Son Konu

Mustafa Kemal Atatürk,Mustafa Kemal Atatürk Hakkında Tüm Bilgiler, Hakkında Herşey

Forumdas

Editor
Katılım
6 Ara 2022
Mesajlar
7,544
Tepkime
15,298
Puanları
113
Konum
adana
Web
forumdas.com.tr
Credits
-11
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
ANZAK ORDUSU'NUN
TÜRK ORDUSU HAKKINDA Kİ GÖRÜŞLERİ

* Biz Çanakkale Yarımadası'ndan Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek, kahraman Türk Milleti'ne ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık. Bütün Avustralyalılar Mehmetçiği kendi evlâtları gibi sever, onun mertliği, vatan ve insan sevgisi, siperlerdeki dayanılmaz heybeti ve cesareti, bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi, insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla.

( Lord Casey, Avustralya Genel Valisi, 1940 )

____________________________________

* Cesur, girişken ve şakacıydılar. Jonny Türk'e ateş edip vuramadığımızda, tüfekle "ıskaladınız" işareti yapardı. Büyük lideriniz bize saygı ifade eden konuşmasından sonra duygu ve düşüncelerimiz değişti. O konuşma, yenen bir komutanın, yendiği düşmana yaptığı en büyük övgüdür. Nefret yok, saygı var. Olayın tümü bir trajedidir. Hiç olmaması gerekirdi. Cesur bir düşman ve sıcak dost bir ulusun anısını hep yaşatacağım.

( Avustralyalı 94 yaşında Albert Roy Kyle )

____________________________________

* Gelibolu'dan önce Türk'ü fazla tanımıyorduk. Ama herşey bitip savaş sona erince "Jonny Türk"ün hiç de fena bir insan olmadığını düşündüm. Karşı karşıya olup çarpıştığımız kuvvetler her zaman uyanık ve tetikteydiler. Onlara saygı duyuyorduk.

( Yeni Zelandalı 100 yaşında Martin A. Brooke )

____________________________________

* Türk askeri cesurdu. Ölmekten korkmuyorlardı.

( Avustralyalı 96 yaşında H. W. Smith )

____________________________________

* Şunu söyleyebilirim ki, Kanlı Sırt Çarpışmaları, Çanakkale Savaşları'nın en şiddetli çarpışmalarındandı. 8.000 Türk ve 2.000 Avustralyalı öldü. Ne korkunç insan ve can kaybı. Türkler'in cesareti ve dirençleri saygı yarattı.

( Avustralyalı 97 yaşında Arthur T. Beezley )

____________________________________

* Türkler dürüst savaşçıydılar. Türkler hakkındaki düşüncelerim değişmedi. Almanlara karşı duyduğumuz nefreti, onlara karşı durmuyorduk.

( Yeni Zelandalı Cedric Stpolyion Smith )

____________________________________

* Türklere asker olarak saygı duyduk. Çünkü donanımca çok yetersiz olmalarına rağmen sıkı çarpışıyor ve iyi nişancılık yapıyorlardı. Gelibolu büyük ve korkunç bir hataydı.

( Avustralyalı 96 yaşında Ernest George Guest )

____________________________________

* Ülkeme, Türk'e asker olarak savaş yeteneği için ve bir dereceye kadar da yaşam biçimlerine saygı duygularımla döndüm.

( Avustralyalı 94 yaşında Thomas William Epps )

____________________________________

* Savaşın sonlarına doğru izlenimimiz, onların kolay yenilmeyen sıkı savaşçılar olduğu şeklindeydi.

( Yeni Zelandalı 96 yaşında Alfred Douglas Dusley )

____________________________________

* Türkler iyi ve dürüst savaşçıydılar. Cephede şartlarımız kötü, su azdı. Herkese günlük bir litreden az su veriliyordu.

( Yeni Zelandalı 97 yaşında Arthur Barleet )

____________________________________

* Savaş bitip ülkeme evime döndüğümde memnundum. Fransa'da iki buçuk yıl çarpıştıktan sonra Türkler hakkında daha iyi şeyler düşünür oldum.

( Avustralyalı 92 yaşında John Henry Norris )

____________________________________

* Gelibolu'da kaldığım süre içinde Türkler'in herhangi bir çirkin ya da alçakça tutum ve eylemini işitmedim. Oysa daha sonra gittiğim Fransa'da deneyimlerim çok farklı oldu.

( Avustralyalı 97 yaşında C. J. Hazlitt )

____________________________________

* Türkler ve Türkiye hakkında hiçbir bilgim yoktu. Mısır'da 4 ay eğitim gördükten sonra, ilk çarpışmanın nerede olacağını bilmiyorduk. Hayır. Eğer tam ve içten cevabımı isterseniz söyleyeyim. Biz Çanakkale'ye Türklerle savaşmak için gittik, arkadaşlık yapmaya değil.

Türklerle çarpıştığımız sürece, onlar hakkında şahsi bir fikir edinemedim. Onları göremiyorduk bile.

Siperlerde üşüyor ve sadece tek bir şey yapmaya uğraşıyorduk: Sağ kalmak.

Onların dürüst, Almanlardan daha dürüst savaşçı olduklarını düşünüyorum. Ayrıca savaşa, istememelerine rağmen, Almanlar tarafından sokulduklarını düşünüyorum. Bunlar, bir zaman ki düşüncelerim. Şimdi herşey bitti...

Sadece (eski) Türk askerlerinden biriyle tanışmak isterdim. Türkler de aynı şeyi yapıyor, ülkelerini savunuyorlardı."

( Russel John James Weir - Yeni Zelanda 1894 doğumlu )

___________________________________

* " Avustralya'yı terk ettiğimizde Türkiye'ye gideceğimizi bilmiyorduk. Gerçekte, Fransa'ya gideceğimizi düşünüyorduk. Ben işaretçi ve koşucu idim. Normal bir 24 saatlik yaşamımız vardı. Türklerle bizzat temasım olmadı. Türklerin dürüst savaşçılar olduklarını düşündüm. Esirlere de çok iyi bakıyorlardı. Gelibolu'da kaldığım süre içinde Türklerin herhangi bir çirkin ya da alçakça tutum ve eylemini işitmedim. Oysa daha sonra gittiğim Fransa'da deneyimlerim çok farklı oldu. Tüm harekâtın, iki taraftan da binlerce kaliteli genç insanın katliamı olduğunu bir sonuç vermediğini düşünüyordum. Savaş da zaten budur."

( C.J.HAZLITT - Avustralyalı 1884 doğumlu. 28. Birlikden Gelibolu Yarımadasına Temmuz 1915'te çıkmış.)

____________________________________

* " Onlar da bizim gibi ülkeleri için savaşıyorlardı. İyi ve dürüst savaşçılardı. Hayır. Çok dürüst çarpıştılar ve bizim gibi dürüst kuvvettiler. (Savaşta) Her iki taraftan da değerli insanlar kaybedildi."

( E.W.BARTLETT - Avustralya, 1891 doğumlu. 11. Hafif Süvari Birliğinden. )

____________________________________

* " İyi dürüst ve cesur askerdiler. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Ne Türkiye, ne de Türkler hakkında bilgimiz yoktu. Türk askerleri cesurdu, ölmekten korkmuyorlardı. Sivil Türk ile temasımız olmadı. Askerler silah donanımı ve beslenme açısından yetersiz görünüyorlardı.

Türkiye'yi ve Türkleri de hiç tanımıyorduk. Çıkartıldığımızda bile askeri yöneticiler bize hiç bilgi vermemişlerdi. Hedefimiz, amacımız neydi onu bile tam bilmiyorduk."

( J.J.RYAN - Avustralyalı, 1895 doğumlu )
 

Forumdas

Editor
Katılım
6 Ara 2022
Mesajlar
7,544
Tepkime
15,298
Puanları
113
Konum
adana
Web
forumdas.com.tr
Credits
-11
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
HARBİYE' Lİ MUSTAFA KEMAL' İN KÜNYE BİLGİLERİ


Duhulü
1 Mart 1315-13 Mart 1899

Apolet Numarası
1283

Diploma Numarası
5998

Her Dersin Üç Senelik Toplam Numarası (Notu)
1635

M.Kemal'in Üç Senede Kazandığı Puanların Toplamı
1498

Toplam Not Üzerinden Sırası (Sicili)
8

İmtihan Sonuçlarının Ve Yeni Subayların İsimlerinin Açıklaması Ve Bayram İznine(39 Gün) Gitmeleri
22 Teşrinisani 1317 - 05 Aralık 1901 Perşembe

Bayramın Bitişi
31 Kanunuevvel 1317 - 13 Ocak 1902 Pazartesi

Diplomaların verilişi (Tören)
12 Kanunusani 1317 - 25 Ocak 1902

Harp Okulu'ndan Çıkışı (Neşeti)
28 Kanunusani 1317 - 10 Şubat 1902 Pazartesi

Sicili
1317-P. 8 = 1901-Piyade-8



MUSTAFA KEMAL' İN HARP AKADEMİSİ KÜNYE BİLGİLERİ

Harp Akademisi'ne Girişi
28 Kanunusani 1317 - 10 Şubat 1902

Kurmay Olarak Yemin Etmesi
08 Teşrinievvel 1320 - 21 Ekim 1904 Cuma

Harp Akademisi Mezuniyet Sırası
5 (Beşinci)

Harp Akademisi Dönemi
57nci Dönem

Harp Akademisi'nden Çıkışı (Neşeti)
29 Kanunuevvel 1320 - 11 Ocak 1905 Çarşamba
 

Forumdas

Editor
Katılım
6 Ara 2022
Mesajlar
7,544
Tepkime
15,298
Puanları
113
Konum
adana
Web
forumdas.com.tr
Credits
-11
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
ATATÜRK VE MÜZİK
Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur. Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır. Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır.
Atatürk, askerî ataşe olarak Sofyada görevli bulunduğu dönemde çok sesli müziğe ilgi duymaya başlamıştır. Klâsik müzik konserlerine ve operalara giderek bu müzik türlerini tanıma fırsatı bulmuştur. Cumhuriyetin ilânından sonra, ülkemizde bu müzik türlerinin sevilmesini ve müzik kültürümüzde yer almasını sağlamak amacıyla yapılan çalışmalara önderlik etmiştir. Ülkemizde müzik sanatının gelişmesi için bütün olanaktan kullanmıştır.
Atatürkün zamanında yapılmış bazı binaların güzelliği, ülkemizdeki çağdaşlaşma hareketini ifade edebilecek nitelik taşımaktadır. Ayrıca mimarî eserlerin korunmasına verdiği önem de Atatürkün mimarîye olan ilgisinin önemli kanıtlarındandır.
Atatürkün, tiyatro, bale, edebiyat, heykeltıraşlık, mimarî, resim, müzik gibi sanat dallarıyla ve sanatçılarla ilgilenmesi, onları desteklemesi Atatürkün sanatla çok yakın bir ilişki içinde olduğunun göstergesidir.
Atatürk,sanatla ilgili düşüncelerini,Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarında, Çankaya Köşkünde sanatçılarla yaptığı sohbet ve tartışmalarda belirtmiştir. Atatürkün bu konuşma ve tartışmalarda dile getirdiği sanatla ilgili düşünceleri, Türk halkına ileti niteliği de taşımaktadır.
Atatürk, sanatın tanımını şu sözlerle açıklamıştır: "Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu anlatım sözle olursa şiir, ezgi ile olursa müzik, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur."
Sanatın, bir toplumun ilerlemesindeki öneminin ve vazgeçilmezliğinin bilincinde olan Atatürk, bu düşüncesini şu sözlerle ifade ediliştir: "Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir," "Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur," "Dünyada medenî, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir." Atatürkün bu sözleri, sanalla ilgili temel düşüncelerini ifade etmesi bakımından önemlidir.
Atatürkün sanatçılarla ilgili düşüncelerini ifade ettiği sözleri ise şunlardır: "Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır." "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız."
"Adımız Andımızdır" adlı şarkıyı öğrenelim. Şarkıyı, sınıfımızda seslendirelim.
Büyük bir sanatsever olan Atatürkün gönlünde, müziğin ayrı bir yeri vardı. Bu nedenle millî kültürümüzde önemli bir yer tutan güzel sanatlar içinde müziğe ayrı bir önem vermiştir. Müziğin önemiyle ilgili düşüncelerini, şu sözleriyle ifade etmiştir: "Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgisi olmayan varlıklar, insan değildirler.
 
Üst Alt