Son Konu

Ebu bekr tamistanu238;

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
29
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
EBU BEKR TAMİSTANÎ HAYATI

Onuncu yuzyılda İran'da yaşayan buyuk velilerden İsmi EbU Bekr'dir Tamistani nisbesiyle meşhur olmuştur Doğum tarihi bilinmemektedir 951 (H340) senesinde Nişabur'da vefat etti

Zamanındaki alim ve velilerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunarak ilimde ve tasavvufta yetişti Şibli ve İbrahim Debbağ'ın sohbetlerinde bulunarak tasavvuf yolunda yuksek bir veli oldu Zamanındaki evliyaların en yukseklerinden idi Halleri ve guzel sohbetleriyle insanlara cok guzel ornek oldu Uzaktan yakından gelip etrafında toplananlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dunya ve ahiret saadetine kavuşmaları icin gayret etti Talebe yetiştirdi Sohbetleri sırasında nefsin ve isteklerinin kotuluklerini anlattı Bir sohbetinde buyurdu ki:

Nefis, bir ateş gibidir Yanar durur Bir yandan sondurulse de başka taraftan parlar Nefis hep boyledir Bir taraftan yola getirilse, obur yandan kotu iz yine gorunur Nefse uymaktan kurtulmak, dunya nimetlerinin en buyuğudur Cunku nefis, Allahu teala ile kul arasındaki perdelerin en buyuğudur

İnsanın nefsi olmeden kalbi hayat bulmaz Hakikat, nefsin olumunden ibarettir

Talebelerine şoyle nasihatta bulundu:

Allahu tealayı anmak, O'nunla beraber olmak ve O'na ibadet etmek husUsunda gayretli olunuz Eğer bunu kendi kendinize başaramıyorsanız, O'nunla beraber olmak ve O'na ibadet etmek husUsunda başarılı olan kimselerle yani velilerle sohbet ediniz, birlikte olunuz Bunların sohbetindeki bereket ve feyz, sizi aziz ve celil olan Allahu tealaya yaklaştırır

Bir defasında buyuk velilerin hallerinden bahsediyordu Şoyle buyurdu: Bir kimse, Allahu teala ile arasındaki gecen manevi haller aleminde, sadakatı, doğruluğu ve bağlılığı esas alırsa, bu sadakatı onu halka, yaratılmışlara meyletmekten korur

EbU Bekr Tamistani hazretlerinin dunya ve ahirette tek gayesi, Allahu tealanın rızasına kavuşmaktı O, zatı ilahiden başka şeyleri kendine duşman sayıyordu Bu duşuncesini bir sohbetinde şoyle ifade etmiştir: Ne yapabilirim ki? Bu sonradan yaratılmış olanlar hep bana duşmandır

Olumu, Allahu tealaya kavuşturan bir kapı olarak vasıflandıran EbU Bekr Tamistani hazretleri; Olum, ahiret kapılarından bir kapıdır Bu kapıdan gecmeyen Allahu tealaya kavuşamazbuyururdu

Dunyaya ve dunyada bulunanlara asla meyletmeyen EbU Bekr Tamistani hazretleri, dunyayı imar etmenin gaflet ehlinin işi olduğunu bildirerek buyurdu ki: Gaflet, gaflet ehlinin işi olduğu gibi, dunyaya onem vermek ve ona bel bağlayarak imar etmek de gaflet ehlinin işidir

Ancak her dunyaya calışan gaflet ehli sayılmaz Dunya ehli bir sanat ehlidir Bir sanat ehli, yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı niyetine almalıdır İş boyle olunca, ona gaflet ehli denmez Ancak dunyaya gonul verip, onu elinde toplamak isterse, dunya ehli olur ve gaflet ehli sayılır Yaptığı sanatla kullara faydalı olmayı niyetine alan kimse, hem dunyayı hem de ahireti imar etmiş olur

Cok ibadet eden, kerem sahibi ve comert olan EbU Bekr Tamistani'nin kendine has yuksek halleri vardı

Bir sohbetinde; İnsanların en hayırlısı, haklı olsa bile, karşısındakine sen haklısın diyebilendirbuyurdu

Aklı olan kimse, ihtiyacı olduğu kadar konuşur, fazlasından vaz gecer Kim kendine konuşmayı adet edinmişse, ne kadar sussa yine konuşan kimselerden sayılır

İslam dininin emirlerine uyma ve yasaklarından sakınma husUsunda da şoyle buyurdu: Kim kitaba yani Kur'anı kerime ve Peygamber efendimizin sunnetine tabi olursa ve bir de butun işlerinde Eshabı kirama uyarsa, sevab alma işinde hemen hemen Eshabı kiram ile bir olur Eshabı kiramın ustunluğu Peygamber efendimizi gormuş olmaları sebebiyledir

Omrunun sonuna doğru Nişabur bolgesine gelen EbU Bekr Tamistani orada insanlara İslamiyetin emir ve yasaklarını anlattı 951 (H340) senesinde Nişabur'da veya bu bolgedeki Herat'ta (Hire) vefat etti

EbU Bekr Tamistani hazretlerinin kabrinin durumuyla ilgili olarak EbU Bekr Saydalani şoyle anlattı: Bircok defa EbU Bekr Tamistani'nin Hire'deki mezarının taşını duzeltmiş, uzerine ismini yazmıştım Fakat her defasında bu taş sokuluyor ve calınıyordu Diğer mezar taşlarında ise bu hal gorulmuyordu Onun icin bu hadiseye şaşıyordum Bir gun bu husUsu ustad EbU Ali Dekkak'a (rahmetullahi aleyh) anlattım ve sebebini sordum EbU Ali Dekkak dedi ki: Bu Şeyh, dunyada iken gizli kalmayı tercih etmişti Sen ise duzeltmeye uğraştığın taşlarla mezarını meşhUr etmek istiyorsun Hak subhanehu ve teala ise bu mezarın gizli kalmasından başka bir şeye razı olmamaktadır Nitekim bizzat Şeyh de sağlığında gizli kalmayı tercih etmişti
 
Üst Alt