Son Konu

Kırım kongo kanamalı ateşi

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA)

Cağımızın korkulu ruyası, kırım kongo kanamalı ateşi hakkında tum bilinmedikleri oğrenmek istediklerinizi bulabileceğiniz bir konuyla karşınızdayız

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, KKKA, Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirus soyundan viruslerin meydana getirdiği, şiddetli seyir gosteren, oldurucu, kenelerle bulaşan zoonoz bir hastalıktır

Hastalık hayvanlarda, insanlara nazaran daha yaygın olarak gorulmektedir Ancak hastalık hayvanlarda, subklinik (asemptomatik) olarak seyretmekte insanlarda da klinik ve subklinik olarak, sporadik vakalar veya salgınlar şeklinde gorulebilmektedir

Hastalık ilk defa 1944 yılında Kırım’da gorulmuş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır Daha sonra 1956 yılında Kongo’da gorulen hastalığın, 1969 yılında Kırım Kanamalı Ateşi ile aynı olduğunun farkına varılmış ve hastalık bu tarihten itibaren bu gunku bilinen ismiyle anılmaya başlamıştır Hastalık 2002 yılında ilk kez Tokat ilinde gorulmuş olup izleyen yıllarda sporadik vakalar şeklinde gorulmeye devam etmektedir

KKKA, insanlarda ateş ani başlayan baş ağrısı, kırıklık halsizlik ve belirgin iştahsızlıkla başlar; bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetler buna eşlik eder

Epidemiyoloji ve Bulaşma

Hastalık, Afrika, Asya, Orta Doğu ve Doğu Avrupa’da endemik olarak seyreder KKKA’nın son yıllarda Kosova, Arnavutluk, İran, Pakistan ve Guney Afrika’da sporadik ve epidemiler şeklinde gorulduğu bildirilmektedir

Bir cok evcil ve yabani hayvan virusle enfekte olmakta ve bu hayvanlarda hastalık hafif seyretmektedir Bir cok kuş turu viruse karşı direncli olmasına rağmen virusun yayılmasında onemli rol oynar Hayvanlarda hastalık enfekte kenelerin ısırması ile başlamaktadır

KKKA’nın bulaşmasında, Hyalomma soyuna ait keneler daha buyuk rol oynar ancak 30 yakın kene turunun bu hastalığı bulaştırabileceği rapor edilmektedir Virus kenelerde trassovarial ve transsstadial olarak varlığını idame ettirir Keneler arasında veneral bulaşmanın olduğu da bildirilmektedir Henuz ergin olmamış Hyalomma soyuna ait keneler (nimpf), kucuk omurgalılardan kan emerken virusleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza eder, erginliğe erişen keneler, insan veya hayvanlardan kan emerken virusleri da bulaştırırlar
Kucuk omurgalılar ve ozellikle yerde beslenen kuşlar, keneleri enfekte eden en onemli konak grubunu oluşturmaktadır Keneler, biyolojik evrimlerinin değişik safhalarında bu canlılardan kan emmektedir Virus, vektor kenelerin tum formlarından izole edilmiştir Ayrıca vektor kenelerin larval ve nimfal fazı, Avrupa ve Guney Afrika arasında goc eden gocmen kuşlar uzerinde gosterilmiştir Bu kuşların virusun iki kıta arasında taşınmasında rol oynadığı da duşunulmektedir

Hyalomma soyuna ait keneler Turkiye’nin de icinde bulunduğu geniş bir coğrafik alana yerleşmişlerdir ve Turkiye, kenelerin yaşamaları icin coğrafi acıdan oldukca uygun bir yapıya sahiptir Turlere gore değişmekle birlikte kenelerin, kucuk kemiricilerden, yaban hayvanlarından evcil memeli hayvanlara ve kuşlara kadar geniş bir konakcı spektrumları mevcuttur

KKKA’da Risk Grubu
Tarım calışanları
Hayvancılık yapanlar
Ciftlik calışanları
Cobanlar
Mezbaha calışanları
Kasaplar
Veteriner Hekimler
Endemik bolgelerde gorev yapan sağlık personeli
Hasta hayvan ile teması olanlar
Askerler
Kamp yapanlar
Deri fabrikası calışanları

RİSK ALTINDADIR

İnkubasyon suresi;
Kene tarafından ısırılma ve virusun alınması arsında gecen sure genellikle 13 gundur ancak bu sure 9 gune kadar uzayabilmektedir Enfekte kan, ifrazat veya diğer dokulara doğrudan temas sonucu bulaşmalarda bu sure 56 gum olup 13 gune kadar uzayabilmektedir

Virusun İnsanlara Gecişi;

A İnfekte kenelerin ısırması

B Viremik hayvanların kesilmesi sırasında hayvana ait kan ve dokularla temas

C İnfekte hastalardan (nozokomiyal)

1Sekresyonlarla direk temas

2İnfekte doku ve kan teması

3Laboratuvardan, olmaktadır

KKHA mevsimsel ozellik gosterir, vektor kenelerin hareketleri sıcak mevsimde artar Turkiye’de MayısEkim arasında gorulmektedir Risk altında olan ve virus izolasyonları yapılan ulkeler harita uzerinde gosterilmiştir

KKKA’da Tanı
Tanı icin biyoguvenlik acısından tam guvenli laboratuarlara ihtiyac duyulmaktadır Tanıda virusun yada virus RNA’sının kan ve doku orneklerinden izolasyonu, virus antijeninin ve viruse karşı oluşmuş antikorların serolojik olarak tespiti esastır Bu antikorlar en hızlı olarak ELISA ile saptanabilmektedir Son zamanlarda, PCR gibi molekuler tanı yontemleri de başarıyla uygulanmaktadır Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitusu ve Ankara Universitesi Veteriner Fakultesi Parazitoloji Anabilim dalı, konu ile ilgili olarak hastalığın gorulduğu illerde, hastalığın hayvanlardaki durumunu belirlemek ve kene turlerini tespit etmek amacıyla epidemiyolojik bir calışma yurutmektedir Bu amacla kene ve hayvanlardan kan serum ornekleri toplanmakta, toplanan bu kan serum ornekleri Virolojik Teşhis laboratuarında ELISA teşhis metodu kullanılarak değerlendirilmektedir Parazitoloji laboratuarınca da hastalığa neden olan kene turlerini ayırt edici calışmalar yapılmaktadır

KKKA’da Korunma ve Kontrol;
Bu hastalıktan korunmak amacıyla, hali hazırda insanlar ve hayvanlar icin geliştirilmiş bir aşı yoktur Bu nedenle hastalıkta korunma tedbirleri buyuk onem arz eder

Ozellikle hastalığın epidemik olarak gorulduğu yerlerde genel kene mucadelesinin etkin bir şekilde yapılması esastır Kene mucadelesi cok onemli olmakla birlikte oldukca da zordur Mera ve mesken keneleri nesillerini devam ettirebilmek icin konakcılarından kan emmek zorundadırlar, genel olarak da konakcı spesifitesi gostermezler Bu nedenle oncelikle kenelerin aktif olduğu donemlerde (NisanEkim) konakcıların uzak tutulması sağlanmalıdır Boyle yerlere girme zorunluluğu bulunan kişilere ise cıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemesi lastik cizme kullanmaları veya pantolon pacalarını corap icine alarak girmeleri tavsiye edilmektedir Bu yerlerin piknik amaclı olarak kullanılmasının yasaklanması da bir tedbir olarak duşunulmelidir Kenelerin bu yerlerde yoğun olarak bulunduğunun bilinmesi durumunda, canlılara ve cevreye zarar vermeden insektisit uygulamalarına baş vurulabilir Bu amacla ucak, helikopter, puskurtme cihazı monte edilmiş arac veya sırtta taşınabilen pulverizatorler kullanılmalıdır

Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak icin, repellent olarak bilinen ve sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan, bocek kovucular kullanılabilir

İnsan ve hayvanların kenelerin olduğu yerlerde bulunması durumunda, vucut belirli aralıklarla kene yonunden muayene edilmeli; vucuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp oldurulmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatılarak civi cıkarır gibi) alınmalıdır

Hayvan sahipleri, hayvanlarını, hayvan barınaklarını kenelere karşı uygun akarisidlerle ilaclamalı, hayvan barınaklarını kenelerin yaşamasına (ahırdaki catlak ve yarıkların tamir edilmesi ve sık sık kirecle badana yapılması) imkan vermeyecek şekilde duzenlemelidir Ozellikle kırsal kesimde yaşayanlar başta olmak uzere, halkın hastalık hakkında bilgilenmesi ve bilinclendirilmesi icin eğitim ve yayım calışmalarına ağırlık verilmelidir

Hastalıktan korunmak ve hastalığı kontrol altına alabilmek icin Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Koyişleri Bakanlığı arasında koordineli calışmalar yapılmalıdır

Dr Arife ERTURK
Uzman Veteriner Hekim
Virolojik Teşhis Lab Şefi​
 
Üst Alt