İnsanların alışkanlıkları nasıl da değişiyor. "Oyuncu faresi" akımı birinci başladığında beşerler daha agresif, daha iri, hengamede silah olarak kullanılabilecek eserlere yönelivermişti mesela, derken ortadan vakit geçti ve "oyunculara yönelik eserin" bu türlü bir şey olmadığı anlaşıldı. Firmalar artık ergonomik, son derece hafif, saatler boyunca daima kullanımdan sonra bile bilek yormayan, kablosuz ve uzun batarya ömürlü eserlere yönelmiş durumda. Doğal bunun da bir bedeli var.
Logitech'in safkan oyunculara yönelik olarak tasarlanmış olsa da dalın her kesitinden beğeni toplayan PRO Wireless oyuncu faresini geçtiğimiz yıllarda incelemiş ve çok beğenmiştik. Son derece minimal bir dizayna azamî işlevsellik sığdırabilmiş bir eserdi, adeta kadro elbiseli Superman idi. Artık karşımızda PRO Wireless'ın takipçisi olan, daha yüksek performansına karşın %25 daha hafif olmayı başarabilmiş bir eser var.
PRO X Superlight iki başka renk seçeneğine sahip. Siyah ve birinci bakışta THY'nin kullandığı Euro White tonunu hatırlatan, hem mat hem de parlak üzere duran bir beyaz. Tasarım PRO Wireless modeliyle neredeyse tıpkı, son derece şık, abartısız ve birinci bakışta kasanın altında nasıl bir sürat canavarı yattığını katiyen hissettirmiyor. 5 adet 125.0x63.5x40.0 mm ebatlarında olan eser elinizin boyutu ne olursa olsun rahat edebileceğiniz ölçülerde. Kasanın tasarımı simetrik olsa da solaklara uygun bir eser diyemem. Yan tuşların yalnızca sol tarafta bulunuyor olması şayet solaksanız fareyi verimli kullanmanızı zorlaştırıyor. Farenin yükü yalnızca 62.8 gram ve kasada delikler açmadan, Barnes Wallis'in geodesic dizaynlarına kaymadan bu tartısı tutturabilmek, üstelik bunu pil ömrü 70 saati bulan bir farede başarabilmek sahiden takdir edilesi bir mühendislik başarısı olmuş.
Farenin hafifliği elbette mobilitesine de olumlu yansıyor. PowerPlay uyumlu olan fareyi hem kumaş hem de sert yüzeyli mouse padlerde denedik ve hepsinde de son derece rahat ettik. Alt kısımdaki gerçek PTFE skatezler pad üzerinde yağ üzere kayıyor. Bu alt kısım tıpkı vakitte fareyi açma kapama düğmesine (kablolu olarak kullanırken de açmanız gerekiyor) ve içinde ufak Lightspeed Wi-Fi adaptörünü de taşıyabileceğiniz bir kapağa sahip. Farenin geri kalanı üzere, fonksiyonel ve sade.
Gelelim teknik kısma çünkü eser bu mevzuda da PRO Wireless'tan ayrılıyor. Logitech bu modelde HERO 25K sensörünü kullanmış. 25600dpi'a kadar hassaslığı destekleyen sensör 40G hızlanma ve 400 IPS süratiyle piyasadaki en yeterli eserlerden. Polling rate pahası 1000Hz ve son vakitlerde 8K eserler gördüğümüzden bu size az üzere gelebilir. Gerçek şu ki 500hz ve 8K ortasındaki farkı bile hissetmeniz pek mümkün değil günlük kullanımda.
Logitech'in Lightspeed teknolojisini uzun müddettir biliyoruz. Basitçe bu kablosuz teknoloji "Sıfır Takılma" sloganlıyla uyumlu halde, kablolu ve kablosuz kullanım ortasındaki hissedilebilir performans farkını sıfıra indirdiğini çok evvel kanıtladı. Bu modelde de farklı bir durum yok, kabloyu kenara atmak eşsiz bir kullanım rahatlığı sağlıyor.
G HUB yazılımı konusunda ise, açıkçası birinci günlerde benim hayatımı kabusa çeviren bu yazılım artık çok daha stabil hale geldi ve ortadan geçen vaktin akabinde nihayet "Logitech Gaming Software'i artık aramıyoruz" diyebiliyoruz. G HUB stabil, süratli ve fareniz üzerindeki ince ayarlara süratlice ulaşmanızı sağlıyor.
Sonuç
Pekala, PRO Wireless kullanıcıları bu esere geçmeli mi? Ben ortada bu kadar fark olduğunu düşünmüyoruz fakat PRO Wireless'ın üretiminin de yakında biteceği kanaatindeyiz. Haliyle, şayet yeni, hafif ve performanslı bir oyuncu faresi arıyorsanız, 1500 TL'den başlayan fiyatına karşın G PRO X Wireless harika bir seçim olacaktır. Kendi ismimize, denediğimiz en âlâ farelerden birisi olduğunu düşünüyoruz.
Kürşat Vakit
CHIP Online Notu: %93
- Son derece hafif ve performanslı
- Lightspeed teknolojisi çok verimli
- Wi-Fi adaptörü farenin içine taşınabiliyor
- Uzun batarya ömrü