Son Konu

Kudsîler ve Hakîkatın Elmas Kılıcı

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kudsîler, geçmiş kitabların doğru haberleri, iddialı kehanetlerin ürperten işaretleri, inşirah veren kerametlerin ümit dolu beşaretleriyle son dönemde yolu gözlenenler Yıllar var ki, insanımız, bilerek veya bilmeyerek, gözlerini doğuş beklediği ufuklara dikti ve onları bekledi onlarla avundu, onlarla teselli oldu onların geleceğine dair ümidini yitirince de hazana Uğramış yapraklar gibi sararıpsoldu ve dört bir yanda savrulup durdu Onlar, yıllar ve yıllar gönüllerimizde kurtuluş sabahının ışık melekleri olarak yaşadı ve ruhlarımıza güç, iradelerimize de fer oldular Onlarla va’dedilen şeyin gerçek kuvvet ve inşirahı olmasaydı, milletçe ulaşdığımız şu andaki noktayı elde etmek için daha seneler isterdi; bana belki de hiç mümkün olmazdı

Bizler, bir avuç toprak isek; onlar, bu çorak iklimin âbı hayatı, bizler, içinde ışığın yanıp söndüğü cam parçaları ve su kabarcıklan isek; onlar Yaradan gölgelerini üzerimizden eksik etmesin! zâtında karanlık bu cisimlerin nürefşân ışık kaynakları

Onların varlığı geleceğin şânı, şerefi ve milletin gözünün aydınlığıdır Sırtı iki büklüm kamburlaşmış sema, onların alınlarında parlayan zafer müjdeleriyle böyle rükûa vardı yıldızlar o günbugün kulaklarında uğuldayan bu beşaretle hep yeryüzüne göz kırpmaya başladı yergök şimdiye kadar duyulmadık bu velvele ile doldu ve çınladı Ve yine bu velvele ile bütün yalancıların yalancı mumları söndü, dümenleri bozuldu ve asırlardan beri cihanı haraca kesen bilumum şeytanların uykuları kaçtı

Şimdi, bütün karanlık ruh ve karanlık sîneler, önceden yağmuru sezen romatizmalı uzuvlar gibi, feleğin döl yatağında gelişen bu melek soluklardan rahatsız ve adeta ölüm rüyaları görmekde Bir kısım karanlık ruh ve karanlık sinelerin bilhassa son zamanlarda gösterdikleri huşûnet, huzursuzluk ve yaramazlığın gerçek sebebi de bu olsa gerek Aslında onların bu türlü davranışları; hergün biraz daha kendi dengelerini bozacak, kendi politikalarını karıştıracak ve dolayısıyla da sadece ve sadece kendi tükenişlerini hızlandıracaktır Bugün yeryüzü muvazenesinde bunlar söz sahibi olsalar bile,kudsîlerin nurlu iklimine uyanamamış ve onların soluklarıyla beslenememiş dünyaya hakim güçlerin, başlarındaki taçlar fazla ve iğreti, onlara bağlı bütün hükümranlıklar da gayri ciddi birer oyun ve birer akrobasidir İhtimal, son zamanlarda, hergün biraz daha artan bir hızla, mazlüm milletlere karşı gösterdikleri baskı ve şiddetin asıl sebebi de, işte onların, bu yanlarının ortaya çıkması endişesidir

Evet, dünyayı idare ediyor iddiasında olan bu güçler,iş ve icraatlarına bakılacak olursa,değil dünya muvazenesinde ağırlığı olan süper bir devlet, herhangi bir devlet ciddiyetiyle dahi te’ lif edilemiyecek kadar basitlik ve seviyesizlik örneği olmuşlardır
Ama; öyle anlaşılıyor ki, artık bunların da suları ısındı, yavaş yavaş büyüleri bozulmaya yüz tuttu ve hergün biraz daha artan bir süratle kendi “sonlarına doğru kaymaya başladılar Gayri bundan böyle, ne mazlum ve mağdûr milletleri iğfal edebilecek oyunlan kaldı, ne de dünya muvazenesindeki yerlerini koruyabilecek güç ve iktidarları
Buna karşılık bizim altın yamaçlarımızda ise yeni yeni fidanlar filiz vermeye başladı dağlarımız bağ, bağlarımız da cennet bahçelerine döndü Şimdi bu bağ ve bahçelerin her yanında yüreklerimizi hoplatan hoş sesli bülbüller şakıyor Hakikat ve onun sadefi söz elmasından öyle kılıçlar meydana geldi ki, bunlardan bir teki bile yeryüzündeki bütün yalanları biçipgeçmeye yetecek kadar keskin ve sağlam Madeni hakikattan, suyu imanlı sînelerden bu mukaddes kılıç, senelerden beri cihanın dörtbir yanında zulüm soluklayıp geçen, geçtiği her yerde zayıfları ezen; vahşeti vahşileri utandıracak kadar ürpertici, dünyayı sorumsuzca idare eden güçlerin korkulu rüyaları oldu Sislidumanlı düşüncelerin elinde ve henüz kınından tam sıyrılmamış bulunan bu kılıç, kim bilir bütün bütün yalınlaştığı zaman karanlık yüreklere ne korkular salacak !?
Yakın tarihe kadar, gerçeği ifadeye yeltenen her dile kilit vurup, hakikatı haykıran bütün kalemleri kısırlaştıranlar batılın ebedlere kadar yaşayabileceği vehmiyle, kendilerinden başka kimseyi kabul etmiyor, kimseyi umursamıyor, kimseyi dinlemiyor; sadece ve sadece kendi hezeyanlarıyla yaşıyorlardı

Gün gelib de, gece ile gündüz birbirinden ayrılınca, karanlığın kadehi de gidip boşluğa döküldü Ve ışıktan rencide olan gözler, ne yapacaklarını bilememenin şaşkınlığıyla aydınlığa sırtlarını döndü ve şafaklara zift çalmaya başladılar Artık hezeyan ekiyor, çılgınlık biçiyor ve kendi işlerini bitiriyorlardı

Oysa ki kader, hakikatin yakuttan bayrağını gönül surlarına çekmiş ve o burçlar üzerinden ayaz ayaz, bir kaç asırdan beri kendilerini ölüm uykusuna salmış “mağaradakilere yeni bir “ba’su ba’de’lmevt sûru üflemeye başlamıştı bile Gönül dünyalarında, bu ilahî davete “evet diyen kudsiler eski söz ve nefes cevherlerine öyle bir ses ilave ettiler ki, değil yeryüzündeki insanlar, eğer yüce dergâhdan “geriye dönüş yok fermanı olmasaydı, bu yeni nefesle, nice bin seneden beri toprağın altında çürüyüp giden tenler,ve ötelere ulaşmış canlar bile, bu çığlıkla uyanıp “gelmemek elden gelmezdi; çağrıldık ve geldik diyeceklerdi
 
Üst Alt