Son Konu

Turk halı ve kilimlerinin tarihsel gelişimi nasıl olmuştur

bilgiliadam

Yeni Üye
Katılım
16 Ağu 2017
Mesajlar
1,516,397
Tepkime
32
Puanları
48
Credits
-6,413
Geri Bildirim : 0 / 0 / 0
Tarih boyunca halı ve kilim motiflerinin gelişimi nasıl olmuştur?
Turk halı ve kilimlerinin tarihsel gelişimi

Eski Turk Halıları, Halı ve Kilimin Tarihcesi
Turklerin milattan onceki Hunlar devrinde, cok gelişmiş Gordesduğum'lu halı tekniğine sahip oldukları Altay dağları eteklerinde, Guney Sibirya, Pazırık kurganları kazılarında ele gecen eşsiz halı ile belli olmaktadırAncak daha sonra Doğu Turkistan'da Lop golu batısında LouLan'da 19061908'de Aurel Stein, Tarım nehri kuzeyinde Kuca yakınında Kızıl'da bir mabette 1913'te A von Le Coq tarafından bulunan tek argac uzerine basit duğum tekniği ile yapılmış ve 3 ve 6 yuzyıllardan kalma kucuk parca halılara kadar ara'da bir boşluk vardır Belki de bu kadar uzun zaman icinde Pazırık halısının yuksek tekniği unutulmuş, yeniden bulunan cok basit bir duğum tekniği ile halı sanatında ikinci bir devir başlamıştır

İslamlık devrinde Abbasilerden kalma geometrik ornekli halı parcaları arasında yine Doğu Turkistan duğum tekniğine uygun olarak yapılmış bazıları Fustat (Eski Kahire)'ta ele gecirilmiştir
imagesturkhalivekilimlerinintarihselgelisiminasilolmustur5afb2b559c4c5

10 yuzyılda Buharada ve Batı Turkistan'ın diğer merkezlerinde eskiden olduğu gibi halı yapıldığı ve bunların diğer ulkelere ihrac edil'diği kaynaklardan bilinmektedir 13 yuzyıl başlarında Moğollar'ın tahribine kadar bu durum devam etmiştir
Kahire İslam Sanatı Muzesi'nde Fustattan gelme, Gordes duğumlu ve kırmızı zemin uzerine Palmet motifi bir yun halı parcası son yıl'larda Johanna ZickNissen tarafından titizlikle incelenerek bunun Ortacağ İslam dunyasında duğumlu halıların başlangıcı olduğu belirlenmiştir Bordurde kufi yazılı satırdan bir parca kalmıştır Halının Abbasiler zamanında, Maveraunnehir yani Batı Turkistan'dan ithal edildiği tahmin edilmekte ve 79 yuzyıllar arasında bir tarih verilmektedir Bu durumda Buhara ilk akla gelen merkez olup, burada Doğu Turkistan'ın aksine, Gordes duğumunun ve kufi bordurle bitki motiflerinin bilinip kullanılmış olması duşunulebilir Cok karışık ve ince iş'lenmiş desenli iki tarafında değişik orneklerle Kuhnel' in Berlin Muzesi'ne kazandırdığı parca halı da Mısır'a Batı Turkistan'dan (Tranoscania) ve Buhara' dan ithal edilmiş olabilir Bu cevreden daha başka halı kalmadığından diğer orneklerin ceşitleri bilinmiyor

Mısır'da bulunan diğer parca halılarda ise Doğu Turkistan'ın tek argaca duğum tekniği uygulanmış olup koyu bir mavi hakim zemin rengidir Bunlar, Atina Benaki Muzesi'nde Fustattan gelme iki parca halinde olup yine Johanna ZickNissen tarafından incelenmiştir Kahire Universitesi koleksiyonunda Eski Kahire'nin Tolunlu şehri elKatai' de yeni bulunmuş diğer bir parca kufi bordur ve ona bağlı inci dizisi orneği olarak, Benaki Muzesi'ndeki parca'lar ile aynı ozelliği taşır

imagesturkhalivekilimlerinintarihselgelisiminasilolmustur5afb2b56a5e65

Tolunlular 'ın Mısır'dan başka Suriye ve Adana havalisine kadar genişlediği Humaraveyh zamanında halı ve dokuma sanatının cok gelişmiş olduğu anlaşılıyor Fakat daha sonra İran'da, Selcuklu Sultanlığı devrinden hicbir halı parcasının kalmamış olması buyuk talih'sizliktir Bununla beraber 13 yuzyıl başlarında Konya'da Anadolu Selcuklularımdan kalan Gordes duğumu ile yapılmış halılar, halı sanatının temelini oluşturan ve etraflıca bilinen en eski halılar olarak karşımıza cıkmaktadır
Konya Alaeddin Camii'nde 1905'te FR Martin tarafından keşfedilen bu sekiz Selcuklu halısından sonra RM Riefstahl' in 1930'da bulduğu uc Selcuklu halısı ve 19351936 yıllarında Fustat' ta ele gecirilen yedi kucuk parca halı ile bunların sayısı 18'i bulmuştur
İslam dunyasına Turkler' in getirdiği halı sanatı diğer taraftan tek argaca duğum tekniği ile İspanya'ya kadar yayılmış, Avrupa'da da hayranlık uyandırarak ressamların tablolarında yeni bir unsur olarak yerini almıştır
İran halısı diyebileceğimiz halıların ancak 15 yuzyıldan sonra ortaya cıkması, 14 ve 15 yuzyıllarda minyaturlerde gorulen halıların kufiden gelişen bordurleriyle 13 yuzyıl Selcuklu halılarının motiflerini benimseyerek tekrarlamış olmaları ile İran'da halı sanatının Turklere bağlı gelişmesi kendini belli eder Tarihlendirilen orijinal İran halıları 16 yuzyıldan başlamaktadır Selcuklu halılarında kufiden gelişen bordur daha sonraları orgulu ve cicekli kufi bordurler halinde minyaturlerdeki halı tasvir'lerinden başka İspanya ve eski Kafkasya halı'larına varıncaya kadar yerini alarak etkisini gostermiş bu halılara buyuk olcude zenginlik kazandırmıştır
14 yuzyılda kuvvetle usluplanmış hayvan figurlerinin Anadolu halılarına girmesi de yine Selcuklu menşeine dayanır Bunların daha yuzyılın başında Avrupa resminde yer alabilmesi icin Selcuklu devrinde Avrupa'ya getirilerek tanınmış olması gerekir
Fakat bu hayvan figurlu halıların asılları bir yuzyıldan uzun bir surenin sonunda, ancak 1890'da Wv Bode'nin Roma'da, Berlin Muzesi icin satın aldığı ejder anka mucadelesi kompozisyonlu (Ming) halısı, diğeri 1925'te İsvec'in Marby koy kilise'sinde bulunan bir ağacın iki tarafından kuş figurleri ile kompozisyonlu halı olarak yuzyıllarca sonra keşfedilebilmiştir Daha sonra Fustat' ta, İstanbul'da ve Konya'da bulunan diğer hayvan halılarıyla durum zenginleşmiştir
RM Riefstahl'in Beyşehir'de uc Selcuklu halısından başka bulduğu, 15 yuzyıldan kalma buyuk boydaki dorduncu halı da daha sonraki Holbein halılarının prototipi olarak cok zengin bir gelişmenin sağlam temelini meydana getirmiştir

imagesturkhalivekilimlerinintarihselgelisiminasilolmustur5afb2b58b9e8d

1451'de Fatih devrinden başlayarak 16 yuzyıla kadar once İtalyan sonra Felemenk ve Hollandalı ressamların tablolarında tasvir edilen, fakat Holbein'in tablolarında daha sık ve belirli gorulduğu icin onun adıyla tanınan orgulu kufiden geliştirilmiş bordurler ve cok usluplanmış bitki motifleriyle canlandırılmış geometrik ornekli halılar, Osmanlılarla yeni bir uslubun başladığına işaret eder Hepsi Holbe'in ile ilgili olmamakla beraber bu halılarda dort tip ayırt edilir Birinci tipe giren kucuk ornekli Holbein halıları, konturları belirsiz duğumlu sekizgenlerle, kaydırılmış eksenlerde alternatif sıralanmış ve rUmi palmetlerden meydana gelen baklavalardan ibaret zeminleriyle adına en uygun ve karakteristik halı olup aynı zamanda bunların en eskisidir Holbein'in tablolarında hic yer vermediği kucuk ornekli ikinci tip de bitki motiflerinin birleşmesiyle meydana gelen dort kollu (hacvari) zengin baklavalarla, dağılmış şekiller haline gelen kontursuz sekizgenlerin aynı şemaya gore sıralanmasını gosterir Lorenzo Lotto'nun tablo'larında sık gorulduğu icin son zamanlarda bunlara Lotto halıları adı verilmektedir Uşak bolgesine mal edilen bu kucuk ornekli iki tip daha sonra Uşak halılarının geliştirilmesine yol acmıştır
Buyuk ornekli III ve IV tip Holbein halılarından ilki sekizgenle dolgulanmış buyuk kare veya dikdortgenlerin ust uste sıraladığı sade bir ornek gosterir Aynı buyuklukte bolumlenme şekliyle hayvan figurlu halılara bağlanan bu III tip Holbein halıları 15 yuzyıl boyunca gelişmiş ve son yıllara kadar devam etmiştir
Buyuk kare veya dikdortgenlerin altında ve ustunde ikişer kucuk sekizgenden ibaret ornekleriyle ilk defa bir gruplanma gosteren IV tip Holbein halıları Selcuklu devrinin geometrik şekilleriyle kufiden gelişen bordurlerini devam ettirmektedir Buyuk ornekli bu son iki tip Holbein halıları Bergama halıları grubuna gecişi hazırlamıştır Bunlar da geometrik ornekler, bazen cok usluplanarak aynı şemaya uydurulmuş bitki motifleri hakimdir En eski'leri 16 yuzyıldan kalan bu halılarda 18 yuzyıl da kucuk hayvan figurlerinin dolgu motifi ola'rak tekrar ortaya cıkması ile hayvan figurlu halılarla bağlantı kurulmuştur
Geometrik ornekli halılar yanında 16 yuzyıl boyunca ortaya cıkan ceşitli tiplerle Turk Halı Sanatı'nda cok parlak ve yeni bir devir acılmıştır Uşak bolgesinde yapılan halılarla başlayan bu gelişme, Osmanlı sanatının diğer kollarında ve mimaride olduğu gibi klasik bir devir olarak değerlendirilmiştir Bu Uşak halı'larının cok zengin ve ceşitli grubu etraflıca toparlanıp incelenmiştir, iki ana tip olarak madalyonlu ve yıldızlı Uşak halıları sağlam geometrik motifler yerine, ceşitli zengin motiflerinden bir kompozisyonla yeni devrin başlangıcı olmuştur Bunlardan, madalyon motifinin esas olduğu halılar on metreye varan olculeriyle buyuk orta madalyonun altında ve ustun'de birer yanlar da ikişer kesik madalyonla sonsuzluğa işaret eden bir ornek gosterir
Madalyon Tebriz halılarından gelen kitap, cilt ve tezhip suslemelerinden geliştirilmiş bir motiftir Fakat onlarda madalyon motifi sınır'ları belli kapalı kompozisyonlar halinde kalarak dondurulmuş, buna karşılık Turk halıları'nın sonsuzluk prensibi bu yeni tiplerde de hakim olmuştur Turkler, kitap sanatına bağlanmadan sonuna kadar tekstil sanatı kanunları'nı ve ozelliklerini sağlam bir seziş kabiliyetiyle korumuşlardır Madalyonlu Uşak halıları 16 yuzyıldan 18 yuzyıl ortalarına kadar devam etmiştir
Sekiz koşeli yıldız bicimindeki madalyon'larla kucuk baklava şeklindeki madalyonların kaydırılmış eksenler uzerinde alternatif sıra'lanmasını gosteren Yıldızlı Uşak halılarında orneklerin sonsuzluğu daha bellidir 1 gruptan daha kucuk olcude yapılan bu yıldızlı Uşak halıları 16 yuzyıl başlarında gorulup 17 yuzyıl sonunda ortadan kaybolmuştur
imagesturkhalivekilimlerinintarihselgelisiminasilolmustur5afb2b59c9b4f
Klasik Anadolu halıları yanında 16 yuzyıl son yarısından başlayarak yepyeni bir teknik'le, tamamıyla naturalist motiflerin hakim oldu'ğu Osmanlı Saray halıları grubu ortaya cıkmıştır Hepsi Gordes Turk duğumlu butun diğer Turk halılarından farklı olarak sine (İran) duğu'mu ile yapılmış olan bu halılar sık duğumleriyle kadifeyi andıran yumuşak bir etki bırakırlar Osmanlı saray uslubu diyebileceğimiz bu yeni gelişmede uslup birliği halinde butun diğer sanatlarda da naturalist motifler hakim olmuştur Butun susleme sanatlarında, lale, sumbul, gul, karanfil, bahar acmış dallar, saz denilen kıvrık yapraklar, 18 yuzyıl sonuna kadar gittikce zenginleşerek kullanılmıştır
Osmanlılar 1514'te Tebrizi 1517'de Kahire'yi fethetmiş olup bu iki tarih Turk Halı Sanatı bakımından onemlidir Osmanlı saray halıları MemlUk halılarının teknik malzeme ve renk etkisi altında o devir Turk sanatının butun kollarında gorulen Turk ciceklerinin naturalist motifleriyle meydana gelmiş, madalyon duzeni Uşak halılarından farklı olarak belirsiz planda kalmıştır Esas ornek sonsuzluğa gore cizilmiş bir desendir
İlk Saray halılarının İstanbul'dan gonderilen orneklere gore MemlUk halı tezgahlarında yapıldığı kabul edilmekle beraber Kuhnel daha sonra bunların İstanbul'da ve ipek şehri Bursa'da yapılabileceğini ileri surmuş, bu fikir bir kaynakla da belgelenmiştir
Sultan Murad III'un 1585 tarihli fermanıyla, Mısır'da bulunan ipek gibi ince yun malzemesini birlikte getirmek kaydıyla İstanbul'a davet ettiği 11 halı ustasından biri (Arslan) adından anlaşılacağı gibi Turk asıllıdır Bu Mısır yunu tatlı kırmızı, guzel bir sarı, koyu mavi ve cimen yeşili olarak MemlUk halılarında gorulen renklerle boyanmış argac ve arışları icin tabii beyaz yun iplik, arışlarda bazen kırmızı yun kullanılmıştır İstanbul ve Bursa'da ilk Saray halılarının ornekleriyle yapılan sonraki halılarda ise argac ve arış iplikleri ipekten yapılmıştır
Dunya muze ve koleksiyonlarına dağılmış olan Osmanlı Saray halılarından elimiz de yalnız TİEM' de bulunan cok yıpranmış halde 880 x 465 m ve 428 x 480 m gibi cok buyuk olcude iki halı ile bir seccade ve TKSM'de diğer bir seccade kalmıştır Eskişehir kaza'sından Seyyid Battal Gazi turbesinden 10 kanunusani 1329 (1911 Ocak) tarihinde getirilmiş 768 ve 153 sayı ile TİEM' ne kaydı yapılmıştır 768 envanter kayıtlı ve daha buyuk olcudeki halı kırmızı zemine sarı ve beyaz dolgu'lu kanatlı rUmflerden meydana gelen dort iri palmet dolgulu baklavaların kaydırılmış eksen'ler halinde sıralanmasını gosterir Enine beş sıra halindeki baklavaların ici bir sırada yeşil bir sırada koyu mavidir Baklavalar arasında cift sıralı saplarla bağlantı sağlanmıştır
Barok havalı kanatlı rUmılerin baklava kompozisyonu, Osmanlı Saray halılarında cok kullanılan bir ornek olup, bu halıdan başka Londra, Victoria and Albert muzesindeki Saray halısında aynen tekrarlanmış, bazen bu zemin kompozisyonu uzerine madalyonlar eklenmiştir
16 yuzyıl ortasından 17 yuzyıl sonuna kadar suren Osmanlı Saray halıları ornekleri fakirleşip yavanlaşarak devam etmiştir Uşak halılarının bozulan gruplar icinde kabalaşmış ornekler halinde gunumuze kadar yaşamış, 19 yuzyılda İzmir halıları adını almıştır
Saray halıları grubundan seccadeler ise 18 yuzyılda Gordes, Kula, Ladik Uşak seccadelerinde ceşitli şekilde yaşatılmıştır Bu gruptan Sultan Ahmet' le ait olduğu bilinen şahane bir seccade Topkapı Sarayı Muzesindedir Mangal altına serildiği icin, bazı yanıkları olmakla beraber Sultana layık bir iş olduğu bellidir
Berlin Muzesi'nde bulunan diğer bir Saray seccadesi ust kenar bordurundeki 1019 hicri tarihli kronograma gore 1610 yılını gostermekte ve 17 yuzyıl başlarında saray imalatı seccadelerin, belki de Sultan Ahmet I icin secme bir ornek halinde, yapıldığına işaret etmektedir
Onceki yuzyıllardan bugune kadar bilinen en eski seccadeler 15 yuzyıldan kalmış olup, Turk Halı Sanatı'nın ayrı bir grubunu teşkil eder Bunlardan TİEM' de bulunan uc seccadenin birbirinden tamamıyla farklı uc ayrı kompozisyon gostermesi zengin yaratma gucune işaret eder Diğer 15 yuzyıl seccadeleri'ni Belliniler, Carpaccio ve LLotto Ronesans tablolarında tasvir etmişlerdir Munih galeri'sinde Giovanni Bellini'nin 1507 tarihli Venedik Docu Loredan'ı canlandıran tablosunda masanın ayakları altında gorulen boyle bir secca'denin tam benzeri, Berlin İslam Sanatı Muzesi'nde bulunmaktadır En erken orneklerden biri de Gentile Bellini'nin Londra National Galeri'deki tablosunda resmedilmiştir
Berlin muzesinde 16 yuzyıl başından şahane bir Uşak seccadesinin alt kenarında Bel'lini seccadelerindeki girintili bolum cok iri bir palmet şeklini almıştır Bode koleksiyonun'dan 1600 tarihli diğer bir Uşak seccadesi cok geniş bir bordurle ortası madalyonlu sade cift mihrablı seccadelerin ilk orneklerindendir 15 yuzyıl gibi 16 yuzyıldan da ne yazık ki cok az sayıda seccade kalmıştır
17 yuzyılda birden coğalan ve ceşitleri zenginleşen seccadeler arasında kıvrak konturlu mihrab şekilleriyle Gordes seccadeleri en zengin aynı zamanda Osmanlı Saray seccadeleriyle bağlantılı, onlara yakınlık gosteren grup olmuştur Guneyinde bulunan Kula, daha sade mihrap nişleriyle Gordes'e benzemekle beraber sayıları 10'a kadar cıkan ince şerit halinde bordurleriyle ayrılır Ayrıca manzaralı Kula denilen kucuk evler ve ağaclarla dekorlu değişik cinsleri vardır Ladik seccadeleri ucuncu sırada gelir Yumuşak yunleri ve parlak renkleriyle goze carpar, mihrabın altın'da veya ustunde gorulen uzun saplı lale sıra'ları ile karakteristiktir
iki veya uc konturlu mihrablarıyla Kırşehir ve kazası Mucur seccadelerinde iki veya uc ceşit kırmızı renk vardır Milas seccadeleri canlı ve parlak renkleriyle Gordes seccadelerinin şekillerini Uşak ve Bergama etkileriyle devam ettirir Hayvan postu biciminde mihrab şekilleriyle diğer seccadeler ayrı bir grup halinde bunları zenginleştirir
Transilvanya kiliselerinden dunya muze ve koleksiyonlarına dağılan Anadolu seccadeleri'nin coğu 17 yuzyıldandır Tek ve cift mihrablı şekilleri olan bu seccadeler Uşak ve Bergama grubuna bağlanır Bunlar dışında kalan diğer seccadeler hep yukarıda gorulen tiplerin az cok değişmiş, karışık şekillerinden meydana gelmiştir
Turk Halı Sanatı 19 yuzyıl sonuna kadar gelişmesine devam etmiş, bugun de Konya, Kayseri, Sivas, Kırşehir bolgesi ile, Batı Anadolu'nun Isparta, Fethiye, Doşemealtı, Balıkesir, Yağcıbedir, Uşak, Bergama, Kula, Gordes, Mil, Canakkale, Ezine, Doğu Anadolu'da Kars ve Erzurum bolgesinde eski Turk halı sanatının canlandırılmasına ve geleneğin yaşatılmasına calışılmaktadır
Alıntı
 
Üst Alt