Bademcik ameliyatı (tonsillektomi)
Tonsillerimiz (bademcikler) vücudun koruma sistemine dahil olan dokulardan sadece bir tanesidir. Ağız ve burundan giren mikroorganizmaları tutarak immün sisteme tanıtırlar. Ancak vücudumuzda daha başka çok sayıda savunma sistemi vardır. Bu nedenle bademciklerin ameliyatla alınması vücudun savunma sisteminde hiçbir zayıflık oluşturmaz. Bademcik ameliyatı bütün dünyada en sık yapılan ameliyatlardan biridir ve şimdiye kadar savunma sistemini zayıflattığına yönelik objektif bir bulguya rastlanmamıştır. Zaten bademcik ameliyatı kararı bademciğin zararı faydasından daha çok olduğunda verilir. Bu durumda bademciklerin faydası bir tarafa, sürekli enfeksiyon kaynağı haline gelmesi, akut romatimal ateş ve glomerulonefrit gibi komplikasyonların ortaya çıkması, horlama, solunum zorluğu ve uyku apnesi, sürekli ağız kokusu, tümör ve kronik enfeksiyon riski sebebiyle vücuda önemli zararları var demektir. Hasta bademcik ameliyatı geçirdikten sonra da boğa enfeksiyonuna yakalanabilir. Ancak enfeksiyon çok daha nadir olarak ortaya çıkar ve hafif seyreder.
Geniz eti ameliyatı (Adenoidektomi)
Geniz eti (adenoid doku) burnumuzun arka kısmında bulunan bademcikler gibi vücudun savunma sistemine dâhil olan bir dokudur. Özellikle 3-7 yaş arası çocuklarda çok büyüyerek burun tıkanıklığı horlama ve uyku apnesine sebep olabilirler. Bu durum çocuğun sağlıklı uyumasını engeller. Ayrıca geniz etinin fazla büyümesi burun ve sinüslerin drenajını ve orta kulağın havalanmasını engelleyerek sürekli olarak sinüzit ataklarına, orta kulak enfeksiyonlarına sebep olur. Orta kulakta sıvı toplanması işitme kaybına ve uzun dönemde kulak zarında kalıcı hasara sebep olabilir. Ayrıca çocuğun burun yerine sürekli olarak ağızdan soluk alması damak yapısının ve yüz gelişiminin bozulmasına sebebiyet verebilir. Geniz etinin kendisi de enfeksiyon kaynağı haline gelebilir. Bu durumda geniz etinin bademciklerle birlikte alınması gereklidir.
Endoskopik sinüs cerrahisi
Endoskopik sinüs cerrahisi 1970'li yıllarda tanımlanmış ve kısa sürede yaygınlaşmıştır. Bu cerrahi yöntem fizyolojiye uygun olması sebebi ile çok etkili olmuş ve kronik sinüzitin tedavi yaklaşımı da tamamen değiştirmiştir. Bu sebeple sinüzit tedavisinde kullanılan eski cerrahi yöntemlerin hemen hepsi kısa sürede terk edilmiştir. Bu cerrahi yaklaşımda temel mantık minik kamera uçları ile burun içini görüntüleyerek sinüslerin tıkanmış olan doğal açıklıklarını açarak genişletmek, osteitli dokuyu çıkarırken mukozanın mümkün olduğu kadar korumaya dayanmaktadır. Sinüs mukozaları korunduğu için zaman içinde mukus taşınması işi yeniden başlar ve normal fiyolojik döngü elde edilebilir. Özellikle anatomik bozukluklara bağlı kronik sinüzit sorunu böylece tamamen ortadan kaldırılabilir.
Buruna yönelik endoskopik cerrahi öncelikle kronik sinüzitin tedavisi için tanımlanmıştır. Ancak zamanla radyolojik ve dijital görüntülemenin gelişmesi ve tecrübenin artması ile bu bölgenin tümör cerrahisi, ensefalosel eksizyonu, beyin omurilik sıvı kaçaklarının burundan tamiri, gözyaşı kanalı tıkanıklığı tedavisi, bazı göz hastalıklarının burundan endoskopik yolla cerrahi tedavisi, koanal atrezi açılması gibi geniş bir endikasyon alanına yayılmıştır. Endoskopik kafa tabanı ekiplerinin uyguladığı kollektif yöntemle kafa tabanında yerleşmiş birçok tümörün tedavisi kraniotomi yapılmadan burundan yapılabilmektedir.