Son Konu

Doğa felsefesi Nedir,Doğa felsefesi Ne Demek

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Doğa felsefesinin özellikleri


Doğa Felsefesi Nedir?


Doğa felsefesi, felsefe tarihinde birincil devir Yunan felsefesinin başlangıcında merkezi tema olarak doğanın ele alındığı felsefe yönelimidir, sonra çeşitli biçimlerde sürmüş, yeni nitelikler kazanmış ve bitmiş değerlendirilmiştir

Doğa Felsefesinin Ana Problemleri

Var olanların nedenin ne olduğunun araştırılması ve bu yönelimle doğanın düşüncenin esas meselesi olarak düşünülmeye başlanması doğa felsefesinin çerçevesini oluşturmuştur Din ve mitolojinin dışına çıkarak var olanların ve nedenlerinin araştırılmasını başlatan Thales olmuştur

Thales bu anlamda felsefenin babası sayılmakta ve onunla başlayan felsefi akıl de doğa felsefesi ya da varlık felsefesi olarak değerlendirilmektedir Thales'i Anaximandros, Anaximenes gibi isimler izlemiştir Farklı şekillerde içeriklendirmiş olmakla birlikte, doğa filozofları, genel bir girişim biçimini benimsemişlerdir; bu girişim biçimi de, doğayı incelediklerinde karşılarına meydana çıkan çokluk ve onun temelinde olduğunu ve ondan kaynaklandığını düşündükleri esas kaynak (arkhe) düşüncesinden kaynaklanmıştır Doğa felsefesinin bu anlamda esas prensibi, dış dünyadaki varlıkların kendisinden doğup geldiği ilk maddenin bulunması ya da belirlenmesidir

Thales için başlıca madde sudur; belirtilen bir maddedir Anaksimandros bunu baki olan ile değiştirir, çünkü su nitelik ve nicelik bakımından sınırlıdır; her şeyin kedisinden çıkıp geldiği kaynak baki olmalıdır ona tarafından Bu süresiz ve görünmeyen varlık ilkesini apeiron olarak belirtir Onun öğrencisi olan Anaksimenes'te, arkhenin birlik ve ölümsüzlük niteliğine sahip olması gerektiğini öne sürer; fakat buradan itibaren hocasında ayrılarak daha çok Thales'e yakın bir zihin geliştirir O da Thales gibi başlıca maddeyi kayıtlı bir madde olarak değerlendirir; ona tarafından arkhe havadır Hava hem bedensel belirtilmiş bir varlıktır, keza de soyut sınırlanamaz bir varlıktır Hayatın ve ruhun esas maddesidir hava

Böylece belirli tarzda bir maddecilik anlayışı da belirginleşmeye başlar sonradan bu giderek görünmeyen düşüncelere doğru evrilecektir

Pisagorcularda örneğin ana madde veya varlığın temeli rakam olarak belirtilecektir Elea Okulu'nda Bir Olan diye adlandırılan tek ve değişmez prensip öne çıkacaktır Empedokles bu iki yöndeki gelişmeleri birleştirmeye çalışan bir belli başlı prensip arayışında olmuştur O temel öğelerden ya da elementlerden bahseder ve ona göre bunlar hava,toprak, su ve ateş olarak belirtilirler Bu dört element evrenin yapısının unsurlarıdırOnların birleşmeleri veya dağılmalarından diğer her şey meydana kazanç Anaksagoras düzenleyici bir ilke düşüncesini de işin içine katarak oluşun temel ilkesini nous olarak belirtir

Farklı Doğa Felsefesi Okulları

Sokrates öncesi felsefe içinde doğa felsefesi fazla kayda değer bir yer miktar; ilk doğa filozoflarından sonradan doğa felsefesinin felsefi problemini sürdüren diğer okullar da meydana gelmiştirBunları şöyle açıkça belirtmek muhtemel;

Milet Okulu: Thales, Anaksimandros, Anaksimenes
Pisagorculuk: Pisagor
Elea Okulu: Parmanides, Zenon

Efes Okulu: Heraklitos
Atomculuk: Demokritos
Çoğulculuk Okulu: Empedokles, Anaksagoras

Bu okulların tamamı birbirinden ayrı ve temelde zıt görüşlerden hareket etmiş ve birbirleriyle tartışma halinde olmuşlardır Oysa temelde varlık problemi merkezi bir konu olarak hepsinde sürdürülmüştür Mesela Milet okulu temel maddenin ne olduğuna bir cevap ararken, Pisagorcular form üstüne siklet vermişler; Heraklitos ve Elea okulu değişim problemi ekseninde yoğunlaşmış; Çoğulcular ve Atomcular ise çokluk ve maddesellik eksenin de esas varlık veya varlığın temeli sorununa cevaplar vermeye girişmişlerdir Doğanın ve evrenin, bu temelde varlığın ve yaşamın temelinin açıklanması girişimi ortaya konulmuştur

Çağdaş Doğa Felsefesi

Ortaçağ'ın sonundan itibaren Rönesans'la birlikte hem felsefe alanında yeni bir canlanma meydana gelmeye başlamış, ayrıca de bilimler de önemli gelişmeler kaydedilmiştir Bu dönemde doğa bilimleriyle doğa felsefesini birbirinden karışıklığa itmek olası görünmemektedir Kopernikus ile birlikte yeni bir dünya ve evren kavrayışı ortaya çıkmış, bunun devamında doğa felsefesi yerini artan bir şekilde doğa bilimleri denilen alana bırakmaya başlamıştır Böylece doğa ve evrene ilişkin felsefi yaklaşımların, soyut arkhe arayışının yerini somut bilgiler, gözlem ve deney merkezli talimat almaya yönelir Bu süreçte bilhassa ortaçağdaki doğa felsefesi anlayışıyla bir hesaplaşmaya girildiği ve doğa bilimlerinin bu hesaplaşmanın sonucunda geliştiği söylenebilir Her alanda olduğu gibi bilimin gelişmesi, özelliklede bu gelişmenin felsefenin isteyerek meydana gelmesi, felsefe ile bilim arasındaki ayrımın nasıl konulacağı sorununu gündeme getirmiş, doğa felsefesi ile doğa bilimleri arasındaki fark konusunda bu bilhassa belirgin bir sorun olarak ortaya çıkmıştır Francis Bacon, Kepler, Laplace gibi alim düşünürler bu sürecin önemli isimleri olmuşlardır Doğa felsefesi bu süreçte bir tür felsefi materyalizm biçimine de bürünmüştür

Doğa Felsefesi ve Doğa Bilimi

Doğa felsefesi ve doğa bilimi 17 yüzyıla gelinceye kadar birbirinden ayrılan alanlar değildir; hatta bu alanlar arasında açık ayrımlar yapma konusunda süregiden sorunlar laf konusudur Birçok süre ve birçok yerde doğa felsefecisi bununla birlikte fizik ya da öteki doğal bilim alanlarıyla da ilgilenen hatta onlar üstünde otoriteye sahip olan bir kişiydi 17 yüzyıldan itibaren felsefe ve bilim alanları birbirinden ayrışmaya ve bilimler kendi alanlarında daha da özerkleşmeye başlamasıyla doğa felsefesiyle doğa bilimlerinin ayrışması sorunu da gündeme geldi Bu bir anlamda iki öbür veri türü aralarında yapılması beklenen bir ayrımdı; ancak yinede bu fark tekrar tekrar açık seçik değildir Çağdaş doğa biliminin aldığı biçim ve geldiği veri düzeyi, kayıtlı bir tarihsel dönemde bu ayrımı koşullandırmıştır Bilhassa Galileo ve Newton ile bu gelişmenin ortaya çıktığı saptanabilir; belirtilmiş bir yöntemle bir anlamda bilim empirikleşiyor, gözlem ve deney önemli bir nitelikle öne çıkıyordu Felsefe ise spekülatif bir görünüme bürünüyordu bu gelişmeler aleyhinde Bu eksende artan bir şekilde bir ayrışma meydana gelmiş olsa da felsefe düzeyinde doğa bilimi ile doğa felsefesini ayrıştırmanın açık ve muhakkak bir şekilde görünebildiğini bildirmek zordur *
 
Üst Alt