Son Konu

Peygamberimizin Mekke Pazarında Kayboluşu

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Peygamberimiz 1 haftalık bebek iken Halime adlı bir sütanneye verilmiştiAradan yıllar geçmiş,sevgili Muhammed'imiz dört yaşını bitirmiş,beş yaşına girmişti

Sütannesi Halime artık onu Mekke'ye annesi ile dedesine teslim etmek üzere getiriyorduBu iş Halime için kolay olmuyorduÇünkü yıllardır onu kendi cocuklarından bile ayırt etmemiş büyütmüş ve sevmiştiOna cok alışmıştıBöyle düşünceli,gölgeliklerde dinlenerek,yanlarındaki yiyeceklerden yiyerek yol alıyorlardı

Nihayet akşama dogru Mekke'ye vardılarDar sokaklardan gecip şehrin meydan verine indilerBurası Mekke'nin pazar meydanıydı ve o gün pazar kurulmuştu,cok kalabalıktıYaylanın o tenha hayatından sonra şehrin kalabalıgı onları sıkıyorduÜzeri eşya yüklü develer konup kalkıyor,alıcılarla satıcılar birbirine karısıyorduİşte bu baş döndürücü kalabalıkta sütanne Halime,degerli emaneti sevgili Muhammed'i kaybetti

Sevgili Muhammed'imiz üzerine binmiş oldugu beyaz eşekle birlikte kalabalıgın arasında görünmez olmuştuHalime adını söyleyerek seslendi,saga sola koşuşup yüksekce yerlere cıkarak onu görmeye calıstıFakat bosunaydı,sesi,kalabalıgın gürültüsü içinde kaybolup gidiyordu

Büyük bir korkuya kapıldıAkşam karanlıgı çöküyor,pazar yeri tenhalaşıyordu fakat hala onu bulamamıstıHıçkıra hıçkıra aglıyorduOnu yıllarca degerli bir emanet olarak korumuş öz evladından cok üzerine titremiştiŞimdi ise tüm emekleri bosunamı gidecektiHalime deliye dönmüştü

Onu kendi basına aramakla bulamayacagını anlayınca hemen Abdulmuttalib'in evinin yolunu tuttuKendisini içeri aldılarBiraz sonra Abdulmuttalib eve geldiHalime'yi görünce telaşlandı:

Hayrola, dediBu vakitte burada ne arıyorsun?hani torunum nerede, onu getirmedinmi yoksa?

Halime:
Merak etmeyin üzülmeyin efendim, dedi

Halime kendi korkusunu ve üzüntüsünü unutmus yaşlı dedeyi teselli etmeye calısıyordu:

O da benimle beraber geldi fakat pazar yerinde onu kaybettimÇok aradım bulamadım size haber vermeyi uygun buldum

Abdulmuttalib hemen koştu ogullarına ve diger akrabalarına haber verdiÇok gecmeden bütün akrabalar Mekke sokaklarına dagılarak Muhammed'imizi aramaya basladılarKaranlık iyice çökmüştüÜstelik cogu kimse onu tanımıyordu cünkü 5 yıldır süttanesinin yanındaydıGerci arada bi Mekke'ye gelmişlerdi ama bunlar kısa süren ziyaretlerdi ve pek fazla kimseylede görüşmemişti

Bütün aramalar boşa cıkıyorduHalime bir süre sonra üzerine bindikleri merkebi boş olarak gördüKaybettiginde sevgili Muhammed onun üzerindeydiNereye gitmişti şimdi neredeydi acaba?Halime ile Amine, iki sevgili anne her gördüklerine onu soruyorlardı:

Acaba Muhammed'i gördünüz mü ?

Belki görmüşlerdi ama onu tanımıyorlardı kiMekke'nin sokakları onu yutmuştu sankiBulma ümitleri gittikce tükeniyorduKadınlar ve erkek akrabalarından bazıları evlerine döndüler

Aramak boşuna, belki kendi kendine cıkıp gelir,dediler

Dede Abdulmuttalib'le beraber olanlar aramaktan vazgecmiyorlardıGece yarısı olmuştuKabe'nin önünden geciyorlardı ki Abdulmuttalib hayretle Kabe'nin kapısına bakıp kaldıElini kemerindeki anahtarlıga attı, anahtar oradaydıOndan başka kimsede bu anahtar yoktu, kimse Kabe'yi acıp kapayamazdıHer defasında kapının kilitlenmiş olup olmadıgını kontrol etmeden de Kabe'den ayrılmazdı

Acaba kapıyı kim açmış olabilirdi?İçeride kocaman mumlar vardıMumları her akşam yakardı, onun için onların yanıyor olması normaldi

Abdulmuttalib, içeride birisinin oldugu hissi ile ilerlediGözleri hayretle acıldıBiraz ilerde, mumların aydınlattıgı taş döşemelerin üstünde bir cocuk yatıyorduAbdulmuttalib cabucak yaklaştı, torununu tanıdı ve yanındakilere seslendi:

Onu buldukMuhammed burada! Sana şükürler olsun Allah'ım!

Amcası onu kucagına aldı, Muhammed uyanmıştınları görünce oda cok sevindiKabe'nin önünden gecmeseler demek ki onu sabaha kadar bulamayacaklardı

Abdulmuttalib'in şaşkınlıgı geçmiştiMuhammed son gördügünden beri ne kadar büyümüş degişmiştiOna sordu:
Sen kimsin ?
Ben,Abdulmuttalib oglu Abdullah'ın ogluyum! dedi

Dede sevinçle bagırdı:
Abdulmuttalib sana kurban olsun yavrum!Sevgili Muhammedim!Onu defalarca öptü,kokladı

Amcası:
Buraya nasıl geldin? diye sordu
Muhammed:
Pazar yerinde merkepten indim, sonra birden merkebi kaybettim, dediMerkebi ararken de kendim kayboldumSonra yolum buraya düştü, burasının Allah'ın evinin oldugunu biliyordumBurada emniyette olurum diye, geceyi burada gecirmeye karar verdimGündüz nasıl olsa siz beni bulurdunuz ya da ben sizi bulurdum

Haydi! dedi Abdulmuttalib, yürüyün eve gidelim , müjdeyi verelim

Kapıya yaklaştılarİçeridekiler gelen üç kişiyi farketmişlerdiAbdulmuttalib:
Bulduk! Bulduk! diye bagırıyordu

Kadınların yanında kalmış olan amca Ebu Talip:
Muhammed geliyor, Muhammed geliyor! diye koştuOnu kucagına aldı:
Sevgili yenegim, amcan yoluna feda olsun? diyordu
Abdulmuttalib:
Haydi dedi ona yiyecek bir şeyler hazırlayın acıkmıştır yavrucugum

Muhammedimiz yemegini iştahla yerken, Abdulmuttalib ev halkına onu nasıl buldugunu anlatıyorduAvin içi bayram havasına dönmüştüNeden sonra Abdulmuttalib Halime'ye döndü:

Hayrola HalimeGeldiginize cok sevindik fakat dogrusu sizi bu saatte beklemiyordukSon görüşmemizde ısrarla onun bir süre daha yanınızda kalmasını istemiştinizYoksa önemli birşeymi oldu?

Hayır dedi HalimeVallahi onu her zaman yanımızda alıkoymak isteriz fakat o o kadar akıllı ve güzel huylu akranlarından üstün ki her zaman dikkatleri üstüne cekiyorOna bir fenalık gelmesinden korkuyoruzBu derece kıymetli emaneti daha fazla koruyamayacagımızı düşünerek onu size teslim etmeye geldik

Amine de onu dünyaya getirirken gördüğü olaganüstü kolaylıkları anlattıiki kadın, onun fevkalade bir cocuk oldugu kanaatindeydiFakat Abdulmuttalib mutlaka daha başka bir olay olmuş olmalı diye düşünüyordu:
Haydi Halime dedi cıkar agzındaki baklayı da anlat!Artık üzülecek bir şey yok sag salim yanımızdasınız

Halime olanları anlattı; kırda koyunları otlatırken, iki yabancının gelip onun kalbini temizlemiş olduklarını söylediDurum acıklanmıştı
Abdulmuttalib iki tanu sütlü deveyi yovruları ile birlikte Halime'ye hediye ettiBir kese dolusuda para verdi
Halime, Peygamberimiz'in Peygamber oluşundan sonra da ara sıra ziyeretine gelmiş ve ondan annecigim sözünü işitmiş ve ikramlar görmüştür

Kendi emegimle yazdım alıntı degildir
KAYNAK: BEYZA TEYZE'DEN HİKAYELERBEYZA BİLGİN

yorumlarınızı esirgemeyin şimdiden Allah razı olsun
 
Üst Alt