Her iki yaklaşımda değerli kusurlar içermektedir. Bir yandan Akupunktur bir mucize değildir. Öte yandan ise obezite ile boğuşmak zorunda olan hastaya davranış değişikliğinin yerleşmesi gereken başlangıç aşamasında akupunkturun ekleri göz gerisi edilemeyecek kadar değerlidir.
Akupunktur, her şeyden evvel sindirim sisteminizin daha nizamlı çalışmasını sağlayacak örneğin kabızlık sorununuz varsa bunu giderecek, midenizde ekşime yanma yahut hazımsızlık varsa bunları ortadan kaldıracaktır.
Akupunktur, hayatınızda hala var olan ve bu türlü önemli bir davranış değişikliği sırasında oluşacak olan gerilimi giderecek, kendinizi her vakit olduğundan daha sakin ve rahat hissetmenizi sağlayacaktır. Bu da size kimi davranışlarınızı tekrar gözden geçirip değiştirebilmeniz için imkan verecektir.
Akupunktur, bu süreçte doğal olarak aldığınız besin ölçüsü düşeceğinden beklenen açlık duygusu, mide kazıntısı ve halsizlik şikayetlerini giderecektir. Akupunktur, sıkça rastlanılan tabip denetimi dışında yapılan sıkı diyetlerle kilo alıp vermeler sonucunda yahut bir diğer nedenle yavaşlayan metabolizmanın hızlanmasını sağlayacaktır.
Akupunktur bu sorunları giderirken hastanın yapacağı; haftada bir sefer Akupunktur tedavisine tertipli gitmek ve tabibinin tekliflerine uyarak sağlıklı bir biçimde kilo verirken beslenme ile ilgili yanlış davranışlarını kalıcı bir formda değiştirerek ömür uzunluğu sürecek gerçek alışkanlıkları edinmekten diğer bir şey olmayacaktır.
Sonuç olarak; obezite 21. yüzyılın bilinçle savaş edilmesi gereken temel sıhhat dertlerinden biridir. Obezite tek başına ürettiği sorunların ötesinde bir çok sıhhat sorununa neden olmaktadır. Topluluk içinde obezite ile savaş edebilecek dinamiklerin biri de akupunkturistlerdir. Obeziteye akıllıca yaklaşmak koşulu ile.
Prof.Dr.Kaya Özkuş