Son Konu

Osmanlıda Vakıf Kurumu

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Vakıf nedir


Vakıf
Mukellef kimsenin; kendi mulku olan belli ve dayanıklı malının menfaatini bir şarta bağlamadan Musluman veya zımmi fakirlere bırakması Vakıf; lugatte habs ve men etmek, alıkoymak manalarına gelir Vakf yapana vakıf, vakf edilen şeye mevkUf denirVakfı idare edene mutevelli, mutevelliyi kontrol edene nazır, vakıf şartlarının yazılı olduğu belgeye de vakfiye denir Vakfedilen mal, sahibinin mulkunden cıkar Satılmaz, bağışlanmaz, miras bırakılmaz Vakıf, dunyada insanlara ihsan ve ikram etmek gayesiyle kurulur

Muslumanlar, “Bir kimse olunce, ameli kesilir, amel defteri kapanır Yalnız şu uc kimsenin amel defteri kapanmaz: Sadakai cariyesi, ilmi bir eseri, kendisine dua eden hayırlı bir evladı olan mealindeki hadisi şerifte haber verilen bir sadakai cariye bırakabilmek icin adeta birbirleriyle yarış ettiler Anadolu Selcukluları, Danişmendliler, Gazneliler, Atabegler, EyyUbilerle Hindistan,Afganistan ve diğer Musluman ve Turk devletlerinde bircok vakıf kuruldu Mısır’daki MemlUkler doneminde iyice gelişip yaygınlaştı

Vakıflar, en buyuk gelişmeyi Osmanlılar zamanında gosterdi “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır hadisi şerifini rehber edinen Osmanlılar, her sahada olduğu gibi, bu sahada da muazzam ve kalıcı eserler meydana getirdiler Vakıf yoluyla tesis edilen bu sayısız eserler, muazzam Osmanlı ulkesini bir baştan diğer başa ağ gibi ordu 15301540 seneleri arasında yapılan vakıflarla ilgili tahrirlere gore; yalnız Anadolu eyaletinde vakıf yoluyla 45 imaret, 342 cami, 1055 mescit, 110 medrese, 154 muallimhane, 1 kalenderhane, 1 mevlevihane, 2 darulhuffaz, 75 buyuk han ve kervansaray kuruldu Bu muesseselerde vazife yapan 121 muderris, 3756 hatib, imam ve muezzinle 3229 şeyh, şeyhzade, kayyım, talebe veya mutevellinin iaşe giderleri ve maaşları vakıf gelirlerinden karşılandı

Yine aynı tarihlerde Karaman eyaletinde vakıf yoluyla 3 imaret, 75 cami, 319 mescit, 45 medrese, 272 zaviye, 2 darulhadis, 31 darulhuffaz, 4 muallimhane, 2 daruşşifa, 14 kervansaray, RUmeli eyaletindeyse; 10 imaret, 93 cami, 218 mescit, 35 medrese, 275 zaviye, 13 muallimhane ve 17 kervansaray tesis edildi

Tesis edilen bu vakıflar gordukleri hizmetlere gore değişiklik arz ederdi Yukarıda zikredilenlerden başka, su yolları, su kemerleri, ceşme ve sebiller, yollar, kaldırımlar, aşevleri, dul ve yetim evleri, cocuk emzirme ve buyutme yuvaları gibi vakıf eserleri tesis edilmiştir Bunlardan başka namazgah, kutuphane, dukkan, misafirhane, kuyular, camaşırhane, hela, han, hamam, bedesten, turbe, iskele, deniz feneri,ok ve gureş meydanları, esir ve kole azad etmek, fakirlere yakacak temin etmek, hizmetcilerin efendileri tarafından azarlanmaması icin kırdıkları kase ve kapların yerine yenilerini almak, gazilere at yetiştirmek, ağac dikmek, borctan hapse girenlerin borcunu odemek, dağlara gecitler kurmak, oksuz kızlara ceyiz hazırlamak, borcluların borclarını odemek, dul kadınlara ve muhtaclara yardım etmek, cocukları baharda acık havada gezdirmek, mektep cocuklarına gıda ve yiyecek yardımı, fakirlerin ve kimsesizlerin cenazesini kaldırmak, bayramlarda cocukları ve kimsesizleri sevindirmek, kalelere, istihkamlara veya donanmaya yardımda bulunmak, kış aylarında kuşların beslenmesi, hasta ve garib leyleklerin bakımı ve tedavisi gibi pekcok maksatla ceşitli vakıflar kurulmuştur Muslumanların iki mukaddes beldesi olan Mekke ve Medine şehirlerine, İslam dunyasının her tarafında binlerce vakıf tesis edilmiştir Bilhassa Osmanlı sultanlarının, devlet adamlarının ve diğer hayırsever kimselerin meydana getirdikleri vakıflarla, her sene Osmanlı ulkesinden buralara ulaştırılan vakıf gelirleri, butun İslam dunyasının şukran hislerini kabartacak seviyeye ulaşmıştır

Din ve ırk farkı gozetmeksizin butun insanlığın hizmetine tahsis edilmiş olan, insanların bedeni ve rUhi hastalıklarını tedavi etmek gayesiyle kurulmuş vakıf hastaneler, daruşşifalar ve tımarhaneler de onemli vakıf muesseseleridir Bu sağlık kuruluşlarıyla ilgili bazı vakfiyelerde birtakım ilacların formulleri bildirilmiş, bu formullere gore yapılan ilacların hastaların tedavisinde kullanılması istenilmiştir Sosyal hizmetler yonunden pek onemli olan imaretlerse, seyahatin meşakkati altında yorgun duşen yolcuların istirahatını temin ederek, din ve kultur birliğinin kurulmasını sağlamış, aclık tehlikesiyle karşı karşıya bulunan umidsiz kimselere bir sığınak vazifesi gormuş, dini ve insani vecibeleri en iyi şekilde yerine getirmiştir İmaretler bunyesinde yer alan daruşşifalar, halkın poliklinik ve hastane hizmetlerini gormuştur Bu hizmetler devrin en selahiyetli tıp otoriteleri eliyle parasız olarak yapılırdı İmarethaneler yuzlerce yetime maaş bağlamak, binlerce fakirin karnını doyurmak, dul kadınları himaye altına almak, yetim ve fakir cocuklarını okutmak uzere mektepler acmak gibi hizmetlerle gercekten Turk hayırseverliğinin takdirle yad edilecek birer şefkat abidesi huviyetindeydiler

Şehirlerarası nakliyenin sağlanması icin pek cok yol, kopru ve kalenin inşası onemli ticaret yolları uzerindeki konak yerlerinde kervansaraylar kurulması vakıflar sayesinde gercekleşmiştir Sokakların aydınlatılıp temizlenmesi ve bazı şehirlerin muhtelif yerlerinde bahceler acılması gibi hizmetler de vakıf yoluyla yaptırılmıştır

Osmanlı iskan siyasetini kolaylaştıran onemli unsurlardan biri olan ve Osmanlı Devletinin başlangıcından itibaren; ulkenin ceşitli yerlerinde kurulan tekkeler, ahi ocakları ve bunların masrafları vakıflar yoluyla karşılanmıştır Ahiler, yerleştikleri yerlerde devlet politikasının propagandasını yaptıkları gibi, gelip gidenleri misafir etmişler, gerektiğinde harbe katılmış, halkı da bu işe teşvik etmişlerdir

Yuzyıllar boyunca İslam ve Turk dunyasında ictimai nizamın korunmasına fertler arasında yardımlaşma ve dayanışma yoluyla karşılıklı sevgi bağının kurulmasına, başka bir ifadeyle insanlığın dunyevi ve uhrevi saadetine hizmet eden birer sosyal kuruluş olarak onemli bir yer tutan vakıflar, Osmanlı devlet nizamının kurulmasında ve devam etmesinde temel faktorlerden biri olmuştur

Osmanlılar zamanında kurulan vakıf muesseseleri iki kısımda incelenmektedir Birincisi; vakfedilen şeyin bizzat kendisinden faydalanılan vakıflardır Muessesatı hayriye de denilen, camiler, medreseler, mektepler, imaretler, zaviyeler, kutuphaneler, misafirhaneler, kopruler, hastaneler, ceşmeler, sebiller ve kabristanlar bu kısma girer İkincisi ise; vakfedilen şeyin bizzat kendisinden faydalanılmayan, fakat birincilerin surekli ve duzenli bir şekilde işlemesini temin eden bina, arazi, nakit para vs gelir kaynaklarının teşkil ettiği vakıflardır Bunlara aslı vakf denilmektedir Vakfedilen bu nesneler arasında bazı koylerin tamamı, her turlu ziraat işletmeleri, ciftlikler, tarlalar, uzum bağları, bahceler, mesken olarak kullanılan binalar, dukkanlar ve iktisadi gaye icin yapılmış başka yapılar gibi gayri menkuller ve hayvan derisi, gemi, nakit para gibi menkuller gorulmektedir Mulkiyeti devlete ait olan ve arazii miriye adı verilen toprakların da vakıf haline getirildiği gorulmektedir; buna vakıfı irsadi adı verilmektedir Ancak vakfedilen şey bu arazilerin cıplak mulkiyeti değil, ya uzerinde calışan kimselerin devlete odemek zorunda oldukları vergiler veya arazinin tasarruf hakkıydı Tahsis ve irsad kabilinden evkaf adı da verilen bu vakıflarda esas olan, vakfedilen gelirlerin devlet butcesinden karşılanması, gereken hizmetlere tahsis edilmesidir

Osmanlılardaki toprak vakıfları da uc kısma ayrılmıştır:

Birincisi; sahiplerinin mulku olan oşurlu ve haraclı toprakların vakfedilmesiyle meydana gelen toprak vakıflarıdır Bunlar, mulkiyeti devlet tarafından satılmış veya imar ve ihya maksadıyla kolonizator Turk dervişlerine ve zaviye sahiplerine mulk olarak terk edilen boş toprakların vakıf haline getirilmesiyle ortaya cıkmıştır Bu toprakları vakıf sahiplerinin kendileri veya adamları işlemektedir Kiraya verildiği takdirde vakıf idarecisi toprağı işleyen koylulerden sadece toprak kirası isteyebilmekte bunun dışında onlar uzerinde idari ve inzibati selahiyetleri ve resmi sıfatları bulunmamaktadır

İkincisi; malikaneani sistemine bağlı toprakların vakfedilmesi halinde, vakfedilen şey, topraktan ve toprak uzerinde yaşayan koylulerden alınan her turlu vergiler olmayıp, sadece toprağın kuru bir mulkiyet hakkıdır Bu mulkiyet hakkına malikane hissesi denilmekte olup, umUmiyetle mahsUlun beşte biri, yedide biri veya onda biri olarak kabul edilmektedir Vakfedilen bu haktır

Ucuncu kısmı ise; bilcumle hukUkı şer’iye ve rusUmı orfiyesiyle ve serbestiyat uzere vakfedilen topraklardır

Burada soz konusu edilen vakıflardan birinci ve ikincisi vakfı sahih, ucuncusu ise vakfı irsadidir

Osmanlılarda, onceleri padişah ve Harameyn vakıfları icin teşkilatlı nezaretler kurulmuş, 1839’da kurulan ve taşrada teşkilatlandırılan Evkafı HumayUn Nezareti, imparatorluktaki butun vakıfları merkezi bir idareye kavuşturmuştur
 
Üst Alt