Türkiye’ye sistemsiz göç eden Afgan ve Suriyeli mültecileri göndereceğini açıklayan Ümit Özdağ tarafından kurulan Zafer Partisi’ne, kapatma davası açılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulduğu argüman edildi.
Yeni Akit'te yer alan habere nazaran, İhsan Şenocak'ın 'Lisanı, rengi, ırkı farklı Asyalı ya da Afrikalı bir Mü'min, benimle tıpkı lisanı konuşan, birebir kanı taşıyan lakin birebir kıbleye dönmeyen ırkdaştan bana milyonkere daha yakındır. Kardeşliğin hududunu İslam belirler. Çikolata renkli Afrikalı Mü'min kardeşim; Türkçe konuşan dinsiz, vatandaştır' paylaşımını alıntılayan Zafer Partisi Bursa Vilayet Başkanlığı, 'Türk'e düşman olan senin gibilerin vatanı bu cennet ülke değil Arap çölleridir. Ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde yaşayıp bu kadar Türk düşmanı olanları da unutmayacağız. Sığınmacılardan sonra sıra size gelecek. Gerekirse zorla!' sözünü kullandı.
Başvurunun ayrıntıları
Avukatlar Ömer Faruk Ceylan, Cengiz Yılmaz, Mehmet Mustafa Özünver ve Musab Özkan ile Yakup Özünver, İhsan Şenocak'ı tehdit eden Zafer Partisi'ne ait Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na müracaatta bulunarak bir basın açıklaması yaptı.
Partiye ait kapatma istenen müracaatta şöyle denildi:
...Bu nedenle bir siyasi partinin başındaki şahsın, İhsan Şenocak Hoca'ya karşı; ırkçı, saldırgan, ötekileştirirci, amaç gösterici, tehdit edici telaffuzları, siyasi parti kapatılma nedenleri olarak düzenlenen Anayasa'nın 68/4 hususunu her tarafıyla ihlal etmiştir. Ayrıyeten ilgili şahıs, daha da ileri giderek, adeta hukuku hiçe saymış, 'Gerekirse zorla...!' demekten de geri durmamıştır. Bu istikametiyle de tehlike oluşturmaktadır. Çünkü Anayasa'da 68/4 çerçevesinde, bir diktatörlük savunulduğu ve amaçlandığı ve de suça teşvik edildiği açıkça anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kapatma belgesini hazırlayıp yasal süreci başlatması için talepte bulunduk. Bununla birlikte iş bu telaffuzlar, Anayasa Unsur 24'te düzenlenen 'Din ve Vicdan Hürriyeti', Anayasa Husus 25'te düzenlenen 'Düşünce Kanaat Hürriyeti' ve Anayasa Unsur 26'da düzenlenen 'Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti' kararlarının açıkça ihlali niteliğindedir
Ayrıca bir siyasi partinin başında olması hasebiyle Toplumun muhakkak bir bölümüne hitap eden bir şahsın bu usul telaffuzları, TCK 216'da düzenlenen 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Alenen Tahrik Etmek' ve TCK 106'da düzenlenen 'Tehdit' cürümlerini oluşturmuştur.
Tüm bu tüzel ihlallere karşı, Cumhuriyet savcılarımızı misyona davet ediyoruz. Bizler de avukat meslektaşlarımızdan oluşan genişçe bir hukukçu kitlesi ile tüm yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan söz etmek istiyoruz.
