum imamadiye niyet eder
2) İmam Allahü Ekberdeyip ellerini yukarıya kaldırınca, cemaat de imamın peşinden Allahü Ekberdiyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar
3) Hem imam, hem de cemaat gizlice Sübhânekeyi okur Bundan sonra üç kere tekbir alınır Tekbirlerin alınışı şöyledir:
Birinci Tekbir: İmam yüksek sesle, cemaat da onun peşinden gizlice Allahü Ekberdiyerek (iftitah tekbirinde olduğu gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler Burada kısa bir süre durulur
İkinci Tekbir: İkinci defa Allahü Ekberdenilerek eller yukarıya kadırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada da birincide olduğu kadar durulur
Üçüncü Tekbir: Sonra yine Allahü Ekberdenilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır
4) Bundan sonra imam, gizlice EûzüBesmele, açıktan fatiha ve bir sûre okur (Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler)
5) Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (İkinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır
İkinci Rek'at:
6) İmam gizlice Besmele, açıktan da fatiha ve bir sûre okur Sûre bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden (birinci rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan, dördüncü tekbir ile rükûa varılır sonra da secdeler yapılarak oturulur
7) Oturuşta, imam ve cemaat, Ettehiyyatü, Allâhümme salli, Allâhümme bârik ve Rabbenâ âtinaduasını okuyarak önce sağa, sonra sola selâm verip namazı bitirirler Namazdan sonra hutbe okunur
Kurban Bayramı Namazı:
1) Niyet ettim Allah rızası için kurban bayramı namazını kılmaya, uydum imamadiye niyet edilir
Niyetten sonrası aynen Ramazan bayramı namazı gibi kılınır Namaz bitince hutbe okunur

Beş Vakit Namazın Kılınma Şekli
Namazlar; farz, vacib, sünnet, müstehap ve nafile kısımlarına ayrılır Bunlar açıkladığımız farzlarına, vaciblerine, sünnetlerine, adabına riayet edilerek şu şekilde kılınır:
1) Sabah namazı:
Sabah namazının iki rekat sünnetini kılmak için : Niyet ettim bugünkü sabah namazının sünnetini kılmayadiye niyet edilir ve hemen eller, baş parmak kulakların yumuşağına gelecek kadar yukarıya kaldırılıp; Allahu ekber (Allah herşeyden yücedir)diye tekbir alınır Bundan sonra eller bağlanır, Sübhaneke Allahümme ve bi hamdike ve tebarekesmük ve teala ceddük ve la ilahe gayrukile Eüzü billahi mineşşeytani'rracim (İlahi rahmetten kovulmuş olan şeytandan Allah'a sığınırım) Bismillahirrahmanirrahîm (Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla başlarım) ve Fatiha okunur, sonra Amin (kabul buyur, ey Rabbimiz)denir ve bir miktar daha Kur'an okunur Bu bir miktardan maksat en az bir sure veya en az üç kısa ayet veya üç kısa ayet uzunluğunda bir ayettir Bundan sonra Allahu ekberdiye rükuya varılır, bu durumda en az üç kere; Sübhane Rabbiyelazîm (Yüce Rabbimi her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim) denir Sonra Semiallahü limen hamideh (Allah, hamdeden kulunun övgüsünü işitmiştir)denilerek ayağa kalkılır; ayakta Allahümme Rabbena ve lekelhamd (Allahım, ey Rabbimiz, hamd sana mahsustur)denir, bundan sonra Allahu ekberdiye secdeye varılır, secdede üç kere Sübhane Rabbiyel a'la (Ey, en yüce olan Rabbim! Seni her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederim)denir, sonra Allahu ekberdenilerek kalkılır, bir tesbih miktarı oturulup yine Allahu ekberdiye ikinci secdeye varılır, bunda da üç kere Sübhane Rabbiyela'ladenir Bununla bir rekat tamamlanmış olur
Bu ikinci secdeden sonra Allahu ekberdenilerek ikinci rekata kalkılır Ayakta yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunur; birinci rekatta olduğu gibi rüku ve secdelere varılır; ikinci secdeden sonra oturulur ki bu iki rekatlı bir namazda son oturuştur Bunda etTehiyyat ve Allahümme sallibarik ve Rabbena atina fiddünya hasenetenduaları sonuna kadar okunur, sonra esSelamü aleyküm ve rahmetullah (Allah'ın selamı ve rahmeti size olsun)diye sağ tarafa, sonra da yine esSelamü aleyküm ve rahmetullahdiye sol tarafa yüz çevirerek selam verilir Bununla sağ ve sol tarafta bulunan müminlere, meleklere ve mümin cinlere selam verilmiş olur Böylece iki rekatlı bir namaz bitmiş bulunur
Bütün bu tekbirler, tesbih ve kıraatler gizli, yani namaz kılanın kendisi işitebileceği bir sesle gizlice yapılır
Namazda erkekler ile kadınların ellerini kaldırma, bağlama şekli, rüku ile secdelerde ve oturuşlarda alacakları durumlar Namazın sünnetleri ve adabıkonularında açıklanmıştır
Sabah namazının iki rekat farzı ise şöyle kılınır: Önce, erkeklere mahsus olmak üzere kamet getirilir, sonra Bugünkü sabah namazının farzını kılmayadiye niyet edilir ve eller, kulakların hizasına kadar kaldırılarak Allahu ekberdiye namaza başlanır ve sabah namazının sünnetinde belirtildiği üzere kılınıp tamamlanır Ancak sabah namazının farzında Fatiha'dan sonra biraz fazla Kur'an okunması sünnettir Bu sünnetin en az miktarı kırk ayettir Bununla birlikte üç kısa ayet miktarı okunması da caizdir Vaktin çıkmasından korkulduğu takdirde az ayet okunur Hatta yalnız Fatiha ile veya bir kaç ayet ile yetinilebilir Ebû Hanife'ye göre, farz olan kıraatin en az sınırı, en az altı harf ihtiva eden bir ayettir Sümme nazara (Sonra baktı)ve lem yelid (doğurmadı)ayetlerinde olduğu gibi (bk elKasanî, age, l, 110; İbnülHümam, age, l, 193, 205, 322 vd; İbn Abidin, age, l, 415, Zeylaî, TebyînülHakaik, l,104vd; Bilmen, age, s 153 vd)
Tek başına namaz kılan kimse, bu farzı kılarken tekbirleri, Fatiha'yı, ilave edeceği sure veya ayetleri ve Semiallahü limen hamidehcümlesini açık (sesli) okuyabilir

2) Öğle namazı:
Öğle namazının ilk dört rekat sünnetinin önceki iki rekatı, tam olarak sabah namazının iki rekat sünneti gibi kılınır Ancak bunda; Bugünkü öğle namazının sünnetinediye niyet edilir ve bunda ikinci rekattan sonraki oturuş, son oturuş değil ilk oturuş olduğundan bu oturuşta yalnız etTehiyyatokunur; Sonra Allahu ekberdiye ayağa kalkılır; Sübhaneke okunmaksızın, yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak, yine yukarıda belirtildiği şekilde rüku ve secdelere gidilir, bundan sonra dördüncü rekat için Allahu ekberdenilerek ayağa kalkılır, bunda da yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak, yine belirtildiği şekilde rüku ve secdelere varılır, bundan sonra oturulur ki, bu son oturuştur Bunda etTehiyyatile Allahümme sallibarikve Rabbena atinaduaları sonuna kadar okunup iki tarafa selam verilir Böylece bu dört rekat sünnet kılınmış olur
Öğle namazının dört rekat farzı ise şöyle kılınır: Sünnetten sonra, namaza aykırı bir şey ile uğraşmadan ayağa kalkılır, kamet getirilir Bugünkü öğle namazının farzını kılmayadiye niyet edilir ve eller yukarıya kaldırılarak Allahu ekberdiye tekbir alınır; ilk iki rekatı, sabah namazının iki rekat farzı gibi kılınır Ancak bu iki rekattan sonraki oturuş, ilk oturuş olduğundan, bunda yalnız etTehiyyatokunur; bundan sonra Allahu ekberdenilerek üçüncü rekata kalkılır; yalnız Besmele ile Fatiha okunarak, rüku ve secdelere varılır, sonra Allahu ekberdiye dördüncü rekat için ayağa kalkılır; yine Besmele ile Fatiha suresi okunarak rüku ve secdelere gidilir Bundan sonra oturulur ki, bu son oturuştur Bunda etTehiyyatile Allahümme salli ve barikve Rabbena atinaduaları sonuna kadar okunup, iki tarafa selam verilir Böylece farz da kılınmış olur
Öğlenin farzında okunacak ayetler, sabah namazında okunacak ayetlerden çoğunlukla az olur
Öğlenin son iki rekat sünneti ise, Bugünkü öğle namazının son sünnetini kılmayadiye niyet edilip, tam olarak sabah namazının iki rekat sünneti gibi kılınır Bu son sünneti dört rekat olarak kılmak müstehaptır Bu takdirde ya her iki rekatta bir selam verilir, yahut dört rekatın sonunda selam verilir Bu takdirde birinci oturuşta yalnız Rabbena atinaduası okunmaz, etTehiyyat, SalliBarikduaları okunur, üçüncü rekat için tekbir alınarak ayağa kalkınca yine Sübhanekeokunur ve bu son iki rekat da önceki iki rekat gibi kılınır
Tek başına kılan, öğle namazının gerek sünnetlerinde gerek farzında gizli okur

3) İkindi namazı:
ikindi namazının dört rekat sünneti, müekked olmayan sünnettir Her iki rekatı bağımsız namaz gibidir Bu yüzden dört rekatın her iki rekatlık bölümü sabah namazının iki rekat sünneti gibi kılınır Önce, Bugünkü ikindi namazının sünnetini kılmayadiye niyet edilir Bu namazın ilk iki rekatı belirtildiği gibi kılınınca oturulur Bu bir son oturuş demektir Bu yüzden burada etTehiyyatîle birlikte Allahümme salli, ve barikokunur, yalnız Rabbena atinaduası okunmaz, sonra Allahu ekberdiyerek üçüncü rekata kalkılır Sübhanekeile Eüzüve Besmeleden sonra Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak rüku ve secdelere varılır Bundan sonra tekbir ile dördüncü rekata kalkılarak, yalnız Besmeleile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunur Sonra yine rüku ve secdelere varılır Bundan sonra oturulur ki, bu da son oturuştur Bunda etTehiyyatile Allahümme Sallibarik,ve Rabbena atinaduaları sonuna kadar okunarak iki tarafa selam verilir
İkindi namazının farzının kılışını: Bu da tam olarak öğle namazının farzı gibi kılınır Yalnız niyet farklı olur, yani, Bugünkü ikindi namazının farzını kılmayadiye niyet edilir
Tek başına namaz kılan kimse, ikindi namazının sünnetini de, farzını da, öğle namazı gibi gizli okuyarak kılar

4) Akşam namazı:
Akşam namazının üç rekat farzı, öğle ve ikindi namazlarının ilk üç rekat farzları gibi kılınır Şöyle ki: Bugünkü akşam namazının farzını kılmayadiye niyet edilip, namaza tekbir ile başlanır Yukarıda açıklanan şekilde ilk iki rekat kılınarak oturulur Bu, birinci oturuştur Bunda yalnız etTehiyyatokunur Sonra üçüncü rekata kalkılarak yalnız Besmeleile Fatiha okunur; sonra Allahu ekberdenilerek rüku ve secdelere varılır Bundan sonra oturulur ki, bu da son oturuştur Bunda etTehiyyatile Sallibarik' veRabbena atinaduaları okunarak iki tarafa selam verilir
Akşam namazının farzında, vaktin darlığından dolayı kısa sureler okunur
Akşam namazının sünnetinin, kılınışı: Bu da; Bugünkü akşam namazının sünnetini kılmayadiye niyet edilip, tam olarak sabah namazının sünneti gibi kılınır Bu sünneti altı rekat olarak kılmak ise müstehaptır Bu takdirde bir, iki veya üç selamla kılınır İki rekatta bir selam verilirse aynı şekilde kılınır Bununla birlikte dört rekatta bir selam verilip ikindi namazının sünneti gibi de kılınabilir Bu ziyade dört rekata veya altı rekatın tamamına Evvabîn Namazıdenir (elisra, 1725; elHeysemî, Mecmau'zZevaîd, Mısır (ty), II, 230)
Tek başına namaz kılan kimse, akşam namazının farzını da sabah namazının farzı gibi açıktan okuyarak kılabilir

5) Yatsı namazı:
Yatsı namazının ilk dört rekat sünneti, müekked olmayan sünnetlerdendir Tam olarak ikindi namazının dört rekat sünneti gibi kılınır Dört rekat farzı da tam olarak öğle ve ikindi namazlarının farzları gibi eda olunur İki rekat son sünnetine gelince, bu da tam olarak sabah ve akşam namazlarının iki rekat sünnetleri gibi kılınır Bunlarda yalnız niyetler değişmiş, yatsı namazının farzına veya sünnetlerine niyet edilmiş olur
Yatsı namazının son sünneti de dört rekat olarak kılınabilir (Zeylaî, Nasbu'rRaye, II, 145 vd; eşSevkanî, NeylülEvtar, III, 18; eşŞürünbülalî, MerakilFelah, s 64) Bu takdirde tam olarak ilk dört rekatı gibi kılınır Bununla birlikte iki rekatta bir selam vermek suretiyle de kılınabilir Bu durumda her iki rekat bağımsız namaz olacağı için oturuşlarda etTehiyyat, Sallibarikve Rabbena atinaduaları okunur Geceleyin kılınacak nafile namazlarda efdal olan da bu şekilde iki rekatta bir selam vermektir
Tek başına namaz kılan kimse, yatsı namazının farzını sabah namazı gibi açıktan (sesli) da kılabilir
Vitir Namazı:
Üç rekattan ibaret olan vitir namazı şu şekilde kılınır:
Önce; Bugünün vitir namazını kılmayadiye niyet edilir Sonra Allahu ekberdenilerek namaza başlanır Sübhanekeve Eüzüile Besmeleden sonra Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak, rüku ve secdelere varılır; sonra ikinci rekata kalkılıp, yalnız Besmeleile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak yine rüku ve secdelere varılır; bundan sonra oturulur ki, bu birinci oturuştur Burada yalnız etTehiyyatokunur; sonra Allahu ekberdenilerek üçüncü rekata kalkılır; bunda da yalnız Besmeleile Fatiha ve bir miktar daha Kur'an okunarak daha ayakta iken eller kaldırılıp Allahu ekberdiye tekbir alınır, tekrar eller bağlanıp ayakta kunut duası okunur Sonra Allahu ekberdiye rüku ve secdelere gidilir, sonra oturulur ki, bu da son oturuştur Bunda da yukarıdaki gibi etTehiyyatile Sallibarikve Rabbena atinadualan okunarak selam verilir

CENAZE NAMAZI
Cenaze namazı, vefat eden din kardeşlerimiz hakkında dua olmak üzere bir farzı kifayedir Cenaze namazının kılınması için araran şartlar şunlardır:
1 Ölenin müslüman olması Müslüman olduğu bilinmeyen, bu hususta hali gizli olan kimsenin cenaze namazı kılınmaz Ölenin müslüman olduğuna şahid ve delil lazımdır Bu delil de onun hayatta iken İslam'a tabi olduğu ve İslam'ın icaplarını yerine getirdiği başkaları tarafından görülen, bilinen kişi olmasıdır Binaenaleyh biz cenaze namazını kılacağımız kimseyi ibadet ederken saflarımız arasında görmeliyiz
2 Ölünün yıkanarak temiz kefene sarılmış olması
3 Ölünün, imam ve cemaatın önünde olması
4 Ölünün tamamının veya bedeninin çoğununun, mevcut olması Eğer bedeninin çoğu gitmiş veya başsız olarak yarısı varsa namazı kılınmaz, yıkanmaz Bir beze sarılarak gömülür
Cenaze namazı dört tekbir ve kıyamla eda edilir Bu namazda secde ve rüku yoktur

CENAZE NAMAZININ KILINIŞI
İmam, ölünün göğsü hizasında durur Cemaat da arkasında saf tutar Cemaata ölünün erkek veya kadın olduğu duyurulur, ona göre niyet edilir Yani Allah için namaza meyyit için duaya, er kişi (veya hatun kişi) niyetine uydum hazır olan imamadiye kalben niyet edip tekbir alınır İlk tekbiri alırken eller kulağın hizasına kaldırılır, bağlanır Sübhaneke, ve celle senâükeile okunur Bundan sonra eller kaldırılmadan ikinci bir tekbir alınır Bu tekbirleri imam aşikar, cemaat ise gizli alır Allahümme salli ve Allahümme barikokunur Bundan sonra üçüncü tekbir alınır Cenaze duası okunur Cenaze duasını bilmeyenler burada Allahümme innâ nestaiynükeyi yani kunut duasını veya dua niyeti ile Fatihai şerifeyi okurlar Daha sonra dördüncü tekbir alınır; selam verilir

KAZA NAMAZI
Bir namazı vaktinde kılmaya Eda, vakti çıktıktan sora kılmaya da Kazadenir Namazı bile bile, özürsüz olarak vaktinden sonraya bırakmak büyük günahtır Namaz, kaza edilmekle yerine getirilmiş olur Ancak vaktinden sonraya bırakıldığı için Cenabı Haktan af dilemek lâzımdır
Beş vakit namazın farzları ile vitir namazı kaza edilir, vakit çıktıktan sonra sünnetler kaza edilmez Yalnız sabah namazını vaktinde kılamayan kimse, aynı gün büyük kuşluk vaktine kadar farz ile birlikte sünneti de kaza eder Kaza namazı kılmak için belirli bir vakit yoktur Gündüz ve gece her zaman kılınır Yalnız üç mekruh vakitte, yani güneş doğarken, güneş tam tepe noktasında iken ve güneş batarken kılınmaz
Geçmiş namazları kaza ederken hangi günün hangi vaktinin namazı olduğunu bilemezse: Niyet ettim Allah rızası için kazaya kalan son sabah namazının farzını kılmayadiye niyet eder, diğer namazlar için de, kazaya kalan son öğle, son ikindi, son akşam, son yatsı, son vitir namazı diye niyet eder

TERAVİH NAMAZI
Yalnız Ramazan'da her gün yatsı namazından sonra kılınır Ramazan'da teravih kılmak sünnettir Teravihten sonra vitir namazı kılınır Teravih namazı 20 rekattir Yalnız veya cemaatle kılınabilir 2 rekatte bir veya 4 rekatte bir selam verilerek kılınabilir 2 rekatte bir selam vererek kılmak daha faziletlidir
Teravih naması 2 rekatta bir selam verilerek kılındığında aynen sabah namazının sünneti gibi kılınır 4 rekatta bir selam verilerek kılındığında ikindi namazının sünneti gibi kılınır

YOLCU NAMAZI
Onbeş günden az oturmak niyetiyle, yaya veya orta yürüyüşte onsekiz saatlik (90 kilometrelik) veya daha uzak yolculuğa çıkanlar dinde YOLCUsayılır
90 kilometrelik bu yolculuğu trenle, uçakla, vapurla yapanlar da yolcu sayılırlar
Dinimiz, yolcular için bazı kolaylıklar göstermiştir Şöyle ki:
a) Yolcular 4 rekatlı farz namazları iki rekat olarak kılar
b) Vakitte darlık varsa sünnetler kılınmayabilir
c) Ramazanda dilerlerse ramazan oruçlarını tutmayıp bir başka zamana bırakabilirler
d) Ayaklarına giydikleri Meste 3 gün süre ile (72 saat) meshedebilirler
Dinimizde güçlük yoktur Yüce Allah'a ibadeti gücümüz yettiğince yaparız Yolculara, hastalara ve özürlülere tanınan kolaylıklar bu sebeptendir


OTUZİKİ FARZ
İMANIN ŞARTLARI
1 Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak
2 Allah'ın meleklerine inanmak
3 Allah'ın kitablarına inanmak
4 Allah'ın peygamberlerine inanmak
5 Ahiret gününe inanmak
6 Kadere, hayır ve şerrin yaratıcısının Allah (Celle Celâlühû) olduğuna inanmak
İSLAMIN ŞARTLARI
1 Kelimei şehadet getirmek
2 Namaz kılmak
3 Oruç tutmak
4 Zekat vermek
5 Haccetmek
ABDESTİN FARZLARI
1 Yüzünü yıkamak
2 Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak
3 Başının dörtte birini meshetmek
4 Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak
GUSLÜN FARZLARI
1 Ağzına su vermek
2 Burnuna su vermek
3 Bütün bedenini yıkamak
TEYEMMÜMÜN FARZLARI
1 Niyet
2 İki darb ve mesih
NAMAZIN FARZLARI
Dışında olanlar:
1 Hadesten taharet
2 Necasetten taharet
3 Setri avret
4 İstikbali Kıble
5 Vakit
5 Niyet
İçinde olanlar:
1 İftitah tekbiri
2 Kıyam
3 Kırâet
4 Rükû
5 Secde
6 Ka'dei ahire


ELLİDÖRT FARZ
1 Allah'ı daima zikretmek
2 Helal kazanılmış elbise giymek
3 Abdest almak
4 Beş vakit namaz kılmak
5 Cünüplükten gusletmek
6 Rızk için Allah'a tevekkül (itimad) etmek
7 Helalden yeyip içmek
8 Allah'ın taksimine kanaat etmek
9 Tevekkül etmek
10 Kazaya (yani Allah'ın hükmüne) razı olmak
11 Nimete karşılık şükretmek
12 Belaya sabretmek
13 Günahlara tevbe etmek
14 İbadetleri ihlas ile yapmak
15 Şeytanı düşman bilmek
16 Kur'anı delil tanımak
17 Ölüme hazırlıklı olmak
18 İyiliği emredip kötülükten alıkoymak
19 Gıybet etmemek, kötü şeyleri dinlememek
20 Anayababaya iyilik ve itaat etmek
21 Akrabayı ziyaret etmek
22 Emanete hıyaret etmemek
23 Dinin kabul etmiyeceği latifeyi (şakayı) terk etmek
24 Allah ve Rasulüne itaat etmek
25 Günahtan kaçınıp Allah'a sığınmak
26 Allah için sevmek, Allah için buğz etmek
27 Her şeye ibretle bakmak
28 Tefekkür etmek (Cenabı Hakk'ın kudretini, azametini ve insanın yaratılışdaki gayeyi düşünmek)
29 İlim öğrenmeye çalışmak
30 Kötü zandan sakınmak
31 İstihza (alay) etmemek
32 Harama bakmamak
33 Daima doğru olmak
34 Esef ve ferahı, yani şımarıklık ve azgınlığı terketmek
35 Sihir yapmamak
36 Ölçü ve terazisini doğru tartmak
37 Allah'ın azabından korkmak
38 Bir günlük nafakası (yiyeceğiiçeceği) olmayana sadaka vermek
39 Allah'ın rahmetinden ümid kesmemek
40 Nefsinin kötü arzularına tabi olmamak
41 İçki kullanmamak
42 Allah'a ve mü'minlere sui zan etmekten sakınmak
43 Zekat vermek ve mali cihatta bulunmak
44 Hayız (adet) zamanlarında ve nifas halinde hanımı ile cinsi mukarenette bulunmamak
45 Bütün günahlardan; kötülüklerden kalbini temiz tutmak
46 Yetimin malını haksız olarak yememek, onlara iyilik etmek
47 Kibirlilik etmemek
48 Livata (erkekle cinsi münasebet) ve zina yapmamak
49 Beş vakit namazı muhafaza etmek
50 Zulm ile halkın malını yememek
51 Allah'a şirk (ortak) koşmamak
52 Riyadan (gösterişten) sakınmak
53 Yalan yere yemin etmemek
54 Verdiği sadakayı başa kakmamak



Fıtır Sadakası
Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı malı (8018 gr altın) veya onun değerinde parası olan müslümanın fıtır sadakası vermesi vacipdir Buna kısaca Fitredenilir Fıtır sadakasının vacip olması için zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve artıcı nitelikte olması şart değildir
Fitre, Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır Bayramdan önce verilmesi iyidir Bayram günü veya daha sonra da verilebilir Dini ölçülere göre zengin olan kimsenin, hem kendisinin, hem de erginlik çağına gelmemiş olan çocuklarının fitrelerini vermesi vaciptir
Fitre Şu Dört Cins Yiyecek Maddesinden Aşağıdaki Miktarlarda Verilir:
1– Buğday: 1460 Gram
2– Arpa: 2920 Gram
3– Kuru üzüm: 2920 Gram
4– Hurma: 2920 Gram
Bu gıda maddelerinin kendileri verilebileceği gibi para olarak değerleri de verilir Hangisi fakirin yararına ise onu vermek daha uygundur Bir fitre yalnız bir fakire verilir, ikiye bölünmez Bir fakire birden fazla fitre verilebilir Fitre niyet edilerek verilir Ancak bunun fitre olduğunu fakire söylemek gerekmez İçinden niyet etmesi yeterlidir
Zekât hangi fakirlere verilirse fitre de onlara verilir Bir özürden dolayı ramazanda oruç tutmayanlar da, nisap miktarı mal veya paraya sahip iseler fitrelerini vermekle yükümlüdürler
Varlıklı müslümanlar fitre vermek suretiyle fakirlere bayram sevincini tattırırlar Böylece, hem borcunu ödemiş, hem de sevap kazanmış olurlar Fitre vermek, orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir azabından kurtulmaya vesile olur


HAC
Hac ve Önemi
İslâm şartlarının beşincisi hac'dır Hac,belli zamanda, belirli yerleri özel bir şekilde ziyaret etmektir
Hicretin dokuzuncu yılında farz olmuştur Hac hem mal, hem de beden ile yapılan bir ibadettir Belirli şartları taşıyan müslümanların ömründe bir defa hacca gitmesi farzdır Allah'ın her emrinde olduğu gibi haccın farz kılınmasında da bir çok hikmetler ve faydalar vardır
Çeşitli ülkelerden mukaddes topraklara gelen, dilleri ve renkleri ayrı olan müslümanların tek gaye etrafında bir araya gelmesi ve hep birlikte Allah'a yönelmesi İslâm kardeşliğini güçlendirir Müslümanların birbiri ile tanışmalarını, birbirlerinin dert ve sıkıntılarına çare bulmalarını sağlar
Zenginfakir her seviyede müslümanın ihrama girerek aynı kıyafet içinde bulunması insanlara eşitlik fikrini aşılar, mahşer gününü hatırlatır
Sevgili peygamberimizin doğup büyüdüğü, İslâm dini'nin cihana yayılmaya başladığı kutsal yerleri görmek ruhlara manevi bir heyecan verir, dini duyguları kuvvetlendirir Kutsal yerlerde insan kendisini Allah'a daha yakın hisseder, yaptığı ibadetlere kat kat fazla sevab verilir Allah rızası için hac vazifesini yapan ve insanlara kötülük etmekten sakınanların (kul hakları hariç) birçok günahı bağışlanır Bu konuda peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınırsa, annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak döner(Riyazü'sSalihin, cII, s 521)
Hac Kimlere ve Ne Zaman Farzdır
Aşağıdaki şartları taşıyanlara hacca gitmek farz olur:
1) Akıllı olmak,
2) Erginlik çağına gelmiş olmak,
3) Müslüman olmak,
4) Hür olmak,
5) Haccın farz olduğunu bilmek (Bu şart müslüman olmayan ülkelerde müslümanlığı kabul edenler içindir İslâm ülkelerinde yaşayan müslümanlar için haccın farz olduğunu bilmemek özür değildir)
6) Zorunlu ihtiyaçlardan başka hacca gidip dönünceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin geçinebileceği maddi güce sahip olmak
7) Durumuna uygun bir vasıta ile hac yolculuğunu yapabilmesi için vasıta ve yol masraflarını karşılayacak parası olmak
8) Hac vazifesini yapabilecek zamana yetişmiş olmak
Saydığımız bu şartlardan başka hac vazifesini bizzat yapmak için şu şartların da bulunması gerekir Bunlara haccın edasının şartları denir
Haccın Edasının Şartları:
1) Vücutça sağlıklı olmak, (Kör, kötürüm ve hac yolculuğuna dayanamayacak derecede hasta ve yaşlı olmamak)
2) Hacca gitmesine bir engel bulunmamak, (Hapiste olmak gibi)
3) Yol güvenliği olmak,
4) Kadının yanında kocası veya evlenmesi caiz olmayan bir mahremi bulunmak
5) Kocası ölmüş veya boşanmış olan kadınların iddet süreleri bitmiş olmak
Bu saydığımız şartlara sahip olan bir kimsenin önündeki ilk hac mevsiminde hacca gitmesi farz olur
Haccın Vacipleri (*)
1 Müzdelife'de vakfe
2 Safa ile Merve tepeleri arasında sa'y etmek
3 Cemreleri taşlamak (Şeytan taşlamak)
4 Saçları traş etmek veya kısaltmak
5 Sader (veda) tavafını edâ etmek
Haccın Sünnetleri (*)
Kudûm tavafı yapmak, erkeklerin kudûm ve ziyâret tavafında remel yapmaları (Reml: Adımları kısaltıp, omuzları silkerek çalımlı bir şekilde yürümektir Tavafın ilk üç şavt'ında yapılır), Safa ile Merve arasında sa'y ederken, orada bulunan iki direk arasında erkeklerin süratlice geçmeleri, Bayram gecelerinde Mina'da yatmak, arefe günü, güneş doğduktan sonra Mina'dan Arafat'a gitmek, Müzdelife'den Mina'ya bayram günü sabahı, henüz güneş doğmadan hareket etmek, Müzdelife'de gecelemek ve cemreler arasında (Şeytan taşlama esnasında) tertibe riayet etmektir
Umre
Umre, belirli bir zamana bağlı olmadan usulüne göre ihrama girdikten sonra tavaf etmek, sa'y yapmak ve traş olmaktan ibarettir
Umre sünnettir Umre için belirli bir zaman yoktur Arefe ve onu izleyen kurban bayramı günleri olmak üzere yılda beş günün dışında her zaman umre yapılabilir


İbadet
İbadet, Allah'a tâzim ve saygı göstermek ve O'nun verdiği nimetlere karşı şükran borcunu yerine getirmektir
Niçin İbadet Ediyoruz
Bizi yoktan var eden ve yaşatan Allah'tır Yüce Allah; Vücudumuzu, gören gözler, işiten kulaklar ve konuşan dil gibi mükemmel organlarla donattı Diğer canlılardan farklı olarak bize akıl verdi ve varlıklar arasında seçkin bir duruma yükseltti Bunlardan başka, yaşayabilmemiz için teneffüs ettiğimiz havadan, içtiğimiz suya kadar sayısız nimetler verdi
Ayrıca bizi yalnız bırakmadı, Peygamberler ve kitaplar göndererek dünyada ve ahirette mutlu olmanın yollarını gösterdi Bütün bu iyiliklere karşılık Allah bizden kendisini tanımamızı ve ona ibadet etmemizi istemektedir Şöyle bir düşünelim: Çok iyiliğini gördüğümüz bir büyüğümüze karşı saygı gösterir iyiliklerine teşekkür ederiz Bize bir görev verse seve seve yaparız değil mi?
Öyle ise, bizi yoktan var eden ve sayılamayacak kadar nimetler veren Yüce Allah'a karşı teşekkür etmek ve emrettiği ibadetleri seve seve yapmak gerekmez mi?
Elbette gerekir
Yaradılışımızın gayesi Allah'ı tanımak ve ona ibadet etmektir İbadet görevlerini yaptığımız takdirde hem Allah'ın verdiği nimetlere karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş oluruz, hem de O'nun sevgisini kazanırız Eğer biz Allah'a karşı ibadet vazifelerini yerine getirir, O'nun sevgisini kazanırsak, Allah, bize dünyadaki nimetlerinden çok daha fazlasını ahirette verecek ve bizi cennette sonsuz mutluluğa kavuşturacaktır
İbadet Çeşitleri
İbadetler üç çeşittir:
1– Beden ile Yapılan İbadetler: Namaz kılmak, oruç tutmak gibi
Beden ile yapılan ibadetleri her müslümanın kendisi yapması gerekir Başkasını vekil etmesi caiz değildir Bir kimse başkasının yerine namaz kılamaz, oruç tutamaz
2– Mal İle Yapılan İbadetler: Zekât vermek ve kurban kesmek gibi Bir kimse mal ile yapılan ibadetlerde başkasını vekil edebilir
3– Hem Mal, Hem de Beden İle Yapılan İbadet: Hac vazifesi böyle bir ibadettir Parası olduğu halde hacca gidemiyecek derecede sakat, hasta ve çok yaşlı kimseler, kendi yerine bir başkasını bedel olarak hacca gönderebilir
İbadetin Faydaları
Bedenimizin gerekli gıdalara ihtiyacı olduğu gibi rûhumuzun da gıdaya ihtiyacı vardır Rûhun gıdası iman ve ibadetlerdir İbadet, rûhumuzu yükseltir, bizi kötülüklerden sakındırır, ahlâkımızı olgunlaştırır, en değerli varlığımız olan imanımızı korur
Hayatta insanın çeşitli sıkıntılarla karşılaşıp ümitsizliğe ve bunalıma düştüğü zamanlar olur Böyle durumlarda insan ibadetle bunalımdan kurtulur Çünkü insan ibadet sayesinde Allah'a yaklaşır O'nun rahmetine sığınır ve huzura kavuşur İbadetlerin, rûhumuza olduğu gibi bedenimize de birçok faydası vardır
Namaz kılan insan abdest almak zorundadır Abdest almak, günde birkaç defa temizlenmek demektir Temizliğin ise sağlığımız için ne kadar yararlı olduğunu hepimiz biliriz
Namaz kılarken yapılan belirli hareketlerin, oruçta sindirim sistemi ile bazı organların dinlenmesinin vücut sağlığına önemli faydalar sağladığı bir gerçektir Zekât ibadetinin sosyal yardımlaşma yönünden topluma kazandırdığı birçok yararları vardır
İman İle İbadet Arasındaki İlişki
Bir müslüman, dinin hükümlerini inkâr etmedikçe ve kalbinde iman bulunduğu sürece ibadet yapmasa bile dinden çıkmaz, kafir olmaz, yine müslümandır Ancak, Allah'ın emri olan ibadet görevlerini yerine getirmediği için günah işlemiş ve cezayı hak etmiş olur
İbadetler, imanın olgunlaşmasını ve güçlenmesini sağlar Ahirette cezadan kurtulmamıza ve cennet nimetlerine kavuşmamıza vesile olur Sade bir imanla yetinip ibadetleri terketmek imanın zayıflamasına ve giderek iman nurunun sönmesine sebep olur
İbadet yapılmadığı takdirde, iman ışığı açıkta yanan lamba gibi korumasız kalır Günün birinde sönebilir İmanın yok olması, müslümanın cennetin anahtarını kaybetmesi demektir Bu sebeple ibadetlerin, imanımızın korunmasında ve cennette sonsuz hayata kavuşmamızda çok önemli yeri vardır


KURBAN
Kurban, ibadet niyeti ile belirli zamanda, belirli nitelikleri taşıyan hayvanı, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak amacı ile kesmektir Kurban kesmek, mali bir ibadettir Allah'a bir şükran, bir teşekkür borcudur Kurban kesen, Allah'a yaklaşmış, O'nun hoşnutluğunu kazanmış olur
Kurban kesmek mal ile yapılan bir ibadettir ve vacibtir Hicretin ikinci yılında emredilmiştir
Zenginlerin, kestikleri kurban etlerinden fakirleri yararlandırması, müslümanlar arasında sevgi ve kardeşlik duygularını güçlendirir Varlıklı insanlarla birlikte yoksullar da sevinir Kurbanla gelen bu sevinç toplumun huzur ve mutluluğunu arttırır
Sevgili peygamberimiz: «Kim (mal) genişliği bulur da kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın» (etTerğib ve'tTerhib, cII, s155) buyurarak kurban kesmenin zenginler için önemli bir görev olduğunu belirtmiştir
Kimler Kurban Keser
Aşağıdaki şartları taşıyan kimselerin kurban kesmesi vaciptir:
1) Müslüman olmak,
2) Akıllı olmak,
3) Erginlik çağına gelmiş olmak,
4) Hür olmak,
5) Mukim olmak (Yani misafir olmamak),
6) Nisab miktarı mal veya paraya sahip olmak (Kurban nisabında mal ve paranın üzerinden bir senenin geçmesi şart değildir)
Kurban kesiminin vakti, kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günüdür Üçüncü günün akşamından sonra kurban kesilmez
Hangi Hayvanlar Kurban Edilir
Hayvanlardan sadece koyun, keçi, sığır,manda ve deve kurban edilir Bunlardan koyun ile keçi bir yaşını, sığır ve manda iki yaşını, deve beş yaşını bitirmiş olmalıdır Ancak, koyun altı ayını tamamladığı halde bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olursa kurban edilebilir Keçi için böyle bir durum yoktur, bir yaşını doldurması şarttır
Koyun ve keçi bir kişi için kurban olur Sığır, manda ve deve birden yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir
Evla olan kişinin kurbanını kendisi kesmesidir Ancak, kendi beceremezse başkasını vekil eder ve niyet edip kesilirken kurbanına bakar, şahit olur
Kurbanın eti üçe taksim edilir Bir parçası kendi ailesine nafaka, ikinci parçası ahbabı yarana ziyafet, üçünçü parçası da fakirlere sadaka olarak verilir
Kurban derisi satılamaz Evde seccede yapılabilir, ya da fakirlere veya hayır kurumlarına bağışlanabilir


ORUÇ VE FAYDALARI
Ramazan ayında oruç tutmak İslam'ın beş şartından biridir Oruç, niyet ederek tan yerinin ağarmasından itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsi ilişkide bulunmamak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir
Peygamberimiz oruç tutanlar için şu müjdeyi veriyor: Kim inanarak ve mükafatını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır(ElBuhari, Savm:7)
Oruç,ancak Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için tutulur Oruç, iyi bir irade terbiyesidir: İnsanlara iyi huylar ve ahlak güzelliği sağlar, insanı olgunlaştırır Oruç, aynı zamanda müslümanı günah işlemekten ve cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır Acıma duygusunu geliştirir, sağlığımızın korunmasına yardımcıdır, nimetlerin değerini bildirir, olaylar karşısında sabırlı olmayı öğretir
Yüce Allah bir hadisi kudsîde Oruç benim içindir, o'nun mükafatını da ben veririmbuyurmuştur (Müslim, Siyam;30)
RAMAZAN ORUCU VE ORUÇ ÇEŞİTLERİ
Ramazan orucu müslüman, akıllı ve ergenlik çağına gelmiş kimselere farzdır Ramazan orucu, kameri aylardan Ramazan ayının bazen 29, bazen 30 gün sürmesine göre 29 veya 30 gün olarak tutulur
Oruçlarda niyet önemlidir Niyet kalp ile olur Geceleyin imsaktan önce veya imsak vaktinde ertesi gün oruç tutacağını kalbinden geçiren bir müslüman o günün orucuna niyet etmiş olur Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimse de oruca , niyet etmiş sayılır Ancak oruç tutan kimsenin hem içinden niyet etmesi, hem de dili ile Niyet ettim Ramazan'ın yarınki orucunadiye söylemesi daha iyi olur
Beş çeşit oruç vardır:
1 FARZ ORUÇ: Ramazan orucunun edası ve kazası farzdır Keffaret oruçlarının tutulması da farzdır
2 VACİP ORUÇ: Adak oruçları ile bozulan nafile orucun kaza edilmesi vaciptir
3 SÜNNET ORUÇ: Kamerî aylardan Muharrem ayının 910 veya 1011 günlerinde oruç tutmak sünnettir
4 MÜSTEHAP ORUÇ: Kameri ayların 13 14 15 günleri ile her haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri, Şevval ayında 6 gün oruç tutmak müstehaptır
5 MEKRUH ORUÇ: İki türlü mekruh oruç vardır:
a) Muharrem ayının sadece 10 günü, yalnız Cuma veya Cumartesi günleri oruç tutmak, iki orucu iftar etmeksizin birbirine eklemek veya senenin tamamını oruçlu geçirmek TENZÎHEN MEKRUHtur
b) Ramazan bayramının birinci günü ile Kurban Bayramının 4 günü oruç tutmak TAHRÎMEN MEKRUHtur
RAMAZAN'DA ORUÇ TUTAMAYANLAR NE YAPARLAR?
Oruç tutmayacak kadar hasta olanlar, hastaya bakanlar, Ramazan ayında yolculuk yapanlar, gebe veya emzikli olanlar, aşırı yaşlılar ve düşkünler, aybaşı hali veya loğusalık halinde bulunan kadınlar Ramazan ayında oruç tutmazlar Bunlardan:
a) Aybaşı hali veya loğusalık halinde olan kadınlar ile emzikli ve gebe olan kadınlar, bu özürleri sona erdikten sonra ve Ramazan ayı dışında oruçlarını kaza ederler
b) Yolcular, yolculukları bitince oruçlarına başlarlar Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını Ramazan ayından sonra tutarlar
ORUCA NE ZAMAN VE NASIL NİYET EDİLİR
Orucun sahih olması için niyet etmek şarttır Niyetsiz oruç makbul değildir
Ramazan orucuna, akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir Şöyle ki:
Normal olarak oruca, sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın
Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez Ramazan ayında tutulamayan orucu, başka günlerde kaza ederken niyetin geceleyin «tan yeri ağarmadan önce» yapılması gerekir Keffaret oruçları da böyledir Bu oruçlara imsaktan sonra niyet edilmez
Niyet esasen kalp ile olur Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir Oruca kalp ile niyet etmek yeterlidir Ancak kalp ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: Niyet ettim Ramazanı şerifin yarınki orucunadiye söylemelidir
ORUÇ NASIL TUTULUR
Oruç, imsâk vaktinde başlar Oruca niyet eden kimse bu vakitten itibaren herhangi bir şey yiyemez, içemez ve orucu bozan şeyleri yapamaz Bu durum akşam güneş batıncaya kadar devam eder Güneş battıktan sonra yiyip içmek sûretiyle orucunu açar İşte niyet ederek, imsâk vaktinden akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek, ve orucu bozan şeylerden sakınmakla bir günlük oruç tutulmuş olur
ORUCU BOZUP KAZA VE KEFFARET GEREKTİREN HALLER
Oruçlu olduğunu bildiği halde kasden;
1 Yemek, içmek, (ister gıda maddesi, isterse ilaç olsun)
2 Cinsi ilişkide bulunmak
3 Sigara içmek
Orucu bozar, kaza ve keffareti gerektirir
Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır
Keffaret: Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmış gün peşpeşe oruç tutmaktır
Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan bir kimse özürsüz olarak bile bile yiyip içse veya cinsi ilişkide bulunsa orucu bozulur Bozulan bu orucun gününe gün kaza edilmesi, ayrıca oruç özürsüz olarak ve bile bile bozulduğu için de keffaret tutması gerekir
Başlanan bir orucu bilerek bozmanın dünyadaki cezası keffarettir Yani altmış gün birbiri ardınca oruç tutmaktır Herhangi bir sebeple keffaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lazımdır Kadınlar keffaret orucu tutarken araya giren âdet günlerini tutmazlar, âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek altmış günü tamamlarlar
ORUCU BOZUP YALNIZ KAZAYI GEREKTİREN ŞEYLER
1) Yenmesi mutad olmayan ve ilaç olarak da kulanılmayan şeyleri yutmak, (toprak, kağıt, pamuk gibi)
2) Buruna ilaç çekmek,
3) Kulağın içine yağ damlatmak,
4) Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak,
5) Ağzına aldığı renkli ipliğin boyası tükrüğe geçip, boyanan bu tükrüğü yutmak,
6) Zorla orucu bozulmak,
7) Ağız dolusu kusmak, (Kendi isteği ile)
8) Akşam vakti girmediği halde, akşam oldu zannederek iftar etmek,
9) İmsak vakti geçtiği halde, İmsak'a daha vardır zannederek yemek
10) Kendi iradesi olmaksızın ağzına kar ve yağmur tanesi kaçan ve bunu yutmak
11) Meşru bir özür sebebiyle; makadından şırınga (iğne) yaptırmak
ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER
1) Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek, (unutarak yiyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını yıkayıp oruca devam eder, oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur)
2) Kulağına su kaçmak,
3) Göze ilaç damlatmak,
4) Gece yıkanması gerekirken sabahleyin yıkanmak,
5) Kendi isteği olmayarak kusmak,
6) İhtilâm olmak, (yani uyurken cünüplük hali meydana gelmek)
7) Kan aldırmak,
8) Kendi isteği olmayarak boğazına toz, duman girmek,
9) Ağzındaki tükrüğü yutmak
10) Yemeksizin herhangi bir maddenin tadını boğazında hissetmesi
11) Nohut tanesinden daha küçük olan ve dişler arasında bulunan yiyeceği yutmak
ORUÇLUYA MEKRUH OLAN HUSUSLAR
1 Bir şeyi dilinin ucuyla gereksiz yere tatmak
2 Lüzumsuz yere bir şey çiğnemek
3 Sakız çiğnemek
4 Kendisinden emin olmayan bir kişinin hanımını öpmesi, boynuna sarılması, kucağına alması
5 Tükrüğü ağızda biriktirip yutmak
6 Kan aldırmak
7 Kendini zayıf düşüreceğini tahmin ettiği yorucu bir işte çalışmak
8 Ağzına su alıp çalkalamak


ZEKAT
İslâmın beş şartından dördüncüsü zekât vermektir Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz olmuştur Mal ile yapılan ibadettir
Zekât, dini ölçülere göre zengin olan müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir
Zekâtın Faydaları
Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur
İslâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir Allah'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: Mallarınızı zekât ile koruyunuz(etTerğib ve'tTerhib, cI, s520)
Zekat Kimlere Farzdır?
Zekat, Müslüman, erginlik çağına gelmiş, akıllı, hür ve dinen zengin sayılan kimselere farzdır
Dinen zengin sayılanlar, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka NİSAP MİKTARImalı olan kimselerdir
ASLÎ İHTİYAÇ: Oturulan ev, giyim eşyası, binek arabası, ticaret için olmayan kitaplar, sanatın icrası için gerekli aletler ve ailenin bir yıllık nafakasıdır
NİSAP: Dinimizin koyduğu bir zenginlik ölçüsüdür Bu ölçüye göre: Aslî ihtiyacından başka 81 gram altını, 561 gram gümüşü veya bu miktarlar karşılığı parası veya ticaret malı bulunan, kırk koyun veya keçiye, otuz sığıra veya beş deveye sahip olan müslümanlar NİSAP MİKTARImala sahip olmuş sayılırlar
Asli ihtiyaçtan başka bu miktarlarda mala sahip olduktan sona tam bir yıl geçince zekat farz olur
Zekât Kimlere Verilir?
Zekât verilecek kimseler şunlardır:
1) Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayılmayan, nisab miktarı malı olmayan kimselerdir
2) Yoksullar: Hiçbir şeyi olmayanlar
3) Borçlular: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar
4) Yolcu: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir)
5) Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir
Zekatın öncelikle fakir olan yakın akrabaya, komşulara, hemşehrilere verilmesi daha sevaplıdır
Zekât Kimlere Verilmez?
1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
2) Oğluna, oğlunun çocuklarına,kızına, kızının çocuklarına ve bunlardan doğan çocuklara,
3) Zenginlere,
4) Müslüman olmayanlara,
5) Karıkoca birbirlerine
Zekatın Ödenmesi
Paranın her 40 liradan bir lirası zekat olarak fakire verilecektir Canlı hayvanların zekatı nev'ine göre değişir Koyunda: kırkta bir; devede: beş devede bir koyun, sığırda: otuzda bir danadır




 
Üst Alt