Son Konu

İsraİl'İn Mescİd-İ Aksa Hedeflerİ

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Uzun bir aradan sonra, geçtiğimiz hafta içinde Kudüs sokaklarında yeniden kan döküldü İsrail'in fanatik politikacısı ve eski Lübnan KasabıAriel Şaron'un Kudüs'teki Müslüman mabedi Mescidi Aksa'yı ziyaret etmesi, Filistinli Müslümanlarda halklı bir tepki uyandırdı ve ardından büyük bir kıyım başladı İsrail askerleri gerçek mermi kullandıkları silahlarla Filistinlilere ateş açtılar ve yine masum Filistinliler İsrail kurşunlarıyla can verdi
Bu konuyu ele alan yorumcuların çoğu, Ariel Şaron'un bir provokasyon yaptığına, yani Filistinlileri kasten kışkırtarak bu olaylara sebebiyet verdiğine hemfikir Peki ama acaba bu provokasyonun amacı ne? İsrail politikasının ve toplumunun Ariel Şaron tarafından temsil edilen fanatik kesimleri bu provokasyonla ne yapmak istiyorlar?
Provokasyonun yerinin Mescidi Aksa olması, bu sorunun cevabını da kendiliğinden ortaya koyuyor Çünkü Mescidi Aksa, Yahudilerin tapınak tepesi(Temple Mount) adını verdikleri ve çoğu Yahudi tarafından Siyonist rüyanın en önemli sembolü sayılan bir hedef
Bu hedefin radikal Yahudiler için ne denli önemli olduğunu anlayabilmek için, Siyonizm'in tarihine bir göz atmak ve Mescidi Aksa'nın bu tarih içindeki konumunu anlamak gerekmektedir

Siyonistlerin Mesih İnancı
19 yüzyılın sonunda siyasi bir hareket olarak ortaya çıkan Siyonizm'in milliyetçi, modern ve laik Yahudiler tarafından ortaya atıldığı ve dolayısıyla dinibir hareket olmadığı sıkça anlatılan bir hikayedir Ancak hikaye, gerçeği ancak kısmen yansıtmaktadır ve bir de gözlerden uzak kalan bir yön vardır
Bu yön, dindar Siyonizmolarak bilinen ve sağ Siyonizmya da öteki adıyla Revizyonist Siyonizmolarak tanımlanan akımla da oldukça ilişkili olan bir harekettir Dindar Siyonizm, bir Yahudi Devleti'nin kuruluşunu yalnızca ulusal bir hareket olarak gören laik Siyonizm'den farklı olarak, İsrail'in kuruluşunu Yahudi dinindeki geleneksel Mesihinancı çerçevesinde yorumlamıştır
Bu inanca göre, Yahudiler, Allah tarafından seçilmişolan üstün bir halktır, ve diğer ulusları yönetme hakkına sahiptirler Ancak bu yönetme hakkı, diğer uluslar tarafından gasp edilmiştir Hakkın yerine getirilmesi, Seçilmiş Halkın yeryüzü egemenliğine ulaşabilmesi ise, ancak Hz Davud soyundan gelecek olan Beklenen Mesih'i yeryüzüne inip Yahudiler'e önderlik ederek Kudüs merkezli bir Krallık kurması ile gerçekleşecektir
Bu inanca göre Mesih'e karşı itaatsizlikyapacak olan ulusların durumu ise oldukça zordur! The Universal Jewish Encyclopedia, şöyle yazar: Mesih geldiğinde diğer milletler ya fethedilecek, ya imha edilecek ya da dinlerinden döndürüleceklerdir Ama sonları ne olursa olsun, o tarihten sonra İsrail için sıkıntı kaynağı olmaktan çıkacaklardır(The Universal Jewish Encyclopedia, vol 7, s 503)
Mesih'in gelişi, Yahudilerin binlerce yıllık tarihi boyunca hep beklenmiştir Ama en çok da, MS 70'da Romalılar tarafından Kudüs'ten kovulmalarının ardından güçlenmiştir 70 yılında Romalılar, Kudüs'teki Hz Süleyman Tapınağı'nı ikinci kez yıkmışlar, şehirdeki Yahudilerin büyük bölümünü katletmiş kalanları da sürmüşlerdir Geriye Tapınak'tan yalnızca tek bir duvar kalmıştır; o da bu yıkımım anısına Ağlama Duvarı'na dönüştürülmüştür Mesih geri geldiğinde ise, inanışa göre, Tapınak yeniden inşa edilecek ve buradan dört bir yana hükmedecektir
İşte bu nedenle de, Mesih'in gelişi ile Kudüs'teki Tapınak'ın yeniden inşası, Yahudilere göre birbiri ile çok yakından ilişkili olan iki vaaddir

Dindar Siyonizm'in Mesih ve Tapınak Yorumları
Yahudiler tarafından asırlardır beklenen bu iki büyük gelişme, 19 yüzyıla kadar uzak bir hayal görünümündeydi Ancak Siyasi Siyonizm'in doğuşu ile birlikte, Yahudiler, 19 yüzyıl sonra Kudüs'e dönmek için ciddi bir girişim başlattılar Hareket dini kimlikleri zayıf Yahudilerce yönetiliyordu belki, ama dindarlar bu girişimde çok büyük bir anlam görmüşlerdi Onlara göre, siyasi bir hareket olan Siyonizm, gerçekte Mesihi dönemin artık başlamak üzere olduğunun göstergesiydi
Dindar Siyonistlerin başını çeken Abraham Yitzhak HaCohen Kook, Siyasi Siyonizm'in Atchalta D'Geula (Mesihi Kurtuluşun Başlangıcı) ya da B'Ikvata D'Meshicha (Mesih'in Ayak Sesleri) olduğunu söyleyerek bunu en açık biçimde ifade etmişti Kook'a göre, 1917'de yayınlanan ve Siyonizm'e resmi İngiliz desteği sayılan Balfour Deklarasyonu, Filistin'e yapılan Yahudi göçleri ve büyük devletlerin Siyonistlere verdiği destek; tüm bunlar Mesih'in gelişinin yakın olduğunu gösteren alametlerdi İsrailoğulları Mesihi dönemde yaşıyorlardı ve yüzyıllardır beklenenler yakında gerçeğe dönüşecekti
Kook ve diğer Dindar Siyonistler tarafından yapılan yoruma göre, insaniçabayla, yani Siyasi Siyonizm'le başlayan süreç, ilahibir gelişme olan Mesih'in gelişi ile devam edecekti Ancak bu hedefe varılabilmesi için Yahudilerce Mesih'in gelişinden önce yapılması gerekenve Mesih'e ortam hazırlayacak olanüç misyon vardı The Universal Jewish Encyclopedia bu misyonları şöyle anlatır:
Siyasi Siyonizmin ortaya çıkması ile birlikte Haham Hirsch Kalischer tarafından geliştirilen teori diğer hahamlarca da kabul gördü Buna göre, Mesih'in dönüş süreci, doğal olaylarla başlayacaktı: Yahudilerin Filistin'e yerleşme isteği ve diğer milletlerin gönüllü olarak bu işe yardım etmesi ile Mesih'in ortaya çıkışı ve vaadedilen mucizelerin gerçekleşmesi için gereken şartlarsa şunlardı: Kutsal Topraklar'da büyük ve yeter sayıda Yahudinin yerleşip devlet kurulması, Kudüs'ün ele geçirilmesi ve Tapınak'ın yeniden inşa edilmesi (The Universal Jewish Encyclopedia, vol 7, s 502)
Bu üç şartın birincisi olan Kutsal Topraklar'daki Yahudi nüfusunun arttırılması, Siyonist hareketin önderleri tarafından bu yüzyılın başından beri uygulanmaktadır Devlet ise 1948'de kuruldu İkinci şart, yani Kudüs'ün ele geçirilmesi, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda yerine getirildi 1980'de Kudüs İsrail'in ebedi başkentiilan edildi
Dolayısıyla, Mesih'in gelişini sağlayacak misyonlardan geriye bir tek Tapınak'ın yeniden inşa edilmesi kaldı 19 yüzyıldır yıkık olan ve sadece tek duvarı ayakta kalan Tapınak, Yahudiler tarafından Ağlama Duvarı'na dönüştürülmüş olan Süleyman Tapınağı
Peki Tapınak'ı inşa etmek zor birşey midir?sorusu akla gelebilir hemen Öyle ya, İsrailliler için bir Tapınak inşa etmenin zorluğu nedir? Zorluk, Tapınak'ın inşa edilmesinde değildir Eski Tapınak'ın bulunduğu alan üzerinde bugün iki İslam mabedi durmaktadır: Mescidi Aksa ve Kubbetüs Sahra Tapınak'ın yapılabilmesi için bu iki mabedin de yıkılması gerekmektedir Pürüz dünya Müslümanlarıdır Onlar, varoldukları sürece, İsraillilerin bu iki mescidi yıkmalarına izin vermemektedirler
İşte son bir hafta içinde yaşadığımız ve Kudüs sokaklarını kana bulayan çatışmaların anlamı da burada gizlidir

Likud ve Tapınak
Siyonizm'in sol kanadı, İsrail Devleti'nin kurulmasından sonra İşçi Partisi'ne dönüştü İşçi Partisi, devleti kuran partiydi ve 1977 yılına dek de kesintisiz iktidarda kaldı Buna karşın, sözünü ettiğimiz dindar Siyonizmise, eskiden beridir faşizan öğeler taşıyan Revizyonist Siyonizmle bütünleşti ve İsrail'in kurulmasıyla birlikte Herutpartisi oluşturdu Bu radikal parti, bir kaç küçük partiyle daha birleşerek 1970'lerin başında Likudadını aldı Herut'u kuran, Likud'a dönüştüren ve 1982'deki Lübnan işgalinin sonrasına dek de liderliğini yürüten kişi, İsrail sağının en büyük liderisayılan Menahem Begin'di Begin'i İzak Şamir izledi Menahem Begin ve İzak Şamir gibi büyük isimlerin ardından
Likud'un ve genel olarak İsrail sağının en itibarlı ismi ise, hemen her zaman Ariel Şaron oldu İsrail'in 1982'deki Lübnan işgali sırasında Sabra ve Şatilla kamplarındaki 2 bin Filistinli'yi kadın çocuk ayırdetmeden gözünü kırpmadan öldürten Şaron, fanatik siyonistlerin gözünde büyük bir kahraman olmuştu
Begin, Şamir ve Şaron gibi isimlerin temsil ettiği İsrail sağının gizli megalo ideası ise, hep Kudüs Tapınağı'nı yeniden inşa etmek oldu Bu inşanın gerçekleşebilmesi için de, Mescidi Aksa ve Kubbetüs Sahra'nın yıkılması gerekiyordu
Nitekim İsrail sağı, el altından desteklediği Machteret Yehuditadlı bir örgütle bu hedefi bir kez denedi

Yahudilerin Mescidi Aksa'yı Yıkma Girişimi
1984 yılının 27 Nisanında İsrail'de oldukça ilginç bir örgütün varlığı ortaya çıktı Machteret Yehudit (Yahudi Çetesi) adındaki örgütün üyeleri, Arap yolcularla dolu olan beş yolcu otobüsünü havaya uçurmaya yönelik bir plan yapmış ama son anda olayın ortaya çıkması üzerine tutuklanmışlardı Ancak daha önce gerçekleştirdikleri önemli eylemler vardı; 1980 yılında Batı Şeria'daki iki Arap belediye başkanının arabasına bomba koyarak öldürmüşler, 1983 yılında ise Hebron kentindeki İslam Koleji'ne silahlı bir saldırı düzenleyerek üç öğrenciyi öldürmüş, otuzüç tanesini de yaralamışlardı
Ama kısa bir süre sonra, Machteret Yehudit'in tüm bunlardan çok daha büyük bir eylemi gerçekleştirmek üzere olduğu öğrenildi Örgüt, Doğu Kudüs'ün, Mescidi Aksa ve Kubbetüs Sahra'yı havaya uçurmak için çok detaylı bir plan hazırlamıştı Mabetlerin mimarı yapısı üzerinde profesyonel bir inceleme yapılmış, Golan Tepeleri'ndeki bir askeri garnizondan bol miktarda patlayıcı çalınmıştı Kubbetüs Sahra'yı etrafa zarar vermeden havaya uçurabilmek için, 28 ayrı patlayıcı Kubbe'nin belirlenmiş yerlerine yerleştirilecekti Gerekirse Mescidi Aksa'yı korumakla görevli silahsız Müslüman nöbetçileri vurmak için ucuna susturucu takılmış Uzi'ler ve göz yaşartıcı bombalar edinmişlerdi Operasyon, yirminin üzerinde Machteret Yehudit militanının katılımıyla gerçekleşecekti

Yahudi Çetesi'ne Gizli Destekler
Eylem İsrail otoriteleri tarafından durdurulmuştu belki, ama bu gönülsüz bir engellemeydi Çünkü, Machteret Yehudit'in üyeleri, aslında pek çok kişinin yapmak istediği bir işi, sabırsızlıkları nedeniyle, uygun olmayan bir zamanda yapmaya kalkmışlardı Bu nedenle, Likud hükümeti, Machteret Yehudit'e ve eylemine gizli bir sempati ile bakmışlardı
İsrail mahkemesi, kanunlara göre suç oluşturan bu eylemi doğal olarak cezalandırdı ama mahkeme kararından bir gün sonra, Başbakan Yitzhak Şamir, Machteret Yehudit üyeleri için şöyle diyebiliyordu: Hepsi harika insanlar ama bir hata yaptılarLikud müttefiki radikal Gush Emunim partisinin önde gelen ismi Haham Moşe Levinger de eylemin teorik olarak doğru ama zamanlama yönünden yanlış olduğu yönünde görüş bildirdi (Robert I Friedman, Zealots for Zion: Inside Israel's West Bank Settlement Movement, 1b, New York: Random Hause, 1992, s 31)
Amerikalı Yahudi gazeteci Robert Friedman, Machteret Yehudit olayının derinleme bir incelemesini yapmıştı Verdiği ilginç bilgiler vardı: O dönemde İsrail basınındaki yaygın bir iddiaya göre İsrail'in iç güvenlik servisi Shin Bet, Machteret Yehudit'in daha önceki eylemleriniArap belediye başkanlarının öldürülmesi, İslam Koleji'nin taranması gibibiliyorlardı ve buna rağmen de örgüte hiçbir müdahalede bulunmamışlardı
Friedman'ın yorumuna göre, İsrail otoriteleri aslında örgütün Mescidi Aksa'yı yıkma planından da haberdar oldukları halde bir süre onlara engel olmamışlar, ancak olayın basına sızması ve sonuçlarının da çok tehlikeli olacağını farketmeleri üzerine Machteret Yehudit'i durdurarak üyelerini tutuklamışlardı Yitzhak Şamir'in örgütün üyeleri için harika insanlardeyişi ya da onları hapse mahkum eden yargıcın kararı açıklarken bu insanlara yurtseverlikleri nedeniyle saygı ile bakılması gerektiğişeklindeki garip sözleri, hep bu isteksiz engel oluşun göstergeleriydi Üst rütbeli İsrail subayı Avi Yitzhak, İsrail yönetiminin Machteret Yehudit'e uzun süre engel olmadığını, çünkü üst düzey politik ve askeri yöneticilerin, örgütü, demokratik bir devletin yapamayacağı eylemleri yapabilmesi için muhafaza ettiğinisöylemişti Friedman, Machteret Yehudit olayı içinde İsrail hükümetinin parmağı vardı ama bunun oranı hiçbir zaman bilinemeyecekdemektedir (Robert Friedman, Village Voice, 12 Kasım 1985)
1985 yılında, hapisteki Machteret Yehudit üyelerinin serbest bırakılması için etkili bir kampanya başlatıldı Kampanyanın en ateşli destekçileri Knesset üyesi politikacılardı Başta Likud olmak üzere her partiden, hatta solcu ve laikve sözde barış yanlısı İşçi Partisi'nden bile çok sayıda Knesset üyesi bu harika insanlarıhapisten çıkarmak için çalıştılar Sonuçta birbiri ardına gelen aflarla hepsi serbest bırakıldı
Dolayısıyla, Machteret Yehudit'in İslam mabetlerini yıkma planının engellenmiş olması, Likud yönetiminin bu mabetlerin varlığından memnun olduğu anlamına gelmiyordu Likud, özellikle de Likud'un Ariel Şaron gibi şahinleri, eylemin yalnızca yöntem ve zamanlama açısından yanlış olduğunu düşünüyorlardı, ama temel mantık doğruydu
Nitekim çok gecikilmeden yeni ve daha az radikal olan bir yöntem bulundu

Yeni Yöntem: Mescid'in Altının Oyulması!
Machteret Yehudit'in ortaya çıkmasından bir yol sonra, 1985'te, İsrail hükümeti Mescidi Aksa'nın altındaki kazı çalışmalarına hız verdi Bu şekilde Mescid'in altı oyulacak ve küçük bir sarsıntı sonucunda kendiliğinden yıkılması sağyanacaktı
Haftalık Aksiyon dergisi, 1319 Mayıs 1995 tarihli sayısında İsrail Mescidi Aksa'yı yıkıyor!başlığıyla verdiği bir haberde konuya değinmiş, Mescid'in altında gizlice yürütülen kazı çalışmalarını belgelemiş ve şöyle yazmıştı:
İsrail, Mescidi Aksa'ya karşı doğrudan bir saldırıda bulunduğu takdirde İslam ülkelerinin topyekün cephe almasından çekiniyor (bu nedenle) tarihi kazı yapıyor gibi göstererek, kendiliğinden çökecek bir hale gelmesi için uğraşıyor Böylece ülke olarak kendisini geri çekecek ve üzerine bir sorumluluk almadan hedefine ulaşmış olacak
Uzun yıllar Kudüs'te çalışan Amerikalı arkeolog Gordon Franz ise, bu konudaki gözlemlerine dayanak şöyle diyor:
Emin olduğum bir şey varsa, Tapınak'ı yeniden inşa etmeyi hedefleyen Yahudilerin o iki camiyi mutlaka yıkmak istiyor oluşlarıdır Bu yıkımın nasıl olacağı konusunda kesin bir fikrim yok ama olacaktır Yıkacaklar ve burada onun yerine bir Tapınak inşa edecekler Ne zaman, nasıl yapılacak bilmiyorum ama yapılacak (Grace Halsell, Prophecy and Politics: Militant Evangelists on the Road to Nuclear War, Connecticut: Lawrence Hill & Company, 1986, s 105)
Houston İkinci Baptist Kilisesi'nden rahip James E DeLoach ise tüm Yahudilerin camileri yıkıp Tapınak'ı inşa etmek istediklerini, ancak bunu Machteret Yehudit gibi radikal yöntemlerle değil, Aksiyon'un haberinde yer alan şekilde yapacaklarını söylüyor:
Şu bir gerçek; tanıdığım bütün Yahudiler o camilerin yıkıldığını görmek istiyorlar Ama bana söylediklerine göre, bu yıkım, Tanrı'dan gelecek bir hareketle, örneğin bir depremle ya da ona benzer bir şekilde gerçekleşecek(Ibid, s 99)
İşte İsrail'deki aşırı sağın mantığı budur Amaç, Tapınak'ı ne olursa olsun inşa etmektir; çünkü Mesih'in gelişi buna bağlıdır Tapınak'ın inşası için İslam mabedlerinin yok edilmesi gerekmektedir Yahudi Devleti, bu işi mabedlerin altını olmaklauzun vadeye yaymıştır Belki de, insan eliyleyapılacak bu hazırlıktan sonra, Mescidi Aksa'yı çökertecek küçük bir deprem beklenmektedir

Sonuç
İsrail'in radikallerinin Kudüs konusunu sürekli bir çatışma sebebi haline getirmeleri, bu bölgedeki Müslümanlara karşı terör eylemleri düzenlemeleri ve provokasyonlar gerçekleştirmeleri, buraya kadar incelediğimiz Tapınak saplantısı nedeniyledir Ariel Şaron'un sahneye çıkarak Filistinlileri tahrik etmesi ve yeni bir kan gölüne kasten sebebiyet vermesi de, Siyonizm'in Tapınak rüyasıyla ilgilidir Bu gibi provokasyonlar, İsrail ve Filistinliler arasındaki muhtemel bir uzlaşmayı imkansız hale getirmek, bölgede gerilim ve çatışmayı sürekli ayakta tutmak için yapılmaktadır Şaron gibi radikaller, bu daimi çatışmanın bir gün kendilerine Tapınak'ı inşa edecek bir fırsat sunacağını ummaktadırlar
Ancak bu gibi hesaplarla tüm Ortadoğu'yu kana bulama peşinde olan İsrailli radikallerin hiç bilmedikleri bir gerçek vardır:
Eğer onların bir hesabı varsa, kuşkusuz Allah'ın da bir hesabı vardır
 
Üst Alt