Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde bekaret konusunda tartışmalar yüzyıllardır sürmeye devam ederken, cinsel hayatımızı etkileyen pandemi sürecinin de bekaret konusunda fikirlerin değişmesine sebep olduğunu görüyoruz. Farklı ülkelerde bekarete ne kadar kıymet veriliyor, yeni kuşak bu bahiste ne düşünüyor, pandemi sürecinde cinsellik algımız ne kadar değişti... Tüm bu soruların yanıtı için buyrun!
Kaynak 1, 2, 3
Kültür ve coğrafya fark etmeksizin dünyanın dört bir yanında hala bekaret bir tabu biliyorsunuz ki. Lakin bekaretin kıymeti, ülkeden ülkeye büyük manada farklılıklar taşıyor.
Üçüncü dünya ülkelerinde yapılan araştırmalar, her ne kadar erkekler ortasında bekaretlerini erken kaybetmelerinin olumlu algılanmasıyla sonuçlansa da bayanlar için durumun tam aykırısı olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye'de 664 üniversite öğrencisiyle yapılan bu çalışma erkek öğrencilerinin %65'inin bekarete değer verdiğini, bayan öğrencilerinin %64'ünün ise değersiz bulduğunu gözler önüne serdi.
Bekaret kavramı her ne kadar günlük hayatımızın her alanında bir tabu olsa da ülkemizde bu durumu bilhassa de televizyon dizilerinde yer alan bekaret sahneleriyle görüyoruz.
Hatırlarsanız 'Camdaki Kız' dizisi geçtiğimiz aylarda bekaret denetimi sahnesiyle uzun müddet tartışma konusu olmuştu. Bu dizilerde sırf 'kadınların' bekaretine odaklanılıyor olması da aslında farklı bir tartışma konusu. Dizilerdeki 'gerdek geceleri' ise bekarete büyük bir kıymet yüklememize neden oluyor.
Kuzey Amerika ve Avrupa'ya baktığımızda burada yaşayan insanların bekarete karşı bakış açısının bir oldukça değiştiğini görüyoruz. Cinsel deneyimsizlik tüm cinsiyetler için, bilhassa gençler ortasında negatif bir mana taşıyor.
Örneğin 2010 imali 'Easy A' sineması bekaretini kaybettiği dedikoduları yayılınca bir anda okulun havalı kızına dönüşen ve aslında bekaretini kaybetmediğini insanlara itiraf etmeye utanan bir genç kızı bahis alıyor.
Dünyaca ünlü olmuş 'Amerikan Pastası' serisi de tıpkı formda bekaretini kaybetmeye çalışan üniversiteli bir genci bahis alıyordu.
Bilhassa gençlerin farkında olmadan altında kaldıkları bu baskıyı kıymetsiz bir ayrıntı olarak görmek yanlış olur. Zira 20'li yaşlarında bekaretini hala kaybetmemiş olmak, kendini bedelsiz bulmayla ve öz itimadın düşmesiyle sonuçlanıyor!
2016'de yapılan bir araştırma 44 ülkenin birinci cinsel tecrübe yaşını ortaya koymuştu. Listenin doruğunda 23 yaş ortalamasıyla Malezya, en sonunda ise 15 yaş ile İzlanda yer alıyordu.
Türkiye ise birçok Avrupa ülkesine benzeri halde 17.8 yaş ortalamasıyla 26. sıradaydı.
Lakin Y (1981-1996) ve Z nesli (1997-2012) ile yapılan yeni çalışmalar, birinci cinsel tecrübe yaşının ve bekareti erken kaybetmenin ehemmiyetinin öbür jenerasyonlara nazaran oldukça azalmaya başladığını gösteriyor...
Genç bayanlara yönelik bir dijital platform olan Refinery29'de Hayley Jackson isimli müellif bu hususta samimi fikirlerini ve kaygınlarını beşerlerle paylaşmış, kıymetli bir de noktaya değinmiş: pandeminin cinsel hayatımıza olan etkisi!
"Belki de bakire öleceğim gerçeğini birinci sefer kabullenmeye başladığında 25 yaşındaydım. 2020'nin Mart ayıydı ve tüm dünya koronavirüs pandemisiyle uğraşıyordu, markete gitmenin bile tehlikeli geldiği periyottu."
'Ben de pandemi sürecinde birinci cinsel tecrübemi yaşayamayacağım gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldım. Bekareti ben tercih etmemiştim aslında, dini inancım ya da evliliği beklemek üzere bir niyetim yoktu. Gözümü açıp kapayana kadar 20'li yaşlarımın ortalarına gelmiştim, bekaretim güya bana alımlı olmadığımı kanıtlıyormuş üzere bir başarısızlık hissediyordum.'
"Ailemle ve arkadaşlarımla bunu paylaşmaktan utanıyordum, ne vakit konusu açılsa sevgili bulmaya ayıracak vaktim olmadığını söylüyordum. Fakat bu mazeretlerin arkasında bir kaygı yatıyordu..."
'Seks yapmanın korkusu değil de deneyimsizliğimin karşı tarafta yaratacağı tesirden çekindiğim için sevgili işlerinden büsbütün elimi ayağımı çekmiştim.'
"Bu biçimde 16 ay geçti, herkes aşılandı ve 2021'in yazı gelip çattı. Yalnızlıktan bıkan beşerler yaz aşkları için yelken açtılar."
"Ben ise pandeminin bekaretim hakkında niyetlerimi büsbütün değiştirdiğini fark ettim. Öncelikle pandemi süreci bizi yalnızca toplumsal sıhhat üzere değerli problemler hakkında aydınlatmakla kalmadı, tıpkı vakitte insanlık bağlarımızı gözden geçirmemizi sağladı."
'Böyle değerli problemleri düşününce benim 'büyük problemim' gözümde çok küçük, değersiz ayrıntı olarak kaldı. Son iki yıldır yaşadıklarımızı ve uymak zorunda kaldığımız toplumsal ara kurallarını düşününce gelecekteki partnerlerimin benim durumuma karşı daha anlayışlı olacağını düşünmeye başladım.'
"Karantina sürecinde faal bir cinsel hayatı olmayan insanları düşünmek benim gerginliğimi ne kadar azalttı anlatamam. 27 yaşındayım ve hala seks yapmadım. Lakin artık bunun beni geri çekmesine müsaade vermiyorum..."
Pekala pandemi nitekim cinsel hayatımızı ne kadar etkiledi?
Tam da muharririn bahsettiği üzere karantina ve toplumsal aralık çerçevesinde birçok insan cinsel aktivitelerinde azalma gördü. Yalnız yaşayan genç insanların bir kısmı aile konutuna dönme kararı aldı.
Yeniden pandemi sürecinde internet üzerinden tanışma uygulamaları popülarite kazandı ve yapılan anketlerin sonuçlarına nazaran mastürbasyon oranı yükseldi.
Geçtiğimiz sene Türkiye'de yapılan bu çalışma pandemi sürecinde hem bayanlarda hem de erkeklerde cinsel birliktelik oranının azaldığını, yeniden tüm cinsiyetlerde mastürbasyon sıklığının yükseldiğini ortaya koydu.
Amerika bazında yapılan bir başka yeni araştırmada ise pandemiyle birlikte tek gecelik ilgilerin azaldığı görüldü. Bekar erkeklerin %81'i pandemi öncesine kıyasla cinselliğe daha az ehemmiyet verdiklerini söyledi.
Anlayacağınız dünyanın birden fazla yerinde bekaret kavramına verilen ehemmiyet yeni jenerasyonla bir arada her geçen gün azalıyor, pandeminin ise bu bahisteki tesirleri göz arkası edilemez...
Siz bu mevzuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!