Son Konu

Kur ’ân-ı Kerîm ’de Yedi Harf hakkında bilgi

nicebayan

Yeni Üye
Katılım
24 Ara 2016
Mesajlar
378,708
Tepkime
2
Puanları
38
Yaş
35
Web
nicebayan.com
Credits
-1
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Kur ’ânı Kerîm ’de Yedi Harf hakkında data


Çoğu hadiste Kur ’ânı Kerîm ’in “yedi harf üzerine indirildiği zikredilmiştir
(Buhârî, “Fezâ ’ilü ’lKur ’ân, 5)
Bu “yedi harfderi maksadın ne olduğu üstünde öbür talimat vardır Bunlar
içinde bize göre gerçeğe yerinde olanı şu ikisidir:
* Yedi harften kasıt yedi Arap kabilesinin lehçeleridir
Yedi harf aynı mânaya gelen kelimelerin birbirinin yerine kullanılmasıdır
Bilindiği üzere Kur ’ân, Arapça ’nın Kureyş lehçesine uygun bir şekilde vahyedilmiştir
Allah Kur ’ân ’la yeni karşılaşan ve Kureyş lehçesinden öbür lehçeleri bulunan Arap
kabilelerine rahatlık olsun diye bir takım kelimeleri, aynı mânada olup onların kullandıkları
kelimelerle de açıklama buyurmuş yani bu kelimeleri de vahyetmiştir Bu kelimelerin de sayısı
yediyi geçmemiştir; yani bir mâna karşılığında en fazla yedi bambaşka sözcük kullanılmıştır
Bu konuda zikredilen hadislerle yapılan açıklamalardan ortaya meydana çıkan sonuç şudur:
Kur ’ân ’a muhatap olan Arap kabileleri, iki taraflı bir dil (Arapça) konuşmakla beraber
arasında lehçe farkları vardı ve farklı kabileler, bazı kavramlar ve nesneler (maddî
varlıklar) için ayrı kelimeler kullanırlardı Hz Peygamber Kureyş kabilesindendi ve bu
kabilenin dili en gelişmiş Arap lehçesiydi Kur ’ânı Kerîm bu lehçede gelmiş olmakla
beraber –bütün Kur ’ân ’ın yok– bazı kelimelerin öbür lehçe ve şekillerde okunmasına
başlangıçta Allah kadar izin verilmiş, hangi kelimelerin kullanılacağı da Resûlullah ’a
bildirilmiştir (yedi harf üzere inmesinin mânası budur) Kur ’ân ve İslâm akıl ve gönüllere
yerleştikten daha sonra Kureyş lehçesi yaygınlaştığı için artık bu ruhsata gerek kalmadığı, öte
yana –eksik da olsa– bambaşka kelimenin, ümmetin birliğine gölge düşüreceği yönündeki
12
işaretler göz önüne alınarak, Hz Osman vaktinde ana nüshadan kopya edilen nüshalar
Kureyş lehçesine tarafından yazılmıştır (Buhârî, “Fezâ ’ilü ’l Kur ’ân, 3, 5)
Yukarıda açıklanan yedi harf meselesinin yanı sıra Arapça dilbilgisi özelliklerine ve
tecvid (hoş okuma) kurallarına, bu konulardaki ayrı anlama ve uygulamalara dayanan
kıraat farklılıkları İslâm âlimlerince birincil asırdan itibaren itinalı bir incelemeye tâbi
tutulmuş, o dönemdeki yazının okuma açısından pek çok seçeneğe açık bulunması gerçeği
göz önüne alınarak sahih okuyuşların sahih olmayanlardan ayırt edilmesine özel bir yük
atfedilmiştir
Bu konu kıraat ilmi diye bilinen disiplin içinde etraflı bir şekilde ele gücenmiş olup
Hz Peygamber ’e dayandığı kabul edilen “vücûhü ’lkırâe (okuma şekilleri) için şöyle bir
tasnif yapılmıştır: Kırâati seb‘a (genel kabule kadar mütevâtir rivayete dayalı yedi okuma
şekli), kırâati aşere (çoğunluğa kadar mütevâtir, bir takım âlimlere tarafından meşhur rivayete dayalı
üç okuma şeklinin daha yedi okuma şekline eklenmesiyle elde edilen on okuma şekli),
takrîb ise kırâati aşere imamlarının râvileri ile o râvilerin râvileri arasındaki ufak
ihtilafları (bunları öğrenip okumayı) ifade etmektedir Bu on kırâate eklenen dört kırâat
daha vardır oysa bunların şâz olduğu (muteber olan kırâat şartlarını taşımadığı) hususunda
ittifak edilmiştir
Lüzum yedi harfin gerekse yukarıda işaret edilen öbür kıraatlerin şu iki kayda değer
özelliği gözden kaçırılmamalıdır:
*Bunların tamamında okuyuş şeklinin Hz Peygamber ’e dayanması alınmıştır
*İslâm inancı, ibadeti, ahlâkı ve öbür alanlara dair düzenlemeleri hususunda bu
farklı okuyuşların değiştirici bir etkisi ve sonucu yoktur (data için bk İbn Atıyye, I, 4348; Ahmed
* Muhammed edDimyâtî, İthâfufudalâi ’lbeşer fi ’l kırââti ’lerba ’a aşer, Darı, 1359, s 5; Prof Dr İsmail
Karaçam, Kurânı Kerim ’in Nüzulü ve Kırââti, İstanbul, 1981, s 249; Abdülhamit Birışık, “Kıraat, SLAYT,
XXV, 426433) *
 
Üst Alt