Ortaya attığı yolsuzluk savlarıyla ilgili yeni bir açıklamalarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, 'Erdoğan'ın imzası bulunan dokümanla ilgili 3 küme başkanvekilimiz önümüzdeki hafta basın toplantısı yapacaklar. Bu dokümanlar Meclis Genel Konseyi'nde da indirilecek zira AK Parti milletvekillerinin de bunu bilme hakkı var. Onların dünyadan haberi yok' dedi. Kılıçdaroğlu ayrıyeten 'Erdoğan’a daha çok sürprizim var' sözlerini kullandı.
CHP önderi Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde toplumsal medya hesabından yayınladığı görüntüde “Tek bir imzayla, 6 milyar lira çeteye peşkeş çekildi” demişti.
Evraklarla ilgili ayrıntıları da anlatan Kılıçdaroğlu’na dün katıldığı televizyon programında yanıt veren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bu türlü bir evrakın olmadığını söylemişti.
Bugünse Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, avukatı aracılığıyla CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında, toplumsal medyadaki paylaşımı nedeniyle ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ savıyla kabahat duyurusunda bulundu ve 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.
"AK Partili vekillerin dünyadan haberi yok"
CHP önderi Kılıçdaroğlu, Halk TV’de katıldığı programda evraklarla ilgili yeni bir açıklamada bulundu. Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın imzası bulunan dokümanla ilgili 3 küme başkanvekilimiz önümüzdeki hafta basın toplantısı yapacaklar. Bu evraklar Meclis Genel Kurulu’nda da indirilecek zira AK Parti milletvekillerinin de bunu bilme hakkı var. Onların dünyadan haberi yok” dedi.
"Erdoğan'a daha çok sürprizim var..."
Erdoğan’a yeni sürprizleri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü;
Ben o yayında Erdoğan’ın imzası olduğu iki doküman gösterdim. Erdoğan’a daha çok sürprizim var. O denli tazminat davası açtım Kılıçdaroğlu susacak, yemezler. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacağım.
Onların parayla işi var benim çok şükür karnım doyuyor, parayla işim yok. Ben onlar üzere değilim, hesabını sorarım.
Benim bu dokümanlardan hiçbir kuşkum yok. Bunlar resmi doküman. Bu ihale yapılmış aslında. Sen alıyorsun iptal edip 21b’ye nazaran yapıyorsun ikinci ihaleyi.
Ne demek 21b; savaş, zelzele, harikulâde hal olacak ki bunu yapabilesiniz. Niçin 2 yıl sonra yapıyorsunuz bu ihaleyi de 6 milyar fazladan veriyorsunuz?
Bu evraklarla ilgili milletvekilimiz cürüm duyurusunda da bulundu. Diyorlar ya ‘neden savcıya vermiyorsun?’ Biz bu dokümanları savcıya da verdik. __Suç duyurusunda da bulunduk.
Beşli çete dünya literatürüne girdi. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan beş çete. Tam bir sömürge ülkesi haline getirmişler Türkiye'yi.
"Beş müteahhidin görüşme talebi dolaylı olarak iletildi"
Kılıçdaroğlu, 'Bu beşli çeteden sizinle görüşmek isteyen oldu mu? Ankara'da konuşuluyor' sorusuna 'Beş müteahhidin görüşme talebi net bir biçimde bana iletilmedi, dolaylı olarak iletildi. Görüşmedim. Niçin görüşeyim? Tahminen onlar da haksızlığa uğradıklarını tabir edecekler. Ellerinde tahminen de evrak vardır. 'Efendim bizden bu kadar rüşvet istediler' diyecekler. Onlar da gelecek. Kime ne kadar rüşvet ödedikleri. Bugün değil lakin gelecek. 100 liralık geçiş fiyatını 130 liraya çıkarıyorsunuz. Bunlar ücretsiz mı oluyor?' karşılığını verdi.
Bürokratlara seslendi: "Siz bu ülkenin gerçek sahiplerisiniz"
CHP önderi, daha evvelce bürokratlara yaptığı davetinin sonuç verdiğini anlatarak, “Direnen bürokratlar var. Yolsuzluk evraklarını raporlayanlar var. Bu ülkenin namuslu, vatansever bürokratları var. Bir evrak akışı başladı. Dokümanlar da başladı. Her yerden evraklar yağmur üzere yağıyor. Onları tasnif ediyoruz. Ayırıyoruz. Yağan her belgeye ‘Bu doğrudur' diye bakmıyoruz. Onun doğrulanması ve ondan sonra onun kamuoyuyla paylaşılması lazım” dedi.
“Bürokrasi, ‘iktidar gidici' okuması mı yapıyor?” sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Öyle düşünenler olabilir. Ancak bu haksızlara artık tahammül edemiyoruz diyenler var. İmzalamayanlar var. İmzalamadıkları için vazifeden alınanlar var. Onlarla görüşüyorum da” dedi ve daha evvelce lisana getirdiği ‘Memur Teoman’ ile ilgili olarak, “Memur Teoman'a rüşveti teklif ediyorlar. Rüşveti gümrükte çalışan memur Teoman almıyor. Memur Teoman'ı sürüyorlar” diye bahse açıklık getirdi.
Bir defa daha bürokratlara seslenen Kılıçdaroğlu, şu sözleri kullandı:
*Buradan bütün namuslu bürokratlara sesleniyorum. Siz bu ülkenin gerçek sahiplerisiniz. Siz, devletin gerçek sahiplerisiniz. Siz liyakatin hükümran olduğu bir devlette çalışmayı hak ediyorsunuz.
*Sizin hakkınızı hukukunuzu sonuna kadar savunmak benim boynumun borcu olacaktır. Sakın ola ki tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen bir evrakın altına imza atmayın. Namusunuzla gururunuzla vazifenizin başında bekleyin.
*Sizi misyondan alabilirler, alsınlar. Sizi misyondan alacak olan yazı, sizin çocuklarınıza göstereceğiniz gurur dokümanı olacaktır.
"Erdoğan yayına bağlanmaya yürek edemez..."
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayına bağlanmasını isteyen Kılıçdaroğlu, “AKP'nin genel lideri bağlanmak isteyebilir. Kanılarını tabir etmek isteyebilir. Yeni bir tazminat davası açacağım da diyebilir lakin yürek edemez. Keşke cüret edebilse. Keşke o da burada olsaydı, birlikte tartışsaydık” ifadelerini kullandı.
Yapay gündemler oluşturulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Mesela bir kar yağdı bütün tartışma İstanbul oldu. Koca Türkiye'nin meseleleri var. Beşerler geçinemiyor. Her konutta bir işsiz var. Bu problemler varken neden bu türlü kısır tartışmaların içine giriyoruz?” şeklinde konuştu.
'Bu devlet bana 13 bin avro para ödedi'
Erdoğan'ın kendisine tazminat davası açmasına cevap veren Kılıçdaroğlu, “Kaçan insan dava açar. Niçin dava açıyorsun kardeşim? Gelirsin buraya. Bütün bilgiler senin elinde. Gelirsin buraya oturursun, ‘Ben sana devletin dokümanlarını açıklıyorum' dersin” dedi.
Erdoğan'ın açtığı davaları üst mahkemeden kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, “En son da AİHM'den kazandım ve bu devlet bana 13 bin avro para ödedi. Zira ben haklıyım” tabirlerini kullandı.
"İBB'yi devletin rakibi olarak görüyorsunuz!"
İstanbul'da kar yağışıyla ilgili yaşanan tartışmalara değinen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
Bir sorun olabilir itirazım yok. Bütün sorun meselelerin çözülmesidir. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elinden gelen bütün çabayı gösterdiğini biliyorum. (O gece İmamoğlu) ile irtibatım vardı, sonrasında da vardı.
Yeni yaptıkları havalimanının kargo terminalinin çatısı çöktü, orada binlerce turist slogan attı. Tartışıldı mı? Hayır. Sizin Türkiye Cumhuriyetini rezil etmeye hakkınız var mı? Oradaki turistleri alıp otele dahi götüremediniz. İnsanlara karton dağıttınız. Asıl tartışılması gereken nokta bu değil mi? Bunlar olurken bu devletin valisi, bakanı neredeydi mi diyeceğiz?
İktidarsınız, İstanbul Büyükşehir Belediye liderini devletin rakibi olarak görüyorsunuz. Akıl tutulmasıdır bu.
Siz bir kişiyi amaç alıp, o kişiyi karalayarak kendi kusurlarınızı örtmeye çalışırsanız yanılırsınız. Bir sorun yaşanıyorsa, devleti yönetenler sorunun tahliline katkıda bulunurlar.
İstanbul'u kaybetmeyi bir türlü içine sindiremiyor beyefendi. Beyefendi, sindireceksin sindireceksin! Ankara'yı, İstanbul’u, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı da sindireceksin, sindirecekler.
CHP’li belediyelerin 2 milyon 794 bin 69 aileye yardım yaptığını açıklayan Kılıçdaroğlu, toplam yardım meblağının 1 milyar 750 milyon 893 bin 500 lira olduğunu söyledi ve “Bana sorsunlar, yapabiliyorlar mıydı? Oturup kalksınlar, CHP'li belediyelere dua etsinler. Talimat verdik, belediye liderlerimize söyledik. Bulunduğunuz beldede bir çocuk bile yatağa aç girmeyecek. Herkese koşacağız” dedi.
"Dinlemezseniz, izlemezseniz namertsiniz!"
Kar yağışının yaşandığı günler için, “Büyükşehir belediyesinin bütün takımları çalışıyordu” diyen Kılıçdaroğlu, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun restorana iş yemeğine giderken MOBESE imajlarının servis edilmesiyle ilgiliyse şunları söyledi;
“Benim, ailemin, çocuklarımın telefonlarını dinliyorlar dedim. CHP'li belediye liderlerinin telefonlarını dinliyorlar dedim. Bir gerçek daha ortaya çıktı. Bir de izliyorlar. İnsan biraz utanır.
İzleyip ne yapacaksınız? İzlemezseniz, dinlemezseniz namertsiniz. Bizim verilmeyecek hesabımız mı var? Ancak ben demokrasi ismine utanıyorum.”
Özel işletmelere ilişkin otoyolların kar yağışında kapanması ve çok sayıda vatandaşın mahsur kalmasıyla ilgili olarak Kılıçdaroğlu, “Hükümetin tazminat istemesi lazım” görüşünü paylaştı.
"Beyefendi sarayda, her yer ışıl ışıl, sanıyor ki Türkiye de öyle!"
Kılıçdaroğlu, ülkenin durumunu şu tabirlerle özetledi;
“Adalet yok, bilgi yok, birikim yok, liyakat yok, bir şahsa teslim etmişsiniz o da zati memleketi batırmış. Savaş halindeyiz güya. Güya 2. Dünya Savaşı şartları var. Elektrik yok. Doğal gaz yok. Her şey perişan vaziyette. Artırım üstüne artırım yağıyor. Saray ışıl ışıl.”