Son Konu

Peyagamber Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Peygamberimiz Hz MUHAMMED

(SAV)

Efendim, Müjdecim, Kurtaricim, Peygamberim !
Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim
N F Kisakürek

HZ IBRAHIM VE SONRASI

Yaratilis kitabi (Tekvin) bize Ibrahim'in çocugu olmadigini, çocuk sahibi olmaktan ümit kestigini ve Allah'in çadirindaki Ibrahim'e söyle seslendigini söyler: Simdi göklere bak ve sayabilirsen gökteki yildizlari sayIbrahim gözlerini yildizlara çevirdi ve söyle bir ses duydu: Senin soyun da ayni sekilde çogalacak

Hanimi Sare 76, Ibrahim ise 85 yasinda idi; hanimi Ibrahim'e Hacer adinda Misir'li bir cariyeyi ikinci hanim olmak için verdi Fakat hanimla cariyesi arasinda geçimsizlik ortaya çikti Hacer, Sare'nin kizginligindan kaçti ve üzüntü içinde Allah'a yalvardi Allah ona melekle bir mesaj gönderdi: Senin soyunu o kadar çogaltacagim ki, onu saymak mümkün olamyacakMelek ona sunlari söyledi: Iste, bir çocugun olacak, bir erkek çocugu dünyaya getireceksin ve adini Ismail koyacaksin; çünkü Allah senin kederini isittiSonra Hacer, Ibrahim ve Sare'nin yanina döndü ve onlara melegin söylediklerini haber verdi; çocuk dogdugunda, Ibrahim ona Tanri isitiranlamindaki Ismail adini koydu

Çocuk 13 yasina geldiginde, Ibrahim 100, Sare 90 yasindaydi; Allah tekrar Ibrahim'e seslendi ve Sare'nin bir erkek çocugu dünyaya getirecegini, adini Ishak koymasini söyledi Büyük oglunun Allah katinda degerinin düseceginden korkan Ibrahim Allah'a yalvardi: Ismail senin katinda yasamaya devam etsinAllah ona söyle cevap verdi: Ismail'le ilgili söylediklerini duydumş Üzülme, selamim onun üzerine olsunBen onu büyük bir millet yapacagim Fakat benim ahdim (sözüm), Sare'nin gelecek yil bu vakitte dünyaya getirecegi Ishak ile yerine gelecek

Sare, Ishak'i dünyaya getirdi ve onu kendisi emzirdi Ishak sütten kesildiginde, Ibrahim'e artik Hacer ve Ismail'in kendi evlerinde kalmasina gerek kalmadigini söyledi Ibrahim, Ismail'i çok sevdigi için buna üzüldü Fakat Allah tekrar Ibrahim'e seslendi ve Sare'nin teklifine uymasini ve üzülmemesini söyledi; ve Ismail'in korunanlardan olacagini tekrarladi

Ibrahim bir degil iki büyük milletin atasi olacakti iki büyük millet, yani hidayete erdirilmis iki büyük güç, yeryüzünde Allah'in emirlerini yerine getirecek olan iki büyük araç çünkü Allah din disi (profan) olan bir seyi rahmet olarak vadetmez ve Allah katinda ruh yüceliginden baska büyüklük yoktur

Iki manevi irmak, iki din, Allah için iki dünya, iki merkez nokta Bir yer, asla orasini insanlar seçtigi için degil, fakat göklerde seçildigi için mukaddes olur Ibrahim'in sahasi dahilinde iki mukaddes merkez vardi; bunlardan biri yaninda, öteki belki de daha henüz bilmedigi bir yerdi: Arabistan'da bir vadi Hacer ile Ismail vadiye varip da susuzluktan kavrulmaya basladiklarinda, Hacer oglunun ölmesinden korktu Atalarinin geleneklerine göre, Ismail yattigi yerden Tanri'ya yalvardi ve annesi biraz ötedeki tasin üstüne çikip, yardim gelip gelmedigini arastirdi Kimseyi göremeyince karsidaki yüksek tepeye kadar kostu, fakat yine kimseyi göremedi Yari çilgin bir halde iki nokta arasindan yedi kez geçti, yedincisinde dinlenmek için kayanin üstüne oturdugu sirada melek geldi Allah, Ismail'in topugunun oldugu yerden bir su kaynagi fiskirtti ve bu su daha sonra zemzemadini aldi

Ismail ve Hacer gittikleri yere ulastiklarinda, Ibrahim'in daha yetmisbes yillik ömrü vardi ve oglunu o kutsal yerde ziyaret etti Hacc Suresi 26 ayette Allah'in Ibrahim'e, Ismail'le birlikte zemzem kuyusunun yanina insa edecekleri mabedin yerini gösterdigini söyler; nasil yapacaklarini da Bu mabede, sekil olarak küpe benzedigi için Kabe adi verilir; dört kösesi, pusulanin dört yönüne göredir Mabedin yapimi bittiginde Allah tekrar Ibrahim'e seslendi ve ona Bekke'ye, veya daha sonra adlandirildigi gibi Mekke'ye hac gelenegini kurmasini emretti

Daha sonra Ibrahim söyle dua etti: Rabbimiz gerçekten ben, çocukalrimdan bir kismini Beyti Haram (kutlu ve korunmus ev'in)yaninda ekini olmayan bir vadiye yerlestirdim; Rabbimiz dosdogru namazi kilsinlar diye (öyle yaptim), böylelikle Sen, insanlarin bir kisminin kalblerini onlara ilgi duyar kil ve onlari birtakim ürünlerden riziklandir Umulur ki sükrederler

BIR BÜYÜK KAYIP

Ibrahim'in duasi kabul oldu Kabe'ye akin akin ziyaretçi gelmeye basladi Ishak'in soyundan gelenler de, Kabe'yi Ibrahim tarafindan yapilan kutsal bir tapinak olarak ziyaret ediyorlardi Fakat yüzyillar geçtikçe tektanri'ya olan ibadetin safligi bozulmaya ve kirlenmeye basladi Ismail'in soyundan gelenler, Mekke vadisine sigmayacak kadar çogaldilar; uzaklara göç edenler bu kutsal tapinaktan taslar alip, Kabe adina ona saygi gösterdiler Daha sonralari komsu putperest topluluklarin etkisiyle bu taslara putlar da eklendi; ve sonunda hacilar bu putlari Mekke'ye tasimaya basladilar Bu putlar Kabe'nin çevresine yerlestirildi, iste o zaman yahudiler Ibrahim'in tapinagini ziyaret etmemeye basladilar

BIR OGUL KURBAN ETMEYE IÇILEN AND

Abdulmuttalip, cömertligi ve akilliligi ile Kureys'ten saygi görüyordu Yakisikli, zengin bir adamdi Bütün bunlarin üstüne Zemzem'in tekrar insa edilmesine vesile olan seçilmis kisi olmasi da ekleniyordu Fakat daha önce bir ogul sahibi olmanin eksikligini hiç bu kadar hissetmemisti Sadece bir tek erkek çocuga sahipti Allah'a bunun için daha çok dua etmeye basladi Duasina, eger O, on evlat verirse ve hepsi de büyüyüp bülug çagina gelirse, onlardan birini Kabe'de kurban edecegini de ekledi

Duasi kabul olmustu Yillar sonra dokuz oglu daha olmustu Ogullari büyüdügünde içmis oldugu and aklina gelmeye basladi Fakat kurban etmek için hangi oglunu seçecegini bilemiyordu En sonunda Kabe'de kura sonucu ok en çok sevdigi oglu Abdullah'a çikti Abdullah'in annesi olan Fatima diger hanimlarina nazaran Mekke'deki en güçlü kabilelerden biri olan Mahzum Kabilesi'ndendi, yani Kureysli'ydi Abdullah'in kurban edilmesine izin vermediler Bunun üzerine Abdulmuttalip Yesrib'de yasayan akilli bir kadinin yanina gitmeye karar verdi Kadini uzun bir yolculuktan sonra Hayber'de buldular Kadina olayi anlattiklarinda, onlara ruhla konusmasi gerektigini ve ertesi gün gelmelerini söyledi Abdulmuttalip Allah'a dua etti, ertesi gün kadin sunlari söyledi: Memleketinize dönün ve kurban edeceginiz adami bir tarafa, on deveyi bir tarafa koyun ve aralarinda kura çekin Ok adamin alehine çikarsa on deve daha koyun ve tekrar kura çekin Fal develere çikincaya kadar develeri arttirin Develeri kurban edip adami saliverindedi

Mekke'ye döndüler ve kadinin dediklerini yaptilar Develerin sayisi yüzü buluncaya dek ok Abdullah'in aleyhine çikti En sonunda Abdullah kurtuldu ve develer kurban edildi

HZ PEYGAMBERIN DOGUMU

Putlari kabul etmenin ve onlarin etkili olduguna inanmanin tek delili ve mesruiyeti gelenekti: Babalari, babalarinin babalari ve daha büyük atalari hep öyle yapmisti Bununla birlikte Allah, Abdullah için büyük bir gerçeklik ifade ediyordu

Ibrahim'in dinini tam anlamiyla sürdüren bir kaç kisi vardi ve daima olmustu Onlar putlara ibadetin geleneksel olmaktan çok, sonradan ortaya çikmis bir tehlike (bid'at) oldugu kanaatindeydiler Hubel'in Israilogullarinin altin buzagisindan pek farkli olmadigini görebilmek için tarihe bir göz atmak yeterliydi Kendilerine Hanifler adini veren bu sahislarin putlarla hiç ilgisi yoktu ve putlari Mekke'yi pisleten ve alçaltan varliklar olarak görüyorlardi Taviz vermekten uzak oluslari ve çogu seye karsi çikislari onlari Mekke toplumunun disinda kalmaya zorluyordu Onlara karsi takinilan tavir, hosgörü, saygi veya kötü davranma, bir bakima kisiliklerini, bir bakima da kendilerini korumaya hazir olan kabileler tarafindan belirleniyordu

FIL YILI

Abdulmuttalip dört tane Hanif taniyordu ve onlarin en saygini olan Varaka hristiyan olmustu O bölgedeki hristiyanlar arasinda bir peygamberin gelisinin yakin oldugu fikri yaygindi Bu inancin bu kadar yayilmasinin sebebi ise dogudaki kiliselerden bazilarinin bu inanci desteklemesi ve astrologlarla kahinlein de bu inanci paylasmasiydi Yahudilere gelince, onlar da son gelen peygamberin Isa oldugunu bildikleri için yeni bir peygamberin gelecegi konusunda hemfikirdiler Yahudi alimleri onlara peygamberin çok yakinda gelecegini, onun gelecegine delalet eden birçok isaretin görüldügünü ve muhakkak onun seçilmis kavim olan yahudilerden çikacagini söylüyorlardi Varaka'nin da içlerinde bulundugu bir grup hristiyan ise bu konuda süphedeydiler; onlara göre peygamberin Arap olmamasi için hiç bir sebep yoktu Araplarin, yahudilerden daha çok peygambere ihtiyaçlari vardi, çünkü en azindan yahudiler tek Tanri'ya tapma bakimindan Ibrahim'in dinini takip ediyor ve putlara tapmiyorlardi Araplarin bu yalanci tanrilara tapmalarini ise sadece bir peygamber önleyebilirdi Kabe'nin içinde ve çevresinde toplam 360 put vardi; bunun yanisira Mekke'de her evde, evin merkezini olusturan bir put bulunurdu Bu uygulamalar sadece Mekke'ye özgü degildi, tüm Arabistan'a yayilmisti

Develer kurban edilir edilmez, Abdulmuttalip kurtulan oglunu evlendirmeye karar verdi Biraz arastirdiktan sonra, Vehb'in kizi Amine'yi uygun bir es olarak seçtiler Abdulmuttalip, Amine'yi ogluna, kizkardesi Hale'yi de kendine istedi

Abdulmuttalip o sirada yetmis yaslarindaydi, fakat yasina göre her bakimdan hala genç görünüyordu Abdullah güzellikte zamanin Yusuf'u gibiydi ve o da yirmibes yasindaydi Dügün yerine giderken yolda Varaka'nin kardesi Kuteyle'nin yanindan geçmislerdi ki Ey Abdullahdiye bir ses duydular Abdullah yüzünü Kuteyle'ye çevirdi, kadin ona nereye gittigini sordu Abdullah Babamla gidiyorumdiye cevap verdi Kuteyle: Beni simdi burada al ve benimle evlen, sana yerine kurban edilen develer kadar deve verecegimdedi Abdullah ise Babamla beraberim, onun isteklerinin disina çikamam ve onu birakamamdiye cevap verdi

Dügünden bir kaç gün sonra Abdullah yine Varaka'nin kardesi Kuteyle'ye rastladi Kadinin gözleri yüzünü öyle arastirir bakislarla tariyordu ki, konusmasini bekler bir sekilde yaninda durdu Kadin bir sey söylemeyince, bir gün önce söylediklerini neden tekrarlamadigini sordugunda Kuteyle'den su cevabi aldi: Dün yüzünde varolan isik bugün yok Bugün benim senden istediklerimi bana veremezsin

Evlenmelerin meydana geldigi yil MS 569 idi Bunu takip eden yil Fil Yili olarak bilinir ve birden fazla sebeple önem tasir

RAHIP BAHIRA

Abdulmuttalib'in mallari hayatinin son döneminde oldukça azalmisti, ölümünden sonra ogullarina sadece çok küçük bir miras biakmisti Ogullarindan bazilari, özellikle Ebu Leheb olarak taninan Abdu'l Uzza, kendiliklerinden zengin olmuslardi Fakat Ebu Talib fakirdi Bu nedenle yegeni kendisini, yasamini kazanmak için elinden geleni yapmaya zorunlu hissediyordu Yasamini keçi ve koyunlara çobanlik ederek kazaniyordu ve gün geçtikçe Mekke'nin üstündeki tepelerde veya ötesindeki ovalarda yalniz geçirdigi günler artiyordu Buna ragmen amcasi onu bazen beraberinde yolculuga götürüyordu Bunlardan birinde, Muhammed (SAV) dokuz, bir görüse göre de oniki yasindayken bir ticaret kervaniyla Suriye'ye kadar gitti Busra'da, Mekke kervaninin her zamanki konak yerlerinden birinde, içinde nesilden nesile bir hristiyan rahibin yasadigi bir hücre vardi Biri öldügünde, digeri onun yerini aliyor ve eski el yazmalarini da içeren manastirdaki bütün esyaya varis oluyordu Bu el yamalarindan birinde Araplara bir peygamber gelecegi kayitliydi Manastirda yasayan Rahip Bahira bu kitaplarin hepsinden haberdardi Bu konuyla ilgilenmesinin asil sebebi ise Varaka gibi onun da peygamberin kendi yasam süresi içinde gelecegine inanmasiydi

Bahira, Mekke kervaninin manastirdan pek uzak olmayan konak yerinde konakladigini bir çok defa görmüstü Fakat bu sefer daha önce hiç karsilasmadigi bir seyle karsilasti ve dona kaldi: alçak ve küçük bir bulut onlarin üstünde yavas yavas ilerliyor ve sürekli yolculardan bir veya ikisi ile günesin arasinda yer aliyordu Büyük bir ilgiyle onlarin yaklasmasini izledi Birden ilgisi saskinliga dönüstü Çünkü konakladiklari anda bulut hareket etmeyi durdurdu ve altinda gölgelendikleri agacin üstünde sabit olarak kaldi Agaç ise dallarini asagiya indirerek onlarin iki kat gölgede olmalarni sagliyordu Bahira böyle bir mucizenin öneml oldugunu biliyordu Sadece yüce bir sahsiyetin varligi bu olayi açiklayabilirdi ve aniden beklenen peygamber aklina geldi

Manastira kisa bir süre önce büyük miktarda yiyecek gelmisti, elindekilerin hepsini birlestirerek kervana söyle bir haber gönderdi: Ey Kureysliler! Sizin için yiyecekler hazirladim ve buraya gelmenizi istiyorum Yasligenç, kölehür hepinizi davet ediyorum

Bunun üzerine hepsi manastira geldiler, fakat Bahira'nin tembihlerine ragmen Muhammed (SAV)'i develerin ve yüklerin yaninda gözcü olarak biraktilar Bahira oradakiler içinde kitapta tarif edilene benzer bir yüz göremeyince eksikligi farketti Ey Kureysliler! Geride kimse kalmadigindan emin misinizşdiye sordu Baska kimse kalmadidediler, sadece en küçügümüz olan bir erkek çocuk kaldiçBahira Ona öyle davranmayin, onu da çagirin; bizimle beraber yemekte bulunsundedi Sonra çocugu yemege çagirdilar

Çocugun yüzüne bir kez bakmak Bahira için bu mucizeleri açiklamaya yetti Yemek boyunca onu dikkatle incelediginde yüz ve vücut özelliklerinin kendi kitabinda anlatilanlara ne denli yakin oldugunu gözledi Yemekten sonra rahip bu genç misafirin yanina gitti ve ona yasam sekli, uykulari ve genel konulardaki tavirlariyla ilgili bazi seyler sordu Çocuk ona bu konularda ayrintili cevaplar verdi; çünkü adam saygidegerdi, sorular ise saygili ve hürmetkarca soruluyordu Hatta rahip sirtina bakmak istediginde, gömlegini siyirmakta tereddüt etmedi Bahira zaten kesinlikle onun peygamber oldugu kanaatindeydi Bir de sirtindaki iki kürek kemigi arasinda, kitabinda anlatilan yerde peygamberlik mührünü görünce tüm süpheleri silindi Bahira Ebu Talib'e döndü ve Bu çocukla akrabalik dereceniz nedirşdiye sordu Ebu Talib Oglumdurdedi Rahip, Oglunuz degil, bu çocugun babasi sag olamazdedi Ebu Talib Kardesimin ogludurdedi Peki babasina ne olduşdedi rahip Öteki Daha annesi ona hamileyken öldüdedi Iste bu dogrudedi Bahira, Kardesinin oglunu ülkene geri götür ve onu yahudilerden koru Çünkü benim bildigimi onlar da bilirler ve görürlerse ona kötülük yaparlar Kardesinin oglunun geleceginde büyük seyler gizli

EVLILIK TEKLIFLERI

Mekke'deki zengin tüccarlardan birisi bir kadindi Esed kabilesinden Huveylid'in kizi Hatice Ayni zamanda hristiyan olan Varaka'nin ve kardesi Kuteyle'nin de kuzeni idi O zamana dek iki kez evlenmisti ve ikinci kocasinin ölümünden beri kendi adina ticaret yapacak bir adam görevlendirmeyi adet edinmisti Bunlardan biri de artik Mekke'de elEmin (güvenilir), serefli olarak taninan Muhammed (SAV)'di Bu söhreti isekendisine emanet edilen ticaret kervanlarinin sahiplerinden yayiliyordu Hatice, O'nu bir kölesini de yanina vererek ticaret kervaninin basina getirdi Gidip dönene kadar yanindaki köle bir çok mucizelere sahit olmustu Bunlari Hatice'ye anlatti, Hatice de Kuzeni Varaka'ya Varaka Eger bu dogruysa, Hatice, Muhammed (SAV) kavmimize gönderilen peygamberdir Uzun süreden beri bir peygamberin gelecegini biliyordum ve iste geldi

Hz Hatice, Hz Muhammed (SAV)'e evlilik teklifi götürdü Hz Muhammed (SAV) maddi imkansizligini ileri sürerek Ben böyle bir evliligi nasil yapabilirimşdedi Araci Nuseyfe Orasini bana birak!deyince Hz Muhammed (SAV) O halde benden tarafi tamamdedi Gereken her sey yapildi ve aralarinda Hz Muhammed (SAV)'nin yirmi disi deve vermesi kararini aldilar

ÇOCUKLARI VE HZ ZEYID

Damat amcasinin evinden ayrildi ve gelinle birlikte yasamak üzere onun evine yerlesti Hatice kocasina bir es oldugu kadar, onun en yakin arkdasi ve ideallerini ve isteklerini paylasan bir dostu idi Acilar ve kayiplar olsa da evlilikleri çok mutlu geçiyordu Hz Hatice, Hz Muhammed (SAV)'e alti çocuk dogurdu, iki erkek ve dört kiz En büyük çocuklari Kasim adinda bir oglan çocuguydu Bundan sonra O'na Ebu'l Kasim (Kasim'in babasi) denmeye baslandi Fakat çocuk iki yasini doldurmadan vefat etti Ikinci çocuklari Zeyneb adinda bir kizdi, onu üç kiz çocugu daha takip etti: Rukiyye, Ümmü Gülsüm ve Fatima Son çocuklari ise yine çok az bir süre yasayan bir erkek çocuguydu Evlendigi gün Muhammed (SAV) babasindan miras kalan sadik cariyesi Bereke'yi azat etti Hatice ise O'na kölesi Zeyd'i hediye etti Zeyd iyi bir ailedendi, fakat yillar önce kaçirilarak köle olarak satilmisti Muhammed (SAV)'in kölesi olduktan aylar sonra bir gün daha önce yakalayamadigi bir firsati, ailesine haber gönderme imkanini yakalamisti: Mekke sokaklarinda kendi kabilesinden adamlara rastladi Eger onlari bir önceki yil görmüs olsaydi, duygulari çok farkli olurdu Böyle bir karsilasmayi uzun süredir arzuluyordu, fakat simdi saskinliga düsmüstü Rahatinin iyi oldugunu ve geri dönmek istemedigini anlatmak üzere birkaç misra yazip gönderdi Ailesi haberi aldiginda hemen yola çiktilar ve Hz Muhammed (SAV)'e Zeyd'i kendilerine satmasini teklif ettiler Hz Muhammed (SAV) Birakin kendisi seçsin, eger sizi seçerse hiçbir ücret istemeden onu size veririm; eger beni seçerse, ben; beni seçen birinin üstünde karar verici degilimdedi Zeyd'e soruldugunda sunlari söyledi: Senin üstüne baska adam seçecek degilim Sen bana annem ve babam gibisinAilesi hayret etti

Hz Muhammed (SAV) daha sonraki konusmalari kisa keserek onlari Kabe'ye davet etti Hicr'de ayakta durarak yüksek sesle sunlari söyledi: Ey burada bulunanlar, sahid olun ki, Zeyd benim oglumdur, ben onun, o da benim varisimdirO günden sonra Zeyd, Zeyd Ibn Muhammed diye anilmaya basladi

KABE'NIN YENIDEN INSASI

Hz Muhammed (SAV) 35 yasinda iken Kureys'liler Kabe'nin tekrar insasina karar verdiler Kabe yikildiktan sonra Hacerü'l Esved'in bulundugu kösede Süryanice bir yazi buldurlar ve onu bir yahudiye okuttular Ben Allah'im ve Bekke (Mekke)'nin Rabbiyim Mekke'yi ve gökleri ben yarattim, Ay'a ve Günes'e sekil verdigimi ve Günes'in etrafina dokunulmaz olan yedi melegi yerlestirdigim gün yarattim O (Mekke), insanlara süt ve su ile yardim eden iki tepe varoldukça varolmaya devam edecektiryazmakta idi Bir parca yazida Ibrahim makaminda Kabe'nin kapisi yaninda Hz Ibrahim'in ayak izini tasiyan kayanin altinda bulundu Mekke, Allah'in kutsal evidir Onun sürekliligi üç yönden gelir O'nun yakinindaki insanlar onu ilk kirletenler olmasin

Kabe'nin yapilmasinda bütün kabileler çalisti ve yeniden yapildi Sira Hacerü'l Esved tasinin yerine konulmasina geldiginde yerlestirme serefine tüm kabileler nail olmak istemekte idiler Aralarinda anlasamiyarak ihtilafa düstüler Bu tartisma bir kaç gün sürdü ve yasli bir adam söyle bir öneri getirdi: Mescid'e ilk giren hakem olsunTam busirada Hz Muhammed kapidan içeri girdi Hepsi Muhammed Emin'dir karari kabulumuzdür dediler Durumu kendisine anlattilar Hz Muhammed bana bir kumas getirin dedi Kumasi yere serdi Hacerü'l Esvedi kendi elleriyle kumasin üzerine yerlestirdi Her kabilenin reisi bezin ucundan tutsun dedi Tas yükselincede onu yerine kendi elleriyle yerlestirdi Böylece insaatin kalan kismina devam edildi ve sorun çözüldü

ILK VAHIY VE PEYGAMBERLIK

Hz Muhammed'e bazi haller olmaya basladi Bunlarin nasil oldugu soruldugunda uykuda iken gelen sabahin aydinligi gibi gerçek görüntüleroldugu söylerdi Hira dagindaki bir magaraya inzivaya çekilmeye basladi Sehirden ayrilip magaraya yaklastiginda Ey Allah'in Rasülü, sana selam olsunseslerini duyardi Geriye dönüp bakinca agaçlar ve taslardan baska hiç bir sey göremezdi Ramazan ayinda kirk yasinda iken insan seklinde bir melek geldi ve O'na OKUdedi O, ben okuma bilmemdeyince, Melek onu eline aldi ve dayanabilecegi son nokyata kadar sikti Sonra tekrar OKUdedi Ben okuma bilmem! Üçüncü kez ayni olay tekrarladindi ve biraktiginda söyle dedi:

Insana bilmedigini ögretti (A'lak Suresi 15) Bunlar Kur'ani Kerimin ilk gelen ayetleridir

O bu sözleri melegin arkasindan tekrarladi ve melek onu birakip gitti (Bu melek vahiy meledigi Cebrail AS'di) Sonra Peygamberimiz Hira magarasindan evine döndü Olaylari Hz Hatice validemize anlatti Hz Hatice O'na Senin peygamber olacagini umuyordum Ne mutlu sana Müjdeler olsun sana!dedi Hz Hatice hemen amcasinin oglu Varaka Bin Nevfel'e olanlari anlatti Varaka'nin cevabi: Bu gördügün Allahi Tealanin Musa'ya indirdigi Namusu Ekber'dir (Cebrail'dir) Ah keske senin davet günlerinde genç olsaydim Kavmin seni çikaracagi günlerde hayatta bulunsaydimdedi ve Rasulullahin mübarek baslarindan öptü

Ilk vahiyden sonra vahiy belli bir süre kesintiye ugradi Bu sessizlik döneminden sonra onu temin edici bir vahiy geldi (Duha Suresi 111)

ILK EMIR NAMAZ

Hz Muhammed (SAV) en yakin ve sevgili buldugu kisilere Melek ve Vahiy hakkinda gördüklerini anlatmaya basladiBir gün Cebrail ona geldi ve topuguyla çimenlige vurdu Oradan hemen su fiskirmaya basladiNamazdan önce nasil temizlenecegini peygambere gösterdi ve abdest aldi Peygamber onu taklit ettive namazi nasil kilacagini, kiyam, rüku, sücud ve tesehhüd mikteri oturmanin nasil yapilacagini ögretti ve namaz vakitlerini ögretti Peygamber evine dönünce ögrendiklerini Hatice'ye de ögretti ve birlikte namaz kildilar

Din artik abdest ve namaz esalari üzerine kurulmustuHatice'den sonra bu esalari ilk uygulayanlar Ali, Zeyd, Ebu Bekir idi

AILENI UYARIP KORKUT

Henüz Islam'a açik bir çagri yapilmamisti, fakat gün geçtikçe mü'minler grubuna kadinerkek bir çok genç katiliyordu Peygamberin kuzenleri de dahil bir çok akrabasi yeni dine girmelerine ragmen amcalarindan hiçbiri onun pesinden gelmeye yatkin görünmüyordu Ebu Talib, Hamza ve Abbas Peygamberi kisisel olarak sevdikleri halde, Ebu Leheb açikça yegeninin sapik oldugunu söylüyordu

(Öncelikle) en yakin hisimlarini(asiretini) uyarip korkut(Suara :214) ayetinden sonra Peygamber(sav),Ali!yi çagirip Abdulmuttalib ogullarini bir araya toplamasini, onlara yemek verecegini söyledi Hasim Kabilesi gelince 1 koyun budu ve bir masrapa süt bütün kabileyi doyurmaya yetti

KUREYS KARSI ÇIKIYOR

Islâm'in ilk günlerinde, müslümanlar sik sik Mekke'nin disina gider ve topluca namaz kilarlardi Bir gün birkaç putperest,onlar namaz kilarken alay edince Zühre Kabilesinden Sa'd kafirlerden birini yaraladi Bu Islam' da ilk kan dökülmesi oldu Fakat Peygamber Efendimize sik sik gelen vahiylerde sabrin tavsiye edilmesini dikkate alarak o günden sonra siddetten kaçinmaya karar verdiler Onlarin demelerine karsi sen sabret ve onlardan güzel kopma(düsünce ve eylem bakimindan köklü bir tutum )ile kopup ayrilve Sen simdi o küfretmekte olanlara mühlet ver, kendilerine az bir süre tani(Müzemmil:1011)

Kureys'ten bir grup Ebu Talib'e gelip yegenini engellemesini, yoksa savas çikaracaklarini söylediler O da yegenine haber göndererek kendini korumasini istedi Kureysin korkusu o sene hacca gelecek olanlarin Muhammed (sav) ve taraftarlarinin putlari horgördügünü farkedip, bir daha Mekke'ye gelmemeleri ve bunun sonucu olarak da hem ticaret hem de Mescit koruyucularinin seref ve haysiyetinin kötü duruma sokulacak olmasiydi

Kureys bu durumu önlemek için çesitli yöntemler aradiMekke'ye gelen Arap'lara, Muhammed' in (sav) araplari temsil etmedigi anlatilmaliydi Bunun yanisira baska seyler söylemek gerekliydiÖnce mecnun (deli) veya sair demeyi düsündüler, fakat daha sonra büyücü demek konusunda hemfikir oldular Çünkü biliyorlardi ki Muhammed insan kazanmak konusunda çok basariliydi

Planlarini titiz bir sekilde uygulamalarina ragmen, nasibi olanlarin Islam'a girmesine engel olamadilar Mekke'ye gelen hacilar,kendilerine düsmanlarindan farkli bir hikaye anlatan Peygamber (sav) taraftarlariyla karsilastilar ve her biri yaratilisinin geregi olarak iman ettiArabistan'in her yerinde, özellikle de Yesrib'de yaygin olarak yeni dinden bahsedilmeye baslandi

EVS VE HAZREÇ

Evs ve Hazreç kabileleri kendileriyle birlikte Yesrib'de yasayan bazi yahudi kabileleriyle müttefiktiler Fakat çogunlukla aralari kötü idiÇünkü tek tanrici yahudiler, Allah'in seçilmis kullari olarak, çok tanrili Arap'lara güçlerinden dolayi saygi duymalarina ragmen kisaknçlik besliyorlardi Yahudi alimleri ve kahinler,peygamberin nereye gelecegini soranlara Yemen tarafini isaret ederlerdi Yesribliler Mekke'de bir peygamber gelecegini duyunca dikkat kesildiler, çünkü zaten akide olarak tek tanrici akideye asina idiler Yahudiler, onlarla iyi geçindikleri zamanlarda, Tanri'nin biriligini ve insanin esas amacinin ne oldugunu anlatirlar ve bu konuyu birlikte tartisirlardi

Yahudiler peygamber gelecegine inaniyor; fakat Allah nasil olur da seçilmis olmayan bir milletten birini peygamber olarak gönderirdiye inanmiyorlardiBunun yaniisra Hazreçliler, simdi bir peygamber oldugunu iddia eden ve daha önce çocukken annesiyle, sonralari da Suriye'ye giderken birçok kez ugramis Yesrib'e ugramisolan bu adamla aralarinda güçlü kan bagi oldugunun farkindaydilarHacilar ve Mekke'yi ziyaret edenlerin getirdigi haberlerle desteklenen tüm bu faktörler, vadi halkinin üzerinde etkisini göstermeye basladi

Evs ve Hazreç Kabileleri arasinda; 2 kisi arasindaki bir çatismadan dolayi savas baslamisti ve bu baslica sorun haline gelmistiBu nedenle Evs'in ileri gelenleri, Mekke'ye,Kureyslilerden Hazreç'e karsi yardim istemek üzere bir delege göndermeye karar verdiler Delegeler,Kureys'ten cevap beklerken Peygamber(sav) yanlarina geldi; o da görevinden ve teblig etmekle yükümlü oldugu dinden bahsetti,Kur'an'dan bir bölüm okuduMuaz oglu Ilyas ona inandiBu nedenle o,Islam'a giren ilk Yesrib'li sayilabilir

EBUCEHIL VE HAMZA

Mekke'deki Mü'minlerin sayindaki artis,beraberinde kafirlerin düsmanligini da arttirdi Islam'in en kötü düsmanlarindan biri, ailesi ve arkadaslari arasinda Ebu'l Hakem diye anilan,mü'minlerinse adini Ebu Cehil(cehaletin babasi ) koyduklari Mahzum kabilesinden Amr idi O zaman Mahzumilerin basinda bulunan Velid'in de yegeni oluyordu ve onun yerine geçeceginden emindi Peygamberi kötülemek için çalisanlarin en usanmazi ve onu büyücü diye adlandiranlarin en bagirgani idi Çaresiz Mü'minlere karsi acimasizlikta çok asiri idi ve diger kabileleri de buna tesvik ediyordu

Bir gün Peygamberimizi (sav) Mescid'in disindaki Safa kapisi yakininda otururken gördü Karsisina geçerek agzina gelen bütün küfürleri söyledi Peygamber(sav) ona sadece bakti, hiçbirsey söylemedi Ebu Cehil Kureyslilerin yanina döndü O sirada avdan dönen Hamza karsidan gözüktü Onun yaklastigini görünce, Safa kapisina yakin olan evinden bir kadin çikti ve onu durdurdu Peygambere bagli olan bu kadin, Ebu Cehil'in Peygambere(sav) küfürlerini duymus ve sinirlenmisti Hamza'ya; Ebu Cehil'in yegenine küfür ve hakaret ettigini, onun da karsiliginda hiçbirsey söylemedigini anlatti Kabe' yi isaret ederek Ebu Cehil'in orada oldugunu belirttiHamza yumusak huylu bir insandi,bununla birlikte Kureys'in en cesuru idi,kizdirildiginda ise en sert adami olurdu Su anda güçlü yapisi kizginliktan sarsiliyordu Kabe'ye giren Hamza, Ebu Cehil'in yanina giderek yayi tüm gücüyle arkasina indirdi Ben de onun dinindenim, onun iddia ettiklerinin hepsini onayliyorum Eger karsi çikmaya gücün varsa bana karsi çikEbu Cehil kendisine yardim etmek isteyenleri durdurarak söyle dedi: Birakin, Ebu Umare istedigini yapsin, çünkü Tanri'ya andolsun ki onun yegenine çirkince küfrettim

KUREYS'IN ISTEKLERI VE TEKLIFLERI

Hamza'nin müslüman olusundan sonra Kureys artik Peygamber'e, Hamza'nin koruyacagini düsünerek, direkt saldirilarda bulunamiyorlardi Bunun için Muhammed (sav)'e teklif götürmeye karar verdiler O'na Sen, bildigin gibi kabilenin soylularindansin ve senin soyun sana serefli bir konum sagliyor Fakat sen halkina ciddi ve tehlikeli bir mesele getirdin, bununla onlarin toplulugunu birbirinden ayiriyor, onlarin yasam tarzinin saçma oldugunu söylüyor, dinlerini ve tanrilarini küçümsüyorsun ve onlarin atalarina kafir diyorsun Eger istedigin zenginlikse, mallarimizi birlestirir seni aramizda en zengin kimse yapariz Eger istedigin serefse, seni liderimiz yapariz ve senin sözünden hiç çikmayiz Ve eger kral olmak istiyorsan seni kral yeperiz Eger sana musallat olan cinden ve hastaliktan kurtulamiyorsan sana bir hekim buluruz ve iyilesene dek senin için tüm servetimizi harcariz Peygamber (sav), ayetlerle etkileyici bir cevap verdikten sonra okumasini su sözlerle bitirdi:

Gece, gündüz, günes ve ay O'nun ayetlerindendir Siz günese de, aya da secde etmeyin Allah'a secde edin ki, bunlari kendisi yaratmistir Eger O'na ibadet edecekseniz

Onlarin tek cevabi daha önce kaldiklari yerden devam etmeleriydi Eger onlarin tekliflerini kabul etmiyorsa, Allah'in elçisi olduguni ispatlayacak birseyler göstermeliydi, o zaman mesele hallolurdu Rabbinden çevremizdeki daglari kaldirmasini, topragi dümdüz yapmasini ve ülkemizdeki daglari kaldirmasini, topragi dümdüz yapmasini ve ülkemizden Suriye ve Irak gibi nehirler akitmasini iste Veya bizin için bunlari istemeyeceksen kendin için bir seyler iste Allah'tan senin sözlerini dogrulayip bizimkileri yalanlayacak bir melek indirmesini iste ki senin Allah katinda ne kadar degerli olduguni görelimPeygamber onlara su cevabi verdi: Ben Allah'tan böyle seyler isteyecek degilim, çünkü O beni uyarmam ve müjdelemem için gönderdiOnu dinlemeyi reddederek söyle dediler: O zaman gökyüzünü parça parça üzerimize indirBunu su ayete karsi söylüyorlardi: Eger biz dilersek onlari yerin dibine geçirir, ya da gökten üzerlerine parçalar düsürürüzKarar verecek olan Allah'tir, dilerse yapardiye cevap verdi Peygamber (sav)

KUREYS'IN ILERI GELENLERI

Peygambere tabi olanlar sürekli artiyordu Fakat bunlarin hemen hepsi ya köle ya azatli ya da Mekke disindaki Kureyslilerden olusuyordu Abdurrahman, Hamza ve Erkam istisna hepsi zayif idiler, bunlar da liderlik vasfindan uzaktilar Bu nedenle Peygamber (sav), içinde amcasi Ebu Talib'in de bulundugu Kureys liderlerinden hiç olmazsa birkaçini kazanmak istiyordu Eger Ebu Cehil'in amcasi Velid'in destegini kazanirsa, davetini daha kolay yapabilecekti Bir Gün Peygamber (sav) Velid'le sohbete dalmisken, Islam'a henüz girmis kör bir adam yanlarindan geçti; Peygamberin (sav) sesini duyunca kendisine Kur'an'dan bir parça okumasini rica etti O da biraz sabirli olmasini istedi Adam israr edince Peygamber (sav) hiddetlendi ve ondan yüzünü çevirdi Sohbeti yarim kalmisti Fakat bunun bir kaybi yoktu, çünkü Velid mesaja tamamen kapaliydi

O anda vahiy geldiSurat asti ve yüz çevirdi;kendisine o kör geldi diye

Kisa süre sonra Velid Ben Kureys'in en üstünü oldugum halde bana gelmiyor da Muhammed'e mi vahiy geliyorşdiyerek kendini begenmisligini ortaya koyuyordu Ebu Cehil de ondan geri kalmiyordu: Biz, Abdu Menaf ogullari ile aramizda seref konusunda yaris ederizSimdi onlar ' Bizim adamlarimizdan biri Peygamber'dir Ona gökten vahiy geliyor' diyorlar Biz onun bir esini ne zaman elde edecegizTanri'ya andolsun ki biz ona inanmayacagizdiyordu

Digerleri de Ebu Cehil kadar olmasa da ayni seyi düsünüyorlardiHepsi de degisik derecelerde vahyin diline ve üslûbuna duyarliydilarFakat anlamina gelince babalarinin hiçbirsey kazanmadigini ve onlarin tüm çabalarinin bosa gittigini vurgulayan âyetlere gönüllerini kapatmislardi: Bu dünya hayati, yalnizca bir oyun ve (eglence türünden) 'tutkulu bir oyalanmadir'Gerçekte ahiret yurdu ise, asil hayt odurBir bilselerdi(Ankebut:34)

KORKU VE ÜMIT

Elbette gençlerin ve zayiflarin hepsi ilahi daveti hemen kabul etmemisti; fakat hiç olmazsa küçük yasamlarini bir klarnetin notalari gibi bölen davet ve vaazlarin önem ve siddetine karsi kulaklarini tikamalarina neden olacak kendini begenmislikleri yoktuOsman'in çölde duydugu:Ey uykudakiler, uyaninsesi vahyin kendisiydive daveti kabul edenler uykudan uyanmislardi

Kafirlerin tutumu su sözlerle ifade edilebilir:Bu dünya hayatimizdan baskasi yokturVe bizler diriltilecek de degiliz(en'am:29)Bu sözlere ilahi cevap da suydu:Biz gögü, yeri ve ikisi ikisi arasindakileri oyun olsun diye yaratmadik(Enbiya:16;Duhan:38) Bizim bos bir amaç ugruna yarattigimizi ve sizin gerçekten bize döndürülüp getirilmeyeceginizi mi sanmistinizş(Mü'minûn:115)Bu ayetlerse henüz küfrün yerlesmedigi kimselerde etkisini gösteriyorduve bunda emirleri getiren elçinin etkisi çok büyüktü

Süphesiz:'Bizim Rabbimiz Allah'tir'deyip dosdogru bir istikamet tutturanlar (yok mu) onlarin üzerlerine melekler iner (ve der ki):'Korkmayin ve hüzne kapilmayin,size vadolunan cennetle sevininBiz dünya hayatinda da ahirette de sizin velilerinizizOrda nefislerinizin arzuladigi hersey sizindir ve istemekte oldugunuz hersey de sizindirÇok bagislayan, çok esirgeyen (Allah)'tan bir agirlanma olarak(Fussilet:3032)

Benzer bir ayet:
Bu mu daha hayirli, yoksa takva sahiplerine vadedilen cennet miş Ki onlar için bir mükafat ve son duraktirIçinde ebedi kalicilar olarak, orada her istedikleri onlarindir, bu rabbinin üzerinde istenen bir va'didir(Furkan:1516)

Gerçek Mü'minler Bizimle Karsilasmayi umanlardiye tanimlanmistirOysa kâfirler:Bizimle karsilasmayi ummayanlar,dünya hayatina razi olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz(gafil) olanlardir Mü'min'in tutumu, her konuda kafirinkinin aksi olmalidir Hakk'a uyanik olmak sadece ümitlerin bu dünyadan Ahirete çevrilmesi degil, Dünyada her tarafa serpilmis olan ayetlerden ders almasidir:

Gökte burçlari kilan, onlariniçinde bir aydinlik ve nurlu bir ay vareden (Allah) ne yücedirO gece ile gündüzü birbiri ardinca kilandir;ögüt alip düsünmek ya da sükretmek isteyenler için(Furkan:6162)

Kureys liderleri küstahça peygamberlerden bu ayetleri (isaret ve mucizeleri) göstermesini istedilerGökten onu destekleyen bir melegin gelmesini veya onun göge yükselmesini istiyorlardi Ve bir gün dolunayin aydinlattigi bir gecede, bir grup kâfir gelerek, eger gerçekten Allah'in Resûlü ise Ay'i ikiye bölmesini istediler Mü'min ve kararsizlari da içeren büyük topluluk, Ay'i ikiye ayrilmis görünce büyük bir saskinlik yasadilar Peygamber(sav) Iste sahit olundedi Bu mucizeyi asil isteyenler inkar ettiler ve bunun büyü oldugunu söylediler Diger taraftan inananlar sevindi, kararsizlarin bazilari iman etti, bazilari da imana yaklasti

Kendileri bakmiyorlar mi o deveye, nasil yaratildiş Göge nasil yükseltildiş Daglara; nasil oturtulupkurulduş Yere; nasil yayilip dösendiş(Gasiye:1720)

Inananlardan beklenen korku ve ümidin her ikisi de Allah'a götüren davranislardir Allah'a sükrün belirtisi olarak söylenen Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'adirsözü ayni zamanda korku da tasir Rahman ve Rahim olan Allah'in adiylasözü insani ümitle ayni yöne yöneltir Bu, en belirgin sekilde Fatiha sûresinde yer almistir : Hamd, alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve din gününün maliki olan Allah'adirBiz yalnizca sana ibadet eder ve yalnizca Senden yardim dilerizBizi dosdogru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba ugrayanlarin ve sapiklarinkine degilKur'an'in son sürelerinden Ihlas suresi de Islam ögretisinin en güzel ve tam ifadesini yazan bir sûredir

De ki: O Allah birdir Allah Samed'dir O dogurmamis ve dogrulmamistirVe hiç birsey O'nun dengi degildir(Ihlas Sûresi)

ESSAA (KIYAMET)

Kafirlerin siki sik öne sürdügü seylerden biri de, eger Allah gerçekten vahiy gönderdiyse bir melek göndermeliydi fikri idi Buna karsi Kur'an'in cevabi suydu:
Eger yeryüzünde (insan degil de) tatmin bulmus yürüyen melekler olsaydi, biz de onlara göklerden elçi olarak elbette melek gönderirdik(Isra:95)

Cebrail'in zaman zaman yeryüzüne inmesi onu Kur'anî anlamda elçi yapmiyordu Elçi olabilmek için, mesaj getirilen insanlar arasinda yeryüzüne yerlesmek gerekliydi Kur'an söyle diyordu:
Bize kavusmayi ummayanlar dediler ki: 'Bize meleklerin indirilmesi ya da Rabbimizi bir görmemiz gerekmez miydiş 'Andolsun onlar kendi nefislerinde büyüklüge kapildilar ve büyük bir azginlikla bas kaldirdilar i görecekleri gün, suçlu günahkârlara bir müjde yoktur Ve ogün (melekler onlara) derler ki:'(Size sevinçli haber) yasaktir,yasak' (Furkan:2122)

Bu yasaklama, onlarin dünya ile ahiret arasina bir perde çekilmesi için yalvarmalarina, ama kibir içinde yalvarmalarina karsiliktir Sema ile direkt baglantiya geçildiginde ve dünya yerle bir olup zaman ve mekan anlamsizlastiginda ebedi son gelmis olacaktir Insanlarin, her yana dagilmis 'pervaneler gibi olacaklari gün ve daglarin da etrafa saçilmis' renkli yünler gibi olacaklari günve çocuklarin saçlarini agartan gün, Gerçekten Rabb'inin katinda bir gün, sizin saymakta olduklarinizdan bin yil gibidir

Kiyameti beklemek, muhakemeyi beklemektir Kur'an, dogruyu yanlistan ayiran bir vahiy kitabidir Çünkü vahiy ezeli ebedi olanin fani iolanda görünmesidirve bu nihai muhakemeye öncülük eder Bu muhakeme sonucunda Cennet'le Cehennem açikça görülür Iyilik ve kötülügün izleri artik ortaya çikmistir Peygamberin(sav) dogru yola çagirmasi kendisine karsi koyanlarin sapikligini tespit ettigi gibi, kendisine tabi olanlari da mükemmellik derecesine ulastirir

Bu konuda birçok ayet indirilmistir:
Andolsun, biz bu Kur'an'da çesitli açiklamalar yaptik, ögüt alisverisi düsünsünler diyeOysa bu, onlarin daha da uzklasmalarindan baskasini getirmiyor(Isra:41)
Biz onlari korkutmayizFakat (bu) onlarda büyük bir azginliktan baska birsey artirmiyor(Isra:60)

ÜÇ SORU

Kureysliler toplandikleri her seferde, kendilerince en büyük problem telakki ettikleri konu hakkinda mutlaka konusurlardiBu defa da Yesrib'deki Yahudi Alimlerine danismaya karar verdilerOnlara Muhammed'den bahsedin , onu tarif edin ve söylediklerini iletin ;Çünkü onlar ilk kutsal kitaba inaniyorlar ve mutlaka peygamberler hakkinda bilgileri vardir, bizim se hiçbir bilgimiz yokdedilerYahudi alimleri su cevabi verdiOna bizim söyleyecegimiz 3 soru sorunEger bunlara cevap verebilirse, o Allah'in peygamberidir, fakat cevap veremezse yalanci ve sahtekârdir Ona eski günlerde ülkesini terk eden genç adamlari, onlara ne oldugunu ve ilginç hayat hikayelerini sorun Yeryüzünün ötesine, dogusuna ve batisina ulasan uzak yollarin yolcusundan haber vermesini isteyinBir de Ruh'u, onun ne oldugunu sorunEger size bunlari söylerse ona uyun, çünkü o bir peygamberdir

Elçiler gelince Kureys liderleri bu 3 soruyu sordu Peygamber(sav) de Yarin size bunlarin cevabini verecegimdedi, fakat Insaalahdemeyi unuttu Ertesi gün Kureysliler cevap için geldiginde onlari geri gönderdi O günden itibaren onbes gün boyunca hiçbir vahiy gelmediCebrail de hiç yanina ugramadi Mekkeliler onunla alay ettiler, o ise bu sözler için bekledigi yardimi alamadigi için üzülüyordu En sonunda Cebrail, onu teselli eden ve 3 soruya da cevap veren vahyi getirdi Bu uzun bekleyisin sebebi su ayetlerle açiklaniyordu: Hiç bir sey hakkinda 'Ben bunu yarin mutlaka yapacagim' demeAncak: 'Allah dilerse'(yapacagim de)

Vahyin bu gecikisi peygamberi üzmesine ragmen mü'minlere güç kazandirmistir Her ne kadar kâfirler bu gecikmeden sonuç çikarmayi reddettilerse de, kafalarinda süphe olan birçok Kureys'li için bu, vahyin Peygamber tarafindan uydurulmadigina, bilakis Allah'tan geldigine delil idi Eger Muhammed (sav) daha önceki vahiyleri uydurdu ise, bu alay edilme ve üzüntüye ragmen bu kez vahyi geciktirmesi anlamsiz degil miydiş

Inananlar herzaman oldugu gibi vahyin kendisinden güç aliyorlardi Kureysliler, eski günlerde ülkesini terkeden gençlerin hikayesini sorduklarinda bu hikâyeyi o zamana kadar Mekke'de hiç kimse duymamistibu hikayenin o anki durumlariyla ilgili oldugunu, inananlarin yüceligini ve inanmayanlarin kötülügünü anlattigini bilmiyorlardi Efes'li uyuyanlarin hikayesi söyle anlatilir : Milattan sonra IIIyyin ortalarinda halki putperestlige sapmis olan bir grup genç Allah'a imani muhafaza ediyorlardi, halk da onlari bu yüzden cezalandiriyordu Bu eziyetlerden kaçmak için bir magazaya sigindilar ve orada 300 yil kadar uyudular

Yahudilerin o zamana dek bildiklerinden baska Kur'ani Kerim'deki kissa hiçbir insanin görmedigi ayrintilardan da bahsederÖrnegin, uyuyanlarin uyandiktan sonra yüzyillar boyu uyuduklarini nasil farkettiklerini ve köpeklerin ön ayaklarini kapinin esigine nasil uzatarak yattigini anlatir

Ikinci soruya gelince, bu büyük yolcu Zü'lKarneyn'dir Vahiy onun doguya ve batiya yaptigi yolculugu anlatir ve sorulandan fazlasina cevap vererek 3yolculuktan bahseder Zü'lKarneyn iki dagin arasinda yasayan bir topluluga rastlar ve o topluluk Zü'lKarneyn'e kendilerini Yecüc, Mecüc ve cinlerden koruyacak bir duvar yapmasi için yalvarirlarAllah da ona cinleri ve kötü ruhlari bir yere toplama gücü verir O belirli günde, bu kötü ruhlar yeryüzünde büyük karisikliklara sebep olacaklardir Onlarin ortaya çikisi, Kiyamet saatinden önce olacaktir ve vaktin yaklastigini gösteren isaretlerden biri olacaktir

Üçüncü soruya cevap olarak Vahiy, insanin aklî kapasitesinin ruhu kavarmaya yetmeyecegini söyler: Sana ruhtan sorarlar, de ki:'Ruh, Rabbimin emrindedir, size ilimden yalnizca az birsey verilmistir' (Isra:85)

Yahudiler, Peygamberin(sav) sorulara verdigi cevaplari ilgiyle karsiladilar ve son cümledeki ilmden az verilmistiribaresinin yahudileri mi yoksa Araplari mi kasdettigini sordularPeygamber:Her ikisini decevabini verince kendilerinin her türlü konuda bilgi sahibi oldugunu söyleyerek karsi çiktilarÇünkü onlar ,Kur'n'in da tasdik ettigi gibi herseyi ayri ayri açiklayan(En'am:154) bir kitap olan Tevrat'i okuyorlardiPeygamber onlara söyle dedi: Sizin bildikleriniz Allah'in ilmi yaninda çok azdirFakat yine de eger uygulasaniz bildikleriniz size yeterBundan sonra su ayet nazil oldu:Eger yeryüzündeki agaçlarin tümü kalem ve deniz de onun ardina yedi deniz eklenerek (mürekkep) olsa, yine de Allah'in kelimeleri yazmakla tükenmez(Lokman:27)

Kureys liderleri yahudi alimlerini sözüne uymadilar,Yahudi alimleri de tüm sorulara cevap vermesine ragmen onu kabul etmedilerFakat bu cevaplar baskalarinin Islâm'i kabûl etmesine neden olduPeygamberin taraftarlari arttikça düsmanlari yasam tarzlarinin tehlikeye girdigini daha çok anliyor ve kabilelerindeki müslümanlara iskenceler yapiyor, onlari dövüyor, aç ve susuz birakiyorlardi

Iskence yapanlarin en acimasizi Ebû Cehîl'di Eger yeni dine giren kisinin kendisini koruyacak güçte bir ailesi varsa ona iskence edemiyor fakat hakaret ediyirdu Zayif kimselere iskence ediyor, diger kabileleri de buna tesvik ediyorduKabilesindeki Yasîr,Sümeyye ve ogulleri Ammar'a (ra) inkence edilmesine ve bunun sonucunda Sümeyye'nin ölümüne o sebep olduDiger kabiledekiler onlar kadar dayanikli olamadilar Içlerinden gelmese de Lat ve Uzza da Allah gibi sizin tanrilariniz degil miş diye soruldugunda EvetdiyorlardiBu insanlar artik Islâm'i açikça yasayamiyorlar, çogu gizli olarak bile yasayamiyordu Peygamber(sav),kendisi iskenceden kurtulabildigi halde, diger mü'minlerin sürekli iskence çektiklerini görünce onlara söyle dedi:Eger Habesistan'a giderseniz, orada hiç kimseye haksizlik adaletsizlik yapmayan bir kral bulacaksinizOrada dine simsiki bagli bir yasam vardirAllah size çektiklerinizden bir kurtulus yolu gösterene dek orada kalan kalinBunun üzerinebir grup mü'min Habesistan'a gitmek üzere yola koyuldu Bu, Islâm'daki ilk hicret idi

MIRAÇ

Ebû Talib'in karisi Fatimâ müslüman olmustu, Ali ve Cafer'in kizkardesleri olan Ümmü Hani (ra) de Islâm'a girmistiFakat kocasi Hubeyre, Allah'in birigine kapali idi Bununla beraber peygamber her geldiginde onu iyi karsilar, namaz vaktiyse evdeki müslümanlar cemaatle namaz kilarlardi Böyle günlerin birinde Peygamber (sav), namazini kildiktan sonra Ümmü Hani 'nin teklifini kabul ederek geceyi onlarda geçirdi, fakat uyuduktan kisa bir süre sonra kalkarak Mescidi Haram'a gittiÇünkü geceyi orada geçirmeyi severdi Oradayken uyku bastirdi ve uyudu: Cebrail geldi ve beni ayagiyla dürterek uyandirdi Bundan sonra, beni kolumdan tutup kaldirdi, birlikte Mescid'in kapisindan çiktik Orada esekle katir arasi beyaz bir binek vardi Iki yaninda bacaklarini oynattigi yerde kanatlari vardi ve her adimi gözün görebilecegi uzakliga variyordu

Daha sonra Peygamber (sav), Burak adli binege Cebrail'le nasil bindigini, Cebrail'in göge yükselirken binegin hizini, yönünü nasil ayarladigini, kuzeye, Yesrib ve Hayber'in ötesine gidip Kudüs'e vardiklarini anlatti Orada bir grup peygamberle Ibrahim, Musa, Isa ve digerleri karsilastilar Mescidde namaz kilarken bütün peygamberler onun arkasinda namaz kildilar Daha sonra önüne iki fiçi kondu Biri süt, biri sarap doluydu Peygamber (sav) süt dolu fiçidan aldi ve sarap fiçisina hiç dokunmadi Cebrail söyle dedi:Sen dogru yola yöneltildin, sen de halkini o yöne yönelttin ve sarap sana yasaklandi

Daha sonra bu dünyadan semaya yükseltildi Kudüs topraginin ortasindaki bir tasin üstünden Burak'a tekrar binerek yedi kat göge yükseldi Her sema katinda Peygamberlerden biriyle görüstü Onlari dünyevi olarak degil, semavi olarak görüyordu Sonra Cennet ve Cehennemi gördü Cennetteki bahçeleri söyle anlatir: Yay büyüklügündeki bir cennet parçasi, günesin dogup battigi tüm alandan daha iyidir Eger Cennet kadinlarindan biri yeryüzünün insanlarina görünse, gökle yer arasindaki bütün alani isik ve güzel koku doldururKendi manevi varligi hakkinda söyle demistir: Adem henüz su ile çamur arasi bir seyken ben peygamberdim

Göge yükselisinin zirvesi Sidret'ül Münteha idiBir tefsirde sunlar geçer:Sidr kökünün kökü Taht'tadir ve bu agaç peygamber olsun, Cebrail olsun herkesin bilme noktasinin sinirini belirler Onun ötesi Allah'tan baska herkese gizlidirEvrenin bu kisminda Cebrail (as) Muhammed (sav) 'e asil sekliyle, yaratildigi gibi göründü Daha sonra âyette geçtigi gibi: Sidre'yi örten örtmekte iken, göz kayip sasmadi ve (siniri) tasmadi Andolsun, O, Rabbi'nin en büyük âyetlerinden olanini gördü

Sidr Agacinda Peygamber ümmetine elli vakit namaz farz kilindi Söyle anlatir:Dönüsümde Musa'nin o size ne iyi bir dosttu! yanindan geçerken bana:'Sana kaç rekat namaz farz olduş diye sorduBen elli vakit oldugunu söyleyince, HzMusa: 'Namaz agir bir ibadettir Rabbine söyle, ve bunu hafifletmesini iste'dedi Bunun üzerin egeri döndümAllah on vakit indirdi ve geri gönderdiFakat HzMusa yine çok buldu ve geri dönmemi söyledi Her seferinde beni geri gönderiyorduSonunda bes vakit namaz farz kilindi Musa (as) yine ayni seyleri söylüyordu Ben: ' Rabbime gittim ve utanana dek azaltmasini istedim; artik geri dönemem' dedimIhlas ile kilinacak her namaz on kati sevap kazandirir

Peygamber (sav) ve Cebrail (asv) , Kudüs'teki otasin yanina indikten sonra geldikleri yoldan, güneyden gelen kervanlari görerek Mekke'ye döndüler Kâ'be'ye vardiklarinda hâlâ geceydi Peygamber oradan Yine Ümmü Hani'nin evine gitti Sabah olunca namaz kildilar Sonra Peygamber ona : Sizinle aksam namazini kildim Daha sonra Kudüs'e gittim ve orada namaz kildim Simdi de gördügün gibi namazi birilikte kildikdediÜmmü Hani ona: Bunu baskalarina söyleme, çünkü onlar sana yalanci der ve seninle alay ederlerO ise :Allah'a yemin ederim ki söyleyecegimdedi

Ertesi gün Peygamber bu olayi anlatinca müsrikler inanmadilar Ona deli demek için delil buldukdediler Çünkü hepsi Kudüs'e gidip gelmenin bir ay sürecegini biliyorlardi Sonra bir grup HzEbu Bekir'e gittiler Simdi bakalim arkadasin hakkinda ne düsüneceksinş O bize dün Kudüse gidip oarada namaz kildigini söylüyordedilerEbu Bekir: Eger o söylediyse dogrudur Bunda sasilacak ne vardedi Ve onun yanina giderek herkesin içinde onu tasdik etti Bazi kararsizlar dönmek üzereydiler, Peygamber, Mekke'ye dönerken yolda gördügü kervanlari anlatiyor, O kervanin kaç gün sonra ve ne sekilde gelebileceklerini söylüyordu Kervanlar Resulallah'in tarif ettigi sekilde gelince gerçekler ortaya çikmis oldu

GÖÇLER

Peygamber (sav), Mekke'deki müslümanlari Yesrib (Medine)'e hicret etmeye tesvik ediyordu Ikinci Akabe Biatindan sonra Kureysli müslümanlar yavas yavas hicret etmeye basladilar Ebu Bekir ve Ali disinda tüm müslümanlar hicret edince, Ebu Bekir (ra), Peygamber (sav)'den hicret etmek için izin istedi Peygamber (sav) ona: Acele etme, belki Allah sana bir arkadas verirdedi Ebu Bekir (ra), Peygamber (sav)'i beklemesi gerektigini anladi

Kureysliler müslümanlari, göçten men etmek, için ellerinden geleni yapiyorlardiGidecegini haber aldiklari mü'minleri iskence ile dinden döndürmeye çalisiyorlardiBu sekilde Hisam ve Ayyas, yalan söylenerek yollarindan çevrildiler, ve iskence ile Islam'dan döndüklerini açikladilar Kisa zaman sonra bunun affedilmeyecek bir suç oldugunu anladilar Fakat bir süre sonra su ayet nazil oldu:De ki:Ey aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü tasiran kullari, Allah'in rahmetinden ümit kesmeyin Süphesiz Allah bütün günahlari bagislar Çünkü O, bagislayandir, esirgeyendir Azab size gelip çatmadan evvel, Rabbinize yönelip dönün ve ona teslim olun Sonra size yardim da edilmez(Zümer:5354)

Hisam bu ayetleri okudu ve Ayyas'a gösterdi Ikisi de Islam'a girdiler ve kaçmak için bir firsat beklemeye basladilar

HICRET

Kureys bos durmuyorduSik sik toplanarak bu tehlikeden kurtulmak için planlar yapiyorlardi En son Ebu Cehil'in fikriyle her kabileden güçlü, güvenilir, silahli bir genç seçilecek ve hep birlikte, ayni anda Muhammed (sav) 'e saldirip O'nu öldüreceklerdi Böylece Beni Hisam, bütün Kureys kabileleri ile ugrasamayacak, Kureys de onlarin öne sürdügü diyeti ödeyecekti

Peygamber (sav), Ebu Bekir'in yanina giderek, Yesrib' e hicret etmeleri için izin çiktigini ve birlikte gideceklerini söyledi Sonra da HzAli'yi kendi yerine birakarak Yasin suresini okumakta iken disari çikti Kapi önünde bekleyen müsrikler, O'nu göremediler, yanlarindan geçip gitti Sabaha kadar beklediler, Peygamber (sav) yerine Ali'yi gördüler ve O'ndan bir iz bulamayarak kabilelerine geri döndüler

Peygamber(sav) ile Ebu Bekir geride Ali'yi birakarak Medine'ye dogru yola koyulmuslardi Mekke'li müsrikler durumun sonradan farkina varabildiler ve iki güzel insanin pesine köpekler gibi düstüler En son bir magaranin yanina geldiklerinde peslerindekiler iyice yaklasmisti Üçüncüleri Allah olan iki kisimagaranin içinde, adamlar magaranin disindaydi Adamlarin hepsi de kararli bir sekilde içeriye girmeye gerek olmadigini, çünkü orada kimsenin bulunamayacagini söylediler Daha sonra geldikleri yoldan geri döndülerPeygamber ve Ebu Bekir, kalkip baktiklarinda gördüler ki, magaranin önünde, sabah orada olmayan bir akasya agaci var ve tüm magara agzini bir örümcek ag örerek kapatmistiYine girisin çukurunda bir güvercin yuva yapmis ve yumurtasi üzerinde oturmaktaydi

Amr onlari Yesrib'e kadar götürecek henüz müslüman olmamis, fakat sözüne güvenilir bir rehber getirdi Bu adam onlari Yesrib'e sadece gerçek bir çöl adaminin bilebilecegi yollardan götürecekti

Günlerce önce, Mekke'de Peygamber (sav)'nin kayboldugu ve onu bulana 100 deve ödül verilecegi haberi vahaya ulasmisti Kuba'lilar her sabah yanlarinda baskalarini da götürerek yola çikiyor ve O'nu ariyorlardi Gelis zamani gecikmisti Nihayet o gün geldi O'nun geldigini ilk gören bir yahudi idi Komsularindan nasil biri oldugunu ögrenmis ve onu hemen tanimisti Yahudi bagirarak onlarin geldigini söyledi Bu çagriyi duyan kadin ve erkekler evlerinden firladilar ve onu selamlamaya kostular Iki gün sonra Ali de onlara katilmisti Karsilayanlar arasinda, Iranli bir ailenin genç yasta hristiyan olmus oglu, Selman da bulunuyordu O da bunca senedir Peygamber (sav) 'i beklemisti

MEDINE YOLU

Peygamber, vahâya 27 Eylül MS 622, Pazartesi günü ulasti Medine'lilerin Peygamber (sav) Kuba'ya geldigi için sabirsizlandiklari haberi geldi Bu yüzden Peygamber (sav) Kuba'da üç gün kaldi Ve ayrilmadan önce Islam'in ilk camisinin temeli atildi Cuma sabahi Kuba'dan ayrildi; o ve arkadaslari, onlari bekleyen Hazreç'li Beni Salim kabilesiyle namaz kilmak için Ranuna ovasinda durdular Bu, o zamandan itibaren yurdu olacak olan ülkede ilk kilinan Cuma namaziydi Namazdan sonra Peygamber (sav), Ebu Bekir (ra) ve diger Kureysliler de develerine bindiler ve Medine'ye dogru yola çiktilar Hz Peygamberi karsilamak için bütün halk yola dökülmüstü O'nu O'na yakisir bir sekilde coskuyla karsiladilar Herkes O'nu evinde misafir edebilmek için birbiriyle yarisiyordu:Buraya buyur ey Allah'in Resulü, çünkü biz sizleri koruma gücüne sahibizdiyorlardi

Peygamber (sav) se, devesinin çökecegi yerde kalacagini söyledi Kesva isimli deve, bos bir bahçeye çöktü Peygamber orayi satin alarak, evlerini oraya yaptilar Hz Peygamber de sahsen bu çalismaya katildilar Ev yapilana kadar da, Ebu Eyyub (ra) 'in evinde misafir oldu

Peygamber (sav) yeni aldigi bahçeye, bir cami yapilmasini istedi ve cami yapimina hemen baslandi Bu arada Medine'li müslümanlara yardimcilar anlamina gelen Ensar, Mekke'den gelen ve diger kabilelerden olan müslümanlara da Muhacir denilmeye baslandi O arada Medine'de yasayan yahudiler ve müslümanlar arasinda, esit statülere sahip olacaklari bir anlasma imzalandi Fakat yahudiler için bu anlasma yalnizca polititk bir anlam tasiyordu, ve Peygamber(sav) olduguna inanmiyorlardi

Evs ve Hazreç arasinda Islamiyet hizla yayilmaya devam ediyordu ve eskiden düsman olan bu iki kabile birlesmislerdi Bunu çekemeyen yahudiler, sesi güzel birini bularak, onlarin savastiklari zamandan kalma siirlerini, Evs ve Hazreç kabilelerinin bir arada bulundugu bir toplulukta okuttularEvs'liler kendi siirlerini, Hazreçliler de kendi siirlerini alkisladilar Sonra birbirlerine hakaret ederek, Silahlanin, Silahlanindemeye basladilar Peygamber (sav), onlara hitaben:Ey müslümanlar! Allah, Allah! Cahiliye devrindeki gibi mi davranacaksinizş Aranizda olmama, Allahin sizi dogru yola ulastirip sereflendirmis olmasina ragmen hâlâ bunu mu yapiyorsunuzşdediBunun üzerine aglayarak birbirleiryle kucaklastilar, Peygamber (sav) ile birlikte Medine'ye gittiler

Zamanla Islam'in tüm emirleri ortaya çikmisti Namaz, oruç, zekat farz kilinmis, helaller ve haramlar belirlenmisti Fakat müslümanlarin namaza nasil çagrilacagi konusu belli degildi Sonra Abdullah Ibn Zeyd, bir rüya gördü ve bu rüyayi Peygamber (sav) 'e anlatti:Üstünde iki parça kumastan yesil elbiseli bir adam yanimdan geçti, elinde bir nakus (çan) vardi Ben 'Ey Allah'in kulu!, o nakusu bana satarmisinş' dedimNe yapacagimi sordu 'Onunla insanlari namaza çagiracagim' dedim'sana ondan daha güzel bir yol göstereyim' dedi'Allahü Ekber demelisin'Bunu dört defa tekrarladiSonra da ikiser defa sehadet kelimelerini okududedi

Bunun üzerine Peygamber (sav) :Bu gördügün hak bir rüyadir Bunu sesi güzel olan Bilal' e ögretdedi Bilal artik her sabah ezani büyük bir sevkle okuyordu

Caminin yapimi tamamlanmak üzere idi Peygamber (sav) bu arada Aise (ra) ile evlendi

BEDIR SAVASI

Kendilerine zulmedilmesi dolayisiyla, onlara karsi savas açilma (mü'minlere savasma) izni verildi Süphesiz Allah, onlara yardim etmeye güç yetirendir Onlar, yalnizca: 'Rabbimiz Allah'tir' demelerinden dolayi, haksiz yere yurtlarindan sürgün edilip çikarildilar(Hacc:3940)

Bu vahiy, Peygamber (sav)'e Medine'ye ulastiktan kisa bir süre sonra indi Peygamber buradaki iznin emir anlaminda oldugunu biliyordu Yahudilerle yapilan anlasmada da, savas gerekleri belirlenmisti Baslangiçta sadece Kureyslilerin kervanlarina baskin yapilmakla yetinildi

Müslümanlar,Kureys'le savas halindeydiler ve muhacirler bir Kureys kervanini izliyorlardi Su anda çok önemli bir karar asamasindaydilar Çünkü haram aylardan sonuncusu olan Receb'in son günüydü, fakat saldirmazlarsa yarina kadar Mekke'ye ulasacaklar, böylece haram bölge ile korunacaklardi Bir müddet kararsizliktan sonra saldirmaya karar verdilerGanimet Peygamber'e getirilince O, bunu kabul etmedi Haram aylarda savasmanin yasak oldugunu söylediBunun üzerine su ayet nazil oldu:

Sana haram olan ay'i, onda savasmayi sorarlar De ki: Onda savasmak büyük (bir günahtir) Allah katinda ise, Allah'in yolundan alikoymak, onu inkar etmek, Mescidi Haram'a (ziyaretçilerin girmelerine) engel olmak ve halkini oradan çikarmak daha büyük (bir günahtir) Fitne ise, katilden beterdir(Bakara:217)

Peygamber (sav) bu ayeti söyle yorumladi:Haram aylarda savasmak yine haramdir, fakat bu durum istisnadirO Saban ayinda önemli bir ayet daha nazil oldu:
Biz, senin yüzünü çok defa göge dogru, saga sola çevirip durdugunu görüyoruz Simdi elbette seni hosnut olacagin kibleye çevirecegiz Artik yüzünü Mescidi Haram yönüne çevir Her nerede bulunursaniz yüzünüzü onun yönüne çevirin(Bakara:114)

Böylece kible tayin edilmis oldu

Peygamber (sav), Muhacir ve Ensardan olusan 305 kisilik bir ordu kurdu(Bu arada kizi Rukiyye hasta oldugu için damadi Osman orduya katilmamisti) MS 623 yilinin 17 Martinda (Hicretin 2 yili 17 Ramazan) da iki ordu karsi karsiya geldiOrduyu düzene soktu ve elinde bir okla hem onlara moral verdi, hem de saflari düzene soktu Kureysliler dokuzon bin kisi kadardilarKat kat fazla olmalarina ragmen Allah'in yardimi görüldü ve melekler de mü'minlerin yaninda savastilar Kafirler büyük bir hezimete ugradilar ve hala sayica çok fazla olan sekiz yüz kisilik ordulari kaçmaktan baska çikar yol bulamadilar Savas sonunda alinan esirler de fidye karsiliginda ailelerine geri verildiler Savas Bedir Kuyulari'nin yaninda yapildigi için bu ismi aldi

Bu siralarda Peygamberimiz kizlari Rukiyye'yi kaybetmislerdi Savastan bir süre sonra Peygamberimizin en küçük kizlari ve o zaman yirmi yaslarinda olan Hz Fatima evlilik yasina gelmisti Eshabda ona en uygun kisi Ali (ra) 'di ve Fatimayi istemesi hususunda onu tesvik ettiler Yapilan sade bir törenle evlendiler

UHUD SAVASI

Yenilgiyi hazmedemeyen Mekkeli müsrikler bunun intikamini almak için and içmislerdi Muhakkak acisini çikaracaklardiBunun için üçbin kisilik bir ordu ile medine'ye dogru yola çikti Orduda Habisistan'li köle Vahsi de bulunuyordu Sahibi eger Hamza'yi öldürürse onu ödüllendirecegini söylemisti Bu konuda çok ustaydi Bunu duyan Ebu Süfyan'in karisi Hind'de Hamza'yi öldürdügünde ona ödül vermeyi vaad etti Müslümanlar onlarin bu düsüncelerini ögrenmekte gecikmediler ve her iki taraf da savas hazirliklarina basladilar Bu sirada Fatima Hasan adinda bir erkek çocugu dogurmustu

Savasin seyri, bir önceki Bedir Savasinda oldugu gibi müslümanlarin lehine ilerliyordu Peygamber (sav), okçularina her ne surette olursa olsun asla yerlerinden arilmamalarini tembihlemisti Bir ara öyle bir an gelmisti ki müsrikler kaçacak delik aramaya ve savas meydanini terketmeye basladilar Okçular, ilk saflardaki arkadaslarinin ganimet kazanmak için giristikleri çabayi görebiliyorlardi Bundan dolayi okçular da savas

BENDEN BU KADAR REPLERİ UNUTMAYALIM





 
Üst Alt