Son Konu

Osmanlı Devleti Cellatları-Osmanlının unlu Cellatları

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
26
Puanları
48
Credits
-6
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Osmanlı Devletinin Cellatları kimlerdi
Osmanlı Saray cellatları
Osmanlı'da cellatlık teşkilatı
Osmanlıda idamlar
Osmanlıda idamlar nasıl yapılırdı

Osmanlı Devleti CellatlarıOsmanlı Cellatları

imagesosmanlidevleticellatlariosmanlininunlucellatlari5b0f06f8c87ad

Her devletin tarihinde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde de on binlerce insan cellat pencesinde can vermişti Kimileri yağlı bir kementin uğursuz ıslığını, kimileri de celik satırın urperten soğuğunu duydular son saniyelerinde Tıpkı, sonu gelmez işkencelerle olumu bekleyen diğerleri gibi

Osmanlı devletinin resmi cellat orgutu, cellatbaşının yonetiminde, sayıları donem donem değişen kalabalık bir gruptan oluşuyordu Hepsi de aslen cingene ’ydiler Cellatbaşı ile cellatlar, bostancıbaşının emrindeydi İdam hukmu bostancıbaşıya verilir; o da yerine gore, bazen bizzat nezaret ederek hukmu yerine getirirdi Eğer oldurulecek onemli bir şahıs ise, idamda bostancıbaşı muhakkak bulunur, hukmu de cellatbaşının en cok guvendiği bir veya iki cellat infaz ederdi Ki, bunlara da cellat yamağıdenirdi Sarayın en buyuk subaylarından biri olan bostancıbaşının başlıca gorevi, emrindeki bostancı erleriyle sarayı ve padişahın şahsını korumaktı İstanbul'un Boğazici ile beraber butun sahillerinin ve limanın guvenliği de ikinci gorevleri arasındaydı

Siyasi tutuklular, yağlı kementle boğulurdu

Bazen idamdan sonra başı şifredenilen son derece keskin ozel bir ustura ile govdesinden ayrılırdı Bu baş ya bir ibret taşının ustune konur ya da sarayın şehre acılan buyuk kapısının, Babı HUmayunun onune atılırdı Sabıkalı hırsızlar, ozellikle gece hırsızları, şehrin uygun gorulen bir yerinde, genellikle sucun işlendiği semtte, hatta bazen girdiği evin veya dukkanın, hanın kapısına asılırdı

Katiller umumiyetle işkence ile oldurulurdu

Askerlerin, yani sipahi veya yenicerilerin başları kesilir, cesetleri ayaklarına taş bağlanarak denize atılırdı İdam edilecek kimseler, ferman cıkıncaya kadar bostancıbaşı tarafından tutuklanır, buna da, Bostancıbaşı hapsine verilmekdenirdi Bostancıbaşı hapsinden sağ kurtulanlar cok azdı Orneğin, Sadrazam Rauf Paşa, İkinci Mahmut'un, O genc ve guzel başa kallavi pek guzel yakışıyor, kıyamam!diyerek idam fermanını onaylamamasıyla kurtulmuştu

Cengel, carmık ve kazık

Cellat, bazen de mahkUma gizli malını soyletmek icin, infazdan once işkence uygulardı İşkence ile idamın uc şekli vardı: Cengel, carmık ve kazık Cengel, İstanbul'da Eminonu'nde idi Kalın kalaslardan yapılmış kale burcu gibi bir şeydi Bir adam boyundan yuksek yerine, ceşitli buyuklukte ve uzunlukta, başları yukarıya doğru kıvrık ve sivri, keskin bir tarak şeklinde bir sıra, kasap dukkanlarında olduğu gibi, cengeller konmuştu
Cengel cezasına eşkıya, ozellikle korsanlar carptırılırdı

Kaptan paşalar, donanma ile Akdeniz'den donerken esir ettikleri korsanları getirmeyi asla ihmal etmezlerdi Bunlardan bir kısmını kadırgaların direklerine astırıp limana dehşetle girer; bir kısmını da cengele saklarlardı
Carmıh cezası da eşkıyaya ve casuslara tatbik edilirdi

Tutuklunun canı kuvvetli olup olmezse, akşamustune doğru asılırdı On yedinci asır ortasında asi Abaza Mehmet Paşa'nın İstanbul ’da tutulan ajanları boyle idam edilmişlerdi

Kazık da eşkıyalara ve korsanlara uygulanan cezalardandı

16 yuzyıl sonlarında, bostancıbaşılardan Ferhat Ağa, bir defaya mahsus olarak yeni bir olum cezası icat etti Suclu genc yeniceriydi Bir imamın nikahlı genc karısını kandırıp kacırmış, kadının saclarını keserek oğlan kıyafetine sokmuş, bir zaman hic kimseye aldırmadan yanında gezdirmişti Uskudar'da yakalandı, Tophane'ye goturuldu Ferhat Ağa; cengeli, carmıhı, kazığı az gormuştu Delikanlıyı; cırılcıplak soydurtmuş, bilek, dirsek, diz ve ayak mafsallarını da cekiclerle kırdırıp zavallıyı yağlı pacavralara sararak havan topunun namlusuna gulle gibi tıktırtmıştı Sonra; topu ateşleterek sucluyu havada paramparca ettirtmişti

Devlet adamlarının infazlarında kendilerine itibar edilirdi

Bir devlet adamı idama mahkUm olunca, ferman kendisine bostancıbaşı tarafından bildirilirdi Eli, eteği opulerek saygıda kusur edilmez, teselli yollu sozler soylenir, aptes alıp iki rekat namaz kılmasına izin verilirdi Viyana bozgunundan sonra, Belgrat da idam edilen Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, namazından sonra, Vucudum toprağa duşsundiyerek kilimleri toplatmış, uzun sakalını kendi elleriyle kaldırarak celladın kemendini gecirmesine yardım etmiş ve ona Sanatını incelikle yap!demişti

Yine 17 yuzyıl vezirlerinden Hezarpare Ahmet Paşa ise; celladı karşısında gorunce Vay kafir, kahpe oğlu!diye bağırmış, direnmiş, bir ahıra suruklenerek goturulmuştu Cellat, paşanın başındaki kavuğu alıp kendi başına, kendi başındaki kirli kulahı da paşanın başına koyduktan sonra onu bir yumrukta cokertip boynuna yağlı kemendi gecirmişti Ulkenin doğusuna cellat gonderilip idam edilen siyasi tutukluların başları, infazın sonrasında, yolda bozulmaması icin bal doldurulmuş bir kıl torba icinde cellat tarafından İstanbul'a getirilir ve başkentte yıkandıktan sonra halka ibretle izlettirilerek gomulurdu

Osmanlı tarihinde en unlu cellatlar

17 yuzyılda Kara Ali, onun yamağı Hammal Ali ve Kara Ali'den sonra başcellat olan Suleyman'dı

Evliya Celebi Kara Ali'nin portresini, kendine ozgu uslubuyla şoyle ciziyor:

Bu kolun ustadı; kamili Kara Ali'dir ki, pazılarını sıvayıp, tigi ateştabını kemerine bendedup, sair işkence edecek aletlerini beline asıp, el ve ayak kıracak baltaları iki yanına takıştırıp, sair yamakları dahi aletleriyle kemerlerine susleyip yalınkılıc merdane cumbuş ederek gecerler ki neuzubillah hicbirinin cehresinde nur kalmamış zehir adamlardır!

Eğer katline ilişkin hukum Divanı Humayun tarafından verilmişse, bunu tatbik etmek icin muhzırağa, subaşı ve bazen de asesbaşı memur edilirdi Divanı humayun dışında verilen idam cezalarını da subaşı gercekleştirirdi Bu memurların gozculuğu ve sorumluluğu altındaki idamları uygulamak da cellatların goreviydi Reaya icin kan dokme yasağı bahis konusu olmadığı icin boğma yoluna gidilmemiş ve asılma ile kafa kesme usulleri tercih edilmiştir

Kural bu olmakla beraber, bazen başka infaz şekilleri de kullanılmıştır Reayadan İstanbul'da siyaseten katledilenlerin, aynı zamanda cesetleri de alemi ibret icin teşhir edilirdi Celladın cesede verdiği durumdan, onun İslam veya gayrimuslim olup olmadığı anlaşılırdı İslamlar sırtustu yatırılırlar ve başları kollarının altına alınırdı Musluman olmayanlar ise, yuzukoyun uzatılır başları kıclarına konurdu

netten alıntı
 
Üst Alt