Yoğun meslek temposu, aile hayatı ve modern zamanın getirdikleri, kadınların ara sıra öfkelerini teftiş edememelerine yol açıyor
Şu bundan böyle çok açık: Hepimiz sınırlarda dolaşıyoruz Nereye gitsek, en ufak bir mesele için bile çileden çıkan birileriyle karşılaşıyoruz Ofisteki çabuk sinirlenme hali çoğumuzu olumsuz etkiliyor Yarıdan fazlamız ise hayatında en düşük bir kere bir mağazada asap krizi geçirmiş
Eskiden bu kadar sinirli değildik; bundan on yıl değin önce, telefonda ya da İste öfke krizlerine kapılmıyorduk Oysa hemen bu koşul pek basmakalıp ışık halkası geldi oysa, jurnal sohbetlerimizde de sık sık yer alır oldu
Kadınların kendilerinden ve başkalarından beklentileri arttıkça, beraberinde gelen zorlama da arttı Ve sonunda öfke krizleri sosyal bir fenomene dönüştü Bizim gibi her şeyi isteyen ve elde eden açgözlü yaratıklar, acaba bununla birlikte denetleme edilemez bir öfkeye mi sahip oldular?
Problem şu oysa, biz kızlar öfkemizi gösterecek şekilde yetiştirilmedik Dolayısıyla, erişkin birer bayan haline geldiğimizde onunla nasıl başa çıkabileceğimizi bilemedik Spor vasıtasıyla düş kırıklıklarından kurtulmayı öğrenen, bir kerede bir tek şey düşünen ve kendilerini hemencecik ve direkt olarak açıklayan erkeklerin tersine, biz öfkemizi bastırmayı öğrendik ve işte bu yüzden biriktirip biriktirip, daha sonra ufacık bir şey için kıyametleri koparıyoruz
Terapist Sue Parker Hail, “Hiddet, asap ve ilişkiler: Hiddet yönetimine empatik bir görüş adlı kitabında, artı bir duygu olan öfkeyi, olumsuz bir duygu olan hiddetten ayırıyor Hail, Hiddet safi duygudan oluşur ve somut sağlığınızı korumanızı sağlayan dinamik bir enerjidir Kararlılığınızı, dayanıklılığınızı ve bağlılığınızı ateşlemek için kullanılabilir ve yolunuza meydana çıkan engelleri aşmanızı sağlayabilir Hiddet ise hayal kırıklığına, içsel tatminsizliğe, stres ve zorlama aşağıda hissetmeye aleyhinde bir savunma mekanizmasıdır Yaşam denetim edilemez hale geldiğinde ortaya çıkar, incinmiş olmanın ve üzüntünün farkında olmanızı önler,diyor
Daha evvelden yaşanıp bastırılmış kızgınlıkların sonucu olan bu öfke, genelde büyük bir patlamayla gelir ve kızgınlığımızın geçmesini engellemediği gibi, düşüncesiz patlamamız sebebiyle bizi utanç içinde bırakır
bununla birlikte ifade edilmemiş uzun süreli incinmenin bir ürünü olan hiddet, önemli baş ağrıları, kasıntılar ve yorgunluk duygusal gibi sağlık durumu problemlerine de yol açar Adrenalin ve kortizol seviyelerimizin yükselmesiyle, doğurganlığımızı da negatif etkileyebilecek olan testosteron artar ve saç dökülmesi bile ortaya çıkabilir Eğer bu duygular uzun süre devam ederse, iritabl bağırsak sendromu, bölgesel anemi (bir organa eksik miktarda kan gitmesi) ve buhran ortaya çıkabilir
Bunlara daha böylece çok can sıkıcı semptom eşlik edebilir, mesela bazı kadınlar ciltleriyle uğraşmaya baslar, bazıları aralıksız saçlarını çekiştirir, bazıları tırnaklarını yer Bazılarıysa “kavgalı yemek yiyenler haline kazanç Bir bilirkişi psikoterapist, yemekte sadece yemek yemek yiyin, kızgınlığınızı ifade etmeyin,diyor Bu durumdaki kadınlar, elma ya da cips gibi gevrek ve bol miktarda çiğnenmesi gereken yiyecekleri tercih ederler, çünkü çiğneme hareketi sakinleştirici hormonlar salgılamamızı sağlar Bir problemle yüzleşmek yerine, kendilerini bir odaya kapatıp, bir paket cips ya da bisküviyi bitirirler
Fakat eğer öfke cinsiyete tarafından farklılıklar gösteriyorsa, ortama kadar de değişken, İngiltere'deki öfke Denetleme Merkezi'nden Mike Fisher, Yapılan incelemeler, evde yalnızca kadınların değil, her iki cinsin de daha sinirli olduğunu gösteriyor,diyor Gerginliğimizi, onu sakince ve mantıklı bir biçimde dile getirmek yerine, edilgen agresif davranarak, içselleştirerek ve sonradan da partnerimize veya çocuklarımıza yönelterek manzara eğilimimiz var Hiddet başlıca öğrenilmiş bir tutum biçimi olduğundan, bunu bir sonraki nesle de aktarıyoruz
Ofiste ise öfkemiz çoğunlukla ya bastırılıyor veya ekstrem seviyelerde kendini gösteriyor Ve bu da kendimizi suçlu ve yine kızgın hissetmemize neden oluyor Çünkü bu hiddet formunu erkeklerin dünyasındaki erkeksi ifade biçimini yeni tanımaya ve anlamaya başlıyoruz ve onunla nasıl başa çıkacağımızı çok yavaş öğreniyoruz Fisher, Başarılı kadınlar, işlerinde ilerleyebilmek için genelde erkeklerle rekabet etmeleri gerektiğini düşünüyorlar ve bunu yaparken allah vergisi gelen dinleme ve empati kurma yani hissi zekalarını faydalanma gibi bir takım önemli özelliklerinden vazgeçiyorlar,diyor Oysa hissi akıl, işyerinde IQ ’ dan daha önemlidir, ve bunu kullanmayıp erkeksi tutum biçimlerini benimseyerek, kadınlar gerçekte kendi kuyularını kazıyorlar
Yani işimiz üzerinde denetleme temin etmek için daha yüksek seviyedeki duygusal zekamızı kullanmak ve ihtiyaçlarımızı daha açık ve tarafsız bir biçimde ifade etmek yerine iki yoldan birini seçim ediyoruz: Ya domestik pasif kavgacı eğilimlerimize ağırlık verip, kızgınlığımıza yol açan kişileri suçluyoruz ve onları üstü kapalı bir biçimde minik düşürüyoruz ya da bağırıp çağırıyor, bir diğer deyişle uzun süreli hayal kırıklıklarımızla birleşince histeriye de dönüşebilecek olan daha geleneksel kavgacı erkek davranışını kendimize uyarlıyoruz
Bu iki davranış biçimi de son derece zararlı, düş kırıklığına neden oluyor ve genelde patlama noktasına varan öfke krizleriyle sonuçlanıyor Fisher'a kadar, bu koşul ancak kadınların doğuştan gelen yeteneklerini kullanmaları, duygularını ifade edebilmeleri ve drama yaratmadan irtibat kurabilmeleriyle değişken, ihtiyaçlarınızı sakince, dobra dobra ve gerçekçi bir şekilde dile getirin Dinlemeyi yeniden öğrenin ve karşınızdaki kişiye sizi dinlediği için teşekkür edin Eğer gerekiyorsa, aynı fikirde olmadığınızı söyleme hakkınız olduğunu da unutmayın
Konu ile ilgili danıştığımız bir psikolog, ofisteki başlıca problemin kadınların 'hiddet' ile tanımlanması olduğunu düşünüyor Ona göre erkekler bu şekilde tanımlanmıyor Eğer işte hakkınızı savunuyor, aklınıza geleni doğrudan doğruya söylüyorsanız, 'kavgacı bir sürtük' oluyorsunuz, pek değilseniz de 'zayıf oluyorsunuz Eğer öfkenizi açıklama ederseniz, bu ya hormonlarınıza ya da pozitif duygusal olmanıza bağlanıyorAma bu durum, kökleri daha derine inen bir duygunun dışavurumu olan öfkenin çözümü değil Dışarıya değil içinize bakmalısınız Sahiden problem, patronunuz, çalışma saatleriniz ya da kocanız değil, yürekten, açıklama edilmemiş bir incinme
Öyleyse onu kabullenin Kendinize öfkeli olma izni verin ve ne hissettiğinizi ifade edin Natürel bunu nasıl yapacağınızı öğrenerek…
Öfkeyle nasıl başa çıkarsınız?
Duygularınıza kulak verin
Kendinize zaman ayırın Hayatınızın hangi yönlerinin sizi mutsuz ettiğini, hangi eski kırıklıkların onarılmayı beklediğini ve bu konular hakkında ne yapabileceğinizi belirleyin
Beyninizi baştan eğitin
Hiddet, bir reaksiyon olduğu dek alışkanlıktır da Kontrolünüzü kaybettiğiniz bir hatıra hatırlayın, sonradan da bunu katiyen görmesini istemeyeceğiniz birinin o asıl şahit olduğunu hayal edin Nasıl daha farklı davranabilirdiniz? Bunu düşünün ve bir dahaki sefere öyle davranın Mantıkdışı isteklere hayır demeyi öğrenin
Öfkenizle hemen ve yüksek sesle yüzleşin İçinizde büyümesine müsade vermeyin Derin bir nefes alın ve bırakın gitsin
Sonuçlarını denetim edin
Eğer 'kızgın yemek yiyenler' gurubuna dahilseniz çiklet çiğneyin Kesintisiz bir yerlerinizi çekiştiriyor ya da tırnaklarınızı yiyorsanız gerginlik topu kullanın Rahatça konuşabileceğiniz insanlardan oluşan bir 'destek grubu' oluşturun ve bir hiddet günlüğü yazmaya başlayın Kendinizden ve başkalarından beklentileriniz realist olsun
Evdeki hiddet
Sen katiyenveya Sen daimadiye başlayan cümlelerle insanları suçlamayın Şöyle yaptığın için incindim,Şu an seninle konuşamayacak değin sinirliyim,veya Sakinleşmem gerekli,demeyi öğrenin
İşteki hiddet
Herkesin sizin kadar hırslı ya da işine düşkün olmayabileceği gerçeğini ve kimsenin daha eksik ya da daha çok kayda değer olmadığını kabul edin Diğer insanların gösterme açılarına hürmet gösterin, bambaşka bir akıl düşmanca bir hücum değildir Ve biraz kalın derili olun; bu sadece iş, kişisel olarak almayın Icabında karşınızdaki kişiyi oyalayın ve şöyle deyin; Bir karar vermeden önce bunu biraz düşüneyimgerçi işler ters giderse tuvalete gidin ve öfkenizi kendinize ifade edin
Telefondaki hiddet
Manzara açınızı değiştirin, bir telefonun ucunda olduğunuz için ne dek uğurlu olduğunuzu düşünün Karşınızdaki kişi, siz müsade vermediğiniz sürece size hiçbir şey hissettiremez *
Şu bundan böyle çok açık: Hepimiz sınırlarda dolaşıyoruz Nereye gitsek, en ufak bir mesele için bile çileden çıkan birileriyle karşılaşıyoruz Ofisteki çabuk sinirlenme hali çoğumuzu olumsuz etkiliyor Yarıdan fazlamız ise hayatında en düşük bir kere bir mağazada asap krizi geçirmiş
Eskiden bu kadar sinirli değildik; bundan on yıl değin önce, telefonda ya da İste öfke krizlerine kapılmıyorduk Oysa hemen bu koşul pek basmakalıp ışık halkası geldi oysa, jurnal sohbetlerimizde de sık sık yer alır oldu
Kadınların kendilerinden ve başkalarından beklentileri arttıkça, beraberinde gelen zorlama da arttı Ve sonunda öfke krizleri sosyal bir fenomene dönüştü Bizim gibi her şeyi isteyen ve elde eden açgözlü yaratıklar, acaba bununla birlikte denetleme edilemez bir öfkeye mi sahip oldular?
Problem şu oysa, biz kızlar öfkemizi gösterecek şekilde yetiştirilmedik Dolayısıyla, erişkin birer bayan haline geldiğimizde onunla nasıl başa çıkabileceğimizi bilemedik Spor vasıtasıyla düş kırıklıklarından kurtulmayı öğrenen, bir kerede bir tek şey düşünen ve kendilerini hemencecik ve direkt olarak açıklayan erkeklerin tersine, biz öfkemizi bastırmayı öğrendik ve işte bu yüzden biriktirip biriktirip, daha sonra ufacık bir şey için kıyametleri koparıyoruz
Terapist Sue Parker Hail, “Hiddet, asap ve ilişkiler: Hiddet yönetimine empatik bir görüş adlı kitabında, artı bir duygu olan öfkeyi, olumsuz bir duygu olan hiddetten ayırıyor Hail, Hiddet safi duygudan oluşur ve somut sağlığınızı korumanızı sağlayan dinamik bir enerjidir Kararlılığınızı, dayanıklılığınızı ve bağlılığınızı ateşlemek için kullanılabilir ve yolunuza meydana çıkan engelleri aşmanızı sağlayabilir Hiddet ise hayal kırıklığına, içsel tatminsizliğe, stres ve zorlama aşağıda hissetmeye aleyhinde bir savunma mekanizmasıdır Yaşam denetim edilemez hale geldiğinde ortaya çıkar, incinmiş olmanın ve üzüntünün farkında olmanızı önler,diyor
Daha evvelden yaşanıp bastırılmış kızgınlıkların sonucu olan bu öfke, genelde büyük bir patlamayla gelir ve kızgınlığımızın geçmesini engellemediği gibi, düşüncesiz patlamamız sebebiyle bizi utanç içinde bırakır
bununla birlikte ifade edilmemiş uzun süreli incinmenin bir ürünü olan hiddet, önemli baş ağrıları, kasıntılar ve yorgunluk duygusal gibi sağlık durumu problemlerine de yol açar Adrenalin ve kortizol seviyelerimizin yükselmesiyle, doğurganlığımızı da negatif etkileyebilecek olan testosteron artar ve saç dökülmesi bile ortaya çıkabilir Eğer bu duygular uzun süre devam ederse, iritabl bağırsak sendromu, bölgesel anemi (bir organa eksik miktarda kan gitmesi) ve buhran ortaya çıkabilir
Bunlara daha böylece çok can sıkıcı semptom eşlik edebilir, mesela bazı kadınlar ciltleriyle uğraşmaya baslar, bazıları aralıksız saçlarını çekiştirir, bazıları tırnaklarını yer Bazılarıysa “kavgalı yemek yiyenler haline kazanç Bir bilirkişi psikoterapist, yemekte sadece yemek yemek yiyin, kızgınlığınızı ifade etmeyin,diyor Bu durumdaki kadınlar, elma ya da cips gibi gevrek ve bol miktarda çiğnenmesi gereken yiyecekleri tercih ederler, çünkü çiğneme hareketi sakinleştirici hormonlar salgılamamızı sağlar Bir problemle yüzleşmek yerine, kendilerini bir odaya kapatıp, bir paket cips ya da bisküviyi bitirirler
Fakat eğer öfke cinsiyete tarafından farklılıklar gösteriyorsa, ortama kadar de değişken, İngiltere'deki öfke Denetleme Merkezi'nden Mike Fisher, Yapılan incelemeler, evde yalnızca kadınların değil, her iki cinsin de daha sinirli olduğunu gösteriyor,diyor Gerginliğimizi, onu sakince ve mantıklı bir biçimde dile getirmek yerine, edilgen agresif davranarak, içselleştirerek ve sonradan da partnerimize veya çocuklarımıza yönelterek manzara eğilimimiz var Hiddet başlıca öğrenilmiş bir tutum biçimi olduğundan, bunu bir sonraki nesle de aktarıyoruz
Ofiste ise öfkemiz çoğunlukla ya bastırılıyor veya ekstrem seviyelerde kendini gösteriyor Ve bu da kendimizi suçlu ve yine kızgın hissetmemize neden oluyor Çünkü bu hiddet formunu erkeklerin dünyasındaki erkeksi ifade biçimini yeni tanımaya ve anlamaya başlıyoruz ve onunla nasıl başa çıkacağımızı çok yavaş öğreniyoruz Fisher, Başarılı kadınlar, işlerinde ilerleyebilmek için genelde erkeklerle rekabet etmeleri gerektiğini düşünüyorlar ve bunu yaparken allah vergisi gelen dinleme ve empati kurma yani hissi zekalarını faydalanma gibi bir takım önemli özelliklerinden vazgeçiyorlar,diyor Oysa hissi akıl, işyerinde IQ ’ dan daha önemlidir, ve bunu kullanmayıp erkeksi tutum biçimlerini benimseyerek, kadınlar gerçekte kendi kuyularını kazıyorlar
Yani işimiz üzerinde denetleme temin etmek için daha yüksek seviyedeki duygusal zekamızı kullanmak ve ihtiyaçlarımızı daha açık ve tarafsız bir biçimde ifade etmek yerine iki yoldan birini seçim ediyoruz: Ya domestik pasif kavgacı eğilimlerimize ağırlık verip, kızgınlığımıza yol açan kişileri suçluyoruz ve onları üstü kapalı bir biçimde minik düşürüyoruz ya da bağırıp çağırıyor, bir diğer deyişle uzun süreli hayal kırıklıklarımızla birleşince histeriye de dönüşebilecek olan daha geleneksel kavgacı erkek davranışını kendimize uyarlıyoruz
Bu iki davranış biçimi de son derece zararlı, düş kırıklığına neden oluyor ve genelde patlama noktasına varan öfke krizleriyle sonuçlanıyor Fisher'a kadar, bu koşul ancak kadınların doğuştan gelen yeteneklerini kullanmaları, duygularını ifade edebilmeleri ve drama yaratmadan irtibat kurabilmeleriyle değişken, ihtiyaçlarınızı sakince, dobra dobra ve gerçekçi bir şekilde dile getirin Dinlemeyi yeniden öğrenin ve karşınızdaki kişiye sizi dinlediği için teşekkür edin Eğer gerekiyorsa, aynı fikirde olmadığınızı söyleme hakkınız olduğunu da unutmayın
Konu ile ilgili danıştığımız bir psikolog, ofisteki başlıca problemin kadınların 'hiddet' ile tanımlanması olduğunu düşünüyor Ona göre erkekler bu şekilde tanımlanmıyor Eğer işte hakkınızı savunuyor, aklınıza geleni doğrudan doğruya söylüyorsanız, 'kavgacı bir sürtük' oluyorsunuz, pek değilseniz de 'zayıf oluyorsunuz Eğer öfkenizi açıklama ederseniz, bu ya hormonlarınıza ya da pozitif duygusal olmanıza bağlanıyorAma bu durum, kökleri daha derine inen bir duygunun dışavurumu olan öfkenin çözümü değil Dışarıya değil içinize bakmalısınız Sahiden problem, patronunuz, çalışma saatleriniz ya da kocanız değil, yürekten, açıklama edilmemiş bir incinme
Öyleyse onu kabullenin Kendinize öfkeli olma izni verin ve ne hissettiğinizi ifade edin Natürel bunu nasıl yapacağınızı öğrenerek…
Öfkeyle nasıl başa çıkarsınız?
Duygularınıza kulak verin
Kendinize zaman ayırın Hayatınızın hangi yönlerinin sizi mutsuz ettiğini, hangi eski kırıklıkların onarılmayı beklediğini ve bu konular hakkında ne yapabileceğinizi belirleyin
Beyninizi baştan eğitin
Hiddet, bir reaksiyon olduğu dek alışkanlıktır da Kontrolünüzü kaybettiğiniz bir hatıra hatırlayın, sonradan da bunu katiyen görmesini istemeyeceğiniz birinin o asıl şahit olduğunu hayal edin Nasıl daha farklı davranabilirdiniz? Bunu düşünün ve bir dahaki sefere öyle davranın Mantıkdışı isteklere hayır demeyi öğrenin
Öfkenizle hemen ve yüksek sesle yüzleşin İçinizde büyümesine müsade vermeyin Derin bir nefes alın ve bırakın gitsin
Sonuçlarını denetim edin
Eğer 'kızgın yemek yiyenler' gurubuna dahilseniz çiklet çiğneyin Kesintisiz bir yerlerinizi çekiştiriyor ya da tırnaklarınızı yiyorsanız gerginlik topu kullanın Rahatça konuşabileceğiniz insanlardan oluşan bir 'destek grubu' oluşturun ve bir hiddet günlüğü yazmaya başlayın Kendinizden ve başkalarından beklentileriniz realist olsun
Evdeki hiddet
Sen katiyenveya Sen daimadiye başlayan cümlelerle insanları suçlamayın Şöyle yaptığın için incindim,Şu an seninle konuşamayacak değin sinirliyim,veya Sakinleşmem gerekli,demeyi öğrenin
İşteki hiddet
Herkesin sizin kadar hırslı ya da işine düşkün olmayabileceği gerçeğini ve kimsenin daha eksik ya da daha çok kayda değer olmadığını kabul edin Diğer insanların gösterme açılarına hürmet gösterin, bambaşka bir akıl düşmanca bir hücum değildir Ve biraz kalın derili olun; bu sadece iş, kişisel olarak almayın Icabında karşınızdaki kişiyi oyalayın ve şöyle deyin; Bir karar vermeden önce bunu biraz düşüneyimgerçi işler ters giderse tuvalete gidin ve öfkenizi kendinize ifade edin
Telefondaki hiddet
Manzara açınızı değiştirin, bir telefonun ucunda olduğunuz için ne dek uğurlu olduğunuzu düşünün Karşınızdaki kişi, siz müsade vermediğiniz sürece size hiçbir şey hissettiremez *