bilgiliadam
Yeni Üye
Konferans nedir
1 KONFERANS
Hazırlıklı ve planlı konuşma turlerindendir Herhangi bir bilimsel alanda, topluluk karşısında yapılan konuşmalara Konferans denir Konferansı verecek kişi, kelimelerin telaffuzuna, (diksiyona) ve dil bilgisi kurallarına dikkat etmelidir Verilmek istenen duşunceler; acık, anlaşılır ve orijinal olmalıdır
Konferans verilirken konuşmacı, yazdıklarını kağıttan okumamalıdır Sanki, soyleşi yapıyormuş gibi konuşmalıdır Arada sırada, yeri geldiğinde kağıda bakmalıdır Konuşmacı, gozlerini dinleyicilerin uzerine cevirmeli, boylece onların kendisini ilgiyle izlemelerini sağlamalıdır Ayrıca, konuşmacı; temiz giyinmeli, ciddi olmalı, kibar davranmalı, guzel konuşmalıdır Ses tonunu yerine gore ayarlamalı, vurguyu iyi yapmalıdır Konferans verilmeden once, bir başkası konferanscıyı butun ozellikleriyle dinleyicilere tanıtmalıdır
(S SARICA M GUNDUZ, Guzel Konuşma Yazma, s 276)
Konuşmacı; dinleyicileri sıkıcı ve bıktırıcı soz ve tavırlardan uzak durmalıdır Ayrıca, el, yuz ve vucut hareketlerini konunun anlamına uygun olarak yerinde ve uyumlu yapmak zorundadır Hatiplik yeteneği olmayan konuşmacıların, vereceği konferansın etkisiz ve başarısız olacağı da unutulmamalıdır
Konferansta dikkat edilecek bir diğer ozellik de zamana uymaktır Bir saati aşan konferansların dinleyici uzerinde etkisinin azaldığı bir gercektir Konferanscı, bu gerceğe dikkat etmeli, bir saatten az bir surede konferansını bitirmelidir Ayrıca, konferanscı; yersiz, taşkın el ve kol hareketlerinin konuşmanın değerini duşurduğunu unutmamalıdır
(K GARİPOĞLU, Kompozisyon Bilgileri, s 29)
Konferans hazırlanırken oncelikle yapılması gereken iş, konferansın sunulacağı konuda geniş bir kaynak taramasına girişmek olacaktır İncelenecek konuda ansiklopedilerden başlayarak değişik yazı ve incelemeler gozden gecirilmeli, boylelikle sağlam ve derli toplu bir malzeme hazırlanmalıdır Bu malzemeye konferanscı kendi goruş ve duşuncelerini de katarak oncelikle konferansın planını duzenlemelidir
Bilimsel toplantılarda soylenen ve akademik hitabet turune giren soylevler (nutuklar) de konferans sayılır
Konferans planı şoyle duzenlenebilir:
(a) Hitap cumlesi
(b) Konunun sunuluşu
(c) Konferansın amacı
(c) Konunun acılması ve anlatılması
(d) Sonuc
(e) Sorular ve cevaplar
Konuşmaya, konferansı duzenleyenlere ve dinleyicilere saygı bildiren ve iltifat edici sozlerle başlanmalıdır Sonra konunun cercevesi cizilmeli ve ortaya konmalıdır Bundan sonra konuşmacı, amacına gore konusunu acmalı, o konudaki ceşitli goruşleri kırıcı ve tahkir edici olmayan ifadelerle belirtmelidir
Konuşmacı, bayağı ve argo sozler kullanmaktan kacınmalıdır Zaman zaman canlı ornekler ve fıkralarla, konuşma tarzının değiştirilmesiyle, ses tonuna verilecek iniş ve cıkışlarla dinleyicilerin dikkatini ve ilgisini uyanık tutmaya calışmalıdır
Konferansta bir konunun butun yonlerinin ve ayrıntılarının verilmesinin mumkun olmadığı unutulmamalıdır Konuyu fazla dağıtmak, dinleyicinin konuşmayı takip edememesine neden olur Cok fazla ayrıntı, herkesi aynı olcude ilgilendirmeyeceği icin dinleyiciyi sıkar
Konferans, anlatılanların kısaca ozetlenmesi, maksadın verilmesi ve dinleyicilere saygı ve iltifat eden sozlerle bitirilmelidir Sorulacak sorular da kısaca ve soranı incitmeden cevaplanmalıdır
KONFERANS ORNEĞİ
(Unlu Fransız yazıcısı Andre Maurois (18851967) aşağıdaki konferansı, kendi yetiştirdiği bir lisenin oğrencilerine, ICihan Savaşı sonlarında vermiştir)
Benim de sizlerden biri olduğum zamandan beri yarım asır gecmiş olmasına bir turlu inanamıyorum İnanamıyorum cunku saclarım ağarmış bile olsa kalbim cok az değişti
Bu bizim eski lisemizde talebesi olmak bahtiyarlığına erdiğim kıymetli ustatlarım, bana hayat mucadelesinde rehberlik edecek şair ve filozofları tanıtmışlardı
Kendimi bilgi ve umitlerle delicesine zengin hissediyordum Dostluğa ve hakka inanıyordum Delikanlı Shelley gibi, yuksek sesle, ben de şoyle and iciyordum:
Elimden geldiği kadar adil, makul ve hur olacağıma ve hayatımı guzelliğe vakfedeceğime yemin ederim
0 uzak mazide de, tıpkı bugun olduğu gibi, fesat ruhlar, delikanlıların yolunu keserek, onlara: Ne kadar safsınızdiyorlardı, Dunya, hic de sizin sandığınız gibi değildir Siz bir şiir alemi, bir er meydanı bekliyorsunuz Halbuki bir engel bulacaksınız Hakkı mı ozluyorsunuz? Gozlerinizin onunde zulmun zaferine şahit olacaksınız Guzele mi inanıyorsunuz? Keşfedeceksiniz ki; eserlerin guzelliği de, kadınların guzelliği kadar cabuk gecer
Biliyorum ki, cocukluğu pek hazin gecmiş bir nesle mensupsunuz İlk tahsil cağlarınız felaket yıllarına denk geldi Buyuk bahtsızlıklara uğradınız ve buyukcinayetlere şahit oldunuz Butun bunlar icinizi bulandırdı Bugun kapkara bir edebiyatımız varsa, bu kapkara yılları gecirdiğimiz icindir Size bu acı kitapları okumayı tavsiye ederim Onların bazıları guzeldir Yaşayan edebiyatı ihmal ve ondan nefret etmek hatadır Fakat onun yegane ve kesin olduğunu sanmak da bir delilik olur İnsanların yuzyıllar boyu sevdikleri eserler, gozu kapalı olarak beğenmemize hak kazanmışlardır Eğer Homeros, 3000 yıldan beri saygı goruyorsa, buna layık olduğundandır Taptaze kazanılmış zaferler, haklı gibi gorunseler de, cabucak sonup giderler Andre Gide der ki:
Bugun alkışlanan eserlerden bazılarının yirmi yıl sonra insanı guldurmeyeceklerinden emin değilim
Kendinizi klasiklere daha buyuk bir guvenle bırakabilirsiniz Eğer onların bu kadar zengin ve olağanustu bir guzelliği olmasaydı, klasik olamazlardı
Butun bir gecmişi yok farz edip cemiyetin ve duşunce aleminin, sıfırdan hareket ederek, yeniden kurulduğunu iddiaya kalkışmak kadar tehlikeli bir şey yoktur Ruhlarımız, birbiri altında ceşitli tarihi cağları saklayan topraklara benzer
2000 yılında dunyanın hali ne olacak? Sizler ve dunyanın butun gencleri onun nasıl olmasını isterseniz oyle olacak
İnsan tabiatın en cılız kamışıdır Fakat istediği zaman, kainata boyun eğerek onu yenmesini bilirİnsanoğlu, bilhassa kendi kendisini yenmelidir Eğer ateşli ve gayretli bir hayat surerek kendinizi iradenin, akim ve imanın zırhları ile donatmış iseniz, hayatta hicbir şeyden korkunuz olmayacaktır Size ne kolay, ne de mesut bir hayat vaat edeceğim
Nefsinize o derece hakim olunuz ki, karşılaşacağınız guclukler ne olursa olsun, onlerine daima layık olarak cıkasınız Tek dileğim budur
1 KONFERANS
Hazırlıklı ve planlı konuşma turlerindendir Herhangi bir bilimsel alanda, topluluk karşısında yapılan konuşmalara Konferans denir Konferansı verecek kişi, kelimelerin telaffuzuna, (diksiyona) ve dil bilgisi kurallarına dikkat etmelidir Verilmek istenen duşunceler; acık, anlaşılır ve orijinal olmalıdır
Konferans verilirken konuşmacı, yazdıklarını kağıttan okumamalıdır Sanki, soyleşi yapıyormuş gibi konuşmalıdır Arada sırada, yeri geldiğinde kağıda bakmalıdır Konuşmacı, gozlerini dinleyicilerin uzerine cevirmeli, boylece onların kendisini ilgiyle izlemelerini sağlamalıdır Ayrıca, konuşmacı; temiz giyinmeli, ciddi olmalı, kibar davranmalı, guzel konuşmalıdır Ses tonunu yerine gore ayarlamalı, vurguyu iyi yapmalıdır Konferans verilmeden once, bir başkası konferanscıyı butun ozellikleriyle dinleyicilere tanıtmalıdır
(S SARICA M GUNDUZ, Guzel Konuşma Yazma, s 276)
Konuşmacı; dinleyicileri sıkıcı ve bıktırıcı soz ve tavırlardan uzak durmalıdır Ayrıca, el, yuz ve vucut hareketlerini konunun anlamına uygun olarak yerinde ve uyumlu yapmak zorundadır Hatiplik yeteneği olmayan konuşmacıların, vereceği konferansın etkisiz ve başarısız olacağı da unutulmamalıdır
Konferansta dikkat edilecek bir diğer ozellik de zamana uymaktır Bir saati aşan konferansların dinleyici uzerinde etkisinin azaldığı bir gercektir Konferanscı, bu gerceğe dikkat etmeli, bir saatten az bir surede konferansını bitirmelidir Ayrıca, konferanscı; yersiz, taşkın el ve kol hareketlerinin konuşmanın değerini duşurduğunu unutmamalıdır
(K GARİPOĞLU, Kompozisyon Bilgileri, s 29)
Konferans hazırlanırken oncelikle yapılması gereken iş, konferansın sunulacağı konuda geniş bir kaynak taramasına girişmek olacaktır İncelenecek konuda ansiklopedilerden başlayarak değişik yazı ve incelemeler gozden gecirilmeli, boylelikle sağlam ve derli toplu bir malzeme hazırlanmalıdır Bu malzemeye konferanscı kendi goruş ve duşuncelerini de katarak oncelikle konferansın planını duzenlemelidir
Bilimsel toplantılarda soylenen ve akademik hitabet turune giren soylevler (nutuklar) de konferans sayılır
Konferans planı şoyle duzenlenebilir:
(a) Hitap cumlesi
(b) Konunun sunuluşu
(c) Konferansın amacı
(c) Konunun acılması ve anlatılması
(d) Sonuc
(e) Sorular ve cevaplar
Konuşmaya, konferansı duzenleyenlere ve dinleyicilere saygı bildiren ve iltifat edici sozlerle başlanmalıdır Sonra konunun cercevesi cizilmeli ve ortaya konmalıdır Bundan sonra konuşmacı, amacına gore konusunu acmalı, o konudaki ceşitli goruşleri kırıcı ve tahkir edici olmayan ifadelerle belirtmelidir
Konuşmacı, bayağı ve argo sozler kullanmaktan kacınmalıdır Zaman zaman canlı ornekler ve fıkralarla, konuşma tarzının değiştirilmesiyle, ses tonuna verilecek iniş ve cıkışlarla dinleyicilerin dikkatini ve ilgisini uyanık tutmaya calışmalıdır
Konferansta bir konunun butun yonlerinin ve ayrıntılarının verilmesinin mumkun olmadığı unutulmamalıdır Konuyu fazla dağıtmak, dinleyicinin konuşmayı takip edememesine neden olur Cok fazla ayrıntı, herkesi aynı olcude ilgilendirmeyeceği icin dinleyiciyi sıkar
Konferans, anlatılanların kısaca ozetlenmesi, maksadın verilmesi ve dinleyicilere saygı ve iltifat eden sozlerle bitirilmelidir Sorulacak sorular da kısaca ve soranı incitmeden cevaplanmalıdır
KONFERANS ORNEĞİ
(Unlu Fransız yazıcısı Andre Maurois (18851967) aşağıdaki konferansı, kendi yetiştirdiği bir lisenin oğrencilerine, ICihan Savaşı sonlarında vermiştir)
Benim de sizlerden biri olduğum zamandan beri yarım asır gecmiş olmasına bir turlu inanamıyorum İnanamıyorum cunku saclarım ağarmış bile olsa kalbim cok az değişti
Bu bizim eski lisemizde talebesi olmak bahtiyarlığına erdiğim kıymetli ustatlarım, bana hayat mucadelesinde rehberlik edecek şair ve filozofları tanıtmışlardı
Kendimi bilgi ve umitlerle delicesine zengin hissediyordum Dostluğa ve hakka inanıyordum Delikanlı Shelley gibi, yuksek sesle, ben de şoyle and iciyordum:
Elimden geldiği kadar adil, makul ve hur olacağıma ve hayatımı guzelliğe vakfedeceğime yemin ederim
0 uzak mazide de, tıpkı bugun olduğu gibi, fesat ruhlar, delikanlıların yolunu keserek, onlara: Ne kadar safsınızdiyorlardı, Dunya, hic de sizin sandığınız gibi değildir Siz bir şiir alemi, bir er meydanı bekliyorsunuz Halbuki bir engel bulacaksınız Hakkı mı ozluyorsunuz? Gozlerinizin onunde zulmun zaferine şahit olacaksınız Guzele mi inanıyorsunuz? Keşfedeceksiniz ki; eserlerin guzelliği de, kadınların guzelliği kadar cabuk gecer
Biliyorum ki, cocukluğu pek hazin gecmiş bir nesle mensupsunuz İlk tahsil cağlarınız felaket yıllarına denk geldi Buyuk bahtsızlıklara uğradınız ve buyukcinayetlere şahit oldunuz Butun bunlar icinizi bulandırdı Bugun kapkara bir edebiyatımız varsa, bu kapkara yılları gecirdiğimiz icindir Size bu acı kitapları okumayı tavsiye ederim Onların bazıları guzeldir Yaşayan edebiyatı ihmal ve ondan nefret etmek hatadır Fakat onun yegane ve kesin olduğunu sanmak da bir delilik olur İnsanların yuzyıllar boyu sevdikleri eserler, gozu kapalı olarak beğenmemize hak kazanmışlardır Eğer Homeros, 3000 yıldan beri saygı goruyorsa, buna layık olduğundandır Taptaze kazanılmış zaferler, haklı gibi gorunseler de, cabucak sonup giderler Andre Gide der ki:
Bugun alkışlanan eserlerden bazılarının yirmi yıl sonra insanı guldurmeyeceklerinden emin değilim
Kendinizi klasiklere daha buyuk bir guvenle bırakabilirsiniz Eğer onların bu kadar zengin ve olağanustu bir guzelliği olmasaydı, klasik olamazlardı
Butun bir gecmişi yok farz edip cemiyetin ve duşunce aleminin, sıfırdan hareket ederek, yeniden kurulduğunu iddiaya kalkışmak kadar tehlikeli bir şey yoktur Ruhlarımız, birbiri altında ceşitli tarihi cağları saklayan topraklara benzer
2000 yılında dunyanın hali ne olacak? Sizler ve dunyanın butun gencleri onun nasıl olmasını isterseniz oyle olacak
İnsan tabiatın en cılız kamışıdır Fakat istediği zaman, kainata boyun eğerek onu yenmesini bilirİnsanoğlu, bilhassa kendi kendisini yenmelidir Eğer ateşli ve gayretli bir hayat surerek kendinizi iradenin, akim ve imanın zırhları ile donatmış iseniz, hayatta hicbir şeyden korkunuz olmayacaktır Size ne kolay, ne de mesut bir hayat vaat edeceğim
Nefsinize o derece hakim olunuz ki, karşılaşacağınız guclukler ne olursa olsun, onlerine daima layık olarak cıkasınız Tek dileğim budur