Kronik ağrısı olan kişilerin karşılaştığı en yaygın meselelerden biri olan depresyondur. Depresyon, ağrıyı artırabilir ve başa çıkmayı daha da zorlaştırabilir.
Kronik ağrı ve depresyonun çoğunlukla bir arada karşılaşılan sıkıntılardır. Depresyon, kronik ağrıdan ötürü acı çeken kişilerin karşılaştığı en yaygın ruhsal dertlerden biridir ve çoğunlukla hastanın durumunu ve tedavisini daha da zorlaştırır. Tabiplerine ağrıdan şikayet eden hastaların dörtte biriyle yarısından ziyadesi, depresyondadır.
Depresyondaki kişilerin ortalama %65’i birebir devirde ağrılardan da şikâyetçidir.
Ağrılarından ötürü bağımlı hale gelen kişilerin depresyona girme ihtimalleri daha yüksektir.
Kronik ağrısı olan hastalarda depresyon, çoğunlukla teşhis edilmemiş olduğundan tedavisi de yapılmaz. Ağrı belirtileri ve şikâyetleri, birden fazla hekim ziyaretlerinin ana bahsidir. Sonuç, ağrıyı çok daha bed hale getirebilen fizikî aktivitede azalma, uyku bozuklukları, iştah kaybı ve kuvvet eksikliğiyle birlikte seyreden depresyondur.
Kronik ağrı ve depresyon el ele sarfiyat. Neredeyse, kronik ağrısı olan bir kişinin depresyonda olduğunu varsayılmalı ve tedavi buna nazaran yapılmalıdır.
Ağrı, herkeste duygusal bir reaksiyona neden olur. Tasa, asabiyet ve ajitasyon, bunların hepsi de zarar gördüğümüzde ortaya çıkan olağan hislerdir. Ağrı azaldığında olağan olarak gerilimli reaksiyon de azalır.
Ancak şayet ağrı geçmezse ne olur? Daima olarak harekete geçirilmiş gerilim reaksiyonu vakitle depresyonla bağlı çok taraflı meselelere neden olabilir. Bu meselelerden kimileri:
Kronik tasa
Baş karışıklığı
Yorgunluk
Asabiyet
Uyku bozuklukları
Kilo alma yahut kilo kaybı
Depresyonla kronik ağrı arasındaki örtüşmenin bir kısmı, biyolojiyle açıklanabilir. Depresyon ve kronik ağrı, emsal hudut taşıyıcılarından (sinirler arasında hareket eden kimyasal haberciler) kimilerini paylaşır. Birebir vakitte emsal hudut yollarından kimilerini da paylaşır.
Tıpkı vakitte kronik ağrının kişinin umumî hayatı üzerinde yaptığı olumsuz tesir de depresyona taban hazırlar.
Kronik ağrı birçok kayıpla sonuçlanır. İş kaybı, muhit kaybı, aile ilgilerinin bozulması, toplumsal rollerin bozulması, şiddetli kilo ya da zayıflama, cinselliğin kaybedilmesi, ekonomik zorluklar, daima ilaç kullanılması ve buna bağlı yan tesirler vs depresyonu bu hastalar için nerdeyse kader haline getirir.
Depresyon yerleşince, var olan ağrıyı artırır. Depresyon, kronik ağrıyla başa çıkma becerisini azaltarak ikili darbe vurur.
Araştırmalar, kronik ağrısı ve depresyonu olan kişileri yalnızca kronik ağrısı olanlarla karşılaştırdı. Kronik ağrısı ve depresyonu olanlar:
Daha şiddetli ağrıları olduğunu belirtirler
Hayatlarının daha az denetim altında olduğunu hissederler
Daha sıhhatsiz savaş teknikleri kullanırlar
Kronik ağrı ve depresyon birbiriyle iç içe geçtiğinden, çoğunlukla bir arada tedavi edilmelidir.
Kronik ağrı ve depresyonun çoğunlukla bir arada karşılaşılan sıkıntılardır. Depresyon, kronik ağrıdan ötürü acı çeken kişilerin karşılaştığı en yaygın ruhsal dertlerden biridir ve çoğunlukla hastanın durumunu ve tedavisini daha da zorlaştırır. Tabiplerine ağrıdan şikayet eden hastaların dörtte biriyle yarısından ziyadesi, depresyondadır.
Depresyondaki kişilerin ortalama %65’i birebir devirde ağrılardan da şikâyetçidir.
Ağrılarından ötürü bağımlı hale gelen kişilerin depresyona girme ihtimalleri daha yüksektir.
Kronik ağrısı olan hastalarda depresyon, çoğunlukla teşhis edilmemiş olduğundan tedavisi de yapılmaz. Ağrı belirtileri ve şikâyetleri, birden fazla hekim ziyaretlerinin ana bahsidir. Sonuç, ağrıyı çok daha bed hale getirebilen fizikî aktivitede azalma, uyku bozuklukları, iştah kaybı ve kuvvet eksikliğiyle birlikte seyreden depresyondur.
Kronik ağrı ve depresyon el ele sarfiyat. Neredeyse, kronik ağrısı olan bir kişinin depresyonda olduğunu varsayılmalı ve tedavi buna nazaran yapılmalıdır.
Ağrı, herkeste duygusal bir reaksiyona neden olur. Tasa, asabiyet ve ajitasyon, bunların hepsi de zarar gördüğümüzde ortaya çıkan olağan hislerdir. Ağrı azaldığında olağan olarak gerilimli reaksiyon de azalır.
Ancak şayet ağrı geçmezse ne olur? Daima olarak harekete geçirilmiş gerilim reaksiyonu vakitle depresyonla bağlı çok taraflı meselelere neden olabilir. Bu meselelerden kimileri:
Kronik tasa
Baş karışıklığı
Yorgunluk
Asabiyet
Uyku bozuklukları
Kilo alma yahut kilo kaybı
Depresyonla kronik ağrı arasındaki örtüşmenin bir kısmı, biyolojiyle açıklanabilir. Depresyon ve kronik ağrı, emsal hudut taşıyıcılarından (sinirler arasında hareket eden kimyasal haberciler) kimilerini paylaşır. Birebir vakitte emsal hudut yollarından kimilerini da paylaşır.
Tıpkı vakitte kronik ağrının kişinin umumî hayatı üzerinde yaptığı olumsuz tesir de depresyona taban hazırlar.
Kronik ağrı birçok kayıpla sonuçlanır. İş kaybı, muhit kaybı, aile ilgilerinin bozulması, toplumsal rollerin bozulması, şiddetli kilo ya da zayıflama, cinselliğin kaybedilmesi, ekonomik zorluklar, daima ilaç kullanılması ve buna bağlı yan tesirler vs depresyonu bu hastalar için nerdeyse kader haline getirir.
Depresyon yerleşince, var olan ağrıyı artırır. Depresyon, kronik ağrıyla başa çıkma becerisini azaltarak ikili darbe vurur.
Araştırmalar, kronik ağrısı ve depresyonu olan kişileri yalnızca kronik ağrısı olanlarla karşılaştırdı. Kronik ağrısı ve depresyonu olanlar:
Daha şiddetli ağrıları olduğunu belirtirler
Hayatlarının daha az denetim altında olduğunu hissederler
Daha sıhhatsiz savaş teknikleri kullanırlar
Kronik ağrı ve depresyon birbiriyle iç içe geçtiğinden, çoğunlukla bir arada tedavi edilmelidir.
