Son Konu

Oruç Tutmak Kimlere Farzdır ?

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Oruç Tutmak Kimlere Farzdır ? oruç tutmak oruç yakalamak, kimlere farzdır, farz olmayan durumlar, nelerdir, hakkında data için yazımıza buyrun arkadaşlar 1549028796 1549028796 oructutmakkimlerefarzdir5c544dc15d684oructutmakkimlerefarzdir5c544dc15d684 oructutmakkimlerefarzdir5c544dc15d684 oruç tutmak kimlere farzdır, kimlere farz değildir işte bu yazımızda sizlere sunuyoruz melekler ORUÇ YAKALAMAK KİMLERE FARZDIR? İslâm, emir ve yasakların yapılmasını istediği kimselerde bir takım koşullar arar Bu anlamda diğer ibadetlerde olduğu gibi, oruç ibadetinde de belli başlı özelliklere sahip olan kimseler mükellef tutulmuştur Bunları şu şekilde sıralamamız mümkündür: 1 Müslüman elde etmek: Oruç ibadetinin bir kimseye farz olması için, o kişinin Müslümanlığı kabul etmiş olması gerekir Müslüman olmayan kimseler, böyle bir ibadeti yapmaya zorlanamaz 2 Buluğ Çağı çağında ve akıllı olmak: İbadetlerin farz olması için bulunması gerekli olan şarlardan biri de o kimsenin ergenlik çağında ve bununla beraber zeki olmasıdır Zira henüz muhakkak bir yaşa (erginlik) gelmemiş kimseler İslâm’da mükellef kabul edilmemişlerdir Bu anlamda çocuklar ve erginlik yaşına ulaştığı halde akıldan yoksun olanlar, bu ibadetten muaf tutulmuşlardır Bu hususu Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şu beyanlarıyla bildirmişlerdir: “Üç kişiden mesuliyet kaldırılmıştır: Buluğ çağına erinceye değin çocuktan, aklı yerine gelinceye kadar deliden, uyanıncaya değin uyuyandan (Buhârî, Hudûd 22) 3 Oruç tutmaya güç yetmek ve gezgin olmamak: Orucun farz olması için, mükellefin beden itibariyle sağlıklı olması, hasta olmaması ve mukim olması gerekir Bedenen oruç tutmaya muktedir olmayanların, hastaların ve seferde olan kimselerin oruç tutmaları farz değildir Oysa bu kimseler gerçi oruç tutacak olsalar, tutmuş oldukları oruç geçerlidir Belki kendilerine verilen bu ruhsatı kullanır da tutmazlarsa, o vakit da tutmadıkları gün sayısı kadar daha sonra tutarlar Bu hususla ilgili olarak Kur’ânı Kerim’de şöyle buyurulur: “Oruç sayılı günlerdedir Sizden her kim o günlerde hasta ya da yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç miktar Oruç tutamayanlara fidye gerekir Fidye bir fakiri doyuracak miktardır Her kim de, kendi hayrına olarak fidye miktarını artırırsa bu, kendisi hakkında kesinlikle daha hayırlıdır bununla beraber, eğer işin gerçeğini bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır (Bakara 2184) Bununla Birlikte hayız, hâmile ve emzikli kadınlar da, oruçtan muaf tutulmuş olup, bunlar, mazeretleri sona erince, tutamadıkları gün sayısınca oruçlarını kaza ederler ORUÇ TUTMANIN FARZ OLMADIĞI DURUMLAR Gezi: İslâm, insanlara üstesinden gelemeyecekleri mükellefiyetleri yüklemez Emirler takat ölçüsündedir Seyahat ise, ara sıra meşakkat ve sıkıntıların olduğu bir durumdur Böyle bir durumdaki Müslüman yolculuğun vereceği meşakkat karşı oruç tutmada zorlanabilir Bundan dolayıdır fakat Cenabı Hakk, Bakara suresinin 184 âyetinde bu durumdaki kimselere oruç tutmama noktasında ruhsat vermiştir Seferde iken oruç tutmayan daha sonra kaza eder Fakat dileyen kimseler, gezgin oldukları halde bu orucu tutabilirler Hastalık: Yüce Marifetli, oruç tutamayacak dek hasta olan kimselere de ruhsat vermiş, oruç mükellefiyetinden onları istisna etmiştir Bunlar iyileştikten sonra tutamadıkları orucu kaza ederler Burada hastalığı bütünüyle betimlemek gerekir Hastalık, insanın hayatî fonksiyonlarının muntazam şekilde seyir etmemesi ya da etraftan gelen uyarılara cevap verilmeme hali olarak tanımlama edilebilir Rahatsızlık, oldukça önemli ve tedavi gerektiren bir durum olabileceği gibi kolay bir rahatsızlık da olabilir Bu ayırımı yapmayı yani oruç tutup tutmaması gereken kimseleri ayırmayı İslâm, Tabibi Müslimi Hâzık’a, (müslüman mütehassıs hekime) bırakmıştır Tabiatıyle rastgele bir kimseye danışarak oruç tutmamak Allah katında o şahsa manevî yükümlülük yükler Hamilelik ve çocuk emzirmek: Hamile olan veya çocuğunu emzirme durumunda olan kadınlar, lüzum kendilerine, gerekse çocuklarına bir zarar gelmemesi için, oruç tutmama noktasındaki ruhsata dahildirler ve daha sonra müsait olduklarında kaza ederler (Bkz: İbn Mâce, Sıyâm 3) Yaşlılık: İslâm, oruç tutamayacak dek ihtiyar olan kimselere ruhsat tanımış, tutamadıkları her gün için bir fakir doyurmak suretiyle bu onları bu ibadetten muaf tutmuştur Fazla istek ve susama: Oruçlu olan bir kimse, fazla istek ve susuzlukla karşı karşıya kalsa, orucun, onun vücut ve ruh sağlığını önemli boyutta etkileyeceğinden üzüntü etse yahut hekim bu hususta kendisine tutmaması noktasında rapor vermiş olsa, bu kimse de oruçtan muaf tutulmuş olup, sağlığına kavuştuğunda, tutamadığı günler dek yakalamak suretiyle bu ibadeti yerine getirmiş olur İkrah: Yani zor kullanarak oruç tutturulmamak halidir Birisi oruç tutana, “Orucunu bozmazsan seni öldürürüm ya da bir uzvunu keserim diye korkutma etmişse, dediğini yapmaya gücü yetiyorsa, oruçlunun orucunu bozması mübah olur  
 
Üst Alt