Son Konu

Kıvırcık Ali Trafik Kazasında Öldü...

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
31
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kıvırcık Ali Trafik Kazasında Öldü kıvırcık ali öldümü kivircik ali öldümü kıvırcık öldü mü alinin kaza anı alinin arabasının markası Arkadaşlar sanat dünyası ne eyvah ama genç yaşta fazla manâlı değerlerinden birini daha kaybetti Kıvırcık Ali olarak ünlenen Türk halk müziğinin en sevilen sanatçılarından biri olan Ali Özütemiz kendi arabasıyla yaptığı trafik kazası sonucu aramızdan ayrılarak Hak'kın rahmetine kavuşmuşturKendisine ebedi rahmet sevdiklerine ve ailesine sabır diliyorum 1548652536 1548652536 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffb9c80kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffb9c80 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffb9c80 Kıvırcık Ali olarak aşina Türk halk müziği sanatçısı Ali Özütemiz, Çatalca'da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti Sabah 0530 sıralarında Çatalca Tepe mevkiinde meydana gelen kazada Ali Özütemiz'in otomobilinin takla attığı açıklama edildi Beşiktaş'taki stüdyosunda albüm çalışması yapan sanatçının sabaha karşısında evine sırası gelmişken kaza geçirdiği bildirildi 42 yaşındaki Özütemiz'in hayatını kaybettiği, cesedinin ise hastane morguna kaldırıldığı öğrenildi Kıvırcık Ali okuduğu, Isırgan Otu, Tükendimve Gülümisimli eserlerle akıllarda yer yapmıştı Kıvırcık Ali kimdir? 11 Ekim 1968 Tokat Esas Adı Ali ÖZÜTEMİZ olan, Kıvırcık Ali yılında Tokat’ın Turhal ilçesinin Erenli Köyü’nde, dokuz kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi Doğduğu gün babasının ölümünün 40 ekmeği verilmekteydi Hal böyle iken dedesi “İşte oğlum geri döndü der ve babasının ismi olan ALİ adını verir Babası kendi yöresinde Aşık ALİ olarak aşina ve fazla sevilen mahalli bir halk ozanıdır Sanatkâr büyüyüp mektep çağlarına geldiği vakit türküler söylemeye başlar Bağlamaya ve halk müziğine olan ilgisi, köye gelen ozanları ve dedeleri kapı aralarından dinleyerek başlamıştır Kah ırgat tarlasına ekmek götürürken, kah koyun kuzunun peşinde koşarken çan sesleri ile sesinin birleştiği anda her şeyi unutur, unutur da bir türkü tutturur 1548652536 1548652536 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc3295kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc3295 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc3295 Bir kayanın üstünde türkü söylerken hayallere dalar ve bu esnada derinden bir ses duyar; “güccük güccük diye, bu ses evin en küçüğü olmasından nedeniyle güccük ismini takan annesi Gülbahar hanıma aittir Oğlunun bu durumunu fark eden Gülbahar bayan, elinden tuttuğu gibi eve götürür ve gözü gibi koruduğu bağlamayı sakladığı yerden çıkararak “al güccüğüm Ali’m babandan sana yadigar deyip bağlamayı eline tutuşturur Usta büyük bir keyifle annesinin elini öperek bağlamayı alır Hayatında başta mutluluğun göz yaşlarını o lahza döker Sevinci fazla uzun sürmez ve bağlaması bir kaza sonucu kırılır Onca yoksulluğa ve bedensel imkansızlıklara rağmen, bu duruma üzüldüğünü görebilen eniştesi Mehmet ve en büyük abisi Sadık, fırtınalı karlı bir kış sabahı sanatçıyı da yanlarına alarak Turhal’ın yolunu tutarlar Turhal’da yer alan Kılıç Saz Evi’ne gitgide artarak, yeni bir bağlama alırlar ve Minik Ali bağlamasına kavuşmanın mutluluğu ile köye döner O dönemde İstanbul’dan eşini toprağa vermek için gelen Ozan Mahmut KAYA, bu üzüntüsüne karşın ricaları kıramayarak sanatçıya 15 gün boyunca ders verir Bu süreçte köyde hem dedelik, keza de ozanlık geleneğini sürdüren Sadık KÖRPECİ dededen de feyz bölge artist ilkokul 3’üncü sınıftan itibaren sınıf öğretmeni Fevzi KÜPELİ’nin de desteği ile bağlamasını geliştirmeye devam eder Mahzuni ŞERİF, Abdullah PAPUR, Ali KIZILTUĞ, Ali Ekber ÇİÇEK, Muhlis ÇAY, Rıza ASLANDOĞAN, Arif SAĞ, Musa EROĞLU ve Sebahat AKKİRAZ gibi büyük üstatları dinleyerek büyür ve misal alır Zamanın çoğunu bağlama çalarak geçiren usta artık epey yol kat etmiş ve çevre köylerde de fark edilerek gösteri edilmeye başlanmıştır… 1548652536 1548652536 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc9e17kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc9e17 kivircikalitrafikkazasindaoldu5c4e8fffc9e17 Artist bu süreci şöyle anlatır; “1968’de Tokat’ın Turhal ilçesinin Erenli Köyünde doğdum Babamı hiç görmedim, ben doğmadan 37 gün önce bir kazada vefat etmiş 9 kardeş yetim büyüdük Ben en küçükleriyim, yani annemin de dediği gibi ailenin en güccüğü Mektep yıllarımda işine düşkün, başarılı ve bir o kadar da yaramaz bir çocuktum, ele avuca sığmazdım Öğretmenlerim bana Cin Ali derlerdi neydem dedeme çekmişim Ilk okuldan sonradan somut imkansızlıklar ve yetkisiz koşullardan dolayı mektep hayatıma bitirmek zorunda kaldım İşte böyle başlayan öyküm büyük abim Vefalı’ın da desteği ile 1983’te beni İstanbul’a dek getirdi O Kadar değil midir? Sefalet Anadolu insanını daima gurbete düşürmemiş midir? Olur Ya önce köyden bir kasabaya, sonra büyük kentlere veya dünyanın dört bir bucağına… Yani benim deyimimle “Üçüncü gurbete say say bitmez İstanbul Kasımpaşa’da Güngör Saz Evi ve üretim atölyesinde çalışmaya başladım 1,52 yıl sürdü bununla birlikte Tepebaşı Gazinosunda düzenlenen ses yarışmasında Aşıklama dalında birincilik aldım 1985 yılında ASM Müzik Kursu’na tescil oldum 3 ay süren solfej eğitiminden daha sonra aidatlarımı ödeyemediğim için ayrılmak zorunda kaldım Oradan ayrıldıktan sonradan da 3 sene dek konfeksiyon atölyelerinde çalıştım Bu süreçte gece kulüplerinde, düğün salonlarında vb… bağlama çalarak, kuvvet koşullarda hayata tutunma mücadelesi verdim id Gazino ve nikah salonlarında çalışmaya başladıktan sonradan saçlarının uzun ve kıvırcık olmasından nedeniyle Kıvırcık Ali olarak anılmaya başlar ve 1988 de Şadıman Hanımla evlenir Oğlu Eren ve kızı Ecemgül hayatına kocaman bir sevinç getirirler Bugün Eren 15, Ecemgül, 10 yasında Hayat iste! Bugün bu evlilik sürüyor olmasa da Kıvırcık Alinin çocuklarına düşkünlüğü biliniyor Hem yokluğunu aratmayan Şadıman Hanımla da saygıdeğer bir ilişkisi var… 199091 yıllarında vatani görevini yapar Askerden sonra bundan böyle kendi duygularını müzikal anlamda dile getirmeye başlayan usta, besteleri kendisine ait olan ve şiddet koşullarda çalışıp kazandığı birikimi ile 19941998 yılları aralarında 3 albüm yapar fakat bedensel imkansızlıklardan nedeniyle bu albümler piyasaya sürülemez 1995’de İbrahim AKKAYA ve Mustafa YILMAZ ile birlikte Grup Turnalar’ı kurarlar 1996’da birincil albümleri olan “Türkülerden Türkülere Yol Eyledik“ adlı albümle profesyonelliğe adım atar 1998’de ikinci albümleri olan “Türküler Kimliğimiz i çıkartırlar Bu albümde müziği Kıvırcık Ali’ye ait olan “Turnalar adlı eser de yer alır 1983’deri bu yana somut manevi desteğini esirgemeyen, hala prodüktörü olan, kirvesi ve can yoldaşım dediği İbrahim YILMAZ’ın desteğiyle 1999 yılında birincil solo albümü olan “Gül Tükendi Ben Tükendim piyasaya çıkar Kıvırcık Ali müzik ile iç içe büyüdü, emek verdi Albümlerine gelince, her defasında ayrı bir lezzet ve renk alınıyor, dinledikçe dinlenesi gelen türküler ile dilini çözüyor gecelerin Müzik hayatına ilk adımını attığında yol göstericileri ve manevi destekçileri; Musa EROĞLU, Güler DUMAN, Edip AKBAYRAM olur Kıvırcık Ali ise onların rehberlikleri doğrultunda kendini her daim geliştirerek, Türkiye’yi en ücra köşesine değin dolaşıp konserler verdi Almanya’ya o kadar çok gidip geldi ki, bir gün vizesinde problem çıkıp Almanya’ya giremeyince oradaki Türkler Alman Konsolosluğu’nu telefon yağmuruna tutar ve vizesindeki sorun giderilir Müzik piyasası geleneksel kalıplarıyla başarısına us giz erdirememişse de gerçekten O’nun sırrı kolay: Yüreğinin hüznünü, sevincini, burukluğunu, coşkusunu türküleri yoluyla dünyaya çığlık atmak O her kesime hitap ediyor; Solcusu, sağcısı, rockçısı, popçusu her kesimden dinleyeni var Ilk zamanlar ismi biliniyor ama kendisi bilinmiyordu Acilen ise tüm kitlelere hitabından dolayı herkes kadar tanınıyor Geniş bir dinleyici kitlesine sahip Albümlerinde en az on eserin müziği kendisine ait Bestelerini Edip AKBAYRAM ve Sibel CAN’ başta almak üzere bir çok usta seslendirmiştir Kısa süre içerisinde yurt dışındaki gurbetçilerimize konserler vererek, özellikle ozanlık geleneğini, Anadolu türkülerini içinde barındıran besteleri ve kendi tarzını ortaya koyan yorumuyla, ünü Avustralya ve Kanada’ya değin ulaştı Kıvırcık Ali’nin serüveni “GÜL TÜKENDİ BEN TÜKENDİM, “ISIRGAN OTU, “ÜÇÜNCÜ GURBET adlı albümleri ile başladı ve bu macera, daha nice türkü üreteceğe aynı Bilindiği üzere, bilhassa Ahali Sanatçısı, kendisine ve topluma yabancılaşmayan, öznel yaşam tecrübesini sanatının gücüyle halkıyla bütünleştirebilen ve bu süreçte halkının duygularına da çevirmen olabilmeyi başaran kişidir Bu bağlamda Kıvırcık Ali, öznel dramlarını Türkülerimizin o olağanüstü deryası içinden gelen bir çoşkuyla “GERIYE DOĞRU DÖNÜN SENELER isimli son albümüyle adeta bu mevsimde gönlümüze düşen, dördüncü bir cemre misali sürdürmektedir Zaten aydınlık yıldızlar, kendi mütavazi gölgelerinde, kendileri gibi olmaya çalışırlarken doğarlar Nice duygu ve nağme tezatlarıyla gelen ve nice bir böylece hayat kokan albümlere, Kıvırcık Ali Şarkıları Ağlar Oldum Bugün Ben Bir Güzel Gördüm Fatma Bacı Feride Gülüm Isırgan Otu Sen Kalbimin Direğisin Ivedi Yetiş Üçüncü Gurbet  
 
Üst Alt