Son Konu

Israil'in Kirli Tarihi ve Soykirim Efsanesi

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Israil'in Kirli Tarihi

Bazi devletlerin kirli çamasirlari vardir Ortaya çikmasini istemedikleri, bilinmesinden rahatsizlik duyduklari ve bu nedenle resmi tarihlerinden çikardiklari tarihsel gerçeklerdir bunlar Örnegin Vietnam Savasi sirasinda ABD birliklerinin o ülkedeki sivil halka karsi uyguladiklari iskence ve katliamlar—ki bunlarin sonucunda 15 milyon Vietnamli yasamini yitirmistir—Amerikalilar tarafindan mümkün oldugunca unutturulmak istenir Bu gerçek savas sirasinda örtbas edilmeye çalisilmistir, savas sonrasinda ise Vietnamla ilgili olarak çevrilen Hollywood filmleri ile ayni yol denenmistir Bu Rambofilmlerinde hep Amerikan askerlerinin Vietnam'da yasadiklari zorluklar anlatilir, Amerikali birliklerinin diri diri yaktiklari köylüler degil

Yine de Vietnam savasinin içyüzü pek çok insan tarafindan bilinmektedir Çünkü savas dünyanin gözleri önünde yasanmis bir olaydir ve bu nedenle tam anlamiyla örtbas edilmesi mümkün olmamistir

Ancak baska bazi devletler, kirli çamasirlarini çok daha basarili bir biçimde gizleyebilmislerdir Bu devletlerin belki de en basarilisi ise, Israil'dir Siyonizm'in 1930'lu ve 40'li yillardaki tarihi sözkonusu kirli çamasirlarla dolu iken, Yahudi Devleti bu gerçekleri yalnizca gizlemekle kalmamis, dahasi kendi lehinde bir propaganda aracina dönüstürmüstür
Öncelikle Israil'in nasil bir imaja sahip olduguna bakalim

Israil'in Iki Yüzü

Israil, onyillardir tüm bir ulusu isgal altinda yasamaya zorlayan dünyadaki yegane devlettir 1948'de Filistin topraklarinin önemli bir bölümünü isgal etmis ve Filistinlilerin bir kismini kendi yönetimi altinda yasamaya zorlamis, bir kismini sürmüs, hatta bir kismini da imhaetmistir 1967'de tüm Filistin topraklari Israil isgali altina girmistir Ayrica Israil; Misir, Suriye, Lübnan ve Ürdün topraklarini isgal etmis, yillarca bu topraklardan çekilmemistir Israil'in isgal ettigi bölgelerdeki halka karsi uyguladigi devlet terörü ise oldukça ünlüdür Israil ayrica dünyanin baska bölgelerindeki acilarda da pay sahibidir: Dünyanin dördüncü büyük askeri gücüne sahip olan Yahudi Devleti, Üçüncü Dünya'daki baskici diktatörlere, fasist rejimlere destek olmus, onlara silah satmis, onlarin ordu ve gizli polislerini egitmistir Pinochet, Idi Amin, Bokassa, Mobutu, Marcos, Noriega gibi eli kanli diktatörlerin tümü, Israil'in yakin birer müttefiki olmuslardir

Kisacasi, Israil, oldukça kirlibir devlettir Birlesmis Milletler'de aleyhine en çok karar çikartilan, ama bu kararlarin hemen hiç birini tanimayan Yahudi Devleti, dünyanin dört bir yanindaki pek çok insanin gözünde saldirgan, zorba ve küstah bir çete devletidir

Ancak Israil'in bir baska yüzü daha vardir Daha dogrusu Israil çogu zaman bir baska yüzle insanlarin karsisina çikar Bu yüz, Israil'in bir çete devletidegil, aksine bir mazlumlar ve magdurlar yuvasioldugu imajini verir Bati'daki pek çok insan da Israil'i bu yüzüyle tanir Bu görüse göre, Israil, dünyanin dört bir yaninda irkçilarin hedefi olan yahudilerin yegane siginagidir Bu düsünce, temelde yahudi soykirimina dayanir: Buna göre Israil, Naziler'in Yahudi irkina yönelik korkunç iskence ve katliamindan kurtulan yahudiler tarafindan kurulmus bir siginaktir Naziler 6 milyon yahudiyi acimasizca öldürmüslerdir Bu bir daha asla yasanmamalidir Bir daha aslaseklinde sloganlasan bu mantik, Israilliler tarafindan son derece ustalikla kullanilmakta ve üstte sözünü ettigimiz tüm kirliisler, bu yolla hasir alti edilmektedir

Bu yolla Israil'in isgalleri ve devlet terörü mesrulastirilir: Israil, güvenligini saglamak zorunda, yeni bir soykirim mi yasansin?mantigi kullanilir Israil Devleti sürekli olarak soykirim konusunu gündemde tutmakta ve bunu varliginin bir numarali mesruiyet kaynagi olarak göstermektedir Israil'i ziyaret eden her yabanci devlet adami, ilk olarak mutlaka Yad Vashem adli Soykirim Müzesine götürülür

Tarihin Perde Arkasi

Israil'in sözünü ettigimiz iki farkli imaji, takdir edilir ki, birbiriyle uyusmasi oldukça zor olan imajlardir Bir yanda açikça saldirgan, irkçi, isgalci ve baskici bir devlet, öteki yanda mazlumlarin siginagiseklinde bir görüntü vardir

Iste Soykirim Yalaniadli kitabi ortaya çikaran arastirmayi yapmamiza neden olan sey de, bu iki zit görüntüdür Bu iki zit görüntünün ardinda farkli bir gerçek olabilecegini düsündügümüz için bu kitaba konu olan tarihsel bilgileri arastirdik Ve sonuçta ortaya pek az kimsenin farkinda oldugu bir gerçek çikti

Bu gerçek, özetle sudur: Israil devleti, ikili bir karaktere sahip degildir Yani bir yandan baskici ve saldirgan, bir yandan da mazlumlarin siginagidegildir Aksine, baskici ve saldirgan karakter, Israil devletinin, bu devleti kuran ve yasatan siyasi kültürün yegane özelligidir Israil'in mazlumlarin siginagiolarak bilinmesine neden olan sey de, aslinda bu siyasi kültürün kendi halkina reva gördügü bir takim zulümlerden ibarettir

Bu genel yorumu yapmamiza neden olan somut gerçek ise, öncelikle Nazizim ve Siyonizm arasindaki bilinmeyen tarihsel iliskidir Soykirim Yalani adli kitabimizda bu konuyu ayrintilariyla gözler önüne serdik Filistin'de bir Yahudi Devleti kurmak için yeterli sayida Yahudiyi Avrupa'dan göç etmeye bir türlü ikna edemeyen Siyonistlerin, II Dünya Savasi öncesi dönemde Naziler'i—ve diger pek çok fasist hareketi—destekleyerek zoraki bir göç sagladiklarini ortaya koyduk Almanya'yi Yahudiler'den arindirarak etnik yönden safhale getirmek isteyen Nazilerle, bu ülkedeki sözkonusu Yahudiler'i Filistin'e götürmek isteyen Siyonistlerin nasil dogal müttefik olduklarini inceledik Naziler'in Alman Yahudilerine yaptiklari baski ve zulümlerin, Siyonist liderler tarafindan neden sevinçle karsilandigini ve iki tarafin ne gibi isbirlikleri gelistirdiklerini ortaya çikardik

Bu tablo açikça göstermektedir ki, Israil, antisemitizm (Yahudi düsmanligi) tehlikesinden kaçan Yahudiler için bir siginak degildir, aksine bu Yahudileri tehdit eden antisemitik hareketler, Siyonizm tarafindan en basindan beri desteklenmistir

Bu gerçegin bilinmesinde ise büyük yarar vardir, çünkü bu gerçek, Israil devletinin kendi mesruiyetinin dayanagi olarak gösterdigi en büyük gerekçeyi çürütmektedir Nitekim bugün Israil'in politikalarina, hatta varligina karsi çikan antiSiyonistYahudiler de bu tarihsel gerçege isaret etmekte ve Siyonizm'in Yahudiler için bir kurtulus degil, aksine en büyük tehlike oldugunu savunmaktadirlar

Soykirim Yalanikitabinin verdigi en önemli mesaj, bizce budur Israil, hem isgal ettigi Arap topraklarinin gerçek sahiplerine, hem de bu topraklara zor yoluyla getirdigi Yahudiler'e baski ve zulüm uygulamis bir devlettir Israil'in resmi ideolojisi olan Siyonizm, bu nedenle asla ve asla gerçek anlamda baris yanlisi olamaz Baris ve huzura dayali bir siyasi kültür, her irkçi ve fasist hareket gibi Siyonizm'in de yok olmasina neden olacaktir çünkü

Israil'in bir baris ve demokrasiülkesi olarak tanitildigi Türkiye'de, bu gerçeklerin bilinmesi gerekmektedir Soykirim Yalani, iste bu yönde atilmis önemli bir adimdir

Soykirim Efsanesi Nasil Dogdu?

Nazi Almanyasi'ndaki Yahudilerin baski ve iskence politikasina maruz kaldiklari konusu, Nazilerin iktidara geldikleri 1933 yilindan itibaren Bati'daki yayin organlarinda islenmeye baslamisti Medyayi bu konuda besleyen en önemli kaynak ise birer sivil toplum örgütü niteligindeki Yahudi kuruluslariydi Nazilerin Yahudilere karsi toplama kamplarinda sistemli bir soykirimyürüttügü yönündeki iddialar ise, 1942 yilinda yogunluk kazandi Bu iddialari dile getirenler Dünya Siyonist Örgütü ve onun Batili ülkelerin hemen hepsinde kurulmus olan kollariydi Örnegin Yahudilerin Nazi toplama kamplarinda sabunhaline getirildiklerine dair saiyalar, ilk kez Amerika'daki Siyonist hareketin lideri ve Amerikan Yahudi Kongresi'nin (AJC) baskani olan Stephen Wise tarafindan duyuruldu Wise, 1942 yilinda resmi bir açiklama yaparak, yahudi cesetlerinin Almanlar tarafindan sabun, yag ve gübreye dönüstürüldügünüiddia etti Gaz odalari iddialari da yine ayni dönemde resmi siyonist kuruluslarin temsilcileri tarafindan duyuruldu

Bu iddialarin genel medya tarafindan desteklenmesinin ise iki nedeni vardi: Birinci neden, Yahudi sermayeli yayin organlarinin bu konuya gösterdikleri özel ilgiydi Ikinci ve daha önemli olan neden ise, bu haberlerin Batili ülkelerin savas halinde olduklari Nazi Almanyasi'na karsi kullanabilecek iyi bir karsipropaganda malzemesi olusuydu ABD yönetimi bu propagandayi çok gerekli buluyordu; çünkü kendi çocuklarimizi neden Avrupa'da savasmaya gönderdikdiye düsünen genis halk kitlelerini savasin gerekliligine ikna etmek için, gaz odalarinda öldürülüp sabun yapilanmasum insanlari kurtarmak kadar iyi bir gerekçe bulunamazdi Nitekim Almanlar hakkinda buna benzer gerçek disi bazi vahset hikayeleri, I Dünya Savasi sirasinda da Amerikan kamuoyunu ülkelerinin savasa girmesine ikna etmek için üretilmisti

Savas yillarinda bu sekilde üretilen Soykirim söylentileri, Nazi toplama kamplarinin Amerikan, Ingiliz ya da Sovyet birlikleri tarafindan 1945 yili içinde ele geçirilmesiyle birlikte iyice güçlendi Çünkü müttefik ordulari bazi kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki Belsen'de binlerce yahudi tutuklunun korkunç durumdaki cesetleriyle karsilasmislardi Bunlarin fotograf ve filmleri dünya medyasinda yayinlandi Bu cesetler soykirimin açik birer delili sayildilar Oysa sözkonusu cesetlerin ölüm nedeni Nazilerin her türlü önleme ragmen bir türlü basa çikamadiklari tifüs salgini ve savasin son aylarinda Alman tasima sisteminin çökmesi nedeniyle bazi kamplarda, özellikle Dogu Polonya'daki büyük kamplarda basgösteren açlikti Buna karsilik, daha Bati'da yer alan kamplardaki Yahudi tutuklularin gayet sihhatli ve psikolojik yönden de rahat bir durumda oldugu gözlenebiliyordu

Nürnberg Mahkemesi

Soykirim efsanesini adlibir anlamda tarihsel literatüre geçiren en önemli gelisme ise, 1946 yilinda Nazi savas suçlularini yargilamak için düzenlenen Nuremberg Mahkemesi oldu Bu mahkemede bazi taniklar kürsüye çikarildilar ve toplama kamplarindaki yahudi tutuklularin gaz odalarinda sistemli bir biçimde ihma edildigini anlattilar Bu verileri degerlendiren mahkeme, 6 milyon Yahudinin Nazi toplama kamplarinda imha edildigini, bunlarin dört milyonunun özel üretilmis imha araçlariyla katledildiginikabul etti Bu mahkemede delil olarak sunulan malzeme ve ifadeler, Soykirim literatürünün hala en büyük dayanagidir

Ancak mahkeme gerçekte pek dürüst ve tarafsiz bir ortamda yapilmamisti Nazi Almanyasi'ni yenilgiye ugratmis olan müttefiklerABD, SSCB, Ingiltere ve FransaNazi rejimini ne kadar korkunç ve acimasiz gösterebilirlerse, kendi argümanlarini o kadar iyi savunacaklarini düsünüyorlardi Bu nedenle Siyonistlerin savas sirasinda ürettikleri tüm Soykirim hikayeleri mahkeme tarafindan ciddiye alindi ve hepsi kabul edildi

Yahudi kuruluslari tarafindan mahkemeye getirilen görgü taniklari, toplama kamplarinda sahit olduklari gaz odasi manzaralarini anlattilar Bu sahitlerin verdikleri ifadelerin çok büyük bölümünün gerçeklerle uyusmadigi bugün biliniyor Örnegin mahkemeye çikarilan ve Dachau toplama kampindan kurtulduklari söylenen pek çok tutuklu bu kamptaki gaz odalari hakkinda detayli ifadeler vermislerdi Oysa Dachau'da gaz odasiolarak gösterilebilecek tek bir bina dahi olmadigi için, Soykirim literatürünün savunuculari ilerleyen yillarda bu iddiayi geri almak zorunda kaldilar Bugün Dachau'da gaz odasi oldugunu savunan hiç kimse yoktur

Diger toplama kamplarindaki sözde gaz odalari ile ilgili ifadelerin çogu da çeliskiliydi Bazilari gerçeklesmeleri bilimsel yönden imkansiz hikayelerdi

Nuremberg Mahkemesi'ne sahit olarak çikarilan en önemli kisi ise Auschwitz toplama kampinin kumandani Rudolf Hösstü Höss, çok önemliydi, çünkü mahkemeye çikarilan sahitlerin ezici çogunlugunun aksine bir Yahudi degil, bir Nazi subayiydi Hem de Auschwitz'de iki yildan uzun bir süre en üst düzey yetkili olmustu Höss itiraflarinda, Auschwitz'in içinde Wolzekadi verilen özel bir imha kampi oldugunu, kendi komutasi altinda burada 25 milyon yahudinin öldürüldügünü söyledi Ama Wolzekdiye bir yer hiç bir zaman bulunamadi, dahasi Auschwitz'de 25 milyon Yahudinin öldügü iddiasi da bir süre sonra Yahudi tarihçileri tarafindan geri alindi Rakam önce 125 milyona, en son olarak da Yahudi tarihçi Jean Claude Pressac tarafindan 775 bine düsürüldü

Peki Höss neden yalan ifade vermisti? Basit; Höss'ü sorgulayan Ingiliz gizli servisi, ona agir bir iskence yapmis, dahasi ailesini ve çocuklarini öldürmekle tehdit etmislerdi! Bu, bugün ispatlanmis tarihsel bir gerçektir Höss bu durumda kendisini ve ailesini kurtarmak için her seyi imzalayabilirdi, nitekim öyle yapti

Soykirim hikayesi Nuremberg mahkemesine dayanarak hizla büyüdü Yahudi tarihçiler mahkeme tutanaklarindan alintilar yaparak kitaplar yazdilar Baska tarihçiler bu kitaplardan alintilar yaparak yeni kitaplar yazdilar Ilerleyen yillarda yeni bazi soykirim sahitleriçikti ve bunlar yazdiklari kitaplarla Nuremberg'teki verilmis olan ancak sonradan siritanbazi ifadelerin yerlerine yenilerini koymaya çalistilar Israil'de özel bir Soykirim Arastirmalari Merkezi kuruldu Dünya kamuoyunun soykirimi kesin bir tarihsel gerçek sanmasinin en önemli nedeni ise, Hollywood'un Yahudi sermayeli film sirketleri ve Yahudi yönetmenleri tarafindan çevrilen 100'e yakin Soykrim filmi oldu

Soykirimin sorgulanmasi ise 60'li yillarda basladi ABD'deki Northwestern University'den Dr Arthur Butz, Fransa'daki Lyon Üniversitesi'nden Robert Faurisson ve pek çok bestsellerkitabin yazari Ingiliz tarihçi David Irving sözkonusu revizyonist akima öncülük ettiler Revizyonist akimin bugün en önemli entellektüel merkezi, California'daki Institute for Historical Review adli kurumdur

Israil'in Terör Gelenegi

Bir süredir barisrüzgarlarinin estigi Ortadogu, son bir hafta içinde Israil'in Lübnan'da gerçeklestirdigi bombalamalarla yeniden isindi Bu durum, bazilari için sasirticiydi Bir baris ve demokrasi sembolüolarak gördükleri Israil'in, içi küçük çocuklarla dolu bir ambulansi nasil olup da havaya uçurdugunu, ya da sivil yerlesim bölgelerini nasil olup da fütursuzca bombaladigini anlamakta güçlük çektiler

Oysa, Bati medyasinin propaganda ilüzyonundan kurtularak ve Israil'in gerçek kimligini göz önünde bulundurarak vaziyete bakildiginda, Israil'in sözkonusu gazap üzümlerioperasyonunun hiç bir sasirtici yönü olmadigini görebiliriz Çünkü Israil, bir terör devletidir; terör, Yahudi Devleti için olagan bir dis politika aracidir

Israil'in geçmisine bir göz attigimizda ise, bu tanimi kesinlestiren yüzlerce örnek bulmak mümkündür

Terörizmden Basbakanliga

Israil'in kuruldugu yillar, ayni zamanda Ortadogu'nun da terörle tanistigi yillar olmustu Yüzyilin basindan beri sistemli bir devlet kurmaprogrami izleyen Siyonist hareket, 1940'li yillarda Filistin'de olusturdugu terör örgütleri ile bölgeyi kan gölüne çevirdi

Sag kanat Siyonistler, Filistin'deki Araplara ve ilerleyen yillarda da Ingilizlere karsi savasacak olan Irgun Zvei Leumi (Ulusal Askeri Örgüt) ya da kisaca Irgun adli silahli yeralti örgütünü kurdular Irgun ve 1940 yilinda ondan ayrilan Avraham Stern'in kurdugu LEHI (Lomamei Herut YisraelIsrail'in Özgürlügü Savasçilari), Araplar'a ve Ingilizlere karsi kanli terör eylemleri gerçeklestirdiler (LEHI, kurucusunun adindan dolayi Stern Çetesi olarak da anilir) Irgun ve Lehi'nin iki aktif teröristi, yillar sonra tüm dünyanin taniyacagi isimler haline geleceklerdi: Menahem Begin ve Yitzhak Samir! Ikisi de, sirasiyla, Basbakan oldular

Bu sag kanat teröristler ile sol kanat Siyonistler arasinda da gizli bir ittifak vardi 16 Eylül 1948 günü Stern örgütünün teröristleri, Birlesmis Milletler'in Filistin arabulucusu olan ve Siyonistlerin isgal politikalarini elestirmesiyle taninan Kont Folke Bernadotte'u Kudüs'te öldürdüler Yeni kurulmus olan Israil Devleti'nin Basbakani Ben Gurion, Stern militanlarinca gerçeklestirilen suikasti lanetledi ve Bernadotte'un BM karargahindaki cenazesine de katilarak taziyelerini sundu Suikastin sorumlusu olan Stern üyeleri ise kayiplara karistilar Ancak bir süre sonra bu militanlar ortaya çiktilar, hem de çok ilginç bir biçimde Bernadotte'u vuran Joshua Cohen adli tetikçi, Basbakan Ben Gurion'un özel korumasi oluverdi birden bire! Suikast emrini verenlerden Yitzhak Samir ise Mossad'in Avrupa masasi sefligine getirildi(1) Ben Gurion'un basbakanliginin sürdügü bu dönemde, Samir'in de katkisiyla, çok sayida Israil düsmaniMossad ajanlarinca Avrupa'da öldürüldü Kisacasi Israil'in liderleri aktif birer teröristtiler, ya da terörizmi el altindan destekliyorlardi

Terör, Israil'in kurulmasiyla bitmedi, azalmadi da Aksine, daha da çok kan dökmeye basladi

Israil Tarzi Terör

80100 kadar erkek, kadin ve çocuk öldürülmüstü Çocuklari kafalarina sopalarla vurarak öldürdüler Her evden en az bir kisinin canina kiyildi Köylerde erkek ve kadinlar yiyecek ve su verilmeksizin evlere kapatildilar Sonra da sabotajcilar gelip evleri havaya uçurdu Bir kumandan, bir ere emir vererek, havaya uçurmak istedigi bir evin içine 2 kadin kapatmasini söyledi Bu arada bir asker, öldürmeden önce bir Arap kadinin irzina geçtigini anlatti Yeni dogmus bir çocugu olan Arap kadinina birkaç gün süreyle etraf temizlettirildikten sonra kadin ve çocuk öldürüldü 'Harika bir adam' diye nitelenen iyi yetistirilmis, iyi bir egitim görmüs kumandanlar, asagilik katiller haline gelmisti Hem de gelisen korkunç olaylarin içinde ister istemez bu duruma düsmüs degillerdi Aksine soykirimi ve yoketme metodlarini bilinçlice kullaniyorlardi Onlara göre dünyada ne kadar az Arap kalirsa, o kadar iyiydi

Üstteki satirlar, Israil'in Davar gazetesinin 9 Haziran 1979 tarihli sayisinda yayinlandi Yazilanlar, 1948'de Dueima adli Filistin köyünün ele geçirilmesi sirasinda yapilanlara taniklik eden Israilli bir askerin katliam hatiralariydi

Önemli olan bu satirlarda anlatilanlarin, istisnai bir terör eylemini degil, Israil'in kutsal terörünün siradan bir örnegini tarif etmesidir Bir diger siradan örnek, Israillilerin devlet kurduklari yilda, 1948'de Deir Yassin köyündeki Arap halka giristikleri katliamdir Menahem Begin'in yönettigi Irgun ve Stern teröristleri, Kudüs yakinlarindaki Deir Yassin köyüne düzenledikleri baskin sirasinda, hamile kadinlarin ve çocuklarin da dahil oldugu 280 kadar Arap köylüsünü önce sokaklarda dolastirdiktan sonra kursuna dizmislerdir Ancak bir de önemli detaylarvardir: Öldürülen genç kizlarin çogunun irzina geçilmis, erkeklerin cinsel organlari koparilmistir Siyonistler bazi kurbanlari öldürmek için biçak kullanmislardir Raporlarda ortadan ikiye biçilenküçük bir kiz çocugundan da söz edilmektedir(2)

Bu sekilde alti ay içinde Arap köylerine düzenlenen sayisiz baskinlarla 400 bine yakin Arap, yurdunu terketmek zorunda kaldi Deir Yassin Katliami bu baskinlarin sadece birisiydi Israilliler'in yillar içinde terör yoluyla bosalttiklari köy sayisi, Israil'in az sayidaki muhalifseslerinden biri olan Israel Shahak'in tespit ettigi rakama göre, 385'tir Bu köylerde yasayanlarin içinde korku yöntemiyle kaçirilanlarin yaninda, Deir Yassin'le ayni kadere ugrayanlar da vardir

Israil'in terörü, ilerleyen yillarda da kan dökmeye devam etmistir Kibya ya da Sabra Satilla katliamlari, yine buzdaginin görünen kisimlaridir Israilliler çogu kez bu açik eylemleri bile üstlenmemeye çalismislardir Örnegin Israil'in 1982 yazindaki Lübnan'i isgali sirasinda Sabra ve Satilla mülteci kamplarinda öldürülen 1500'ün üstündeki Filistinli'ler hakkinda Begin yahudi olmayanlar, yahudi olmayanlari öldürdü, bize ne!demisti Oysa kisa süre sonra katliami gerçeklestiren Falanjistlerin Israil subaylarinin komutasinda oldugu ve Israil ordusunca silahlandirildiklari ortaya çikti

Israil Tarzi Iskence

Israil'in kutsal terörünün önemli bir parçasini ise iskence olusturmaktadir 1967'den bu yana iki milyondan fazla Filistinli'yi isgal altinda yasamaya zorlayan Yahudi Devleti, bu Filistinlilerin muhalefetini kirmak ve onlari göçe ikna etmek için sistemli bir iskence politikasi uygulamistir

Yahudi Devleti'nin korkunç iskence yöntemleri, ilk kez Londra'da yayimlanan Sunday Times'in 1977 yilinda yayinladigi uzun bir arastirmada ortaya çikti Belgelenen vakalar, 1967'den itibaren on yillik Israil isgali sirasinda iskence gören kirkdört Filistinlinin durumlarini ortaya koyuyordu

Buna göre, Israil'in; Nablus, Ramalla, Hebron ve Gazze'deki hapishanelerinde, Kudüs'teki Rus sitesi ya da Moskoviya olarak bilinen sorgu ve gözalti merkezinde ve Yona, Ramle, Sarafand, Nafha gibi özel askeri hapishanelerde inanilmaz iskenceler uygulaniyordu Sistemli dayak disinda, Israillilerin kullandigi iskence türleri arasinda; cinsel organlara elektrik verme, tutukluyu çirilçiplak buzlu suya sokma, gözleri baglanmis olan tutuklunun üzerine özel egitilmis köpekleri saldirtma, vücudun degisik yerlerinde sigara söndürme, arkadan tecavüz, tirnaklarin ve saglam dislerin sökülmesi gibi yöntemler vardi Bazi tutuklularin kizlari da tutuklanmis ve bunlara babalarinin gözü önünde tecavüz edilmis, sonra da tutuklu kendi kiziyla cinsel iliskiye girmesi için zorlanmisti Bazi erkek tutuklularin cinsel organlarina ince cam çubuklar sokulmus ve sonra da bu çubuklar organin içindeyken iskenceciler tarafindan kirilmisti Erkek tutuklularin hayalarinin sikistirilmasi da çok kullanilan yöntemlerin biriydi Bu iskenceler sonucunda çok sayida Filistinli tutukluda kalici sakatliklar meydana geldi Çogunun cinsel fonksiyonlari sona erdi, görme ve isitme duyularini ve akli dengelerini yitirenler oldu Bu fiziki iskencelerin yaninda psikolojik yöntemler de vardi Siyasi tutuklular, kasten, Israil ordusuna çizme, kamuflaj agi, vb malzeme imal etme islerine kosuluyorlar, reddettiklerinde fiziki yöntemlere basvuruluyordu(3)

Sunday Times'in ortaya çikardigi bu vakalar, 19671977 yillari arasindaki iskence vakalariydi Ilerleyen yillarda da Israil'in kutsal terörü ve kutsal iskencesi sürdü Yalnizca 19871993 döneminde; Israil birlikleri tarafindan 1283 Filistinli öldürülmüs, 130472 tanesi hastaneye kaldirilacak derecede yaralanmis, 481 tanesi sürülmüs, 22088 tanesi gözaltina alinmis, 2533 ev mühürlenmistir (4) Gözalti ve tutukluluk sirasinda kullanilan iskence yöntemlerinin hangi boyutlara vardigini bilmek de mümkün degildir

Israil iskence gelenegi ile ilgili olarak en son 1995 Agustosunda ortaya bazi yeni bilgiler çikti Emekli Albay ve tarihçi Mose Givati, Çöl ve Alevlerin Içindeadli kitabinda, 1948, 1956 ve 1967'deki ArapIsrail savaslarinda Israil ordusunun savas esirlerine inanilmaz iskenceler yaptigini yazdi Buna göre, esir alinan Misirli askerlerin gözleri sigara ile oyulmus, cinsel organlari kesilerek agizlarina tikanmisti

Burada önemli olan bir nokta var Israil devlet aygiti, terör ve iskenceyi yalnizca pragmatik bir uygulama olarak degil, bunun da ötesinde kutsal bir misyon olarak görmektedir Israil'in terörü, Livia Rokach'in ifadesiyle, kutsalbir terördür Çünkü bu terör, yahudi dini kaynaklari tarafindan emredilir

Terörün kutsalligi

Eski Ahit'in Tesniye kitabinda, 7 Bap söyle baslar:

Allahin Rab, mülk olarak almak için gitmekte oldugun diyara seni götürecegi ve senin önünden çok milletleri, Hittileri ve Girgasileri ve Amorileri ve Kenanlilari ve Perizzileri ve Hivileri ve Yebusileri, senden daha büyük ve kuvvetli yedi milleti kovacagi; ve Allahin Rab onlari senin önünde ele verecegi ve sen onlari vuracagin zaman; onlari tamamen yok edeceksin; onlarla ahdetmeyeceksin ve onlara acimayacaksin ve onlarla hisimlik etmeyeceksin; kizini onun ogluna vermeyeceksin ve onun kizini ogluna almayacaksin Çünkü sen Allahin Rabbe mukaddes bir kavimsin; Allahin Rab, yeryüzünde olan bütün kavimlerden kendine has bir kavim olmak üzere seni seçti

I Samuel kitabi 15 Bap'in basinda ise su ayet yer alir:

Ordularin Rabbi söyle diyor: Amalek'in Israil'e yaptigini, Misir'dan çiktigi zaman yolda ona karsi nasil durdugunu arayacagim Simdi git, Amaleki vur ve onlarin herseylerini tamamen yok et ve onlari esirgeme ve erkekten kadina, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden esege kadar hepsini öldür

Ayetlerde geçen Hittiler, Yebusiler, Amalekler gibi kavimler, M Tevrat'in yazildigi dönemlerde Ortadogu'da bulunan toplumlardir Bu nedenle bu ayetlere (ve M Tevrat'in içindeki yüzlerce benzerlerine) göz atan pek çok kisi, tarihin derinliklerinde kalmis birer siddet olayinin hikayesini okudugunu sanabilir Oysa gerçek böyle degildir Israil'in güvercinsiyasetçilerinden Amnon Rubinstein, su satirlari yaziyor:

(Israilli radikallerin) kullandigi lisanda, günümüzdeki Araplar; Yebusiler'dir, Amalekler'dir ya da Kenan diyarinin Tevrat tarafindan lanetlenen yedi kavminden herhangi birisidir Tesniye'de, 'geride hiç bir sey kalmayacak sekilde' Amalek'i yok etmek üzere verilen emir, dogrudan bugünkü Araplar'a yönelik olarak yorumlanmaktadir Israil'in savaslari da bu çerçevede anlasilmakta ve bu savaslarda bu 'yeni Amalekler'e karsi insancil davranilmamasi gerektigi söylenmektedir Haham Menachem M Kasher, 1967 savasindan sonra yazdigi bir yazida, Tevrat'in 'onlari sizin önünüzden yavas yavas azaltacagini ve yurtlarina sizi yerlestirecegim' seklindeki ifadesinin, Israil'in Araplar'la olan iliskisini tarif ettigini yazmistir Bar Ilan Üniversitesi'nden Haham Israel Hess, daha da ileri gitmis ve 'Tanri'nin Amaleklere karsi girisilen savasa bizzat katildigini' söylemistir Israel Hess'in konuyla ilgili yazisinin basligi ise, 'Tevrat'in katliam emirleri'dir(5)

Kisacasi, Israil kimligi olusturan en büyük faktör olan dinciekol, Muharref Tevrat ayetlerini bu sekilde yorumlamakta, ve böylece Yahudi Devleti'nin uyguladigi teröre teolojik bir mesru temel olusturmaktadir Iste bu nedenle terör ve Israil, birbirinden ayrilmaz iki parçadir Yahudi Devleti, mevcut ideoloji ve kurumlariyla ayakta kaldikça, terörü mesru bir siyaset araci olarak görmeye devam edecektir

Gazap üzümlerinin bombalariyla ambulans içinde parçalanan çocuklar, bu gerçegin ne ilk ne de son kurbanlaridir


DIPNOTLAR
1) Richard Curtiss, The Good Cops and Bad Cops Who Killed the Peace Process Washington Report on Middle East Affairs Haziran 1995
2) Lenni Brenner, The Iron Wall: Zionist Revisionism from Jabotinsky to Shamir, London: Zed Books, 1984, ss 141143
3) Ralph Schoenmann, Siyonizm'in Gizli Tarihi, Kardelen Yayincilik 1992 ss 7995
4) Washington Report on Middle East Affairs, Haziran 1994
5) Amnon Rubinstein, The Zionist Dream Revisited: From Herzl to Gush Emunim and Back, 1b, New York: Schocken Books, 1984, s 116



Kaynak:
Harun Yahya
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız

eKitap:
Soykirim Vahseti
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
 
Üst Alt