15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında hayatını kaybeden Erol Olçok'u anan Özkan, "Rakibimizin tek bir tane bile gerçek bildirisinin bulunmamasının nedeni yeni bir Erol'un olmayışıdır" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Necati Özkan, seçim süreci ile ilgili olarak Sözcü'den Hasret Gürses'e konuştu.
Özkan, "Aynı kampanyayı iki sefer yapmak nasıl bir tecrübeydi?" sorusuna Özkan, "31 Mart'tan evvel Ekrem İmamoğlu yalnızca İstanbul'a, İstanbulluların meselelerine ve tahlillerine odaklanmıştı. Lakin 31 Mart'tan sonra yaşananlar, seçimleri yöneten otorite olan YSK dahil Yüksek Yargı'nın yaptığı kusurlar, haksızlıklar, büyük bir mağduriyet yarattı" cevabını verdi.
Özkan şunları kaydetti:
"Bu yeni durum kampanyanın tonunu ve rengini biraz değiştirdi. Aslında bir mahallî siyasetçi iken ve o noktada kalacak iken, Ekrem İmamoğlu şu anda bir demokrasi kahramanı ve Türkiye'de adaletin gerçekleşmesinin en kıymetli sembol isimlerinden biri haline geldi. Ünü ve tesiri Türkiye sonlarını aşan bir siyasetçi haline geldi. Dolayısı ile biz de bu tanımını yaptığım siyasetçinin kampanyasını yaptık ikinci devirde."
Sohbetin devamında Gürses'in yönelttiği sorular ve Özkan'ın bunlara verdiği cevaplar şöyle:
‘SAVAŞAN BİR SİYASETÇİ GÖRDÜK'
– Bu mağduriyet zati kazandıracak mıydı? Yoksa bilhassa titizlendiğiniz, çalıştığınız telaffuzlar var mıydı?
Tek başına mağduriyet seçim kazandırmıyor. Kesinlikle bir “gücün” bir “dik duruşun” da gösterilmesi gerekiyordu. Direkt rastgele bir siyasi partiyi tanım etmeyen lakin “israf düzeni” diye anlattığımız çarpık bir nizama karşı savaşan bir siyasetçi olarak gördük Ekrem İmamoğlu'nu… İkinci devrinde “Başıma gelenler 16 milyonun sorunu” diye anlattı ve beşerler çabucak anladı.
– Siz biliyor muydunuz seçimlerin iptal edileceğini?
Biliyorduk ki Türkiye'de her şey olabilir! Hakikaten hukukun kalmadığı, YSK üyelerine her türlü baskının yapıldığı bir ortamda bu karar da şaşırtan olmadı. YSK'nın uydurduğu münasebete yurttaşlarımızın birçok inanmadı. İşte bu haksızlığın üzerine inşa ettik kampanyayı. Hislere, kalplere seslendik.
– “Her şey hoş olacak” diye bağıran Berkay'ın bile sizin bir kampanya fikri olduğunu düşünüyorlar…
Keşke o kadar güçlü olabilsem! Çok teşekkür ederiz bu türlü düşünenlere, bizi efsaneleştiriyorlar… Hiç kimsenin gerçeği bu kadar eğip bükebilecek gücü yok.
‘KARDEŞLİK GÜÇLÜ BİR BAĞ ARTIK'
– Pontus tartışması nasıl etkiledi?
Tartışmaya Ekrem İmamoğlu direkt hiçbir cevap vermedi. Karşılığı Karadenizliler verdi. Bizim kampanyamızda gerçek olmayan hiçbir şeyi kullanmadık, hatta reklam sinemalarında oyuncu bile kullanmadık. Büsbütün gerçek beşerlerle ve gerçek bilgilerle yaptık tüm kampanyayı. Seçim kampanyaları, çok konuşmak, çok fikir bulmak değildir. Yaşanmamış şeyleri yaşanmış üzere anlatmak, palavra söylemek değildir.
– Bu seçim, kardeşlik iklimi açısından siyasi bir kırılma yaratabilir mi?
Türkiye'de büyük bir umut krizi vardı. Seçmenlerin kıymetli bir kısmı “bu ülkede bize yer yok” diye düşünmeye başlamışlardı. Ekrem Beyin lisanı ve kalbi bu umudu yeşertti. O yüzden kardeşlik her zamankinden güçlü bir bağ artık, Bundan sonra Türkiye'de çok çok hoş şeyler olacak…
'ÇOK UĞRAŞTILAR, HAKKIMI NEDEN HELAL EDEYİM'
– Tüm kampanya boyunca çok yakışıksız taarruzlara maruz kaldınız. Sayın Binali Yıldırım “kusurumuz varsa hakkınızı helal edin” dedi… Helal ediyor musun?
Hakkımı neden helal edeyim. Bütün gayeleri dikkatimizi dağıtmak, bizi etkisiz hale getirmekti. Son 4-5 aydır beni PKK yandaşı, FETÖ'cü yaptılar… Ki hayatım boyunca onlara karşı uğraş etmiş biriyim. Her türlü belanın adresi yaptılar beni… Meğer bu ülkede yurt dışında siyasi kampanyalar manasında en çok memleketler arası ödül almış kişi ben ve şirketim, HİKAYE Ajans… Avrupa'nın ve dünyanın siyasi irtibat alanındaki birliklerinin başkanlıklarını yaptım. Bu milletlerarası bağlantılarımla bir komplo teorisi üretmek fakat zavallıların işidir. Her birisi ile tek tek yargıda hesaplaşacağım.
'ÜÇGENİ KALBE ÇEVİRDİK'
– Bu kalp hareketini birinci siz mi yaptınız, yoksa seçmen mi?
Bunun birinci hali Beylikdüzü seçimleri için çalışılmıştı ve “İmamoğlu varsa, deva var” idi, görsel tasarımı da üçgendir. “Çare” yerine “Umut” koyduk, üçgeni de kalbe çevirdik. Kampanyada yeni şeyler bulmaya, daima farklı bir şey söylemeye çalışmıyoruz. Başta planladığımız strateji neyse, sakin ve güçlü bir biçimde onu yapmaya devam ediyoruz. Karşı tarafın en büyük yanlışı da bu oldu esasen, daima yeni bir kampanya fikri, yeni çıkışlar… Bu gerçek bir intihardı.
– Enteresan kırılmalardan biri iki rakibin yayında buluşması idi…
Herkes bunun bir tuzak olduğunu düşünüyordu; Ekrem Bey'i kızdıracaklar, troller ve pelikan takımı kara propaganda yapacaklar… Ekrem İmamoğlu'nun bu türlü bir yayına muhtaçlığı yoktu fakat Türkiye'de unutulan bir demokrasi uygulamasını hayata geri getirmek istiyorduk. Kızım 24 yaşında, Ekrem Bey'in oğlu Selim 21 yaşında. Birinci kere siyasi münazara izlediler.
– Benim oğlum da öyle… Seçmenin yüzde 28'i birinci kere siyasi münazara izledi o gece.
İşte bunun için biz ne kıymetine olursa olsun o yayına gitmek istedik. Bir kaygı imparatorluğu yaratmış olsalar da, bunun sürdürülemez olduğunu ve tek panzehirinin demokrasi olduğunu göstermek istedik. Bence kazanan Türkiye demokrasisi oldu.
'SEÇİM KAMPANYALARI ÇOK KONUŞMAK, ÇOK FİKİR BULMAK DEĞİLDİR'
– AKP'nin kampanya aklı Erol Olçok'u özlüyor musun? Onun trajik kaybı ile tüm kampanya gücü yitirilmiş sanki…
Erol, evladı ile birlikte vurulduktan sonra o gece, ben gerçekten çok üzüldüm. Türkiye için de büyük bir kayıptır yokluğu. Onunla ilgili bir de yazı yazdım, o yazıyı hem Erol'un ailesi, akrabaları, hem de AKP'de ona yakın isimler çok paylaştılar. Bugün anlıyoruz ki Erol, AKP için, zannedilenden çok daha değerli ve çok daha kıymetli imiş. İletişimciler pek çok işi yapabilirler lakin, hakikat bir strateji bulmak ve bir seçim kampanyası sırasında ortaya çıkan binlerce sesi susturup, o gerçek strateji çizgisinde kampanyayı sürdürebilmek büyük bir muvaffakiyettir.
Seçim kampanyaları, çok konuşmak, çok fikir bulmak değildir. En değerlisi; seçim kampanyaları asla gerçeği eğip bükmek, olmamış, yaşanmamış şeyleri yaşanmış üzere anlatmak, yalan söylemek değildir. Elbette sonuçta ekonomini makûs gidişatının tesiri vardır lakin bu kampanyada gördük ki rakibimizin tek bir tane bile gerçek mesajının bulunmamasının nedeni, orada yeni bir Erol'un olmayışıdır.