Son Konu

Karides ve Midye Yemek Haram Mıdır ?

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Sual: Edebin dinimizdeki yeri nedir?
CEVAP
Edep, güzel terbiye, iyi davranış, güzel ahlak, haya, nezaket, zarafet gibi manalara gelir Mesela terbiyeli çocuk, edepli çocuk demektir Hadisi şerifte, (Evladınızı edepli, terbiyeli yetiştirin) buyuruluyor Dinimiz, baştan başa edeptir Edep, kulun kendisini Cenabı Hakkın iradesine tâbi kılması, güzel ahlaklı olmasıdır Hadisi şerifte, (Sizin en iyiniz, ahlakı en güzel olandır) buyuruldu

Hz Ömer, (Edep, ilimden önce gelir) buyurdu Çok heybetli olmasına rağmen, edebinden, hayasından Resulullahın huzurunda çok yavaş konuşurdu Peygamber efendimiz de, bir kimsenin yanında iki diz üzerine oturur, ona saygı olmak için mübarek bacağını dikip oturmazdı Hadisi şerifte, (Resulullahın hayası, bakire İslam kızlarının hayasından çoktu) buyuruldu (Buhari)

İbni Mübarek hazretleri, (Bütün ilimleri bilenin eğer edebinde noksanlık varsa, onunla görüşmediğime üzülmem, bunu kayıp saymam Fakat edepli ile görüşemesem üzülürüm) buyurdu

Her zaman her yerde edepli, hayalı olmaya çalışmalıdır! Hadisi şerifte, (Hayasızlık insanı küfre düşürür) buyuruldu Haya, bir binayı tutan direk gibidir Direksiz binanın durması kolay olmadığı gibi, hayasız kimsenin de imanını muhafaza etmesi zordur

Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâdan haya edin! Allah’tan haya eden, kötü düşünceden uzak durur, midesine girenleri kontrol eder, ölümü hatırlar) Tirmizi

(Haya, baştan başa hayırdır) Müslim
(Her dinin bir ahlakı vardır İslamiyet’in ahlakı da hayadır) İbni Mace
(Hayasız olan hep kötülük eder) İbni Mace

(Hayasız olan, emanete hıyanet eder, hain olur, merhamet duygusu kalmaz, dinden uzaklaşır, lanete uğrar, şeytan gibi olur) Deylemi

(Haya ile iman, ikiz kardeştir Biri giderse diğeri de gider) Ebu Nuaym
(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, çirkin söz söylemez ve hayasız değildir) Tirmizi

(Haya imanın nizamıdır Bir şeyin nizamı bozulunca, parçaları da bozulur) İMaverdi
(Haya imandandır Hayasızın imanı yok demektir) İbni Hibban

(İnsan, salih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanmalıdır!) Beyheki

(Hayasızın dini olmaz ve hayasız kişi Cennete giremez) Deylemi

(Haya, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır) Beyheki

(İman çıplaktır, süsü haya, elbisesi takva, sermayesi fıkıh, meyvesi ameldir) Deylemi
(Haya insan olsaydı, salih biri, fuhuş insan olsaydı, kötü biri olurdu) Taberani
(Haya ile iman bir aradadır Biri giderse, öteki de durmaz) Hakim

Dinimizde hayanın yeri çok mühimdir Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayasızlık da imanın zayıf olduğuna alamettir Hadisi şerifte, (Hayanın azlığı küfürdendir) buyuruldu Hayasız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir Haya, imanın esasındandır Hayası olan Allah’tan utandığı için günahtan çekinir İnsanlardan utanmayan Allah’tan da utanmaz İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayadandır İnsanlardan utananın, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır Çünkü hadisi şerifte, (Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor Hayasız olan mürüvvetsiz olur Hz Ebu Bekir, (Hayasız insan, halk içinde çıplak oturan gibidir) buyurdu

Kur'anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İman edenler arasında kötülüğün, hayasızlığın yayılmasını isteyenler ve sevenler için dünyada da ahirette de elim bir azap vardır) Nur 19

Kadın erkek ilişkilerinde ve tuvalet için kullanılan kelimeleri aynen söylemek insanlığa uygun değildir, hayayı yok eder ve iyileri gücendirir Böyle kelimeleri söylemek gerekince, açık olarak değil, kinaye olarak söylenir

Allahü teâlânın nimetinde, nimeti vereni görmeli, daima Onun huzurunda olduğunu düşünmeli, mesela otururken, yatarken edebe riayet etmelidir Yerken, içerken, konuşurken, okurken, yazarken ve her çeşit iş yaparken, bütün bunların Allahü teâlânın kudretiyle yapıldığını, bütün işlerde Onun emrine uyup yasak ettiklerinden sakınmayı düşünmelidir Böyle düşünmek çok üstün bir ibadettir

Mahrem konuları edeple sormak lazım
Bir kız, mahrem konuları annesine sorar O da bilmezse, annesine, (Babamdan öğren) der Babası da bilmezse, babasının, bilen birisine sorması gerekir Babası yoksa, ağabey, amca, dayı gibi mahrem akrabalarından öğrenir Bunlar da öğrenip bildirmezse, o zaman mektupla veya telefonla, kendinden değil de, (Bir kadının muayyen hâli şu kadar devam edip kesilse, ne gerekir) şeklinde sormak daha uygun olur Bir kadının kocası, bu bilgileri öğrenip hanımına anlatmazsa, kadın, en uygun bir yolla bunları öğrenebilir Bilenlerden bu konuları edep dairesinde sorması ayıp olmaz

Hz Esma’nın Peygamber efendimize nasıl gusledileceğini sorarken utanması üzerine, Hz Âişe validemiz, (Ensar kadınları ne iyidir; utanmaları, dinlerini öğrenmekten men etmiyor) buyurdu (Buhari)
Demek ki, ayıp olur diye kendisine farz olan bilgileri öğrenmemek yanlıştır Peygamber efendimiz, mahrem konuları anlatırken, (Allahü teâlâ, hakkın anlatılmasından çekinmez) buyurmaktadır (Tirmizi)
Aynı anlamda âyeti kerime de vardır:
(Allahü teâlâ, gerçeği söylemekten çekinmez) Ahzâb 53

Sual: Bazı kimseler, müstehcen konuşuyor Ayıp şeyler söylüyor İnsanların ayıplayacağı çirkin işler yapıyor Müslüman olan kimse, böyle şeyler yapar mı?
CEVAP
Hadika’da buyuruluyor ki:
Fuhuş, çirkin söz demektir Haddi aşan her şeye fahiş denir Buradaki manası çirkin olan işleri açık kelimelerle anlatmak, müstehcen konuşmak demektir Cima için ve abdest bozmak için kullanılan kelimeleri söylemek böyledir Bu kelimeleri söylemek fuhuştur Çünkü bunları söylemek, mürüvvete ve diyanete uygun değildir, hayayı, utanmayı giderir ve başkalarını gücendirir Cimayı, abdest bozmayı ve necaseti anlatmak gerektiği zaman, açık olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir! Kinaye,bir şeyi, açık manaları başka olan kelimelerle anlatmaktır Edepli olan, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler Mesela, Allahü teâlâ, Kur'anı kerimde, cima için lems dokunmak kelimesini söylemiştir Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Fuhuş söyleyene Cennet haramdır) Ebu Nuaym

Dinimizde hayanın, utanmanın yeri çok mühimdir Hayası olan, Allahü teâlâdan utandığı için günah işlemekten çekinir İnsanlardan utanmayan Allah’tan da utanmaz Açıktan günah işleyen kimse, hem insanlardan, hem de Allah’tan çekinmediğini gösterir (Allah’ın bildiğini kuldan ne saklıyayım) demek doğru değildir Gizli işlediği bir günahı başkalarına açıklamak doğru değildir, hayasızlıktır
Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Haya ve az konuşmak imandan, fahiş söz ve çok söz nifaktandır) Tirmizi

(Kim, dünyada günahını gizlerse, Allahü teâlâ da, Kıyamette, o günahı herkesten saklar) Müslim

(Bir günaha düşen, Allah’ın örtüsünü, onun üzerinde bulundurmalıdır!) Müslim

İnsanlardan utanarak günahı gizlemek de hayadandır Haya da imandandır Günah gizlenmezse, fasıklar bundan cesaret alır (Falanca günah işliyor Ben de işlesem ne çıkar?) diyebilir Riya olmaması için ibadeti gizlemek caizdir Onun için (Kabahat da gizli, ibadet de gizlidir) denmiştir

Bunun gibi atasözlerinin çoğu bir hadisi şerife dayanmaktadır (Haya elbisesine bürünenin aybı görülmez Duyulunca hoşlanılacak şeyleri yap! Kimsenin duymasını istemediğin ve duyulunca insanların hoşlanmıyacağı şeylerden kaç!) buyurulmuştur

Haya, imanın esasındandır
Allahü teâlâdan utanmak, imanın kuvvetli olduğuna, hayasızlık da imanın zayıf olduğuna alamettir Hayasız kimsenin küfre düşmesi kolay olur Hadisi şerifte, (Hayanın azlığı küfürdür) buyuruldu (Hakim)

Hayasız kimse, zamanla küfre kadar gidebilir Haya, imanın esasındandır
Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Haya, iffet, dile hakim olmak ve akıl imandandır Cimrilik, fuhuş, çirkin sözlü olmak ise hayasızlıktan ve münafıklıktandır) Beyheki

(Fahiş ve çirkin sözlerden şiddetle kaçının! ) Nesai
(Mümin, ayıplamaz, lanet etmez, fahiş söz söylemez) Tirmizi

(Cennet, fahiş ve çirkin söz konuşana haramdır) İbni Ebiddünya
(Allahü teâlâ, fahiş ve çirkin söz söyleyeni sevmez) İbni Ebiddünya

Görüldüğü gibi, hayanın iman ile, hayasızlığın da imansızlık ile alakası büyüktür İnsanlardan utanan kimsenin, Allahü teâlâdan da utandığı anlaşılır Çünkü hadisi şerifte, (Allah’tan sakınan, insanlardan da sakınır) buyuruluyor Hayasız olan mürüvvetsiz olur İnsanları, böyle kimselerin zararından sakındırmak için onların gıybetini yapmak caizdir Hadisi şerifte, (Haya cilbabını örtüsünü üzerinden atanları gıybet etmek günah olmaz) buyuruldu (Haraiti)

Yalnız iken de Allah’tan haya etmeli
Evde kimse yok iken de, çıplak durmak günahtır Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Yalnızken de, avret yerinizi açmayın! Zira yanınızda hiç ayrılmayanlar hafaza melekleri vardır Onlardan utanın ve onlara saygılı olun) Eşiatüllemeat

(Avret yerlerinizi örtün! Yalnız iken de Allahü teâlâdan haya edin!) Tirmizi
(Allahü teâlâ hayayı ve örtünmeyi sever Öyle ise yıkanırken avret yerinizi örtün) Ebu Davud

(Gece guslederken avret yerini açmaktan sakının Eğer sakınmayan çıkar da, onda delilik alameti görülürse, kendisinden başkasını suçlamasın) Hakim

Avret yerini açmak veya başkasının avret yerine bakmak büyük günahtır Hamama, kaplıcaya, denize gidenin diz ile göbek arasını ve dizlerini de örtmesi farzdır Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Erkeğin göbek ile dizleri arası avrettir) Ebu Davud
(Uyluk avret yeridir) Buhari, Ebu Davud, Tirmizi

(Avret yerini açmak büyük günahtır) Hakim
(Erkek, erkeğin; kadın, kadının avret yerine bakması helal olmaz) Müslim

(Evlerin en kötüsü hamamdır Orada sesler yükselir, avretler açılır Tedavi veya kirden temizlenmek için girecek olan örtülü girsin) Taberani

(Allah’a ve ahirete inanan hamama peştamal ile örtülü girsin!) Nesai
(Avret yerini açana ve başkasının avret yerine bakana Allah lanet etsin!) Beyheki
(Din kardeşinin avret yerine kasten bakanın kırk gecelik namazı kabul olmaz) İ Asakir

Aşık olmak günah mı?
Sual: Günah işlememek şartı ile birini sevmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Sevgi, insanın elinde olmayan bir duygudur İffeti, yani namusu korumak ve günah olan işlerden kaçmak şartı ile birisine karşı sevgi duymakta mahzur yoktur Hatta iffetini koruyarak sevgisini gizlemek çok sevaptır Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehiddir) Hakim, Hatib

(Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek, sabredenin günahlarını, Allahü teâlâ affedip Cennetine koyar) İbni Asakir

Demek ki, dinimizde iffeti muhafaza etmek ve sevgisi sebebiyle günah işlememeye sabretmek, çok sevaptır Çünkü genel olarak sevgi insanı kör ettiği için, insanın kendisini günah işlemekten alıkoyması zordur Zor olan işleri başarmanın sevabı da büyük olur Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetimin üstün olan kimseleri, aşk belasına maruz kalınca iffetini muhafaza edenlerdir) Deylemi

İffetlinin eşi de iffetlidir
İmamı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
(Aklı dinlemeyen, en çok ona isyan eden şehvettir İnsanların, başkalarının ayıplamaları gibi sebeplerle bu şehvetten kaçınmaları faydalı ise de, büyük sevap alamazlar Fakat günah işlemek için bütün imkanlara sahipken, ortada hiçbir korku yok iken, sırf Allah rızası için, Allah’tan korktuğu için şehvetine esir olmazsa, ona mani olursa, en büyük fazilete kavuşur Bu derece sıddıklar, şehidler makamıdır)
Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Haya, iffet, dile hakimiyet ve akıl, imandandır Böyle kimselerin ahiret arzusu çoğalır, dünya hırsı azalır Cimrilik, müstehcenlik, çirkin sözlülük, hayasızlıktan, nifaktan ileri gelir Böylelerinde dünya hırsı çoğalır, ahiret arzusu azalır) Beyheki

Erkekler, iffetsiz olursa, yakınları da kötü yola düşebilir Peygamber efendimiz, (Siz iffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur) buyurdu (Taberani)

İbni Neccarın bildirdiği (Zina eden, aynı şeye maruz kalır) mealindeki hadisi şerif, iffetli olmayanın yakınlarının da, iffetsiz olabileceğini göstermektedir İffetli olmaya gayret eden bunu başarır (İffetli olmak isteyeni Allahü teâlâ iffetli kılar) hadisi şerifi buna delildir (Hakim)

Gayrı meşru işler, dünyada insan için yüzkarasıdır Ahirette ise, azabı çok şiddetlidir “Ben ölmem veya “Cehennem ateşi bana zarar vermez diyen varsa, dilediği kötülüğü işlesin! Hadisi şerifte buyuruldu ki:
(Dünya için, dünyada kalacağın kadar çalış! Ahiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar günah işle!) Eyyühel veled
Öleceğine inanan ve öldükten sonra başına gelecekleri düşünen, kötülük işleyebilir mi?

İffetli olmak için
İnsana en büyük zarar, kötü arkadaştan gelir Kötü arkadaşlarla düşüp kalkan, kılavuzu karga olan nasıl her zaman temiz olabilir?

İyi insanlarla beraber olan kimse, bir müddet onlar gibi iyi iş yapmasa bile, onların yanında kötülük edemez Hadisi şerifte, (İnsanın dini arkadaşının dini gibidir) buyuruluyor (Tirmizi)

Şu halde yapılacak iş, arkadaşlık edilen kimselere dikkat etmek ve kötü arkadaşlardan uzak durmaktır Namuslu, iffetli yaşamak isteyene cenabı Hakkın bunu nasip edeceği din kitaplarında yazılıdır Bir hadisi şerifte buyuruldu ki:
(İffet talep edeni, Allahü teâlâ iffetli kılar) Hakim

İffetli olan, aile efradının da iffetli olmasını ister Onları da kötülükten korur Kendisi kötü olursa, bir gün çoluk çocuğu da Allah saklasın kötü yollara düşebilir Çocuklarının iffetsiz olmasını hangi anababa isteyebilir?

Çocuklara iyi örnek olmak gerekir Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur Anababanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder!) Taberani

(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşamak ve iffetli olmak gerekir) İbni Asakir

Asaletin önemi
Asalet, diğer hasletlerle birlikte olursa kıymetlidir Herkes Âdem aleyhisselamdan gelmiştir Her iyi kimsenin çocukları iyi olur, her kötünün çocukları da kötü olur diye bir kaide yoktur

Hz Âdem’in ve Hz Nuh’un oğlunun biri kâfir olmuştur Nuh aleyhisselam ile Lut aleyhisselamın hanımı kâfir idi Ebu Cehil kâfirinin oğlu ise, insanların en üstünlerinden, yani sahabi idi Peygamber efendimizin öz amcası Ebu Leheb kâfir idi

Anababanın günahkâr olmasından dolayı, çocukların da iyi bir insan olamıyacağı anlamını çıkarmak çok yanlıştır Allahü teâlâ, kötüden iyi, iyiden kötü yaratır Kur'anı kerimde birkaç yerde, (Ölüden diri, diriden ölü çıkarır) buyuruyor (Aİmran 27)

İslam âlimleri bu âyeti kerimeyi açıklarken, (Kâfirden müslüman, müslümandan kâfir yaratır) buyurmuşlardır Bunun için, soyundaki kimselerin kötü olması, kendisinin de kötü olacağını asla göstermez Hepimiz Âdem aleyhisselamdan geldik Dinimizde ırk üstünlüğü yoktur Allah indinde üstünlük ancak takva iledir (Allah indinde en üstününüz, Ondan en çok korkanınızdır) buyuruluyor (Hucurat 13)
Takva ehli olmak, Allah’tan korkup dinin emirlerine uymak ve yasak ettiklerinden kaçmak demektir

Güzel huy bir asalettir
Muteber olmayan bir kitapta diyor ki:
(Asalet olmayınca, verilen terbiyenin fazla tesiri olmaz Bakırı ne kadar silip parlatsanız, üç gün sonra gene kararmaya başlar Suni parlaklık kısa bir zaman devam edebilir Altın hiçbir zaman pas tutmaz Silmezseniz bile parlaklığını yine muhafaza eder Şu hadise, asaletin ne kadar önemli olduğunu açık bir şekilde göstermektedir)

Kitap muteber olmadığı gibi, bu fikir de, Kur'anı kerime ve hadisi şeriflere aykırıdır
Bir kimse, asil bir aileye mensup olmasa da, güzel huylu ise, dindar ise, onun için güzel huyu ve dindarlığı asaletten çok kıymetlidir Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Güzel huy gibi asalet olmaz) İbni Mace
(Kadın, malı, güzelliği, asaleti ve dindarlığı için nikah edilir Sen dindar olanı seç ki, maddi ve manevi nimete kavuşasın!) Buhari

Nasihat ile asaletsiz insan da terbiye edilebilir Onun için Kur'anı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Nasihat et, nasihat müminlere elbette fayda verir) Zariyat 55

Asaletsiz olanı da terbiye etmek mümkün olmasaydı, Peygamber efendimiz, (Ahlakınızı güzelleştirin) buyurur muydu? (İbni Lal)

Hazreti Lokman’a sordular:
Edep, asalet, mal ve ilimden hangisi daha üstündür?
Edep asaletten, ilim maldan hayırlıdır
Oğlu, HzLokmana sorar:
En iyi haslet nedir?
Dindar olmaktır
Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
Dindarlık ve mal sahibi olmak
Üç olursa?
Dindarlık, mal ve haya
Dört olursa?
Dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak
Beş olursa?
Dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir
Altı olursa?
Oğlum, bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir, Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır

İffetin önemi
Allahü teâlâ, insan neslini devam ettirmek için, erkek ve kadınları birbirlerine cazip kılmıştır Aynı zamanda, bu duygu karşısında, insanları dünyada çetin bir imtihana tâbi tutmuştur Bu imtihanı kazanan, dünya ve ahiretin kahramanıdır İnsanların iyi veya kötülüğü, daha çok iffet işinde belli olur

Allahü teâlâ, Kur'anı kerimin birçok yerinde, iffetini koruyabilene, büyük mükafatlar vaat etmiş, iffetini korumayana da, Cehennem azabını göstermiştir Allahü teâlâ, iffetsizleri, adam öldüren bir katil ile bir tutmaktadır Müminlerin vasfını anlatırken de buyuruyor ki:
(Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet eder) Müminun 18

İffetsiz olan, Allah katında günahkâr, halkın yanında da itibarsızdır Bir namussuzun toplumdaki iyilerin yanında itibarı saygınlığı, bir köpeğin itibarı kadar yoktur Zengin ve çok güzel bir kadın, eğer iffetsiz ise, itibarsızdır Fakir ve namuslu bir kadın ise, her zaman itibarlıdır, saygıya layıktır

Dünyadaki pek çok rezaletler, cinayetler, kavgalar, kıskançlıklar, özetle bütün fenalıklar, iffetsizlik yüzünden meydana gelmektedir İnsanların pek çoğu, iffetsizliğin kötülüklerini bildikleri halde, kendilerini bu kötü yollara sapmaktan alıkoyamaz Bu kuvvetli duygu karşısında, insanları alıkoyacak çareler vardır Bu; terbiye ve ahlak meselesidir

Allah’tan korkan bir insan iffetsiz olamaz O halde, çocuklarımıza Allah korkusunu öğretmeye çalışmak, bizim için en başta gelen görev oluyor Allahü teâlâdan korkmak için, Allah’ı iyi bilmek lazımdır Allah’ı bilmek için, Onun büyüklüğünü ve sıfatlarını öğrenmek zorundayız Allahü teâlâyı hiç düşünmeyen bir topluluk için, Allah korkusuna sahip olmak kolay değildir Allahü teâlâdan korkmak da, bir bilgi, bir çalışma ve bir gayret işidir Durup dururken, Allah korkusu meydana gelmez Dinin emir ve yasaklarına riayet edene kolay gelir

Özellikle büyük şehirlerde iffet işi tehlikeli bir yoldadır Bir genç kızın, kendi başına yalnız kendi aklı ve anlayışı ile iffetini muhafaza etmesi, cidden güçtür O genç kız, eğer biraz da güzelse, hatıra ve hayale gelmeyen tehlikelerle çevrilmiş demektir Bu tehlike, okulda, yollarda, otobüste, komşularda, hatta evinin içinde, telefonda, internette yakasını bırakmaz

Kızlarımız, tehlikeler karşısında aciz bir mahluk olarak, ahlaksızların elinde bir oyuncak olmamalıdır Bu devirde herkesten, her yerde ona zarar gelebilir Bu zarar, onun parasına, puluna değil, şeref ve haysiyetinedir Paraya olan zarar telafi edilebilir Manevi zarar, yerine konamaz Ahlaksızların içinde genç kız için şerefle yaşamak çok güçtür İffetli bir kız, diğer bazı kızlar gibi, flört yapmaya heveslenmemeli Bu tehlikeli bir tecrübedir Esasen flörtle yapılan evlilik, çok zaman mutluluk getirmez

İffeti muhafaza için, gençleri zamanında evlendirmeli, iffeti zedeleyecek yerlerden uzak durmalıdır Gençliğin hakkı adı altında çeşitli eğlenceler, genç kızı elde etmek için birer tuzaktır Bunun tuzak olduğuna inanmayan bir kız, tuzağın içine düştükten sonra, aklı başına gelir Fakat iş işten geçmiştir Tuzağın görünüşteki cazibesine kapılan kızlar, erkeklerin elinde çabucak birer oyuncak hâline gelir Kendine güvenen bir kız bile, onların karşısında sonuna kadar dayanamaz Yakışıklı bir erkeğin aldatıcı gülümsemesi karşısında, yenilebilir Artık o kız, tuzağa düşmüştür O tuzaktan kurtulan pek az veya hiç yoktur Halbuki, o tuzak dediğimiz eğlence yerlerine gitmemek daha kolay bir iştir (Göz görmeyince, gönül katlanır) diye bir atasözü vardır Oraya gitmeyen bir genç kız, oranın tehlikesinden kurtulmuş olur Giderse, kurtulması zordur

İffet; bir genç kızın veya kadının, değer biçilemeyen bir mücevheridir Bu mücevheri ele geçirmek için, Allahü teâlâdan korkmayan her erkek bütün şeytanlığını kullanır Ele geçirdikten sonra, maksadına erişmiştir Artık o, mücevherlikten çıkmış, âdi bir taş olmuştur Sokağa atılıverir Bu alışverişte, erkek, bir namus hırsızı, kadın ise, mücevherini çaldırmış, bir zavallıdır
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Bir kızın küfvünü dengini bulunca, hemen evlendiriniz!) Tirmizi

Görülüyor ki, kadını, kızı küfvüne, yani dengine vermek gerekir
Küfv,erkeğin soyda, malda, din işlerinde ve şerefte kadına uygun olması demektir

Küfv demek, zengin olmak, maaşı çok olmak demek değildir Küfv olmak, erkeğin salih müslüman olması, namaz kılması, içki içmemesi, yani İslamiyet’e uyması ve nafaka kazanacak kadar iş sahibi olması demektir Erkeğin, yalnız zengin olmasını, apartman sahibi olmasını isteyenler, kızlarını felakete sürüklemiş, Cehenneme atmış olurlar Kızın da namaz kılması, başı, kolu açık sokağa çıkmaması gerekir

Namuslu olmanın önemi
İffet, yani namus ne kadar önemli ise, namussuzluk da o kadar kötüdür Namusun önemi hakkındaki hadisi şeriflerin birkaçı şöyledir:
(İyi bilin ki, namusunu koruyana Cennet vardır) Hakim
(Zinadan korunan müslüman Cennete girer) Beyheki

(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) İbni Asakir
(Başkasının karısını kızını ayartan bizden değildir) Hakim, İAhmed

(Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer) İ Hibban

(Şu altı şeyi yapanın Cennete girmesine kefilim: Doğru konuşan, verdiği sözü yerine getiren, emanete riayet eden, namusunu koruyan, gözlerini haramdan sakınan, ellerini kötülükten çeken) İAhmed

(Haya on kısımdır Dokuzu kadında, biri erkektedir) hadisi şerifinde de bildirildiği gibi, kadınların hayası erkeklerden çoktur Öyle olmasaydı, çok çirkin işler meydana çıkardı Din düşmanları bunu bildikleri için, daha çocukken kadınlardan hayayı kaldırmaya çalışıyorlar Hayasız bir toplum meydana getirmeye çalışıyorlar Müslüman kadını hayalı olmaya devam etmelidir Hadisi şerifte, (Haya güzeldir, fakat kadında daha güzeldir) buyuruldu (Deylemi)

Eşini kıskanmak
Sual: Karıkocadan birinin eşini kıskanmasında bir sakınca var mıdır?
CEVAP
Bazıları eşini kıskanmayı ayıp gibi, çağ dışı gibi göstermeye çalışıyorlar
Gayur olmak, yani namusunu korumak için, meşru hudutlar içinde kıskançlık göstermek dinimizin emridir Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümin gayur olur Allahü teâlâ ise daha gayurdur) Müslim
(Allahü teâlâdan daha gayuru yoktur ve bunun için fuhşu yasaklamıştır) Buhari
(Namus gayreti imandan, kadınerkek bir arada eğlenmek de nifaktandır) Deylemi

Namusunu kıskanmayana deyyus denir Deyyuslar için hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca, “Cimri sana giremez, deyyus senin kokunu bile duyamaz buyurdu) Deylemi

(İçki içene, anababasına asi olan kimseye ve deyyusa, Cennete girmek haramdır) İAhmed

Bu büyük günahları işleyen kimsenin zerre kadar da olsa imanı varsa, günahlarının cezasını çektikten sonra Cennete gider Fakat günahlar insanı küfre sürüklediği için, bu günahlara devam etmek büyük felakete yol açar

Zararın neresinden dönülürse kârdır Bir an önce tevbe edip günahlardan sıyrılmalıdır Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibi olur

Kadının, kocasını da kıskanması normaldir Fakat kıskançlığıyla meşru sınırı aşmamalıdır
(Allahü teâlâ, kıskançlığı kadınlara ve cihadı erkeklere yükledi Hangi kadın, bu emre iman ederek sabrederse, şehid olan mücahid kadar sevap kazanır) hadisi şerifinde de, kadınların sabır göstermelerine işaret buyurulmaktadır

Sual: Hadisi şerifte Haya imandandırbuyurulmaktadır İbadetlerini başkalarına göstermekten de haya etmek böyle midir?
CEVAP
İbadetlerini başkalarına göstermekten haya etmek caiz değildir Haya, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir Bunun için, vaaz vermekten ve emri maruf ve nehyi münker yapmaktan ehli sünnet kitaplarını yaymaktan ve imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur'an ve mevlid okumaktan haya etmek caiz değildir (Haya imandandır) hadisi şerifinde, haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir Müminin, önce Allahü teâlâdan haya etmesi gerekir Bunun için, ibadetlerini sıdk ile, ihlas ile yapmalıdır

Buhara âlimlerinden birisi, sultanın oğullarının sokakta abes oyun oynadıklarını gördü Elindeki asa ile bunları dövdü Kaçtılar Babalarına şikayet ettiler Sultan, bunu çağırıp, sultana karşı çıkanın hapis olacağını bilmiyor musun dedi Âlim, cevap olarak, Rahmana karşı çıkanın Cehenneme gideceğini bilmiyor musun dedi Sultan, emri maruf yapmak vazifesini sana kim verdi dedi Âlim, seni kim sultan yaptı cevabını verince, beni halife sultan yaptı dedi Beni de, halifenin Rabbi vazifelendirdi dedi

Sultan, sana Semerkand şehrinde emri maruf yapmak vazifesini veriyorum dediğinde, ben de kendimi bu vazifeden azlettim cevabını verdi Bu cevabına hayret ettim, emir olunmadan, izin verilmeden vazife yaptığını söyledin İzin verilince de, azlolunmanı istiyorsun dedi Sen izin verince, sonra azledersin Rabbimin verdiği vazifeden beni kimse azledemez dedi Bu söz üzerine sultan, dile benden istediğini vereyim dedi Gençlik hâlimi bana getir dedi Bu iş elimden gelmez deyince, bana bir ferman yaz da, Cehennemdeki meleklerin reisi olan Malik, beni ateşte yakmasın dedi Bunu da yapamam deyince, benim öyle bir sultanım var ki, her şeyimi Ondan istiyorum Her dilediğimi ihsan etti Bunu yapamam hiç demedi, dedi Sultan, beni duadan unutma diyerek serbest bıraktı

Edebi gözetmek
Sual: İmamı Rabbani hazretleri, (Edebi gözetmek, zikirden üstündür Edebi gözetmeyen Allah’a kavuşamaz) buyuruyor Burada Allah’a kavuşmak nedir?
CEVAP
Evliya olamaz demektir Din büyüklerinin yolu baştan sona edeptir Namazın sünnet ve edeplerinden birini gözetmek ve tenzihi bir mekruhtan sakınmak; zikir, fikirden tefekkürden üstündür
 
Üst Alt