Her şey mevsiminde ve hengamında hoş. Kış mevsiminin vazgeçilmezleri arasında olan balık kalp bunalımı, kalp damar illetleri, damar sertliği, depresyon, migren, eklem romatizmaları, şeker marazı, yüksek kolesterol ve tansiyon ile kanser üzere pek çok illetten korunmada tesirli olan vücudumuza dışarıdan almamız gereken EPA ve DHA çoklu doymamış yağ asitlerinden nispeten zengindir. Ayrıyeten, kan damarlarının yüzeyini genişletip dokulara daha çokça oksijen girişine yardımcı olması nedeniyle son yıllarda çocuklarda görülme sıklığı artan astım illetine karşı direncin arttırılmasında değerli tesirlere sahip olduğu bildirilmektedir. A vitamini, D vitamini K vitamini ve B kümesi vitaminleri açısından da epeyce zengindir olan balığın mahsusen D vitamini içermesi kış mevsiminde güneşli gün sayısının azalması ile birlikte azalan D vitamini gereksinimimizin bir kısmının karşılanmasına yardımcı olmakta.
Balık tüketimi ulaşılabilirlik kadar kültürel faktörlerden de etkilenmektedir. Birleşmiş Milletler’in Besin ve Tarım Örgütü’nün 2013 yılı donelerine nazaran ortalama bir Japon, ortalama bir Amerikalı ya da İngiliz’e nazaran üç kat daha ziyade balık tarafken; Maldiv vatandaşları ise bir Japon’a nazaran yaklaşık üç kat daha ziyade balık tüketiyor. Devletimizde tüketilen balık ölçüsü yılda yalnızca 8 kg olup bu ölçü yerküre ortalamasında 16 kgdır.
Balık tüketimi yalnızca yetişkinler için değerli olmayıp evlatların dimağ gelişimi için kıymetli olan omega 3 ve omega 6 yağ asitlerinden güçlü olduğu için bilhassa 1-3 yaş arasında haftada en az 1 kere tertipli olarak tüketilmelidir. Tıpkı devranda gebelik devrinde de bebeğin dimağ gelişimi için gebe hatunların tüketmesi gereken e değerli besin hususudur.