Son Konu

PSİKANALİZ

makaleci

Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2020
Mesajlar
351,088
Tepkime
0
Puanları
36
Yaş
35
Credits
0
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0


Sigmund Freud ile başlayan psikanaliz, sürekli bir evrim ve gelişme kaydederek günümüzde hala 

popülerliğini sürdürüyor. Ruhun derinliklerinde, bilinçdışında kalmış olan tasarım, istek ve karmaşaları 

bulup ortaya çıkarmayı, böylece bunların ruhu tedirgin ve rahatsız eden baskılarını gidermeyi 

amaçlayan ve ruhbilim öğretisi olan psikanaliz, “ruhsal çözümleme” olarak tarif ediliyor. Psikanalizde 

insanın uyumlu veya uyumsuz davranışlarının kaynağı sayılan bilinçdışı çatışmaları ve güdüleri 

araştırılıyor, bilince çıkartılarak çözümlenmeye çalışılıyor. 

PSİKANALİST VE ANALİZAN…

Yaşamda kaçınılmaz olan başarısızlıklarla, çelişkilerle ve düş kırıklıklarıyla baş etmek için psikanalitik 

uygulamalar büyük bir başarıyla kullanılıyor. Bu uygulamalarda psikanaliz yapan kişiye “psikanalist”ve onun 

analizinden geçen kişiye “analizan” adı veriliyor. Analiz sürecinde psikanalist kimliğini ve kişiliğini çok açık ortaya 

koymuyor, güvenli bir ortam yaratıyor, tarafsız kalıyor ve analizanın çocuksu istek ve gereksinimlerini 

doyurmamaya gayret ediyor.

HAFTADA EN AZ 3 KEZ  GÖRÜŞÜLÜYOR…

Psikanaliz görüşmeleri haftada en az 3 kez olmak üzere gerçekleştiriliyor. Seanslarda analizan divanda uzanıyor. 

Psikanalist analizanın görüş açısının dışında genellikle arkasında bir yerde oturuyor. 45 dakika süren seanslarda 

analizan zihninden geçenleri, herhangi bir sınırlama, sansürleme ve gizleme olmadan “serbest 

çağrışım” şeklinde anlatıyor. Bu çağrışımlar, düşler, umutlar, dilekler ve fanteziler geçmiş aile yaşantısının birer 

anısı olarak ilgi konusu oluyor ve psikanalizin çalışma malzemelerini oluşturuyor. Psikanalist ve analizan bu 

çağrışımlarda ortaya çıkanlar üzerinde beraberce çalışıyorlar. Bu süreçte psikanalist genellikle dinliyor ve sadece 

profesyonel kanaati gerektiğinde, yani içgörü uyandırma fırsatı yakalandığında “netleştirme, 

yüzleştirme ve yorumlama” adı verilen tekniklerle analizanın farkındalığını arttırmaya çalışıyor.

ZAMANLA İÇGÖRÜ KAZANILIYOR…

Psikanalizin öngördüğü modele göre, insan zihni bilinçli, yarı-bilinçli ve bilinçdışı katmanlardan oluşuyor. Bu 

nedenle psikanaliz öncelikle yaşam boyunca deneyimlenen ancak bilinçdışına itilenlerin hatırlanmasını amaçlıyor. 

Çünkü ruhsal sorunların önemli bir kısmı bilinçdışında bulunan iç ruhsal çatışmalardan kaynaklanıyor. Analizan 

divanda serbest çağrışımla konuştukça, bilinçli katmandan gelen düşünce, duygu ve imgeler kadar, yarı-

bilinçlilikte belirmeye başlayan belli bazı çağrışımlar da dikkat çekmeye başlıyor. Arka arkaya çok sayıda ve sık 

aralıklarla seans yapılmasıyla, bilinçdışında tutulanların türevleri olan bu çağrışımlarla bilinçdışı kendisini ifade 

ediyor. Analizan zamanla bilinçdışında tuttuğu çatışmaları ve bunların psikanalize başvurma sorunlarıyla olan 

bağlantılarını fark ediyor. Bu hatırlamalar ve farkındalıklarla analizan iç dünyasında neler olup bittiğini keşfediyor, 

bunların yaşamındaki olaylara, ilişkilere, tekrar eden sorunlara ve içinden çıkamadığı durumlara nasıl sebep 

olduğunu görmeye başlıyor ve içgörü kazanıyor. Bilinçdışı savunma mekanizmalarıyla bilinçdışında tutulanlar 

bilince kazandırılıyor. Bunun yanında analizan, kısmen farkında olduğu ancak bütünüyle hâkim olamadığı anı, 

düşünce ve duygulara daha fazla hâkim olmaya başlıyor. Farkındalıkların analiz odasında, çok yönlü ve 

tekrarlayan şekillerde çalışılmasına “derinlemesine çalışılma” adı veriliyor. Bu süreçte öncelikle düşünsel olarak 

öğrenilenlerin duygusal öğrenmelere dönüşmesi, sürekli ve kendiliğinden hale gelmeleri sağlanıyor. Ortaya çıkan 

ve söze konulan düşünce, duygu ve fanteziler analiz edildikçe iç ruhsal çatışmalar hafifliyor, zamanla 

çözümleniyor ve analizan kendi yaşamının direksiyonuna geçiyor. Ayrıca kendi sınırlarını, zayıflıklarını ve 

doğasını olduğu kadar, dünya üzerindeki gerçekçi gücünü ve imkânlarını da kabul eden analizan, seçimlerinin 

sonuçlarını ve sorumluluğunu üstlenerek ruhsal olarak özgürleşiyor.

PSİKANALİZ NE ZAMAN GEREKİYOR?

Neden yapıldığı bilinmeyen ve tekrar eden davranışlar, devamlı hissedilen yalnızlık ve boşluk duyguları, 

kişilerarası ilişkilerde tekrar eden zorluklar, aşırı utangaçlık ve sosyal fobi, izahı olmayan ve uzun 

süren anksiyete ve stres atakları, okul, üniversite, meslek hayatında ve bilhassa aşk ve sevgi ilişkilerinde tekrar 

eden başarısızlıklar, izah edilemeyen korku (fobi) ve panik ataklar, hayati zorlaştıran takıntılı düşünceler ve 

kontrol edilemeyen davranışlar, izahı olmayan depresyon veya melankoli, evlilik hayatında önemli 

duygusal bozukluklar, cinsel sorunlar, maddî veya manevî kayıptan sonra bitmeyen yaslar, psikolojik faktörler 

tesirinde olan bedensel hastalıklar, daha az acı çekmek veya sadece ruh evrenini geliştirip büyüterek daha iyi 

yaşamak için psikanaliz sürecine girilebiliyor.


 
Üst Alt