bilgiliadam
Yeni Üye
Rasyonalizm
Rasyonalizm Nasıl Oluşmuştur
Rasyonalizm Nedir
Usculuk, Akılcılık veya rasyonalizm olarak da adlandırılan, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil duşuncede ve zihinde temellendirilebileceğini one suren felsefi goruş
Akılcılık, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve duşunce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir Buna gore, kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tumdengelimli bir yontemsel yaklaşımla ulaşılabilir Dunya hakkındaki muhim olan bilginin sadece deney otesi yontemlerle elde edilebileceğini savunur Akılcılık her bireyin eşit ve değişmez akli ve mantıki ilkelere sahip olduğunun kabulu ile, ceşitli a priori ve apacık hakikatlerin varolduğunu kabul eder Son zamanlarda, ceşitli dilbilimcilerin bazı dilbilim kavramları hakkındaki yazıları haricinde, a priori bilginin varlığı sıklıkla reddedilmiş, kabul edilse dahi etki alanı ve konumu daraltılmıştır
Bu goruşe gore, kesin bilgi orneği matematiktir Hakikate ve eşyanın bilgisine sadece akıl ile erişilebileceğini savunur Bu sebeple akılcılık, deneyciliğin karşıtıdır Akla karşı yaklaşım pek cok bağlamda dindeki vahiyle yahut etikteki duygu ve hisle karşılaştırılan bir yaklaşımdır Bununla birlikte felsefede akıl genellikle icgoruyle (ice doğmayla değil) karşılaştırılır
Batı'da akılcı gelenek Elealılar, Pitagorascılar ve Platon ile (aklın kendine yeterliliği teorisi Yeniplatonculuğun ve idealizmin başat temasıdır) başlar (Runes, 263) Aydınlanma'dan beri akılcılık felsefenin hizmetine matematiğin yontemlerini sunmaya calışır Descartes, Leibniz ve Spinoza buna ornek gosterilebilir (Bourke, 263) Akılcılık Avrupa'da genellikle kıta felsefesi olarak bilinir, cunku İngiltere'de deneycilik daha baskındır Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozofların duşunceleri, İngiliz deneyci filozoflarınkilerle sık sık karşılaştırılmıştır Fakat bu akılcılık ve deneycilik akımları ile filozofların akılcı ve deneyci fikirleri detaylıca incelendiğinde pek doğru bir eylem veya bakış acısı değildir Geniş bir bakış acısından bir filozof hem akılcı hem de deneyci olabilir (Lacey, 286–287) Aşırı noktasında, deneycilik deneyim dışı her turlu bilgiyi reddeder ve her turlu bilginin deneyim ile edinildiğini savunur Akılcılık ise, aşırı noktada bilginin deneyim ve algı olmaksızın saf akıl ile tamamen ve en iyi şekilde edilnilebileceğini savunur Yani deneycilik ile akılcılık arasında en temel tartışma (insan) bilgi(si)nin kaynağıdır Bununla birlikte, bu tum rasyonalistlerin doğa bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algıların yardımı olmadan tam anlamıyla bilinebileceğini one surdukleri anlamına gelmez Aslında coğu rasyonalist filozof deneyime de en azından belirli oranda onem vermiştir ve belirtilen derecede aşırı bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya cıkmamıştır (Hatfield)
Felsefi bir okul olarak akılcılık ve icerdiği temel ilkeler 18 yuzyılda buyuk bir eleştiriye maruz kalmıştır Bununla birlikte bu donemde de, sayıları az da olsa, akılcılığı savunan filozoflar olmuştur Orneğin Alman Christian August Crusius ve yine Alman Moses Mendelssohn 18 yuzyıl'da akılcılığa en buyuk eleştiri deneyci cevrelerden gelmiştir Bununla birlikte, orneğin Alman filozof Kant da geleneksel akılcı duşunce okulunu tenkit etmiştir Kant eleştirel bir değerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temelendirmeye yonelir Rasyonalizm geleneği başlangıcından itibaren ele alındiığında karşımıza pek cok farklı turlerde rasyonalizm yorumları ya da yaklaşım bicimiyle karşılaşılır
Rasyonalizm konusunda en temel eleştirileri, kendisi de ozgul bir rasyonalist olan Kant'tan gelirKant Saf Aklın Eleştirisi (1781) isimli eserinde bu noktadaki temel eleştirisini ortaya koymuş ve felsefi ilkelerini acıklamıştır Hem amprizmin hem de rasyonalizmin felsefi problemleri eleştirel bir şekilde değerlendirilerek Kant felsefesinde aşılmaya calışıldığı gorulurBu bakımdan eleştirel felsefe olarak adlandırılan felsefe geleneğinin kurucusu Kant'tır ve o bu yolla ampirizmin ve rasyonalizmin yetersizliklerinden kurtulmaya calışmıştır Kant insan bilgisinin sınırlarını ve yapısını soruştururken, bir yanda aklın kuramsal statusunun belirlenmesi ile ilgilenmiş ote yandan da her tur deneyimin kuramsal sınırlarını belirlemeye calışmıştır Saf Aklın Eleştirisi'de ozellikle deneyimin zorunlu doğasının incelenmesine yonelik kapsamlı bir girişim vardır A priori ve a posteriori bilginin varlığını kabul eden Kant, bunları farklı bilgi turleri olarak sınıflandırır ve onceki felsefe geleneklerinin yetersizliklerini bu kategoriler ekseninde değerlendirir
Rasyonalizm Nasıl Oluşmuştur
Rasyonalizm Nedir
Usculuk, Akılcılık veya rasyonalizm olarak da adlandırılan, bilginin doğruluğunun duyum ve deneyimde değil duşuncede ve zihinde temellendirilebileceğini one suren felsefi goruş
Akılcılık, bilginin kaynağının akıl olduğunu; doğru bilginin ancak akıl ve duşunce ile elde edilebileceği tezini savunan felsefi yaklaşıma verilen isimdir Buna gore, kesin ve evrensel bilgilere ancak akıl aracılığıyla ve tumdengelimli bir yontemsel yaklaşımla ulaşılabilir Dunya hakkındaki muhim olan bilginin sadece deney otesi yontemlerle elde edilebileceğini savunur Akılcılık her bireyin eşit ve değişmez akli ve mantıki ilkelere sahip olduğunun kabulu ile, ceşitli a priori ve apacık hakikatlerin varolduğunu kabul eder Son zamanlarda, ceşitli dilbilimcilerin bazı dilbilim kavramları hakkındaki yazıları haricinde, a priori bilginin varlığı sıklıkla reddedilmiş, kabul edilse dahi etki alanı ve konumu daraltılmıştır
Bu goruşe gore, kesin bilgi orneği matematiktir Hakikate ve eşyanın bilgisine sadece akıl ile erişilebileceğini savunur Bu sebeple akılcılık, deneyciliğin karşıtıdır Akla karşı yaklaşım pek cok bağlamda dindeki vahiyle yahut etikteki duygu ve hisle karşılaştırılan bir yaklaşımdır Bununla birlikte felsefede akıl genellikle icgoruyle (ice doğmayla değil) karşılaştırılır
Batı'da akılcı gelenek Elealılar, Pitagorascılar ve Platon ile (aklın kendine yeterliliği teorisi Yeniplatonculuğun ve idealizmin başat temasıdır) başlar (Runes, 263) Aydınlanma'dan beri akılcılık felsefenin hizmetine matematiğin yontemlerini sunmaya calışır Descartes, Leibniz ve Spinoza buna ornek gosterilebilir (Bourke, 263) Akılcılık Avrupa'da genellikle kıta felsefesi olarak bilinir, cunku İngiltere'de deneycilik daha baskındır Nitekim Leibniz ve Spinoza gibi filozofların duşunceleri, İngiliz deneyci filozoflarınkilerle sık sık karşılaştırılmıştır Fakat bu akılcılık ve deneycilik akımları ile filozofların akılcı ve deneyci fikirleri detaylıca incelendiğinde pek doğru bir eylem veya bakış acısı değildir Geniş bir bakış acısından bir filozof hem akılcı hem de deneyci olabilir (Lacey, 286–287) Aşırı noktasında, deneycilik deneyim dışı her turlu bilgiyi reddeder ve her turlu bilginin deneyim ile edinildiğini savunur Akılcılık ise, aşırı noktada bilginin deneyim ve algı olmaksızın saf akıl ile tamamen ve en iyi şekilde edilnilebileceğini savunur Yani deneycilik ile akılcılık arasında en temel tartışma (insan) bilgi(si)nin kaynağıdır Bununla birlikte, bu tum rasyonalistlerin doğa bilimlerinin deneyimsel bilgi ve algıların yardımı olmadan tam anlamıyla bilinebileceğini one surdukleri anlamına gelmez Aslında coğu rasyonalist filozof deneyime de en azından belirli oranda onem vermiştir ve belirtilen derecede aşırı bir noktada bulunan herhangi bir rasyonalist okul ortaya cıkmamıştır (Hatfield)
Felsefi bir okul olarak akılcılık ve icerdiği temel ilkeler 18 yuzyılda buyuk bir eleştiriye maruz kalmıştır Bununla birlikte bu donemde de, sayıları az da olsa, akılcılığı savunan filozoflar olmuştur Orneğin Alman Christian August Crusius ve yine Alman Moses Mendelssohn 18 yuzyıl'da akılcılığa en buyuk eleştiri deneyci cevrelerden gelmiştir Bununla birlikte, orneğin Alman filozof Kant da geleneksel akılcı duşunce okulunu tenkit etmiştir Kant eleştirel bir değerlendirmeyle yeni bir rasyonalizm fikrini temelendirmeye yonelir Rasyonalizm geleneği başlangıcından itibaren ele alındiığında karşımıza pek cok farklı turlerde rasyonalizm yorumları ya da yaklaşım bicimiyle karşılaşılır
Rasyonalizm konusunda en temel eleştirileri, kendisi de ozgul bir rasyonalist olan Kant'tan gelirKant Saf Aklın Eleştirisi (1781) isimli eserinde bu noktadaki temel eleştirisini ortaya koymuş ve felsefi ilkelerini acıklamıştır Hem amprizmin hem de rasyonalizmin felsefi problemleri eleştirel bir şekilde değerlendirilerek Kant felsefesinde aşılmaya calışıldığı gorulurBu bakımdan eleştirel felsefe olarak adlandırılan felsefe geleneğinin kurucusu Kant'tır ve o bu yolla ampirizmin ve rasyonalizmin yetersizliklerinden kurtulmaya calışmıştır Kant insan bilgisinin sınırlarını ve yapısını soruştururken, bir yanda aklın kuramsal statusunun belirlenmesi ile ilgilenmiş ote yandan da her tur deneyimin kuramsal sınırlarını belirlemeye calışmıştır Saf Aklın Eleştirisi'de ozellikle deneyimin zorunlu doğasının incelenmesine yonelik kapsamlı bir girişim vardır A priori ve a posteriori bilginin varlığını kabul eden Kant, bunları farklı bilgi turleri olarak sınıflandırır ve onceki felsefe geleneklerinin yetersizliklerini bu kategoriler ekseninde değerlendirir