Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan gecilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan gecilmez
İceride bir has oda, yeri samur doşeli;
Bu odadan gelsin diye cağrılmadan gecilmez
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dunyada,
Butun fani lezzetlere darılmadan gecilmez
Varlık nicin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekun?
Aklı yele salıverip cıldırmadan gecilmez
Kayalık boğazlarda yon arayan bir gemi;
Usta kaptan klavuza varılmadan gecilmez
Ne okudun, ne oğrendin, ne bildinse berhava;
Yer cokmeden, gok iki şak yarılmadan gecilmez
Gecitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi;
İşte, işte o eteğe sarılmadan gecilmez!