İncili Cavuş, 1617 yuzyıllarda yaşamış Kayseri doğumlu donemin mizah ustalarından biridir İncili Cavuşa bu ismin verilmesinin nedeni duzenlenen bir ok yarışmasındaki başarısı uzerine padişah tarafından kendisine cavuşluk rutbesinin verilerek kavuğuna bir inci takılmasından gelmektedir
Genelde saray ve saray cevresindeki insanların yaşamını anlatan incili Cavuş hikayelerinden bazıları şoyledir:
Ocağına Dikersin
Zulum ve haksızlık yapmakla tanınmış vezirlerden biri evinin bahcesini tanzim ediyordu İclerinde İncili'nin de bulunduğu saray erkanına;
Şuraya havuz yaptırayım, şuraya gul, şuraya erguvan diktireyim diye anlatıp danışıyordu Derken bir incir ağacını gostererek
Şu ağacı sokturup atacağım! deyince, İncili Cavuş dayanamayıp dedi ki:
Efendim bu incir ağacını bırakınız dursun, elbette bir gun birinin ocağına dikersiniz
NALLARI DİKMİŞ
Padişah bir gun atıyla kır gezintisi yaparken seyislerine demiş ki:
Bu atı cok sevdiğimi bilirsiniz Bu atın olum haberini bana getiren seyisin kellesini vururum, atıma cok iyi bakacaksınız Aradan birkac yıl gecmiş, seyisler bakmışlar ki padişahın atı ahırda olmuş Seyislerden biri padişahın sozunu hatırlamış, telaşlanmışlar, ne yapacaklarını bilememişler Birinin aklına İncili Cavuş gelmiş, bu işi ona danışalım demişler İnciliye varmışlar, durumu anlatmışlar İncili demiş ki
Ben bu işi cozerim, siz işinize gucunuze bakın İncili, padişahın huzuruna varmış
Padişahım, senin bir kuheylan vardı ya
Evet
Ahırda gordum Yanına yaklaştım Su verdim icmedi, yem verdim yemedi, nalları da havaya dikmiş oylece duruyor
Yahu sen şuna oldu desene!
Padişahım ben demedim, sen soyledin olduğunu Bir ceza vereceksen kendine ver
Adamına Gore
İncili Cavuş bir zamanlar Osmanlı elcisi olarak Fransa'ya da gonderilmiş İncili'nin kara kuru kılığına bakarak kucumseyen Fransa kralı demiş ki:
Bana senden başka gonderecek adam bulamamışlar mı?
İncili Cavuş şu cevabı vermiş:
Osmanlılar, adama gore adam gonderirler Beni de sana gondermelerinin sebebi bu olsa gerek!
SAĞIR VE DİLSİZ
İncili Cavuş, İstanbul'da bir ara beş parasız kaldı Karşıya gecip bir arkadaşından borc para istemeye karar verdi Ama gecmek icin kayıkcıya verecek parası da yoktu Evinden cıktı, duşunceli bir şekilde iskeleye vardı Bir kayıkcı, bunu kayığına aldı Nereye gideceğini sordu
İncili Cavuş sağır ve dilsiz numarası yaparak, eliyle karşıyı işaret etti Kayıkcı, bunu alıp karşıya gecirdi Buda başka bir yeri işaret etti Oraya goturdu Bir başka yeri gosterdi Kayıkcımızın da sabrı tukenmişti İnciliye verip veriştirmeye başladı Ama onu da ineceği yere goturdu incili, kayıktan inerken konuşmaya başladı
Gel bakalım kayıkcı evladım Sen buraya getiresiye kadar bana verip veriştirdin Şimdi Karakola gidelim de şu sovduklerinin hesabını ver Ondan sonra da ben senin hesabını odeyeyim
Kayıkcı baktı pabuc pahalıya mal olacak, kayığı da bıraktığı gibi kacmaya başladı İncili de boylece, parasızlığını belli etmeden, arkadaşına ulaşmış oldu
Mangal
İran'lıların en meşhur ozelliklerinden biri ovunmek, bir şeyi overken abartmaktır O kadarki Acem mubağalası halkımızın dilinde buyuk abartılar icin kullanılan bir deyim olmuştur İran elciliği sırasında Şah Abbas'ta İncili Cavuş'a ve arkadaşlarına zenginliğini ve sarayın ihtişamını gosterip oğunmekle istemişti Şah'ın kapağı cok kıymetli zumrutlerle incilerle suslu bir altın mangalı vardı Kapağın ustundeki kulpuna da goz ve gonul kamaştıran bir buyuk elmas oturtulmuştu Mihmandarlar, Turk elcilik heyetine şahın sarayını gezdiriyorlardı Misafirler bir odayı inceleyip bir başkasına gecerlerken hademeler bu mangalı başka bir odaya gotururler, boylece sarayın butun odalarında boyle kıymetli mangallar bulunduğu hakkında ziyaretcilerde bir kanaat uyandırmaya calışırlardı Saray gezildikten sonra Şah, Turk heyetini kabul etti:
Sarayımızı nasıl buldunuz, yoruldunuz mu? dediİncili bu suale:
Pek guzel, sarayınız cok buyuk ve muhteşemdir, gezmekle bitiremedik Cok yorulduk ama mangalınızda bizimle berarber yoruldu! diye cevap vermiştir