Son Konu

Ramazan Bayramının Önemi Ve Yapılacak İbadetler

iltasyazilim

Yeni Üye
Katılım
25 Ara 2016
Mesajlar
2
Tepkime
1
Puanları
38
Yaş
35
Credits
-2
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Ramazan Bayramının Önemi Ve Yapılacak İbadetler
Ramazan Bayramınında Ve Yapılacak İbadetler
Ramazan Bayramının Önemi


Ramazan Bayramının Önemi Ve Yapılacak İbadetler

Bayram bir sevinç ve neşe günüdür Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mü ’minler aralarında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır Bayram ve ramazan bayramının önemi, ramazan bayramı önemi, ramazan bayramında yapılacak ibadetler, ramazan bayraminin önemi, ramazanda yapilacak ibadetler, bayram günü yapılacak ibadetler, ramazan bayramının getirdikleri, ramazan bayramı ibadeti, ramazan bayraminda yapilacak ibadetler, hakkında bilgiler

Bayram bir sevinç ve neşe günüdür Ulu duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mü ’minler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır

Bayram insanları kaynaştırıp biraraya getiren en güzel vesilelerden biridir Pek oysa, bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara tabi kalmaz, dünyadan gidip kabirlerinde bir Fatiha bekleyenlere dek uzanır Onların bu dileğini gerçekleştirmek için mü ’minler bayramda kabirleri ziyaret ederler; ruhlarına Kur ’ân ’lar, Fatihalar ve dualar okuyarak onları da sevindirirler
Ramazan Bayramının mü ’minler arasında bambaşka bir yeri vardır Çünkü Ramazan Bayramı, hergün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini açıklama eder Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazan ’ın yaz mevsimine eşit geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan mü ’minler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramında yaşama imkânına kavuşurlar

Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2 yılından İtibaren kutlanmaya başlanmıştır Ramazan orucu da birincil defa bu sene farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren rnü ’minler sonraki ayın (şevval) birincil üç gününü bayram olarak kutlamışlardır Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir

“Bu günümüzde yapacağımız birincil şey namaz kılmaktır“(1) mealindeki hadise dayanarak Ramazan ve Kurban bayramları bayram namazlarının kılınmasıyla başlar

Hz Peygamber, “Arefe günü, kurban günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır Bu günler yeme içme günleridir(2) buyurmuştur

Ramazan Bayramım da bu manada bir gün olarak kabul etmiş ve bu bayramı Ramazan orucunun iftar günü olarak nitelendirmiştir(3) Bu sır içindir ancak, Ramazan ve Kurban Bayramlarında oruç yetişmek haram kılınmıştır Bir gün önce oruç karışıklığa itmek haramken, bir gün sonra oruç tutmanın haram olması, mü ’minlerin fikir ve duygu dünyasında nimetlerin reel Sahibini hatırlatan en etkili bir sebeptir
Cümbür Cemaat bir gün önce kimin emrine uyarak oruç tutuyorsa, bugün de Onun rızasına uyarak orucunu açar Ve Onun hakiki nimet Sahibi olduğunu hakkıyla seziş ederek, gerçek bir şükre yol bulur

Bayram bir aylık orucun toplu bir iftarı olduğu için, günlük iftarların sünnet tarzında âdabı bayramda da yerine getirilir Nitekim orucunu tatlı bir şeyle açmayı adet edinen Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Ramazan Bayramına da tatlı yiyerek başlarlardı Bayram sabahında hurma gibi bir tatlı ile bir aylık oruçlarını açmadan evlerinden ayrılmazlardı (4)

Her vesile ile bizleri ibadete ve öbür dünya amellerine özendirme buyuran Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, yılın iki bayram gecesinde kalkıp ibadet etmeyi tavsiye ederlerdi Bu gecelerde kurnaz bulunmanın, kalbin uyanıklığına vesile olduğunu bildirirlerdi Bunu bir hadisi şeriflerinde şöyle ifade etmişlerdi:

“Sevabını Allah ’tan umarak iki bayram gecesinde kalkıp ibadet eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez (5)

Bayramlar saadet asrında da ayrı bir hava ve neş ’e içinde yaşanırdı Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bayram sabahında namazgaha çıkardı Peygamber hanımlarının da, diğer hanımlar ve kızlarla birlikte namazgaha çıkması istenirdi Kadınlar cemaatin arkadaki tarafında yer alırlardı(6) Kılınan bayram namazından sonra Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam cemaate hitaben bir hutbe okuduğunu anlatan îbni Mes ’ud (ra) devamla şöyle der:

“Resuîullah Aleyhissaiâtü Vesselam üstüne şehadet ederim oysa, o namazı hutbeden önce kıldı Sonra hutbe okudu daha sonra kadınlara işittiremediğini düşünüp onların yanında geldi Onlara hatırlatmalarda bulundu, öğüt verdi ve sadaka vermelerini emretti
Bilal de elbiselerini açmış, vermelerini dikkat çekici etmekte idi Kadınlar yüzük, halka ve diğer kıymetleri şeyleri atmaya başladılar (7)

Bu hadiseyi anlatan sahabilerden biri, “Kadınların bu verdikleri Ramazan Bayramı zekatı mı idî? sualine şöyle cevap verdi: “Hayır, fakat o süre verdikleri bir sadaka idi Kadınlar yüzüklerini atıyor ve atıyorlardı(8)

Aynı olaya muhabere eden Ebu Saidi ’lHudri de (ra) bayram gününde en fazla sadaka verenlerin kadınlar olduğunu anlatır
Ramazan Bayramı, bağışlanmış olmanın bir sevinç işaretidir Bu bağışlanma müjdesini insanlara melekler veriyor
Sa ’d bin Evs elEnsârî anlatıyor: Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur
Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler:
“Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz O, bol iyilik ve ihsanda bulunur Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız

“Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir:
“Uyarı ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize içten yola ermiş olarak dönünüz Bayram günü mükâfat günüdür Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak duyuru edilir(9)

Bayram günleri mutluluk günleri olduğu için, bu sevincin dobra dobra gösterilmesine vesile olacak yasal oyun ve eğlencelere de müsaade edilmiştir Bu hususta Müslim ’de ayrı bir bab bölünmüş ve misaller verilmiştir Bunlardan birinde Hazreti Âişe (ra) şöyle anlatır:
“Bir grup Habeşli, bir bayram günü mızrak ve kalkanlarıyla gösteriler yaparken rakseder gibi oynuyorlardı Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam beni çağırdı Başımı onun omuzuna dayadım Bu vaziyette onların harp oyununa bakmaya başladık Ta onlara bakmaktan birincil vaz geçen ben oluncaya kadar(10)

Fakat bayramdaki sevincin gaflete dönüşecek dek taşkınlığa varmaması lazımdır Ziyafet yasal dairede olmalı ve günah unsurlarını taşımamalıdır Aslında bayram Allah ’ın bize verdiği İlahi bir ziyafettir Bu bakımdan, bayram gününde en çok Allah ’ı hatırlayıp şükretmeye ihtiyacımız vardır Süre şeridi içinde bayram yeni bir değişimin başı, bir dönüm noktası ve bir muhasebe vaktidir Ömürden bir yılın daha geçip gittiğini, mezar alemine doğru bir adım daha yaklaşıldığını andıran vesilelerden biridir

“Bunun içindir ama, bayramlarda gaflet istila edip gayri meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha (Allah ’ı zikretmeye) ve şükre azim tergibat (büyük teşvikler) vardır Ta ama, bayramlarda o sevinç ve sürür nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin Çünkü şükür nimeti ziyadeleştirir,, gafleti kaçırır (11)

Nitekim büyük cemaatler halinde kılınan bayram namazları sırasında getirilen tekbirler, gafletin giderilmesine ve şükür vazifesinin yerine getirilmesine en büyük bir vesiledir Yalnızca bir ülke halkının değil, yeryüzünde sayısı milyarlara varan Müslümanların her zaman beraber aynı anda tekbir getirdiklerini düş ettiğimizde, karşımıza çıkan müthiş tablo, bayramlarımızı âlem çapında bir manaya kavuşturur O anda az daha yeryüzü tek bir ağız olur, tekbir getirip namaz kılar gibi bir ışık halkası bürünür Misâl âleminde birleşen o seslerin bir anda yeryüzünden yükselişi, hemen hemen harikulade bir koro halinde dünyamızın göklere doğru tevhidi haykırmasıdır

Bu harikulade manaların yaşandığı bayram günlerinde minik meselelerden çıkan kırgınlıkların, dargınlıkların ne önemi olabilir? Onun için bayramda her mü ’minin kardeşleriyle kardeşlik sözleşmesini yenilemesi, kuvvetlendirmesi, fakirlerin yardımına koşması, çocuklarını sevindirmesi lazımdır ki, o manalar yaşanan hayata geçsin

Bayramların ana süsü ve zineti tekbirlerdir Getirilen her tekbir ruh ve gönüllerde manevi coşkuyu ve telaşı canlandırır Kulu, Rabbinin azameti karşı yüce duygulara taşır

Ebû Hüreyre anlatıyor:
Resulullah Resulullah Sallallahü Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuştur:
“Bayramınızı tekbir getirmek suretiyle süsleyiniz (12)

Bayramlara sünnet çerçevesinde hazırlanmak bu âdeti de ibadet haline getirir, bu mutluluk günlerini biri iman şuuru içinde geçirmeyi tedarik eder

Bunun için sünnette yer aldığı gibi bayrama evvelden hazırlanmak, temiz ve hoş elbiseleri giymek, gusletmek, misvak göstermek veya dişleri fırçalamak, güzel kokular sürünmek, gülen edinmek, namazdan önce Ramazan Bayramında hurma vb tatlı bir şey yemek bugünlerimize farklı bir mana kazandırır

Başlıca itibariyle fıtır sadakası olarak bildiğimiz fitre de bayram günü verilir Ramazan ayı içinde verilmemişse fitrenin de o gün verilmesi gerekir Zaten Ramazan Bayramının hadislerde geçen adı “İydü ’Ifıtr, yani Fıtr Bayramı demektir Yaratılışın gereği olan kulluk görevleri yapıldığı için bu adı almıştır

Bayramların en hoş şekli tanısın tanımasın mü ’minlerin tokalaşarak, kucaklaşarak birbirleriyle bayramlaşması, bayramlarını kutlaması ve tebrikleşmesidir Saadet Asrında Sahabiler birbirleriyle “Bârekâllâhü lenâ ve leküm diyerek bayramlaşılardı, yani “Allah bizden de, sizden de kabul etsin dedikleri rivayet edilir(13) Bu tebrikleşme bizim dilimizde “Bayramınız mübarek olsun, bayramınızı kutlu olsun, bahtı açık bayramlar gibi sözlerle ifade edilir *
 
Üst Alt