Türkiye balık üretiminin yerinde olduğu bir memleket olmasına karşın yıllık balık tüketimi kişi başına 10 kg dan bile az. Bu da gösteriyor ki gereğince balık tüketmiyoruz.
Yediğimiz besinler içerisindeki en âlâ protein kaynakları hayvansal besinlerdir. Balık da mahsusen düzgün bir protein kaynağıdır. Günlük protein gereksiniminin karşılanması, yara güzelleşmesi, yanıklar doku onarımında, büyüme gelişmede, protein muhtaçlığının arttığı hamilelik periyodu için ülkü bir besindir.
Balık yeniden A ve D vitaminleri istikametinden zengindir. Bu vitaminler de bilhassa kemik gelişimi, ileriki yaşlarda kemiklerin kırılmasını engellenmesini, gözlerimizin daha güzel görmesini sağlayan vitaminlerdir.
Minerallerden de fosfor, çinko, iyot, tatlı su balıklarında bunlara ek olarak K vitamini de bol ölçüde bulunur. Bu mineraller de tekrar kemik gelişiminde, saç sıhhatinde, insülin hormonu imalatında, yaygın olarak görülen guatr illetinin engellemesinde, kanın sıradan cıvıklıkta olmasını sağlayan minerallerdir. Hamsi üzere küçük balıklar da kılçıkları ile yenilirse Ca minerali açısından da yeterli bir kaynak olurlar.
Mahsusen gebeler için son 3 aylık periyotta bebeğin dimağ gelişimi ve göz gelişimi için çok değerlidir. Bebeğinizin daha zeki olmasını istiyorsanız gebelik devrinde tertipli balık tüketmeli ve bebek beslenmesinde ek besinlerde balık tüketilmeye başlandığı hengamda tertipli tüketilmelidir. Zira dimağ gelişimi 5 yaşına kadar devam eder. Bu periyotta bebek ve evladın beslenmesi çok kıymetlidir.
Doymamış yağ içeriği yüksek, özelliklede omega 3 denilen yağ asitlerini bol ölçüde içermesi balığın özelikle kanın olağan cıvıklıkta olmasını sağlar. Doğal aspirindir. Omega 3 yağ asitleri kalp-damar rahatsızlığı riski taşıyan insanlar için hami, beğenilmeyen huylu kolesterol yüksekliği ve yeterli huylu kolesterol düşüklüğü olan şahıslar içinde âlâ bir ilaçtır. Berbat huylu kolesterolü düşürür, karaciğeri koruyan uygun huylu kolesterolü yükseltir.
Bütün bu yararları olan balık tıpkı hengamda besin zehirlenmesi istikametinden riskli bir besindir. Bir besin ne kadar yüksek proteinli ise o kadar çabuk bozulur, hastalık yapan mikroorganizmalar o kadar çabuk o besinde ürerler. Yapılacak olan hakikat şey balığın nasıl taze olduğu anlamanızdır. Balığın tazeliği:
Gözlerinin parlak ve lekesiz oluşundan,
Solungaçlarının al ve pembe oluşundan,
Pullar ve yüzgeçlerinin diri oluşundan,
Kaslarının sert ve esnek oluşundan, balığın üzerine parmağınızla bastırdığınızda çukurluğu derhal düzelmesinden,
Nahoş kokusunun olmamasından anlaşılır.
Balığın tüketim sıklığı haftada en az 1 olmalı mümkünse bu haftada 2 yada 3 çıkartılmalıdır. Pişirme metodu olarak da balık, bağ dokusu az olduğundan ötürü kolay ve süratli pişer. En iyi balık pişirme yolları de ızgara, yağsız yahut az yağlı tavada pişirme ve fırında buğulamadır.
Sizinde 0-5 yaşında evladınız varsa, hamileliğinizin bilhassa son 3 ayında iseniz,
Guatrdan korunmak istiyorsanız, koroner kalp rahatsızlığı riskiniz varsa, kolesterolünüz yüksekse ve yaşınız ne olursa olsun balık tüketmelisiniz…